Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/455 E. 2022/289 K. 21.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/455 Esas
KARAR NO : 2022/289

DAVA : İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 25/12/2018
KARAR TARİHİ : 21/04/2022

Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesi mahkememiz esasının yukarıda belirtilen sırasına kaydedilip incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dilekçesinde özetle; dava konusu çekin müvekkili şirket yetkilisi —-zilyetliğinden 09/04/2018 tarihinde — çalındığını, sonrasında müvekkili şirkete ait çalınan çekler sonrasında müvekkili şirket ile hiçbir ticari ilişkisi olmayan — eline geçerek davalının eline geçtiğini, çalınan çeklere ilişkin taraflarınca suç duyurusunda bulunulduğunu, çalınan çekler hakkında taraflarınca çek iptali davası açıldığını, davalının çeki tahsil edemediğini bu nedenle —sayılı dosyası ile başlatılan icra takibine taraflarınca itiraz edildiğini ve buna ilişkin—esas sayılı dosyası ile derdest olduğunu, dava konusu çekin iptali için açılan —-tarihli kararıyla TTK 758 ve 763.maddeleri uyarınca istirdat davası açmak üzere taraflarına süre verildiği ve işbu davanın ikame edildiğini, bu nedenle dava konusu çek bedelinin davalıdan alınarak davacıya verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı yan üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin iyi niyetli son hamili olarak daya konu çeki —–teslim aldığını, dava konusu çekin incelenmesinde —–açıkça kanuna uygun şekilde yapıldığının görüleceği, davaya konu iddiaların müvekkili şirket ile bir ilgisi bulunmadığını, müvekkili —– edilmesi gerektiğini, müvekkilinin çeki iktisap etmekte iyi niyetli olduğunu, kabul anlamına gelmemek kaydıyla kambiyo senedinin elden teslim edilmeyip —ile gönderilmesinin ticari hayatın olağan akışına uygun düşmediğini, davaya konu çekin muntazam — kambiyo senetlerinin mücerretliği ilkesi göz önünde bulundurulduğunda, davacı tarafın çekin çalınmasına dair beyanlarının gerçekleri yansıtmaması durumunda dahi, müvekkili şirketin çeki iktisapta kusuru bulunmadığının kabulünün gerektiğini, bu nedenlerle davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretini davacı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
DAVANIN HUKUKİ NİTELİĞİ ve GEREKÇE:
Dava 6102 sayılı yasanın 792. maddesine dayalı çekin istirdatı istemine ilişkindir.
—- yazısı ekinde görüntüsü gönderilen davaya konu çek üzerindeki —-tam olduğu, davalı temlik eden —- anlaşılmaktadır. Anılan yasa maddesinde “Çek, herhangi bir suretle hamilin elinden çıkmış bulunursa, ister hamile yazılı,  ister  ciro yoluyla devredilebilen  bir çek  söz konusu  olup da  hamil  hakkını  790 ıncı maddeye göre ispat etsin, çek eline geçmiş bulunan yeni hamil ancak çeki kötü niyetle iktisap etmiş olduğu veya iktisapta ağır bir kusuru bulunduğu takdirde o çeki geri vermekle yükümlüdür.” şeklinde belirtilmektedir. Bu madde hükmüne göre, davalının çeki edinme nedenini kanıtlama yükümlülüğü yoktur. Davalının çekin rıza dışında elden çıktığını bilmesi veya bilebilecek durumda olması gerekir. Çekin rıza dışı elden çıkması halinde ispat yükü, çekin yetkili hamili olduğunu ve rızası hilafına elinden çıktığını ileri süren davacıya ait olup, davacının iddiasını kesin ve inandırıcı delillerle kanıtlaması gerekmektedir. Davacı her ne kadar dava konusu çekin müvekkili şirket yetkilisi — tarihinde — çalındığını iddia etmiş ise de; — dosyasında bilirkişi tarafından düzenlenen—-tarihli raporda ; incelemeye konu çekin arka yüzündeki 2.ciranta olarak— üzerindeki imzanın — eli ürünü olduğu kanaatine varıldığının bildirildiği görülmektedir. Söz konusu rapora yönelik davacı vekili tarafından herhangi bir beyan dilekçesi sunulmadığı görülmektedir. Bu durum davacının çekin çalındığına yönelik iddiasını çürütür niteliktedir. —- davacının çekinin çalındığına yönelik iddiası kabul görse dahi ; davalınn dava konusu çeki davacıya yönelik — sonra
iktisap etmiş olması ve defter kaydının bulunmaması davalının cirantası ile ticari ilişkisi bulunmadığını ve davalının çeki iktisapta ağır kusurlu olduğunu göstermemektedir. Bu nedenlerle ve davalı hakkında yürütülen —- soruşturma sayılı dosyasında davalı hakkında kovuşturmaya yer olmadığı kararı verildiği hususları da hep birlikte değerlendirilerek açılan davanın reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Açılan davanın REDDİNE,
2-Peşin alınan 110,75 TL harçtan, alınması gerekli 80,70 TL harcın düşümü ile geri kalan 30,05 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
3-Yargılama giderlerinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA ,
4-Davacı tarafça peşin yatırılmış olan gider avansından artan kısmın, karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
5-Davalı … — bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan—– davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
6-Dava dosyası kesinleştiğinde dosyamız arasında bulunan –sayılı dosyasının icra dairesine İADESİNE,
Dair;6100 Sayılı HMK’nın 341/2. Maddesi uyarınca KESİN olarak verilen karar davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.