Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/501 E. 2021/527 K. 24.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2018/501 Esas
KARAR NO : 2021/527

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 26/12/2018
KARAR TARİHİ : 24/06/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Kendileri ile davalı arasında, satışını yapnmş oldukları — alımına ilişkin bir ticari llişkjnin var olduğunu, satın alınan kartlarda sürekli arızalar meydana———- müşterilerden sürekli şikayetler alındığı ve itibarlarının zedelendiğini, davacının — arıza olmadığını iddia etmesi nedeni ile kendilerinin — değiştirdiğini,– ayıplı olduğu, bu nedenle kendilerinin iade faturası düzenleyerek davalıya gönderdiklerini, davalının 06.07.2018 tarihinde gönderiyi aldığını, davalının bu iade faturasını ihtarname ile kendilerine tekrar iade ettiğini, ancak davalının TTK md.2l uyarınca 8 günlük süreye uymadığını, dolayısı ile zımnen de olsa iade faturasını kabul ettiğini, kendilerinin tüm iyi niyetli çabalarına ve görüşmelerine karşrn çağrılarının sonuçsuz kaldığını, bunun üzerine davalı aleyhine ilamsiz icra takibi başlatbklannı, davalının borca itiraz ettiğini, itirazın haksız ve kötü niyetli olduğunu, bu sebeple % 20′ den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedifmesi gerektiğini beyan etmiş, yasal dayanaklarını ve delil listesini sunmuş, itirazın iptalini ve takibin devamını, yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.
CEVAP :Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davalının iade edile—- dair iddiasının hukuki ve kanıtlanabilir olmadığını, ürünlerin üzerindeki ” test edilmiştir” etiketlerinin kim tarafından yapıştırdığının açık olmadığını, dosyaya sunulan—- ispatlanması bakımından hukuka uygun ve elverişli delil niteliğinde olamayacağını, ürünler üzerinde * test edilmiştir” — olmadığım kanıtlayamayacağını, ürünlerin kullanımı sırasında arızalann meydana gelebileceğini, gizli ayıpların s öz konusu olabileceğini beyan ve davalı tarafın tüm itirazlarının reddedilmesini ve takibin devamına karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce dosya bilirkişiye tevdii edilerek rapor alınmıştır. 23/12/2019 tarihli bilirkişi raporu özetle, Davacı ve davalı beyanları, yapılan yerinde inceleme ve yapılmış olan tespitler ve dosya münderieatı da göz önüne alınarak tarafımızca; dava dosyasında davacı olan—- usulüne uygun olarak tutulduğu,— defterinin ise TTK hükümlerine uygun olarak noter açılış tasdiklerinin süresi İçerisinde alındığı ve —- ticari defterlerin lehe delil olarak ileri sürülebileceği anlaşıldığı, davalı—- yasal defterlerinin usulüne uygun olarak, tutulduğu, 2018 yılına ait defterlerin TTK hükümlerine uygun olarak noter açılış tasdiklerinin süresi İçerisinde alındığı fakat —– yevmiye defteri kapanış tasdikin gerçekleştirilmediği, konuyla ilgili nihai değerlendirme Sayın Mahkemenin takdirinde olduğu, Davacı tarafından davalı adına düzenlenen iade faturasına —— faturası birim fiyatının davalının düzenlediği satış faturası birim fiyatı ile uyumlu olduğu, davacı tarafından düzenlenen iade faturasının kendi kayıtlarında usulüne uygun olarak yer aldığı, buna karşın söî konusu iade faturasının davalı kayıtlarında ve form ba beyannamelerinde yer almadığının tespit edildiği, düzenlenen iade faturasının davalı tarafından ihtarname aracılığı ile iade edildiği, —-davacı firma tarafından davacı firmaya iade edilmesinin yukardaki tespitlerin son maddesinde ——- yaratmasından ve çalışma hatasından dolayı olduğu, bu hatanın davacı tarafından düzeltilebilir olup olmadığının tespitinin ayrı bir inceleme konusu olduğu, bu konuda bir şey söylenemeyeceği,—- yukarıda tespitlerimizin son maddesinde—- hatası dışında belirlenen hatalarının kullanıma, kullanıcı —-oluşabilecek türden hatalar olduğu, bu hatalarda davacı firmanın kusurlu olmayabileceği ve kusurun kaynağınrn şu aşamada artık tespit edilemeyeceği,— aşamasında— böyle bir durumun meydana gelebileceğinin ne davacı ne de dava/r tarafından öngörülmemiş olduğu, dolayısı ile bu durumdan her iki tarafında kusurlu bulunduğu, bu güvenlik zafiyetinin ne davacı ne de davalı tarafından daha —edilmesi gerektiği halde fark edilmediği veya edilemediği, yukarıda bahsedilen kart problemlerinin satış ve ilk montaj aşamasında tespit edilememesinden gerekli ve yeterli testleri yapmamış olduğu düşünülen davacı tarafın sorumluluğunun daha büyük olduğu, burada davalının kusurunun çok az olduğu, ancak davacı tarafından müşterilerinden gelen geri bildirimler neticesinde bu hataların tespit edilmesi ile kartların davalıya —- talep edebileceği, ancak burada kartın bu halde ve bu — kendi onay ve izinleri var ise (aralannda yazılı sözleşmeler veya konu ile ilgili mail yazışmaları var ise bu durum tespit edilebilir,) davacının da sorumlu olması nedeni ile kartların — için ücret ödemesinin uygun olduğu, ancak aralarında yazılr sözleşme ve kartın çalışma fonksiyonlarına ilişkin —- kartların bu şekilde üretilmiş olmasında davacının % 90 kusurlu, davalının ise — olmaması nedeni ile % 10 kusurlu olabileceği, dolayısı— için davalıya kusuru oranında ödeme yapmasının gerektiği, kartların bazılarının üzerinde görülen “—– ibaresinin kim tarafından yapıştırılmış olduğunun gelinen bu aşamada tespitinin mümkün olmadığr, bu etiketlerin zaten kartın problemsiz olduğunu kanıtlamayacağı, davalının kartların üzerinde—- ait olmadığı iddiasının tarafımızca tespit edilmesinin; kartlann üzerinde herhangi— olmaması nedeni ile mümkün olamayacağı sonuç ve kanaatine varmışlardır.
Mahkememizce dosya bilirkişiye tevdii edilerek rapor alınmıştır. 16/03/2021 tarihli bilirkişi raporu özetle, Her iki taraf arasında nihai ürünü ve süreci tanımlayan bir sözleşme yada teknik şartname dosyada görülmediğinden, ihtilaf durumlarında işleyecek süreç net bir şekilde belirlenmediğinden her iki tarafın eşit kusurlu olduğu kanaatine varmışlardır.
Mahkememizce dosya bilirkişiye tevdii edilerek rapor alınmıştır. 24/05/2021 tarihli bilirkişi raporu özetle, Söz konusu davacı ve davalı —– yılında başlayan ticari ilişkilerinin 2018 yılında son alınan ürünlerden dolayı ihtilafa düştüğü görülmüştür. Davalı tarafından davacıya şimdiye kadar yaklaşık—— anlaşmazlık meydana gelmiş, önceki ——— ise halen davacı tarafından satılan —– kullanılarak sahada aktif olarak çalıştığı anlaşılmıştır. Özellikle piyasada kullanılabilirliği kabul görmemiş, her yerde bulunmayan, ulaşımı zor, müşteri talepleri doğrultusunda hazırlanmış—-firmaların daha net, keskin bir şekilde arz talep ilişkilerini ve satış sonrası süreçleri, aralarında yapacakları sözleşme ve üründen beklentilerinin yer aldığı teknik şartnamede belirlemeleri alışverişin sağlıklı olmasını sağlamaktadır. Nitekim satın alınan —- sadece çalışması yeterli olmamakta, istenmeyen durumlarda ne gibi — gerçekleşeceğinin belirlenmesi de gerekmektedir. Söz konusu olayda, —- kaldığı yeri hatırlamaması” durumunun, planlanan —— yer alıp almadığı, bu talebin cihazların üretimi öncesinde mi sonrasında mı talep edildiğine dair bir veri görülmediğinden bu anlamda bir yorum yapılamamıştır. Yapılacak olan sözleşmede, kişiye —–teslimi öncesinde taleplerin açıkça belirtilmesi, ürün teslim alınırken testlerin tam olarak yapılması, diğer —- tanımlanması ve çalışılırlığı konusunda her iki tarafında mutabık kalması, teslimden sonra oluşabilecek muhtemel arızalar yada talepleri karşılamaması gibi olası durumlar ile ilgili ihbar ve revizyon sürelerinin belirtilmesi ve revizyonun sınırlarının tam olarak çizilmesi gerekmektedir. Ürünlerin son kullanıcıya yönelik sürekli satılan ürünler olmaması ve kişiye özel olarak üretilmesinden ötürü, ürün tesliminin ardından ve kullanılmaya başladıktan sonra birçok kez revizyona ihtiyaç duyabilir.—– ibaresi görülmekle birlikte, bu —-sorunsuz çalıştığı anlamına gelmemekte olup, sonraki süreçte elektronik —-yada eksik fonksiyonlar zaman içinde ve kullanım esnasında ortaya çıkabilir. Ayrıca, cihazlar sağlam olsa bile cihazların kullanıldığı —- yada kullanım hataları da sistemin çalışmamasına neden olabilir. Davaya—- kullanılan bir yarı mamul olmasından, üreticinin —-gereksinimine —-çalışması gerekmesinden ve satın aldığı ürünleri zaman içinde —kullanacak olmasından ötürü, ürünlerin teslim alınmasından sonraki ilk 2 günde yada 8 günde ayıbın tespit edilmesinin mümkün olmayacağı ve bu sürenin ihbar için makul bir süre olmadığı değerlendirilmiştir. Türk Ticaret Kanununda yer alan “malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı iki gün içinde durumu satıcıya ihbar etmeli, ayıp açıkça belli değilse malı teslim aldıktan sonraki 8 gün içinde incelemek yada incelettirmekle ve bu inceleme sonuncunda ayıplı olduğu ortaya çıkarsa, haklarını korumak için durumu bu süre içinde satıcıya ihbarla yükümlüdür” kanun maddesi ile ilgili yorum ise mahkemenize bırakılmıştır. Davacının —– teslim aldığı tarihin—-faturası düzenleyerek iade ettiği tarihin ise —- olduğu ve her iki süre arasında 6-7 aylık bir zaman olduğu görülmüş, bu süre içinde davacının davalı taraftan herhangi bir —- talebinde yada — bulunup bulunmadığına dair bir veri ise görülmemiştir. Yapılan incelemede—-çalışmadığının açıkça görülmesi, çalışmama nedeninin üretici kaynaklı yazılım yada —– Davalıda olmasından ve Davacının üründen beklenilen faydayı sağlayamadığının açıkça tespit edilmesinden ötürü, —- davalının harcadığı zaman, hammadde—-davacının cihazları iade etmesinin ise haksız olduğu kanaatine varılmış, bu değerlendirmeler eşliğinde her iki tarafında eşit kusurlu olduğu yönünde kanaatine varmışlardır.
Mahkememizce dosya bilirkişiye tevdii edilerek —— ek raporu özetle, Davacı ve davalı itiraz ve talepleri, yapılan yerinde incelemede ve sonrasında yapılmış olan tespitler ve dosya münderıcatı da göz önüne alınarak; Davacının—– takılarak deneme ve testlerinin yapıldığı süreçte ve de makinaların bu kartlar ile satışa sunulmadan önce; kartlarda mevcut olan ve olabilecek problem ve eksikleri önceden görüp tespit ederek davalı —– yazılı olarak bildirmesinin ve düzeltme talep etmesinin ve kartların tüm problemleri çözüldükten sonra imalarına onay vermesinin gerektiği ancak bunun bu şekilde yapılmadığı, bu nedenle davacı tarafın yaşanan olayda % 90 kusurlu olduğu, davalı tarafın ise yine bu sorunları —- görememesi nedeni ile % 10 kusurlu olduğu, Kartların—-davalı —– tarafından davacı tarafın talep ve isteklerine göre özel olarak üretilmiş olmasından dolayı, bu —- müşteriye açık ve değişik kullanım amaçlarına yönelik olarak tasarlanmış olarak satılan genel amaçlı ——değerlendirilemeyeoeği, üretim süreci ve ürün özelliklerine ilişkin olarak aralarında yazılı bir teknik şartname ve sözleşme de bulunmadığından dolayı ve işbu bu sebeple davacı tarafın “seçimlik haklarından” doğrudan doğruya söz edilemeyeceği, bu kartların hatalı ve —– olacak şekilde üretilmiş olmasından dolayı sadece davalı—– sorumlu tutulamayacağı, davacı firmanın da bu olayda büyük oranda kusurlu olduğu, Tarafımızca yerinde ve —- ayıplı olduğu yönünde bir kanaat oluşmadığı, kartlardaki sorunların gizli ayıp değil, üzerine takıldığı mevcut makinalardan beklenen ——uygun olmayacak şekilde —–olarak üretilmiş olmasından kaynaklandığı,—- aşamasında her iki tarafın da tecrübe ve deneyim eksikliğinden kaynaklandığı, — davacı—-davalı firmaya İade edilmesinin yukardaki tespitlerin son maddesinde——yaratmasından ve çalışma hatalarından dolayı olduğu, bu hataların davacı firma tarafından düzeltilebilir olup olmadığının tespitinin, —— konusunda uzman ayrı bir bilirkişinin—- ve bu konunun takdirinin sayın mahkemede olduğu, Kartların yukarda tespitlerimizin son maddesinde bahsettiğimiz —-kaynaklı—-belirlenen diğer—- kullanım şekline, —-oluşabilecek türden hatalar olduğu, bu hatalardan dolayı davalr —- olmadığı ve kusurun —– kaynaklı olduğu—– kartın çalışma —– meydana gelebileceğinin ne davacı ne de davalı tarafça öngörülmemiş olduğu, dolayısı ile ortaya çıkan son durumdan her iki tarafında sorumlu olduğu, daha—– fark edilmesi gereken—– ne davacı ne de davalı tarafça fark edilmemiş veya edilememiş olduğu, yukarıda bahsedilen ———- tespit edilememesinde gerekir ve yeterli ——- yapmamış ve uygulamamış olduğu düşünülen davacı tarafın sorumluluğunun daha büyük olduğu, ancak davalı ————-, davacı tarafın, müşterilerinden gelen geri bildirimler neticesinde bu hataların tespit edilmesi ile kartların davalıya iade edilerek düzeltilmesini —— talep edebileceği, ancak burada —– bu halde ve—- kendi onay—- neden teslim aldığının ve yasal 8 günlük süre içerisinde neden İtiraz ve iade sürecini işletmediğinin tarafımızca anlaşamadığı, kartların bu şekilde —– yetkisinin daha büyük olması nedeni ile kartlann —–ortaya çıkacak ve çıkabilecek —– iki tarafın da yukarda belirttiğimiz kusurları oranında katlanmasının gerektiği, ——tarafından yapıştırılmış olduğunun gelinen bu aşamada bir önemi olmadiğı gibi tarafımızca tespitinin de mümkün olmadığı, bu etiketlerin bu aşamada —- olduğu hususunda da bir kıymet-i —- olmadığı, Davalının—- kendilerine ait olmadığı iddiasının tarafımızca tespit edilmesinin; —–olmaması nedeni ile gelinen bu aşamada mümkün olmadığı ve olamayacağı değerlendirilmektedir.
Mahkememizce dosya bilirkişiye tevdii —–özetle, davalı ve davacının 1. Ek Raporumuza ilişkin değerlendirme ve itirazları—– sırasında yapılan tespitler de göz önüne alınarak; Davacının, —– —— ve de —-kartlarda mevcut olan ve —— önceden görüp tespit ederek davalı —— bildirmesinin ve düzeltme talep etmesinin ve —— çözüldükten sonra—— vermesi gerektiği halde davacının süreci bu şekilde bu şekilde yönetmemesi, davalının ise ——öncesinde ——— incelemesine rağmen, ani elektrik kesilmesi ve aniden elektrik gelmesi, ——– bir şekilde makinayı kontrol edip, ——ortadan kalktığında kaldığı yerden güvenli bir şekilde çalışmasına nasıl devam edeceği vs., hususlarında gözjden kaçırdığı detay, —– olması nedeni olayın ve sorunun vuku bulmasında eşit oranda yani % 50 – % 50 oranında kusurlu oldukları, Kartların —- ve üretiminin davalı —– davacı taröfın talep ve isteklerine göre özel olarak üretilmiş olmasından dolayı, bu kartların piyasada hazır ve bilmiş ürün olarak, her türden müşteriye açık ve değişik kullanım amaçlarına yönelik olarak tasarlanmış olarak satılan genel amaçlı— değerlendirilemeyeceği, üretim süreci ve ürün özelliklerine ilişkin olarak aralarında yazılı bir teknik şartname ve detayları ve sınırları belirlenmiş sözleşme det bulunmadığından ve davacı taraf bir ticari İşletme olduğundan ve aralarındaki ilişki de ticari bir ilişki olduğundan dolayı davacı taraf bu olayda dolayı nihai bir tüketici olarak kabul edilemez. Bu sebeple davacı tarafın “seçimlik haklarından” doğrudan doğruya söz edilemez, bu —- olacak şekilde üretilmiş olmasından dolayı sadece davalı—– tutulamayacağı, davacı firmanın da bu olayda eşit oranda kusurlu olduğu, Tarafımızca yerinde ve —– takılarak incelenen —– oluşmadığı, kartlardaki sorunların gizli ayıp değil, her iki tarafın da —- dolayı kartların üzerine takıldığı mevcut —— beklenen çalışma ve — şekilde eksik —ve —- kaynaklandığı, bunun da —– her iki tarafın da eşit oranda tecrübe, deneyim eksikliği ve ihmalinden kaynaklandığı, Kartların davacı firma tarafından davalı —— iade edilme sebebinin kök raporumuzda değindiğimiz —-çalışma hataları olduğu, bu hataların davacı ——-tarafından düzeltilebilir olup olmadığının tespitinin,—- sahip ayrı bir bilirkişinin görev ve—- alanına girdiği ve bu konunun takdirinin sayın mahkemede olduğu,——- bahsettiğimiz ——– dışında tarafımızca belirlenen diğer— şekline, kullanıcı,—– bağlı olarak oluşabilecek türden hatalar olduğu, bu hatalardan dolayı davalı —— kusurlu olmadığı ve —- hataları veya ———- kaynaklı olduğu, —- kartın — böyle bir durumun meydana gelebileceğinin ne davacı ne de davalı tarafça öngörülmemiş olduğu, dûlayısı ile ortaya çıkan son durumdan her iki tarafında eşit oranda sorumlu olduğu, daha — aşamasında fark edilmesi gereken bu — ve— ne davacı ne de davalı tarafça fark ve tespit edilmemiş veya edilememiş olduğu, Yukarda bahsedilen —– tespit edilememesinde gerekli ve yeterli testleri ve kontrolleri yapmamış ve —-olduğu düşünülen hem davalı hem de davacı tarafın sorumluluğunun eşit oranda olduğu, Davacı tarafın, müşterilerinden gelen geri bildirimler neticesinde bu hataların tespit edilmesi ile kartların davalıya iade edilerek düzeltilmesini (——- ancak burada kartın bu halde ve bu çalışma —— olmasında kendi onay ve izinleri yok ise kartları neden teslim aldığının ve yasal 8 günlük süre içerisinde neden itiraz ve iade sürecini işletmediğinin tarafımızca anlaşılamadığı, Kartların bu şekilde— hem davacı hem de davalı^tarafın sorumluluğunun eşit oranda olması nedeni ile kartların düzeltimi ve revizyonu için ortaya çıkacak veya çıkabilecek maliyet ve masraflara her iki tarafın da yukarda belirttiğimiz kusurları oranında (% 50 – % 50) katlanmasının yerinde olduğu, Kartların bazılarının üzerinde—– kim tarafından yapıştırılmış olduğunun gelinen bu aşamada bir önemi olmadığı gibi tarafımızca tespitinin de mümkün olmadığı, bu etiketlerin bu aşamada—– olduğu hususunda da bir — olmadığı, Davalının, kartların üzerinde seri nosu olmayan ——olmadığı iddiasının tarafımızca tespit edilmesinin; kartların üzerinde herhangi—– aşamada mümkün olmadığı ve olamayacağı değerlendirilmektedir.
DAVANIN HUKUKİ NİTELİĞİ ve GEREKÇE:
Taraflar arasında özellikleri belirlenen ——– davalı tarafından üretilerek davacıya teslimi hususunda eser sözleşmesi ilişkisi kurulmuş, sözleşme gereğince — yapılmış ve davacı işsahibine teslim edilmiştir. Davacı işsahibi açmış olduğu iş bu dava ile bir kısım —–ayıplı olarak imal edildiği gerekçesiyle sözleşmeden dönme hakkına dayanarak ödemiş olduğu bedelin tahsilini talep etmiş olup, aralarındaki uyuşmazlık, davalı tarafından yapılan bir —- kartların ayıplı olup olmadığı, davacının sözleşmeden dönerek ödediği bedeli talep edip edemeyeceği hususlarındadır.
İtirazın iptali davası İcra İflas Kanunun 67. Maddesinde “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır.Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır.Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.” şeklinde düzenlenmiştir. İcra dosyası fiziken celp edilmiş, borçlunun ödeme emrine süresi içerisinde itiraz ederek takibi durdurduğu tespit edilmiştir.
Somut olay incelendiğinde, taraflar arasında davalı şirket —–kullanılmak üzere üretilen ve davacıya satımı yapılan —- kaynaklı davacı şirketin——–iade fatura düzenleyerek davalı —– davalı şirket tarafından iade faturanın iade edildiği, ticari defterlerine kaydının yapılmadığı, davacı şirket tarafından iade faturası dayanak yapılarak ——takip başlattığı, davalı şirket tarafından takibe süresi içerisinde itirazda bulunulduğu, davacı şirketin takibin durmasını müteakip işbu itirazın iptali davasını açtığı anlaşılmıştır.
Taraflar arasında —- ticari ilişki devam ederken 2018 yılında son alınan ürünlerden dolayı tarafların ihtilafa düştükleri, davalı tarafından davacıya şimdiye kadar yaklaşık ——– yapıldığı, —— anlaşmazlık ——kullanılarak ——piyasada kullanılabilirliği kabul görmemiş, her yerde bulunmayan, ulaşımı zor, müşteri talepleri doğrultusunda hazırlanmış —– alınarak taraflar arasındaki sözleşmenin eser sözleşmesi olarak kabulü gerektiği, taraf şirketlerin —– toplantı yapıldığının dosyaya kazandırılan mail yazışmalarından anlaşıldığı, böylelikle davacı şirketin davalı şirkete ayıp hakkında ihbarda bulunduğu, ——– tabi bulunmadığı, içeriği itibariyle ayıptan karşı tarafı haberdar olmasını sağlamaya elverişli her türlü ihbarın, ayıp ihbarı olarak kabulünün mümkün olduğu, davacı tarafından davalı adına düzenlenen iade faturasına——faturası ile birim fiyatının davalı şirketin düzenlediği satış faturası birim fiyatı ile uyumlu olduğu, —— üzerinde yapılan incelemede, tamamının—— fonksiyonlarını yerine —— kadar hareket ettiği, —– durmadığı,——ikazı verdiği ve bu hali ile —— çalışmadıkları tespit edilmiştir.” şeklinde teknik değerlendirmelerde bulunulduğu anlaşılmıştır.
Eser sözleşmesi, karşılıklı edimleri içeren bir iş görme akdidir. Yüklenicinin edimi, eseri meydana getirmek ve iş sahibine teslim etmek, iş sahibinin karşı edimi ise, teslim edilen ——– ödemektir. —— kullanarak gerçekleştirdiği sonuçtur. İş sahibi ısmarladığı eserin belli nitelikler taşımasını, amacını karşılamasını arzu eder.——sözleşmenin yararlar dengesi iş sahibi aleyhine bozulur. Bu bakımdan —- amacını karşılar nitelikte imal edilmelidir. Aksi halde eser ayıplıdır ve yüklenicinin ayıba karşı tekeffül sorumluluğu ortaya çıkar. Bir tanımlama yapmak gerekirse; yüklenicinin ayıba karşı —- yüklenicinin — borcunun tamamlayıcısı olarak, meydana getirdiği eserde ortaya çıkan ayıp ve eksiklikleri üstlenme borcudur. Bu gibi durumlarda eserde dürüstlük kuralları gereğince bulunması gereken niteliklerin yokluğu söz konusudur.
Borçlar Yasası’nın 475’inci maddesinde eser ısmarlayanın kullanamayacağı veya hakkaniyete göre kabul etmesi beklenmeyecek derecede önemli ayıplı ya da başkaca —- olursa, iş sahibi — reddedebilir ve —— kusuru varsa tazminat isteyebilir. Ayıplar veya sözleşmeye aykırılıklar daha az önemli ise, iş sahibi ücretten eserin değer düşüklüğüne uygun bir indirme yapabilir veya —- takdirde, eserin ücretsiz olarak düzeltilmesini ve kusur halinde tazminat verilmesini isteyebilir hükmüne yer verilmiştir.
Açıklanan olgular gözönünde bulundurularak dava konusu somut olaya dönülürse; davalı tarafından davacıya ticari ilişkileri kapsamında —–adet cihazın—- anlaşmazlık meydana geldiği, —-davacı tarafından satılan ——-sahada aktif olarak çalıştığı, bu haliyle her biri birbirinden —- hakkaniyete göre kabul etmesi beklenmeyecek şekilde önemli derecede ayıplı olduğu anlaşılmakla iş sahibi davacı taraf eseri reddettiği ve bu çerçevede satış faturası ile uyumlu iade faturası düzenlediği,—– ” çalışmama nedeninin üretici kaynaklı yazılım yada donanım hatası nedeni ile olabileceği..— olmasından ve Davacının üründen beklenilen faydayı sağlayamadığının açıkça tespit edilmesi…” karşısında davalının —- davacının —–gerçekleşmediği, bu durumda davacının seçim hakkı—- konu malı iadesi ile ödediği bedelin tahsilini talep edebileceği vicdani kanaati—- fatura bedeli olan —- olduğu anlaşılmakla bu miktar üzerinden aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Alacağın likit olması konusunu —-”Her uyuşmazlığın kendine özgü somut özelliklerine göre değişmekle birlikte, bir uyuşmazlıkta alacağın likit olup olmadığı belirlenirken, alacak ve onun borçlusu birlikte değerlendirilmelidir. Buna göre, likit bir alacaktan söz edilebilmesi için, ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya bilinmesinin gerekmekte olması; böylece, borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması; başka bir ifadeyle, borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Gerek borç ve gerekse borçlu bakımından, bu koşullar mevcut ise, ortada likit bir alacak bulunduğu kabul edilmelidir.” şeklinde açıklamıştır. Bir alacağın likit olup olmadığı hususu değerlendirilirken her uyuşmazlık kendi koşullarında değerlendirilecek, alacağın miktarının belli ve sabit ya da borçlu tarafından bilinebilir olduğu durumlarda söz konusu alacağın likit olduğu kabul edilecektir. Somut olayımızda kusur durumunun belirlenmesinin muhakemeye ihtiyaç duyduğu hususu nazara alınarak davalı tarafından yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması beklenemeyeceğinden icra inkar tazminatına hükmedilmemiştir.
Temerrüt faizi başlangıç tarihi yönünden; muaccel bir borcun borçlusu, alacaklının ihtarıyla temerrüde düşer. Borcun ifa edileceği gün, birlikte belirlenmiş (kesin vade bulunması) veya sözleşmede saklı tutulan bir hakka dayanarak taraflardan biri usulüne uygun bir bildirimde bulunmak suretiyle belirlemişse, bu günün geçmesiyle; borçlu temerrüde düşmüş olur (BK 101. TBK 117. madde). Kesin vade olmadığı gibi temerrüde düşüren ihtarname de çekilmeden icra takibi yapılmış ise takip tarihinde temerrüt gerçekleşir—-Somut olayımızda davalının takipten önce temerrüde düşürüldüğü anlaşılmakla davacının temerrüd faizine hak kazandığı görülmekle davacı lehine temerrüd faizine hükmedilmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1.Davanın KISMEN KABULÜ ile,
a-İstanbul —-esas sayılı icra dosyasındaki davalı borçlu itirazının 14.739,76-TL asıl alacak, 1.072,27-TL işlemiş faiz alacağı, 175,12-TL ihtarname alacağı olmak üzere toplam 15.987,25-TL alacak tutarı yönünden iptaline ve icra takibinin devamına,
b-Fazlaya dair taleplerin REDDİNE,
c-İcra İnkar tazminatı isteminin REDDİNE,
2-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 1.030,84 TL harçtan, dava açılırken peşin olarak alınan 176,01 TL harcın mahsubu ile bakiye 854,83‬ TL karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 35,90 TL başvuru harcı, 176,01 TL peşin harç toplamı 211,90 TL ile 6.446,90 TL (Bilirkişi ücreti, tebligat gideri, müzekkere gideri, Dosya ücreti) olmak üzere toplam 6.658,81‬ TL yargılama giderinden davanın kabul 0,97 ve red 0,03 oranına göre hesaplanan 6.459,04 TL’sinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından dava dosyasına yatırılan bir gider avansı bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davacı tarafça dava dosyasına yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
6-Davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan —-davanın kabul edilen miktarı üzerinden 4.080,00 TL vekâlet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
7-Davalı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan —-davanın red edilen miktarı üzerinden 354,43 TL vekâlet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
Dair, Gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’nde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.