Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/474 E. 2021/113 K. 09.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/474 Esas
KARAR NO : 2021/113
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 25/12/2018
KARAR TARİHİ: 09/02/2021
Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesi mahkememiz esasının yukarıda belirtilen sırasına kaydedilip incelendi
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:Davacı vekili dilekçesinde özetle: müvekkili ile davalının aralarında anlaşmaları sonucunda davalının siparişi üzerine müvekkilinin, davalıya faturada gösterilen birtakım malzemeleri verdiğini ve hizmet sağladığını, müvekkili şirketin mallarla birlikte —— tutarlarında irsaliyeli fatura düzenlediğini, davalının irsaliyeli fatura ile birlikte malları teslim aldığını, müvekkilinin davalı tarafa süre vermesine rağmen davalının bu zamana kadar borcunu ödemediğini, müvekkilinin ödenmeyen faturadan doğan alacağı için —- sayılı dosyası ile takip başlattığını, takibin davalının itirazı doğrultusunda durduğunu, davalı tarafın—— sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın, iptali ile takibin devamını, borçlunun takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak kaydı ile icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Usulüne uygun tebligata rağmen davalı tarafın cevap dilekçesi sunmamış olduğu görülmüştür.
DELİLLER:
—- sayılı dosyası, — tarihli yazısı, bilirkişi raporu, ——- tarihli yazıları ve tüm dosya sureti.
Bankacı bilirkişi tarafından hazırlanan raporda özetle; davacı —— dava dosyasına ibraz ettiği yasal defterlerinin usulüne uygun olarak tutulduğu, TTK hükümlerine uygun olarak noter açılış tasdiklerinin süresi içerisinde alındığı ve dolayısıyla ticari defterlerin lehe delil olarak ileri sürülebileceği, davalıya usulüne uygun olarak tensip zaptı ve dava dilekçesi Tebligat Kanunun 35,maddesine göre tebliğ edildiği, davalının davaya katılmadığı ve cevap dilekçesi de sunmadığının görüldüğü, defter kayıtlarında takip konusu tutar kadar davalıdan alacaklı gözüken davacı yanın takip konusu alacağının dayanağı olan dosyaya sunulu faturaları “irsaliyeli fatura” olarak tek bir belgede düzenlediği, faturalara konu ürünlerin davalıya teslim edildiğini gösterir nitelikte gerek fatura gerekse fatura ekinde ibraz edilen fatura teslim tutanağında ——– isimli kişinin imzasının bulunduğu, anılan ismin davalı ile olan bağının dosya kapsamından tespit edilemediği, davalının —- beyannamelerine yer verilen — müzekkere cevabına göre, davacının toplamda —- tutarlı olarak düzenlediği faturaların davalı nezdinde kayıtlı bulunmadığının görüldüğü, söz konusu toplama isabet eden — tutarının davalı tarafından kayıtlara alınmayarak indirim konusu yapılmamasının ticari hayatın olağan akışına aykırı olduğu kanaatine varıldığı, bu nedenle davalı adına ödeme yapan —- müzekkere yazılarak davalı adına davacı hesabına —- yılında yapılan toplamda — tutarın davacının davalıya verdiği beton döküm hizmeti ile İlgisinin olup olmadığı, ilgili apartmanda davalı —— davacı ile herhangi bir ticari münasebetinin bulunup bulunmadığı hususunun sorulmasının yerinde olacağının anlaşıldığı, buna karşın nihai değerlendirmenin Sayın Mahkemenin takdirinde olduğu, sayın Mahkemenin davacı lehinde hüküm kurması halinde huzurdaki dava ile davalıdan istenebilir anapara tutarının —- takiple istenen yıllık — oranı üzerinden hesaplanan temerrüt faizinin —- olacağı tespit edilmiş olduğu görüş ve kanaatine varıldığı görülmüştür.
— tarihli bilirkişi ek raporunda özetle; — kısmi ödeme tarihine kadar, takip ile istenen — oranı üzerinden — günlük işlemiş faiz — olarak aşağıdaki gibi hesaplanmıştır,— asıl alacak üzerinden icra masrafları ile — yılında uygulanan vekalet ücreti — olarak aşağıdaki gibi hesaplanmıştır. — tarihinde gerçekleştirilen — takip ile istenen — anapara alacağından mahsup edilmesi neticesinde kalan — üzerinden kısmi ödeme tarihinden dava tarihine kadar işlemiş faiz —olarak hesaplanmıştır. yukarıda yer verilen hesaplamalar neticesinde, davalıdan istenebilir tutar ——– olarak hesaplanmış ve takdire sunulduğu görülmüştür.
DAVANIN HUKUKİ NİTELİĞİ ve GEREKÇE:
Dosya incelendiğinde davanın taraflar arasında görülmekte olan ——-sayılı icra takip dosyasına davalı tarafından yapılan itirazın iptali davası olduğu görüldü.
Ticari defterlerin sahibi lehine olması için HMK m. 222/2’de öngörülen şartlar; defterlerin kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olması, defterlerin açılış ve kapanış onaylarının yaptırılmış olması ve ticari defterlerin birbirini doğrulamış olması gerekmektedir.
Somut olayda; davacı, davalıdan olan alacağının tahsili amacıyla —— nolu dosyası ile davalı aleyhine icra takibi başlattığı, davalının itirazı ile icra takibinin durmuş olduğu, davacı tarafın itirazın iptali talebiyle mahkememizde süresi içerisinde huzurdaki davayı ikame etmiş olduğu, yapılan yargılama sırasında davacı tarafın usulüne uygun tutulan defter ve kayıtlarına göre davacı tarafın davalı taraftan takip tarihi itibariyle —dava tarihi itibariyle ise —— alacaklı olduğunun tespit edildiği, davalı tarafça inceleme gününde ticari defter ve kayıtların mahkememize ibraz edilmediği, bununla birlikte alacağa konu faturalara ilişkin teslim belgeleri altında —— imzasının yer aldığı, her ne kadar davalı tarafça bahsi geçen kişinin davalı şirket çalışanı olmadığı belirtilmişse de celbedilen ———-davalı şirket çalışanı olduğunun tespit edildiği görülmüştür.
“…Mahkemece ;takip ile temerrüdün başladığı yönünde ki tesbit yerinde olup tahsil harcı devlete ödenecek bir tutar olduğundan kısmi ödemenin mahsubunda dikkate alınamayacağından itirazlar üzerine alınan 1 ve 2. Ek bilirkişi raporlarının yargılamaya bir katkısı olmamıştır. Mahkemece; takip tarihi itibariyle tesbit edilen alacak tutarına takip tarihinden sonra ,takip ile birlikte temerrüdün başladığı kabul edildiğine göre ödeme tarihine kadar işleyen faiz tutarı, icra vekalet ücreti, icra masrafları eklenmek suretiyle bulunan —— tüm borçtan ,kısmi ödeme olan — düşülerek ,kalan —- asıl alacak üzerinden takibin devamına ve kalan miktara da ödeme tarihinden itibaren faiz işletilmesine karar verilmesi gerekirken ,TBK 100 maddesi dikkate alınmadan asıl alacaktan mahsuba karar verilmesi hatalı olduğundan davacı vekilinin bu hususa yönelik istinaf sebebi yerinde olduğundan ,hükmün kaldırılarak ödeme tarihi itibariyle kalan asıl alacak üzerinden itirazın iptaline ,takibin devamına ,kısmi ödeme tarihinden itibaren temerrüt faizi yürütülmesine ilişkin olarak yeniden hüküm kurulmuştur.” ———-
Tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde; davacı tarafça alacağa konu malların davalı şirkete teslim edildiğini ve haliyle taraflar arasındaki akdi ilişkiyi ispat etmiş olduğu, buna karşılık davalı tarafça herhangi bir ödeme belgesinin dosyaya ibraz edilmediği, buna karşılık her ne kadar dava ikame edilirken harca esas değer ——– olarak gösterilmişse de davacı taraf defter ve kayıtlarının incelenmesinde icra takip tarihi ile dava tarihi arasında davalı adına kısmi ödeme yapılmış olduğu, yukarıda yer verilen — kararı doğrultusunda yapılan hesaplamada; takip tarihi itibariyle tesbit edilen alacak tutarına —- takip tarihinden sonra, takip ile birlikte temerrüdün başladığı kabul edildiğine göre ödeme tarihine kadar işleyen faiz tutarı —- eklenmek suretiyle bulunan —— tüm borçtan, kısmi ödeme olan — düşülerek , kalan — asıl alacak üzerinden davanın bu miktar üzerinden kısmen kabulüne karar verilmesi gerekirken sehven hükmün—— üzerinden kurulduğu ve iş bu miktar üzerinden alacağın faturaya dayalı ve likit olması nedeniyle icra inkar tazminatı talebinin kabulüne, bakiye alacak talebi bakımından hukuki yarar yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalının —— Esas sayılı dosyasında yapmış olduğu itirazın KISMEN İPTALİNE, kısmi ödemenin TBK’nın 100.Maddesi uyarınca borca mahsup edilerek takibin —asıl alacak üzerinden ödeme tarihi olan —– tarihinden itibaren işleyecek değişik oranlarda avans faizi yürütülerek takibin DEVAMINA,
-Fazlaya ilişkin talebin hukuki yarar yokluğu ve yerinde olmaması nedeniyle REDDİNE,
-Kabul edilen kısım üzerinden hesaplanan %20 icra inkar tazminatı olan 8.336,10 TL’nin davalıdan alınarak davacıya ÖDENMESİNE,
2-Harçlar yasası uyarınca alınması gereken 2.847,19TL harçtan peşin alınan 663,19 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.184,00 TL karar harcının davalıdan tahsiliyle hazineye İRAD KAYDINA,
3- Harçlar yasası uyarınca davacı tarafından yatırılan 663,19 TL peşin harç ve 35,90 Başvuru harcının davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan A.A.Ü.T.’ye göre alınması gereken 6.218,46 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
5- Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden reddedilen miktar üzerinden hesaplanan A.A.Ü.T.’ye göre alınması gereken 4080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
6-Davacı tarafından yapılan toplam 1103,50 TL yargılama giderinden kabul-red oranına göre belirlenen 837,55 TL yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya VERİLMESİNE, bakiyenin davacı üzerinde BIRAKILMASINA, kalan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa İADESİNE, davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine YER OLMADIĞINA,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde ——Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 09/02/2021