Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/483 E. 2022/265 K. 14.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/483 Esas
KARAR NO: 2022/265
DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 25/12/2018
KARAR TARİHİ: 14/04/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil ile davalı arasında işyerine kurulacak makine teçhizatı konusunda yazılı anlaşma sağlandığı, kurulacak —— sayesinde —- aylarında elektrik ve su faturalarında —– düşüş sağlanacağının belirtildiği, buna karşın elektrik ve su faturalarında düşüş yaşanmadığını, bunun yanısıra işyerine kurulan su deposunda sızıntı meydana geldiğini, davalının su deposunu değiştireceği yönünde garanti verdiğini ancak buna uymadığını, müvekkilin davalıdan —— ürün ve hizmet satın aldığını, müvekkil tarafından davalıya ödenen depozito tutarının tahsili amacıyla icra takibi başlatıldığını fakat davalının kötü niyetle borca itiraz ettiğini, anılan nedenlerle itirazın iptali ile takibin devamını, kötü niyetli itirazdan dolayı likit alacağın en az %20’si oranında icra inkar tazminatı ödenmesini iddia ve talep etmiştir.
RAPOR:Bilirkişi raporunda özetle; ——- ayrıntılarıyla belirtildiği üzere davacı ve davalı ticari defterleri üzerinde inceleme gerçekleştirilemediği, tarafımda tevdi edilen dosyanın ek rapor süresi dolduğundan dosya kapsamından inceleme yapıldığı, Taraflar arasındaki akdi ilişkinin varlığını gösterir —- mübrez olduğu, Davalının davacı adına —— tutarlı faturanın davalıya ait —beyannamesinde kayıtlı bulunduğu, aynı tutarlı faturanın davacı — kayıtlı bulunduğu, bu itibarla tarafların —- beyannamelerinde mutabık oldukları, Davacının —- ayında elektrik tüketimi bir önceki aya göre—- oranında azaldığı,—- önceki aya göre — oranında azaldığı, dosyada mübrez fiyat teklif formunda belirtilen davacıya ait fatura bedellerinin ——oranında düşeceği yönündeki koşulun gerçekleşmediğinin anlaşıldığı, ancak davalının fatura tutarlarının azalmama sebebinin kuru temizlemede yapılan iş miktarının artış göstermesi olduğu yönündeki savunması gözetildiğinde, davacının —– ait satış faturaları listelerinin incelenmesinin gerektiği, davacıdan ilgili listeleri ibraz etmesi istendiği fakat raporun yazım tarihi itibariyle istenen verilerin ibraz edilmediği, İşbu raporda yer verilen tespit ve değerlendirmeler neticesinde takip ile istenen—-anapara tutarının davacıya ödenip ödenmeyeceği ile ilgili nihai değerlendirmenin —- takdirinde olduğu” şeklinde sonuç ve kanaatine varıldığı beyan edilmiştir.
EK RAPOR:Bilirkişi ek raporunda özetle; “Davacıya ait yasal defterlerin—-uygun olarak noter açılış-kapanış tasdikinin süresi içerisinde alındığı, Davalının davacı adına —karşılığı —-tutarlı faturanın davalıya ait — beyannamesinde kayıtlı bulunduğu, aynı tutarlı faturanın davacı —kayıtlı bulunduğu, bu itibarla tarafların — beyannamelerinde mutabık oldukları, Davacının davalıya — ödeme gerçekleştirdiği, karşılığında ise — ayında — tutarlı fatura alarak cari hesabın kapatıldığı, —takip tarihi itibariyle davacı nezdinde davalı borç alacağının bulunmadığı, Davacıya ait—- dönemi arası su faturalarının dosyada mübrez olmadığı, bu nedenle su tüketim miktarları yönünden inceleme yapılamadığı, İşlem ve fiyat teklifi formunda —aylarında elektrik su fatura bedellerinin— oranında düşeceği hususu göz önünde bulundurularak davacının elektrik tüketim bedelleri ile aylık satış toplamlarının karşılaştırılması neticesinde, davacının — olarak gerçekleştiği ve bir önceki aya göre satışların — oranında azaldığı, —-de bir önceki aya göre — oranında azalması beklendiği ancak elektrik tüketimindeki gerçekleşen azalma oranının —olduğu, bu yönüyle davalının fiyat teklif formunda elektik faturalarında — oranında azalma olacağı yönündeki taahhüdünü —oranında gerçekleştirdiği, — azaldığı, elektrik tüketiminin — arttığı, hususla ilgili nihai değerlendirmenin — takdirinde olduğu, İşbu raporda yer verilen tespit ve değerlendirmeler neticesinde,— davacıya ödenip ödenmeyeceği ile ilgili nihai değerlendirmenin —- takdirinde olduğu,” şeklinde sonuç ve kanaatine varıldığı beyan edilmiştir.
DAVANIN HUKUKİ NİTELİĞİ ve GEREKÇE:
Dava, genel haciz yolu ile takipte ödeme emrine itirazın iptali ve takibin devamı istemine ilişkindir.
İtirazın iptali davası İcra İflas Kanunun 67. Maddesinde “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır.Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır.Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.” şeklinde düzenlenmiştir. İcra dosyası fiziken celp edilmiş, borçlunun ödeme emrine süresi içerisinde itiraz ederek takibi durdurduğu tespit edilmiştir.
4721 sayılı Türk Medeni Kanununun (TMK) 6. maddesi uyarınca kural olarak, aksi kanunca belirlenmedikçe iki taraftan her biri iddiasını ispata mecburdur. Bu hüküm, kaynak İsviçre Medeni Kanunu’ndaki şekli gibi, “bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran taraf, o vakıayı ispat etmelidir” şeklinde anlaşılmalıdır. Davacı taraf, taraflara arasında imzalanan sözleşme kapsamında yapılacak tadilat neticesinde elektrik ve su kullanım maliyetlerinin —–sağlanmasına yönelik sözleşmeye aykırılıktan bahisle dayalı aleyhinde alacak talebinde bulunmaktadır.
Taraflar arasında imzalandığı beyan edilen makine teçhizatı —– üzerinde yapılan kurulum ile elektrik ve su faturalarında ——-arasında yakıt tüketim tasarrufu olup olmadığı, sözleşmede ortalama olarak alınan faturalara istinaden işlem sonrası faturalar kıyaslanarak elektrik ve su faturalarında varsa ne kadarlık tasarruf oluştuğunun tespitinin yapılması amacıyla dosya bilirkişiye tevdi edilmiş olup, kök bilirkişi raporunda; —ayında elektrik tüketimi bir önceki aya göre %—-azaldığı, —– azaldığı, dosyada mübrez fiyat teklif formunda belirtilen davacıya ait fatura bedellerinin —— düşeceği yönündeki koşulun gerçekleşmediğinin anlaşıldığı, ancak davalının fatura tutarlarının azalmama sebebinin kuru temizlemede yapılan iş miktarının artış göstermesi olduğu yönündeki savunması gözetildiğinde, davacının —-satış faturaları listelerinin incelenmesinin gerektiği, davacıdan ilgili listeleri ibraz etmesi istendiği fakat raporun yazım tarihi itibariyle istenen verilerin ibraz edilmediği,” yönünde tespitler de bulunduğu eksik hususların ortaya konulması amacıyla ek rapor tanzim edildiği, ek raporda ise; —- aylarında elektrik su fatura bedellerinin —–oranında düşeceği hususu göz önünde bulundurularak davacının elektrik tüketim bedelleri ile aylık satış toplamlarının karşılaştırılması neticesinde, davacının — ayındaki satış tutarının — olarak gerçekleştiği ve bir önceki aya göre satışların— oranında azaldığı, — elektrik tüketiminin de bir önceki aya göre —- azalması beklendiği ancak elektrik tüketimindeki gerçekleşen azalma oranının —-olduğu, bu yönüyle davalının fiyat teklif formunda elektik faturalarında — azalma olacağı yönündeki taahhüdünü —- oranında gerçekleştirdiği,
— ayındaki satış tutarlarının bir önceki aya göre —azaldığı, elektrik tüketiminin —- arttığı, hususla ilgili nihai değerlendirmenin —— takdirinde olduğu” yönünde değerlendirmelerde bulunduğu görülmüştür.
Sonuç itirbariyle bilirkişi kök ve ek raporlardan dosyada mübrez fiyat teklif formunda belirtilen davacıya ait fatura bedellerinin —oranında düşeceği yönündeki koşulun gerçekleşmediği anlaşılmaktadır.
Sonuç olarak, —- tarihli bilirkişi raporları nazara alınarak davacı davalıdan sözleşmeye aykırılıktan kaynaklı —- alacaklı olduğu anlaşılmakla davacının davasının kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Alacağın likit olması konusunu——- kararında; ”Her uyuşmazlığın kendine özgü somut özelliklerine göre değişmekle birlikte, bir uyuşmazlıkta alacağın likit olup olmadığı belirlenirken, alacak ve onun borçlusu birlikte değerlendirilmelidir. Buna göre, likit bir alacaktan söz edilebilmesi için, ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya bilinmesinin gerekmekte olması; böylece, borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması; başka bir ifadeyle, borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Gerek borç ve gerekse borçlu bakımından, bu koşullar mevcut ise, ortada likit bir alacak bulunduğu kabul edilmelidir.” şeklinde açıklamıştır. Bir alacağın likit olup olmadığı hususu değerlendirilirken her uyuşmazlık kendi koşullarında değerlendirilecek, alacağın miktarının belli ve sabit ya da borçlu tarafından bilinebilir olduğu durumlarda söz konusu alacağın likit olduğu kabul edilecektir.
—— göre fatura alacakları likit niteliktedir. —— göre; “Uyuşmazlık, davacının davalıya faturayla sattığı mal bedelinden kaynaklanan alacağın tahsili istemiyle girişilen icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkin olup, borcun miktarı belirlenebilir (likit, hesap edilebilir) olduğundan, dava dilekçesinde icra inkar tazminatı isteyen davacı yararına İİK.nun 67/2 nci maddesi uyarınca tazminata hükmedilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile bu istemin reddi doğru görülmemiştir.” denilerek fatura alacağının likit niteliği belirtilmiştir. Somut olayımızda davacının talep ettiği alacağın taraflar arasındaki sözleşmeye ve davalının davacıya kestiği faturaya bağlı alacak olması nedeniyle kabul edilen asıl alacağın yüzde 20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Davada kabul edilen miktarın —- altında kalması nazara alınarak kesin olarak karar verilmiştir. Zira ——- karar sayılı ilamında benzer konuya ilişkin; ” … karar altına alınan miktarın yıllar itibariyle yeniden değerlendirme oranları nazara alındığında — istinaf kesinlik sınırı olan—- altında kaldığı, dolayısıyla istinafa gelen davalı yönünden kabul edilen dava miktarı itibariyle mahkeme kararının tutar itibariyle kesin nitelikte olduğu anlaşıldığından tarafça yapılan istinaf başvurusunun bu sebeplerle reddinin gerekeceği, kanunun bahşetmediği bir hakkın ise mahkemece taraflara verilemeyeceği, dolayısıyla yerel mahkeme kararında istinaf yasa yolunun açık olduğunun bildirilmesinin taraflar lehine kazanılmış hak doğurmayacağı üzere davalı vekilinin istinaflarının esastan incelenemeyeceği anlaşılmıştır. ” şeklinde karar verildiği görülmüştür.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜNE; davalı tarafından—- dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin DEVAMINA,
2-Davalının itirazında haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşıldığından kabul edilen asıl alacak olan ——–üzerinden % 20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiliyle davacıya VERİLMESİNE,
3-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 463,48 TL karar ve ilam harcının, dava açılırken peşin olarak alınan 115,88 TL harçtan mahsubu ile bakiye 347,6‬0 TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan 35,90 TL başvuru harcı, 115,88 TL peşin harç toplamı 151,78‬ TL ile 1.996,95 TL (Bilirkişi ücreti, Kep reddiyatı, —– olan yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davalı tarafından dava dosyasına yatırılan gider avansı bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı tarafından dava dosyasına yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra davacıya iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda, dava değeri kesinlik sınırının altında kalması nazara alınarak KESİN olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 14/04/2022