Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/453 E. 2019/309 K. 09.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/453 Esas
KARAR NO : 2019/309
DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ: 25/12/2018
KARAR TARİHİ: 09/04/2019
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonucunda;
DAVA:Davacı vekilinin 25/12/2018 tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkili sigorta şirketi tarafından ——- tarihlerini kapsayan ——- poliçe numarası ile———plaka sayılı aracın sigorta poliçesi ile teminat altına alındığın, — tarihinde seyir halinde olan ————- plakalı aracın, önünde seyir halinde olan ——- plaka sayılı araca çarpması ve bu aracın da önündeki —–plaka sayılı araca çarpması sonucu üç araçlı ve maddi hasarlı trafik kazasının meydana geldiğini, ——— plaka sayılı aracın kurulu olduğunu, olay yerinden kaçtığını, müvekkili şirketin sigortalı araç sahibine ödeme yaptığını, davalı aleyhine müvekkili tarafından ——–plaka sayılı araç ile ——— tarihli kaza sonucu maddi hasarlı trafik kazası meydana gelmiş olması ve davalı şirkete alacağın tahsili amacıyla İstanbul Anadolu 12. İcra Müdürlüğünün ——– E.sayılı dosya ile ilamsız takiplerde haciz yolu ile icra takibi başlatıldığını, davalıya gönderilen ödeme emrinin 01/02/2017 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun yasal süresi içinde dosyaya itiraz ettiğini ve takibin durdurulduğunu, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla; İstanbul And. 12. İcra Müdürlüğünün——— esas sayılı dosyasına yönelik davalının takibe konu asıl alacağa ve fer’ilerine itirazlarının iptali ile takibin takip talebinde yazılı şartlarla aynen devamına, davalının inkar olunan alacağın %20 den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı vekilinin mahkememiz dosyasına sunmuş olduğu 07/02/2019 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Davacının davaya konu icra takibi ile talep ettiği alacağın dayanağını oluşturan gerek kazanın meydana geliş şekline gerekse de kazada tarafların kusuruna yönelik beyanların gerçeğe aykırı olduğunu, müvekkilinin——- plakalı araç ile 11/07/2016 tarihinde normal hızıyla seyir halinde iken önünde seyir halinde olan ——–plakalı aracın davalı … şirketinin kasko poliçesi ile sigortalı bulunan ——- plakalı araca aniden çarpması üzerine müvekkilinin de bu ani çarpma nedeni ile ———– plakalı araca arkadan çarptığını, kazaya müvekkilinin idaresinde bulunan aracın neden olmadığını, dolayısıyla müvekkili ile zarar arasında rücuen sorumluluğu doğuracak uygun bir illiyet bağı bulunmadığını, kaza sonrasında ——— plakalı aracın sürücüsünün kaçtığını, kaza sonrasında müvekkilinin aracından inerek ————-plakalı araç sürücüsüne durumu anlatmaya çalışırken araç sürücüsü ve yakınlarının müvekkiline saldırdığını, bu esnada davacı şirket tarafından kaskolu ——-plakalı araç sürücüsünün olay yerinden hemen uzaklaştığını, bu nedenle kaza tutanağı da bulunmadığını, kazanın meydana gelmesinde kusuru bulunan ———– plakalı araç sürücüsünün kötü niyetli olduğunu, kaza nedeni ile ödenen tazminatın rücuen müvekkilinden talep edilmesi yasal olarak mümkün olmadığını, müvekkilinin kazada kusuru olmadığını, bu açıdan kaza nedeni ile müvekkilinin sorumluluğuna gidilebilmesinin madden ve hukuken mümkün olmadığını beyanla davanın bütün talepler yönünden reddine, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Somut olayda uyuşmazlık, 6102 Sayılı TTK’nun 1472(6762 Sayılı TTK’nun 1301.) maddesi uyarınca sigorta şirketi tarafından sigortalısına ödenen tazminatın haksız fiile sebebiyet veren davalıdan rücuen tahsili isteminden ibarettir.
6100 sayılı HMK’nin 2. maddesine göre, dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ilişkin davalarla, şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk mahkemesidir.
Bu Kanunda ve diğer kanunlarda aksine düzenleme bulunmadıkça, asliye hukuk mahkemesi diğer dava ve işler bakımından da görevli olduğu belirtilmiştir.
6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4/I maddesinde de, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın, bu kanunda öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işlerinin ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılacağı açıkça düzenlenmiştir.
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu’nun 22.03.1944 tarih ve 37 esas 9 karar RG 03.07.1944 sayılı kararında bu husus “sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava sigorta poliçesinden doğan bir dava değildir. Bu nedenle, halefiyet davası bir ticari dava sayılamaz. Bu dava, aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur.” şeklinde vurgulanmaktadır. Davacı … olup, uyuşmazlık haksız fiilden kaynaklanmaktadır. Davacıya kasko sigortalı araç ———–özel otomobildir. Görev hususu kamu düzenine ilişkin olup mahkemece re’sen gözetilmesi gerekmektedir. Dava, 6102 sayılı TTK’nun yürürlüğe girmesinden sonra açılmıştır. Uyuşmazlığın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. ——————-
Bu nedenle, davacı tarafından, davalı aleyhine açılan işbu davada mahkememizin görevsizliği nedeniyle; HMK 115-2 md uyarınca dava şartı noksanlığından usulden reddine, İstanbul Anadolu Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görevli olduğuna dair aşağıdaki şekilde hüküm kuulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı tarafından davalı aleyhine açılan iş bu davanın mahkememizin görevsizliği nedeniyle; HMK 115-2 md uyarınca dava şartı noksanlığından USULDEN REDDİNE,
2-Karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın görevli İstanbul Anadolu Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmek üzere Hukuk Mahkemeleri Tevzi Bürosuna gönderilmesine,
3-Yargılama giderlerinin, HMK’nun 331-(2) md uyarınca yargılamaya görevli mahkemede devam edilmesi halinde bu mahkemece karara bağlanmasına; görevli mahkemede davaya devam edilmez ise talep halinde dosya üzerinden mahkememizce karara bağlanmasına,
Dair; Gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 09/04/2019