Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/53 E. 2019/484 K. 27.06.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2019/851
KARAR NO : 2019/532

DAVA : Kayyımlık (Ticari Şirkete Kayyım Atanması)
DAVA TARİHİ : 24/05/2019
KARAR TARİHİ : 17/07/2019

Mahkememizde görülmekte olan Kayyımlık (Ticari Şirkete Kayyım Atanması) davasının yapılan açık yargılaması sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacılar dava dilekçesinde özetle; kayyum atanma talebinde bulundukları ——— tek ortaklı bir şirket olup bu tek ortağın murisleri —- ———-olduğunu, —– vefat etmesinden dolayı mirasçılık belgesi doğrultusunda hisselerin mirasçılara kaldığını, murisin ölmesi üzerine şirketin organsız kaldığını ve yasal işlemleri ile faaliyetlerini sürdüremediğini, bu nedenlerle mirasçılardan en büyük pay sahibi olan —– mezkur şirkete kayyum olarak atanmasını talep etmişlerdir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, Kayyımlık (Ticari Şirkete Kayyım Atanması) davasıdır.
——Ticaret Sicil Müdürlüğünün —— sayılı cevabi yazısında —- sicil numaralı ——-Şirketi’nin —- tarihinde tescil edilmiş olduğu, yönetim kurulu başkanı ve yetkilisinin —- olduğu anlaşılmıştır.
Davacıların murisi —–ait mirasçılık belgesi ibraz edilmiş olup incelenmesinde davacıların murisin mirasçıları oldukları tespit edilmiştir.
6102 Sayılı Türk Ticaret Kanununda anonim şirketlere kayyım atanmasını gerekli kılan sebeplere ve usulüne dair özel bir düzenleme bulunmamaktadır. Yasa Koyucu, TTK’da kayyım atanmasına dair ayrı hükümlere yer vermeyi gerek görmemiş, mükerrerlik ile karmaşa oluşturmamak için, genel bir yollama ile Türk Medeni Kanunu’nun ilgili hükümlerinin ticaret şirketlerine, dolayısıyla anonim şirketlere de uygulanmasına imkan tanımıştır. Nitekim, pratikte de, şirketlere kayyım atanması ağırlıklı olarak Türk Medeni Kanunu hükümleri çerçevesinde talep edilmekte ve karara bağlanmaktadır.
Kayyımlık müessesesi 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu’nun İkinci Kitabının Üçüncü Kısmında düzenlenmiştir. TMK’nın 403. maddesinde, kayyımın, belirli işleri görmek veya malvarlığını yönetmek için atanacağı açıkça belirtilmiştir. Kayyımlık, TMK’da, temsil kayyımlığı, yönetim kayyımlığı ve iradî (isteğe bağlı) kayyımlık olmak üzere üç başlık altında toplanmıştır.
4721 Sayılı TMK’nın yönetim kayyımlığını düzenleyen 427. maddesine göre ise, vesayet makamı, yönetimi kimseye ait olmayan mallar için gereken önlemleri alır ve özellikle aşağıdaki hâllerde bir yönetim kayyımı atar:
1. Bir kimse uzun süreden beri bulunamaz ve oturduğu yer de bilinemezse,
2. Vesayet altına alınması için yeterli bir sebep bulunmamakla beraber, bir
kişi malvarlığını kendi başına yönetmek veya bunun için temsilci atamak gücünden yoksunsa,
3. Bir terekede mirasçılık hakları henüz belli değilse veya ceninin menfaatleri gerekli kılarsa,
4. Bir tüzel kişi gerekli organlardan yoksun kalmış ve yönetimi başka yoldan
sağlanamamışsa,
5. Bir hayır işi veya genel yarar amacı güden başka bir iş için halktan toplanan para ve sair yardımı yönetme veya harcama yolu sağlanamamışsa.
Anonim şirketlerin yasal organları, genel kurul, yönetim kurulu ve denetçilerdir. Nasıl gerçek kişilerde organlar kişinin birer parçasıysa, tüzel kişilerde de organlar, tüzel kişinin bir parçasıdır. Bilindiği gibi tüzel kişi olan anonim şirketler ancak organları aracılığıyla haklarını kullanır ve borçlarını yükümlenir. Böylece organların yaptıkları eylemler ve giriştikleri işlemler tüzel kişinin eylemi ve işlemi kabul edilir. Bu sebeple anonim şirketlerin organları, anonim şirketin temsilcisi değildir. TMK m. 427/4’de düzenlenen organlardan yoksunluk, anonim şirketin yukarıda değindiğimiz zorunlu organlardan yoksun kalmasını vurgular.
Bu açıdan bakıldığında, TMK’nın m.427/4’de belirtilen “gerekli organlardan yoksun kalma” hali, anonim şirketin zorunlu organlarından yoksun kalmasını vurgular. Bu hale örnek olarak, genel kurulun uzun zamandan beri toplantıya çağrılamaması, genel kurulun müdürleri seçememesi, müdürler kurulunun toplanması için gerekli yetersayıların sağlanamaması gösterilebilir.
Her ne kadar TMK’nın 426. ve 427. maddelerinde, kayyımın, vesayet makamı olan sulh hukuk mahkemesi tarafından atanacağı belirtilmişse de, kayyım atanmasına ilişkin dava, limited şirketi ilgilendirdiği için mutlak ticarî dava sayılır. Bu sebeple kayyım atanmasına ilişkin dava, asliye ticaret mahkemelerinde veya onların yokluğunda bu sıfatla hareket edecek asliye hukuk mahkemesinde açılır. Görevli mahkeme şirket merkezinin bulunduğu yer mahkemesidir. Yargıtay kökleşmiş içtihatları ve yerleşmiş görüşü de bu yöndedir (Yargıtay—–.HD’nin 28/11/2000 tarihli, E.2000/8363, K.2000/9448 sayılı; 24/03/2003 tarihli, E.2002/13363, K.2003/2691 sayılı; 26/06/2003 tarihli, E.2003/5621, K.2003/6912 sayılı; 22/01/2007 tarihli, E.2005/13647, K.2007/566 sayılı kararları).
Yapılan yargılamaya göre, davalı şirketin halen faal olduğu, en son yetkilisinin ve tek ortağının ———— olduğu, —-21/05/2016 tarihinde vefat ettiği, şirket hissesinin mirasçılık belgesine göre eşine ve çocuklarına kaldığını, 4721 Sayılı Türk Medeni Kanununun 427/4. maddesinde öngörülen koşulun gerçekleşmiş olduğu, şirketin organsız kalmış olduğu, davalı şirketin temsil ve yönetimi için yönetim kayyımı atanması gerektiği kanaat ve sonucuna varılmıştır.
Tüm dosya kapsamı ve toplanan delillerin değerlendirilmesine göre, dava konusu şirketin organsız kalmış oması sebebiyle 4721 Sayılı Türk Medeni Kanununun 427/4. maddesi gereğince şirkete yönetim kayyımı atanması davasının kabulüne karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünün—–sicil numarasında kayıtlı ———–’nin tek ortağının vefat etmesi sebebiyle şirket organsız kalmış olması sebebiyle dava konusu şirkete 4721 Sayılı Türk Medeni Kanununun 427/4. maddesi gereğince yönetim kayyımı olarak ————TC nolu ———’in atanmasına, kayyımın yönetim kurulu ve şirket müdürünün yetkilerini kullanmasına,
2- Kayyımın talebi gereğince kayyıma ücret ödenmesine yer olmadığına,
3- Dava konusu şirkete yeni bir yönetici (müdür) atanıncaya kadar Kayyımın görevinin devamına,
4- Kayyımlık kararının ticaret siciline tescil ve ilanı için gönderilmesine, ilan işlemlerinin davacı tarafça bir hafta içinde elden götürülmek suretiyle yaptırılmasına,
5- Kayyıma kararla birlikte görevinin tebliğine ve tebliğle birlikte kayyımın görevine başlamasına,
6- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
7- Davacılar tarafından yapılan yargılama giderinin üzerlerinde bırakılmasına,
8- 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince var ise bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
Dair karar, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun İstinafa ilişkin hükümleri doğrultusunda, kararın tebliğ tarihinden itibaren iki (2) haftalık süre içerisinde (HMK’nın 345. maddesi), mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak (HMK’nın 343. maddesi) ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamen ödemek (HMK’nın 344. maddesi) suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere, davacı —– yüzüne karşı, diğer davacıların yokluğunda, oy birliğiyle, açıkça okunup usulen anlatıldı.