Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/490 E. 2020/270 K. 18.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2018/490 Esas
KARAR NO : 2020/270

DAVA : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 25/12/2018
KARAR TARİHİ : 18/06/2020

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı————– tarihli dava dilekçesinde, özetle: Davalı firmanın müvekkiline —— makaraların imal edilip teslim edilmesine rağmen, fatura edilen tutarın ödenmediğini; bunun üzerine, alacağın tahsili için İstanbul Anadolu —. İcra Müdürlüğü’nde —– Esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, davalının haksız olarak itiraz ettiğinden bahisle, iptaliyle % 50 oranında İnkâr tazminatına mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin yurtdışına yapılacak özel bir iş için ——- ihtiyacı olduğundan, uzun yıllardır süre gelen ticari ilişkisi kapsamında, davacı ile iletişime geçilerek standartları ve ölçüleri belirtilen —–edildiğini; bu kapsamda mail yazışmaları bulunduğunu; imal edilen ——- geldiğinde, ilk inceleme neticesinde gönderilen çizimlere göre, ölçülerinde farklılık olduğu ve——– saplama sayısı, ——–özelliklerin talep edilen —————— yamuk durduğu hususlarının tespit edildiğini; davacıya da, imal edilen numunenin ayıplı/hatalı olduğunun bildirildiğini; mail içeriğinde ——— güvenerek taahhüt edilen şekilde —– yapılması halinde, tamamının talep edildiğinin bildirildiğini; davacının da bu hususu kabul ederek çizimlerde belirtilen ölçü ve özelliklerde, ———- edeceğini taahhüt ederek siparişe onay verdiğini; akabinde üretilen —— müvekkili şirkete teslim edildiğini; ancak ——————– sarıldıktan sonra, ————– malzeme kalitesiyle işçiliğinin iyi olmaması sebebiyle, —————— ve nakliye sırasında sıkıntı çıkarma ihtimali çok yüksek olduğundan, ayıplı üretilen —–bu haliyle müvekkili şirket tarafından kullanılmasının mümkün olmadığını; bir başka anlatımla, ———– ayıplı olarak müvekkiline teslim edildiğini; müvekkilinin de ayıbı tespit eder —– davacıya ayıp ihbarında bulunduğunu ve ——- bu haliyle kullanılmasının mümkün olmadığını; iade etmek zorunda olduklarını ihbar ettiğini; bu ihbar akabinde, müvekkili ile davacının telefonda müteaddit kereler görüştüğünü; davacı tarafından, ——— iade alınacağının belirtildiğini; yıllarca — güvenerek, davacının beyanına itibar edildiğini; ancak davacının ——-iade almak yerine, kötüniyetle davadaki istemine dayanak takibi başlattığını; bunun üzerine takibe itiraz edildiğini; akabinde davacı tarafla iletişime geçilerek ayıplı—— iade faturasıyla birlikte alınması talebinin iletildiğini; bu talep üzerine müvekkilini oyalanarak bugüne geldiğini; açılan dava ile ayıplı malların alınmama iradesi ortaya çıkınca, Kartal —- Noterliği’nden——— yevmiye ile iade faturası gönderilerek ayıplı malların iade alınmasının bildirildiğini; davalının 12.02.2019 günü cevabi ihtarname düzenlediğini; ancak, beyanının gerçekleri yansıtmadığını; iade faturasının geç kesilme nedeninin davacının ayıplı ürünleri iade alacağını söyleyerek oyalamasından kaynaklandığını; eser sözleşmelerinde yüklenicinin iş bedeline hak kazanabilmesi için eseri sözleşme ve tekniğiyle iş sahibinin ondan beklediği amaca uygun tamamlayıp teslim etmesi gerektiğinden bahisle, yerinde olmayan davanın reddi ile davacının % 20 kötü niyet ödencesine mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava faturaya dayalı takipte ödeme emrine yapılan itirazın iptali davasıdır.İtirazın iptali davası İcra İflas Kanunun 67. Maddesinde “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır.Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır.Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.” şeklinde düzenlenmiştir.İcra dosyası fiziken celp edilmiş ,ödeme emrinin ———– tarihinde tebliğ edildiği ve borçlunun ödeme emrine süresi içerisinde —– tarihinde itiraz ederek takibi durdurduğu tespit edilmiştir.
Uyuşmazlık taraflar arasında ——- ve teslimine ilişkin akdedilen eser sözleşmesi kapsamında bedeli ödenmediği iddiasıyla davacı tarafça kesilen fatura sebebiyle davalının borçlu olup olmadığı,davalı tarafın sözleşmeye konu ————–ayıplı olduğu definin yerinde olup olmadığı,sözleşmeye konu mallar ayıplı ise ayıp ihbarının süresinde ve usulüne uygun bir şekilde yapılıp yapılmadığı hususlarında toplanmaktadır.
09/07/2019 tarihli duruşmada davalı —– dinlenmiş yine aynı duruşmanın 1 nolu ara kararı ile ayıplı olduğu iddia edilen ————– bulunduğu ——— incelenerek bilirkişi raporu oluşturulması için —- mahkemesine talimat yazılmış ve talimat mahkemesinden gelen bilirkişi raporu — tarihinde mahkememize teslim edilmiştir.Bilirkişi raporunda özetle : ” İş yerine gidilerek ————üzerinde inceleme yapıldığı,—————— kullanılmamış olduğu,——– esnasında gerekli özen gösterilmemesi nedeni ile—– salgılı olarak döndüğü,——————–üzerine——binmeye başladığında — ve yeteri kadar çivileme yapılmadığından dolayı—- kenarlarından açılmaya başladığı ve—- vermesine sebep olduğu,bu nedenle —– ayıplı olduğu,ayıbın gizli ayıp olduğu” şeklinde tespitlerde bulunarak rapor hazırlamıştır.
Davacı vekilinin rapora itirazları doğrultusunda yeniden rapor alınması için dosya bir makine mühendisi ve bir nitelikli hesaplama uzmanına tevdi edilmiş ,17/12/2019 tarihli ara karar ile bilirkişi heyeti —– teşekkül ettirilmiş,bilirkişi heyetinin raporu 02/01/2020 tarihinde mahkememize teslim edilmiştir.Bilirkişi raporunda özetle : ”—— Mahkemesinin —–talimat dosyası ile alınan teknik bilirkişi raporunda yer alan hususları özetlemiş,
Teknik bilirkişi raporunda gizli ayıp nitelemesinin yerinde olmadığını ,——- uygun imal edildiğini,teslim sırasında belli olmasa bile basit bir tel sarma işlemiyle —- ayıplı olup olmadığının denetlenmesinin mümkün olduğunu nitekim talimat mahkemesinden alınan raporda yapılan incelemede de bu ayıbın fabrikada yapılan basit bir işlemle ortaya çıktığını,ayıbın adi nitelikte olduğunu,muayene ile tespitinin mümkün bulunduğunu,
Ayıp ihbarının süresinde yapılmadığını,ayıbın süresinde bildirilmemesi nedeniyle davalının satılanı bu ayıpla birlikte kabul etmiş sayılacağını ” belirten tespitlerde bulunularak rapor mahkememize teslim edilmiştir.
Eldeki uyuşmazlıkta öncelikle irdelenmesi gerek husus ayıbın var olup olmadığı ,ayıplı teslim söz konusu ise ihbar önellerine uyulup uyulmadığı ve ayıbın niteliğidir.
Her ne kadar —-mahkemesinden talimat yoluyla alınan bilirkişi raporunda mallarda gizli ayıp olduğu belirtilmişse de mahkememizce ikinci raporda belirtilen adi nitelikte ayıp olduğu görüşü benimsenmiştir.
Eser sözleşmesi 6098 sayılı Türk borçlar kanununun 470.vd. Maddelerinde düzenlenmiştir.Buna göre : ”Eser sözleşmesi, yüklenicinin bir eser meydana getirmeyi, işsahibinin de bunun karşılığında bir bedel ödemeyi üstlendiği sözleşmedir.” .Yüklenicinin sorumlulukları 471. Ve 475. Maddeler arasında düzenlenmiştir.Buna göre yüklenicinin borçları eseri meydana getirme,eseri teslim ,özen ve sadakat,işe başlama ve yürütmeye ilişkin yükümlülükler,eserin kendi veya yönetimi altında yapılması,genel ihbar yükümlülüğü başlıkları altında toplanmaktadır.
Eseri meydana getirme ve teslim hususunun ispatı yüklenicinin üzerindeyken eserin ayıplı olduğu hususunun ispatı malı teslim alan iş sahibinin üzerindedir.Eserin ayıplı imal edilmesinden —kullanılabilmesinin ayıp ihbarı yapılması şartına bağlı olduğu hallerde süresinde ayıp ihbarı yapılıp yapılmadığı hususu incelenmelidir.Nitekim davacı taraf süresinde bir ayıp ihbarı olmadığı defini ileri sürmüştür.Ayıp ihbarı yapılması hukuki bir işlem değil ” hukuki işlem benzeri bir fiil ” olması nedeniyle süresi içerisinde ayıp ihbarının yapıldığının ispatı her türlü delille yapılabilir.—– Sayılı kararı da bu yöndedir.Ayıp ihbarının süresi ayıbın niteliğine göre farklılık arz etmektedir.Nitekim mahkememizce ayıbın niteliğinin 02/01/2020 tarihli bilirkişi raporunda belirtildiği üzere olağan bir muayene ile meydana çıkacak ayıp cinsinden olduğu kabul edildiğinden ayıp ihbarının süresi 6102 sayılı TTK’nın 23/1-c maddesi uyarınca malın teslim alınmasından itibaren —– tarihinde teslim alındığı ancak ayıp ihbarının 29/01/2019 tarihinde dava sırasında yapıldığı gözetildiğinde süresinde bir ayıp ihbarının bulunmadığı dolayısıyla iş sahibinin eseri bu ayıpla birlikte kabul etmiş sayılacağı mahkememizce kabul edilmiş ve davacının takip talebinde belirttiği miktarca alacaklı olduğu kabul edilmiştir.
Taraflar arasındaki alacak-borç ilişkisinin eser sözleşmesinden kaynaklandığı ve uyuşmazlığın esasının ayıp iddiasının oluşturduğu gözetildiğinde alacağın belirli olmadığı anlaşılmakla icra-inkar tazminatının reddine karar verilmiştir.
Tarafların tacir olduğu görülmekle takip talebinde talep edilen faizin yerinde olduğu anlaşılmıştır.
Yukarıda belirtilen gerekçeler ışığında aşağıda belirtilen şek,ilde hüküm kurulmuştur.
Hüküm; Ayrıntısı ve yasal gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın kabulü ile;
1-İstanbul Anadolu —. İcra Müdürlüğünün—Esas sayılı dosyasına yapılan itirazın iptaline,
2-Uyuşmazlığın ayıp konusunda olması nedeniyle alacak miktarının likit ve belirlenebilir olmaması nedeniyle icra inkar tazminatının reddine,
3-Harçlar yasası uyarınca alınması gereken 918,90 TL harçtan, peşin yatırılan 229,73 TL harcın düşümü ile geri kalan 689,17 TL harcın davalıdan alınarak hazineye İRAD KAYDINA,
4-Davacı tarafından yapılan 229,73 TL harç , 1.300,00 TL bilirkişi ücreti ve 123,80 TL posta gideri olmak üzere toplam 1.653,53 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
5-Davacı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan ——- uyarınca 3.400,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
6-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgili tarafa İADESİNE,
Dair;gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olduğuna dair taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.