Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/522 E. 2019/369 K. 09.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2018/522 Esas
KARAR NO : 2019/369

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 26/12/2018
KARAR TARİHİ : 09/05/2019

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonucunda;
DAVA:Davacı vekilinin —– tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkili sigorta şirketine Bireysel Genişletilmiş Kasko Sigorta Poliçesi ile sigortalı —— plakalı aracın —— tarihinde ———- istikametine ilerlerken tek araçlı trafik kazası yapmış olduğu, müvekkil şirketin sigortalısına söz konusu kazadan ötürü ——– plakalı araçta meydana gelen hasar sebebiyle 8.281,54 TL tazminat ödediğini, kaza tutanağında sigortalı araç sürücüsünün herhangi bir kusurunun bulunmadığı, o bölgede yolun su kanal işini yapmayı üstlenen davalı şirketin yolun bir şeridini kapatacak şekilde yola çakıl-toprak karışımı döktüğü için kazaya sebebiyet verdiğinin tespit edildiği, söz konusu olay asli kusurlu olduğunu, müvekkil şirketin zarara uğrayan karşı taraf yerine kaim olmuş ve zarara sebebiyet verenler aleyhine mevcut her türlü haklarının müvekkil şirkete intikal ettiğini, bu nedenle davanın kabulü ile 8.281,54 TL tutarlı alacağın davalıdan rücuen tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekilinin mahkememiz dosyasına sunmuş olduğu 19/02/2019 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Davacının davaya konu talep ettiği alacağın dayanağını oluşturan gerek kazanın meydana geliş şekline gerekse de kazada tarafın kusuruna yönelik beyanların gerçeğe aykırı olduğunu, müvekkili şirketin asfalt ve beton yapım işi için araç trafiğine kapatılmış yola gerekli uyarı levhalarını yola yerleştirdiklerini, yolun baştan ve sondan uyarı levhaları ve ———- bariyerlerle kapatılmış, sadece iş makinalarının giriş çıkışına imkan vermesi bakımından beton bariyerler arasına plastik seyyar dubalar konulduğunu, —- plakalı araç sürücüsünün araç trafiğine kapalı olan bir yola bariyerleri açmak suretiyle girdiğini ve uyarı levhalarına aldırış etmediğini ve kendi kusuru ile kazaya sebebiyet verdiğini, bu nedenle haksız ve mesnetsiz davanın reddi ile yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Somut olayda uyuşmazlık, 6102 Sayılı TTK’nun 1472(6762 Sayılı TTK’nun 1301.) maddesi uyarınca sigorta şirketi tarafından sigortalısına ödenen tazminatın haksız fiile sebebiyet veren davalıdan rücuen tahsili isteminden ibarettir.
6100 sayılı HMK’nin 2. maddesine göre, dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ilişkin davalarla, şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk mahkemesidir.
Bu Kanunda ve diğer kanunlarda aksine düzenleme bulunmadıkça, asliye hukuk mahkemesi diğer dava ve işler bakımından da görevli olduğu belirtilmiştir.
6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4/I maddesinde de, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın, bu kanunda öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işlerinin ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılacağı açıkça düzenlenmiştir.
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu’nun — tarih ve 37 esas 9 karar — sayılı kararında bu husus “sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava sigorta poliçesinden doğan bir dava değildir. Bu nedenle, halefiyet davası bir ticari dava sayılamaz. Bu dava, aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur.” şeklinde vurgulanmaktadır. Davacı … olup, uyuşmazlık haksız fiilden kaynaklanmaktadır. Davacıya kasko sigortalı araç (—–) özel otomobildir. Görev hususu kamu düzenine ilişkin olup mahkemece re’sen gözetilmesi gerekmektedir. Dava, 6102 sayılı TTK’nun yürürlüğe girmesinden sonra açılmıştır. Uyuşmazlığın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. (Aynı doğrultudaki içtihatlar: Yarg. —. H.D. 09/03/2016 T. 2015/15199 E. 2016/2972 K.; Yarg.—. -H.D. 06/10/2016 T. 2016/9054 E. 2016/8456 K.; Yarg. —–. H.D. 20/09/2016 T. 2016/7315 E. 2016/7396 K.)
Bu nedenle, davacı tarafından, davalı aleyhine açılan işbu davada mahkememizin görevsizliği nedeniyle; HMK 115-2 md uyarınca dava şartı noksanlığından usulden reddine, İstanbul Anadolu Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görevli olduğuna dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı tarafından davalı aleyhine açılan iş bu davanın mahkememizin görevsizliği nedeniyle; HMK 115-2 md uyarınca dava şartı noksanlığından usulden reddine,
2-HMK m.20/1 uyarınca kararın kesinleştiği tarihten itibaren iki hafta içerisinde ve talep halinde dosyanın görevli İstanbul Anadolu Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmek üzere Hukuk Mahkemeleri Tevzi Bürosuna gönderilmesine,
3-Yargılama giderlerinin, HMK’nun 331-(2) md uyarınca yargılamaya görevli mahkemede devam edilmesi halinde bu mahkemece karara bağlanmasına; görevli mahkemede davaya devam edilmez ise talep halinde dosya üzerinden mahkememizce karara bağlanmasına,
Dair, Gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.