Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/510 E. 2021/370 K. 22.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2018/510 Esas
KARAR NO: 2021/370
DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 26/12/2018
KARAR TARİHİ : 22/04/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; Davacıların, davalı yana nakliye hizmeti verdiğini, davalı yanın almış olduğu hizmet karşısında kendisine fatura edilen bedeli ödemediğinden ———– dosyası ile takibe geçildiğini; Davalı borçlunun ödeme emrine ——— tarihinde haksız ve hukuki dayanaktan yoksun itiraz ettiğini, kötü niyetli yapılan İtiraz kapsamında davalı yanın icra inkar tazminatına mahkum edilmesi gerektiğini, itirazının haksız olduğunu itirazının iptalinin gerektiğini; Davalı tarafın haksız ve mesnetsiz itirazın iptali ile takibin devamına, %20’den az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatı ileyargılamagiderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasınakarar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı yanın işbu itirazın iptali davasında cevap dilekçesi sunmadığı görülmüş, icra dosyasında borca yaptığı itiraza ilişkin esas dosyaya sunduğu cevabi bir dilekçesi görülmemiştir.
Mali Müşavir bilirkişi tarafından hazırlanan ——– tarihli raporda özetle; Davalı ———- defterleri ve dayandığı belgeler ile yardımcı defterlerinin birbirini tamamlaması, ——-etmesi ve usulune uygun tutulmuş olması nedeniyle HMK 222. madde gereğince sahibi lehine delil olarak kullanılma niteliğinde bulunduğu Davacılardan —— ticari defterleri ve dayandığı belgeler İle yardımcı defterlerinin birbirini tamamlaması, teyid etmesi ve usulune uygun tutulmuş olması nedeniyle HMK 222. madde gereğince sahibi lehine delil olarak kullanılma niteliğinde bulunduğu; Davacılardan ———kayıtlarını tutması İtibarıyla, gerçek borç- alacak ilişkisini tespite imkârn vermediği; Davacılar ve davalı defter kayıtlarının birbirini teyit ettiği, dava konusu yapılan faturaların davacılar ve davalı resmi defter kayıtlarında mevcut olduğu, davalı kayıtlarına göre söz konusu faturaların —- tarihinde kasadan nakit ödendiği, davacılardan —-resmi defter kayıtlarına göre de söz konusu faturaların nakit olarak tahsil edildiği, takip tarihi —– alacaklı, dava tarihi —– itibariyle ise de cari hesabm sıfırlanmış olduğu herhangi bir borç yada alacağın olmadığı tespit edilmiştir. Davacılardan —– itibarıyla, gerçek borç-alacak ilişkisini tespite imkân vermediğinden dava konusu faturanın tahsil olup olmadığı tespit edilememiştir. Dava dosyası içerisinde söz konusu faturaların Ödemesine ilişkin herhangi bir makbuz yada belgeye rastlanmamıştır. Davalı yanın ödeme yaptığına dair İspat yükünü üzerinde taşıyıp taşımadığı konusunda takdirin Sayın Mahkemeye ait olduğu sonuç ve kanaatine varıldığı görülmüştür.
DAVANIN HUKUKİ NİTELİĞİ ve GEREKÇE:
Dava, faturaya dayalı genel haciz yolu ile takipte ödeme emrine itirazın iptali ve takibin devamı istemine ilişkindir.
İtirazın iptali davası İcra İflas Kanunun 67. Maddesinde “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır.Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır.Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.” şeklinde düzenlenmiştir. İcra dosyası fiziken celp edilmiş, borçlunun ödeme emrine süresi içerisinde itiraz ederek takibi durdurduğu tespit edilmiştir.
4721 sayılı Türk Medeni Kanununun (TMK) 6. maddesi uyarınca kural olarak, aksi kanunca belirlenmedikçe iki taraftan her biri iddiasını ispata mecburdur. Bu hüküm, kaynak İsviçre Medeni Kanunu’ndaki şekli gibi, “bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran taraf, o vakıayı ispat etmelidir” şeklinde anlaşılmalıdır. Davacı taraf ,bedeli ödenmeyen faturalara dayalı alacak talebinde bulunmaktadır. Buna göre öncelikli incelenmesi gerek husus faturanın ispat gücüdür. 6102 sayılı TTK’nın 21/2. maddesi şu şekildedir: ”Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır”. TTK’nın 21/2.(6762 sayılı TTK’nın 23/2.) maddesi ile faturanın tacirler arasında ifaya yönelik ispat aracı olduğu, süresinde itiraz edilmemekle münderecatından sayılan hususlar yönünden düzenleyen lehine, adına fatura düzenlenen aleyhine bir karine getirilmiştir. Bu karine faturanın ispat gücünü ortaya koymaktadır. Fatura düzenleyen tacirin anılan karineden yararlanabilmesi için fatura tanzim edenle, adına fatura tanzim edilen arasında akdi ilişki bulunması, faturanın akdin ifasıyla ilgili düzenlenmesi gerekir. Fatura sözleşmenin kurulma safhasıyla ilgili olmayıp ifasına ilişkin olduğundan öncelikle temel bir borç ilişkisinin bulunması gerekir.
Taraf şirketlerin ticari defter ve kayıtlarının bilirkişi marifeti ile incelenmesi neticesinde oluşturulan bilirkişi raporunda; davacılar ile davalı şirket defter ve kayıtlarının birbirini teyit ettiği, dava konusu yapılan faturaların davacılar ve davalı resmi defter kayıtlarında mevcut olduğu davalı kayıtlarına göre söz konusu faturaların —- tarihinde kasadan nakit ödendiği, davacılardan —– kayıtlarına göre de söz konusu faturaların nakit olarak tahsil edildiği, takip tarihi —- alacaklı, dava tarihi———- olan tarih itibariyle cari hesabın sıfırlanmış olduğu herhangi bir borç ya da alacağın olmadığı tespit edilmiştir.
İhtilafın takip aşamasında borçlu olan takip borçlusu davalının takipten sonraki ödemelerinden kaynaklı dava tarihi itibariyle borçlu olup olmadığı hususunda toplanmaktadır. Taraf ticari defter ve kayıtlarından davalının takip tarihi itibariyle borçlu olduğu, takip talebinin davalıya tebliğinden sonra nakit ödeme yapıldığı, söz konusu ödemenin davacılardan —-resmi defter kayıtlarına yansıtıldığı, bu durumun bilirkişi tarafından tespit edildiği, ödeme olgusunun davacılardan ——- ticari defter ve kayıtlarından ortaya çıktığı, davaya cevap vermeyen davalının davayı tümden reddettiğinin kabulü ile ispatlanamayan davanın reddine karar vermek gerektiği hususlarının hep bir arada değerlendirmeleri ile davacı tarafın kendi ticari defter ve kayıtları dahil alacağını ispatlayamaması nazara alınarak davacı tarafın ——– icra dosyası hakkındaki itirazın iptali davasının miktar bakımından istinaf yolu açık olmak üzere reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının itirazın iptali davasının REDDİNE,
2- Alınması gereken —- maktu karar ve ilam harcının, peşin alınan —- harçtan mahsubu ile bakiye —– harcın davacıya İADESİNE,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı taraf üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatırana İADESİNE,
Dair, Gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde ———– Adliye Mahkemesi’nde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı davalı vekilinin yokluğunda verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 22/04/2021