Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/464 E. 2020/713 K. 22.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/464 Esas
KARAR NO : 2020/713
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 25/12/2018
KARAR TARİHİ : 22/10/2020
Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesi mahkememiz esasının yukarıda belirtilen sırasına kaydedilip incelendi
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle ; davacı şirket tarafından ———-nakliye bedellerini de ödeyerek davalı şirkete teslim etiğini, —-tarihinde de solüsyon bedeli tutarı, nakliye ücreti ve hizmet bedelleri tutarı olarak toplam —- faturanın davalı şirkete iadeli taahhütlü olarak gönderildiğini, davalı şirketin süresinde faturaya itiraz etmediğini ve fatura tutarının kesinleştiğini, alacağın tahsilini teminen ———- dosyası üzerinden ilamsız icra takibi yapıldığını , takip borçlusunun itirazı üzerine durduğunu, bu nedenlerle itirazın iptaline ve takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle ;davacı tarafından davalıya herhangi bir mal yada hizmet tedarikinin sağlanmadığını, takibe mesnet faturalar veya herhangi bir ihtarın davalı şirkete tebliğ edilmediğini , bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
——- cevabi yazısı, —– cevabi yazısı, bilirkişi heyet raporu,——- dosyası,
SMM uzmanı ve borçlar hukuku uzmanı bilirkişilerin —– tarihli bilirkişi raporunda özetle; dava konusu uyuşmazlıkta tartışma konusu ——sıra nolu faturaya konu mal ve hizmetlerin teslim alındığının davacı tarafından ispatı gerektiği, dosyaya sunulu irsaliyelerin bu hususu ispata yeter nitelikte olmadığı, anılan irsaliyelerden birinin imzasız diğerinin de kim tarafından imzalandığı ve bu kişinin davalı şirket çalışanı olup olmadığının anlaşılamadığı , bu hali ile—–nolu faturaya konu alacak iddiasının tespit edilemediği yönünde kanaatte bulundukları—- tarihli bilirkişi ek raporunda özetle ; takibin dayanağının davacı yan tarafından davalı yana düzenlenen —– tutarlı bir adet fatura olduğu, faturanın davalı yan ticari defterlerinde kayıtlı olmadığı, fatura ve muhteviyatındaki ürünlerin davacı tarafından davalıya teslim edildiğinin ispata muhtaç olduğu beyan edilmiştir.
DAVANIN HUKUKİ NİTELİĞİ ve GEREKÇE:
Dava, davalı tarafından —– sayılı icra takip dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali talebine ilişkindir.
4721 sayılı Türk Medeni Kanununun (TMK) 6. maddesi uyarınca kural olarak, aksi kanunca belirlenmedikçe iki taraftan her biri iddiasını ispata mecburdur. Bu hüküm, kaynak İsviçre Medeni Kanunu’ndaki şekli gibi, “bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran taraf, o vakıayı ispat etmelidir” şeklinde anlaşılmalıdır. Davacı taraf bedeli ödenmeyen faturalardan kaynaklanan alacak talebinde bulunmaktadır. Buna göre öncelikli incelenmesi gerek husus faturanın ispat gücüdür. 6102 sayılı TTK’nın 21/2.maddesi şu şekildedir: ”Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır”. TTK’nın 21/2. maddesi ile faturanın tacirler arasında ifaya yönelik ispat aracı olduğu,süresinde itiraz edilmemekle münderecatından sayılan hususlar yönünden düzenleyen lehine, adına fatura düzenlenen aleyhine bir karine getirilmiştir. Bu karine faturanın ispat gücünü ortaya koymaktadır. Fatura düzenleyen tacirin anılan karineden yararlanabilmesi için fatura tanzim edenle, adına fatura tanzim edilen arasında akdi ilişki bulunması, faturanın akdin ifasıyla ilgili düzenlenmesi gerekir. Fatura sözleşmenin kurulma safhasıyla ilgili olmayıp ifasına ilişkin olduğundan öncelikle temel bir borç ilişkisinin bulunması gerekir.
Somut olayda; taraflar arasında yazılı bir sözleşmenin bulunmadığı, tarafların usulüne uygun olarak tutulmuş ticari defter ve kayıtlarından davacı taraf kayıtlarına göre davalının davacı tarafa —–borçlu göründüğü, davalı taraf defterlerinde ise taraflar arasında ticari ilişki bulunduğuna dair herhangi bir kaydın yer almadığı, bununla birlikte dava konusu alacağa dayanak faturaların davalı taraf BA formlarında da yer almadığı, her ne kadar davacı tarafça dava konusu fatura muhteviyatındaki malların irsaliye ile davalı tarafa teslim edildiği iddia edilmişse de,—- tarihli —- nolu irsaliyenin teslim alan kısmında imza yer almadığı yalnızca —- isminin yazılmış olduğu, —– nolu irsaliyede yer alan isim ve imzanın belirsiz olduğu, dosyada yer alan—- davalı şirket yetkilisinin beyanlarından —–davalı çalışanı olduğu tespit edilse de irsaliye üzerine herhangi biri tarafından da isim yazılmasının mümkün olduğu, bu haliyle mal teslimi hususunun başka bir deyişle taraflara arası hukuki ilişkinin ispat edilemediği anlaşılmakla davanın reddine, şartları oluşmayan ve ispat edilemeyen kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
-Kötü niyet tazminatı talebinin REDDİNE,
2-Alınması gereken karar ve ilam harcı 54,40 TL olmakla baştan alınan 290,45 TL peşin harçtan mahsubu ile fazla yatırılan 236,05 TL nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde BIRAKILMASINA, davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine YER OLMADIĞINA,
4-Davalı taraf yargılamada kendisini vekil marifetiyle temsil ettirmiş olmakla AAÜT gereği 3.400,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı tarafa ÖDENMESİNE,
5-Kararın kesinleşmesi ve talep halinde HMK 333. maddesi gereği artan gider avansının davacı tarafa İADESİNE,
Dair; davacı ve davalı tarafın yüzüne karşı gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.22/10/2020