Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/465 E. 2019/826 K. 20.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2018/465 Esas
KARAR NO : 2019/826

DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 25/12/2018
KARAR TARİHİ : 20/11/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ile davalı arasında taksitli taşıt kredi ve rehin sözleşmeleri imzalandığını, sözleşme hükümlerine göre; müvekkili kurum davalı şirkete kredi kullandırmayı, davalı da kullandığı krediyi sözleşmede taahhüt ettiği üzere ödemeyi kabul ettiğini, davalı tarafın borcunu taahhüt ettiği gibi ödemediğini, kredinin geri ödenmemesi üzerine müvekkili kurum tarafından asıl borçlunun hesabı kat edildiğini, tüm borcun muaccel hale geldiğini, bunun üzerine Beyoğlu———. Noterliği aracılığıyla davalı şirkete ihtarnameler çekildiğini, daha sonra İstanbul Anadolu ———-. İcra Müdürlüğünün —– esas sayılı dosyasıyla yasal takibe geçildiğini, davalının itirazı sebebiyle icra takibinin durduğunu, bu sebeplerle davalının İstanbul Anadolu —– İcra Müdürlüğünün ——- esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın iptaline asıl alacağın %20′ sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
CEVAP : Davalıya davetiye tebliğ edilmiş ancak davaya cevap vermemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Dava, İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) itirazın iptali davasıdır.
Davacı vekili, ———- tarihli duruşmada, davalı tarafın icra dairesine yapmış olduğu itirazından feragat ettiğini, bu sebeple davanın konusuz kaldığını, karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesini, davalı taraftan yargılama gideri, vekalet ücreti ve icra inkar tazminatı taleplerinin bulunmadığını beyan etmiştir.
Davacı vekilinin beyanına göre, davalı tarafın icra dairesine yapmış olduğu itirazından feragat ettiği, bu sebeple davanın konusuz kaldığı, davacı vekilinin yargılama gideri, vekalet ücreti ve icra inkar tazminatı talebinin bulunmadığı, davanın konusunun kalmadığı anlaşıldığından davayla ilgili karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır.
Tüm dosya kapsamı ve toplanan delillerin değerlendirilmesine göre, davalı tarafın icra dairesine yapmış olduğu itirazından feragat ettiği, bu sebeple davanın konusuz kaldığı anlaşıldığından davayla ilgili karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
1-Davanın konusu kalmamış olduğundan davayla ilgili KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2- Davacı vekili tarafından icra inkar tazminatı talep etmediğinden icra inkar tazminatı yönünde karar verilmesine yer olmadığına,
3- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 44,40 TL maktu harcın peşin alınan 5.950,77 TL’den mahsubu ile fazla alınan 5.906,37 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4- Davacı vekilinin yargılama gideri talebi olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5- Davalının yapmış olduğu yargılama olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6- Davacı vekilinin vekalet ücreti talebi olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7- 6100 Sayılı HMK’nun 333. maddesi gereğince var ise kalan gider avansının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair karar, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun İstinafa ilişkin hükümleri doğrultusunda, kararın tebliğ tarihinden itibaren iki (2) haftalık süre içerisinde (HMK’nın 345. maddesi), mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak (HMK’nın 343. maddesi) ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamen ödemek (HMK’nın 344. maddesi) suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda oy birliği ile açıkça okunup usulen anlatıldı.