Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/443 E. 2019/855 K. 28.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2019/267 Esas
KARAR NO : 2019/954

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Alacak Sebebiyle)
DAVA TARİHİ : 20/10/2016
KARAR TARİHİ : 25/12/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Alacak Sebebiyle) davasının yapılan açık yargılaması sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinden özetle; Davalı tarafın şirket ortağı olduktan sonra , şahsi borçlanmaları için şirket hesabından para harcadığını, bunun da genel kurulda zapta geçirdiğini, bu para alımlarını, şirket muhasebesi gereğince müvekkilinin üzerinden yapıldığını, müvekkilinin borçlu gibi görüldüğünü, defalarca ihtarname çekilmesine rağmen borcu ödemediğini hatta müvekkiline tehdit ve hakarette bulunduğunu bunun ile ilgili olarak kamu davasının açıldığını, alacağın tahsili için İstanbul Anadolu —- İcra Müdürlüğünün —- esas sayılı dosyasında icra takibi başlattığını, davalının icra takibine haksız yere itiraz etmesinden dolayı takibin durduğunu, işbu sebeplerle davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinden özetle; Müvekkilinin şirket ve davacıdan alacaklı olduğunu, bu durumu da genel kurul tutanağına geçirildiğini, tüm bu nedenlerden dolayı şirket ortakları, ticari defter ve belgelerde bağımsız bir inceleme ve denetleme yapılmasını talep ettiğini, bunun üzerine alınan inceleme ve denetleme raporunda yapılan usule aykırı işlemlerin saptandığını, müvekkilinin borçlu gibi gösterilmeye çalışıldığını, şirketin kar etmesine rağmen şirketin zarar ediyormuş gibi gösterildiğini, davacının müvekkilinin şirketteki varlığını kabullenemediğini, hatta tehdit ve hakaretlerde bulunduğunu, bunun ile ilgili olarak Cumhuriyet Başsavcılığında suç duyurusunda bulunduklarını, müvekkilinin alacaklı olduğunu, işbu sebeplerle davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Dava, İtirazın İptali İtirazın İptali (Ticari Alacak Sebebiyle) davasıdır.
Dosya, mahkememize İstanbul Anadolu —–. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin —–karar sayılı, 26/02/2018 günlü görevsizlik ilamı gereğince tevzi edilmiştir.
İstanbul Anadolu —- İcra Dairesinin —– sayılı icra takip dosyası getirilip incelenmiş, davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine Kadıköy ——– Noterliğinin ——— yevmiye nolu ihtarnamede belirtilen alacaktan kaynaklanan alacak sebebiyle — bedelin tahsili için ilamsız icra takibi yapılmış olduğu, davalı borçlunun —- tarihinde süresi içerisinde borca itirazda bulunduğu ve takibin durmuş olduğu görülmüştür.
Tarafların delilleri toplanmıştır.
İstanbul Anadolu —-. Asliye Ticaret Mahkemesinin —esas sayılı dava dosyası uyap üzerinden getirilip incelenmiş, tarafların ortak oldukları dava dışı ——-. tarafından davalı … aleyhine davalının kullanımında bulunan şirkete ait araca yönelik müdahalenin önlenmesi ve aracın iadesi için dava açılmış olduğu anlaşılmıştır.
İstanbul Anadolu —–. Asliye Ticaret Mahkemesinin —-esas sayılı dava dosyası uyap üzerinden getirilip incelenmiş, tarafların ortak oldukları dava dışı——. tarafından davalı … aleyhine ortaklıktan çıkarma ve hisselerin davacı şirkete devri hususunda dava açılmış olduğu anlaşılmıştır.
İstanbul Anadolu —– Asliye Hukuk Mahkemesinin —– esas sayılı dava dosyası uyap üzerinden getirilip incelenmiş, dava dışı ortak ——-tarafların ortak oldukları dava dışı——. yönünden kendi lehine oluşan alacak için yapmış olduğu ilamsız icra takibine yapılan itirazın iptali davası açılmış olduğu, —-günlü karar ile görevsizlik kararı verilmiş olduğu anlaşılmıştır.
İstanbul Anadolu —- Asliye Ceza Mahkemesinin —esas sayılı dava dosyası uyap üzerinden getirilip incelenmiş, davacının şikayeti üzerine —- tarihinde meydana gelen olay sebebiyle davalı aleyhine yaralama ve hakaret suçlarından dolayı dava açılmış olduğu anlaşılmıştır.
İstanbul Anadolu —. Ağır Ceza Mahkemesinin — esas sayılı dava dosyası içerisine sunulan bilirkişi raporu uyap üzerinden getirilip incelenmiştir.
Kadıköy ——. Noterliğinin —- yevmiye nolu ihtarnamesi getirilip incelenmiş olup davacı tarafından davalıya dava konusu alacağın ödenmesi hususunda ihtarname göndermiş olduğu anlaşılmıştır.
İstanbul —- Noterliğinin —– yevmiye nolu ihtarnamesi getirilip incelenmiş olup davalı tarafından davacıya hitaben göndermiş olduğu ihtarnameye cevap verilmiş olduğu anlaşılmıştır.
Dava dışı—— ait ticaret sicil kaydı getirilip incelenmiştir.
Davacıya ait İş bankası hesap özeti getirilip incelenmiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında, taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Mali müşavir bilirkişisi —– tarafından düzenlenen —- günlü raporda özetle ” …Dosya kapsamı, İstanbul Anadolu—.Ağır Ceza Mahkemesinin —– esas sayılı dosyasına ibraz edilen bilirkişi heyet raporu, banka kayıtları, —-müzekkere cevabı ve davalı tarafından tek taraflı olarak Mali Müşavire hazırlatılan —- incelemesine göre, davalı tarafından —– düzenlettirilen Denetim raporu içeriğinde yüzeysel inceleme yapıldığı ve inceleme sırasında —- ibraz edilmediği belirtildiğinden, işbu rapor dava konusu uyuşmazlık için düzenlenecek raporda sınırlı olarak dikkate alınabileceğini,—– göre tarafların —– yılları arasında şirket ortağı olduklarını, …Davalı ——— ile ilgili kendisine ödenmesi gereken —- ödenmediğini fakat bilançoda ödenmiş gibi gösterildiği savunmuş olduğunu, söz konusu raporda —– yılları arasında tarafların ortağı olduğu şirketin proje kar zarar durumuna yer verilmiş ve adı geçen— projesinde şirketin—– kar elde ettiği görülürken, diğer projeler ve genel yönetim giderleri ile birlikte toplamda — zarar edildiğinin tespit edildiğini, yukarıda ver verilen davalıya ait hesap hareketlerinde —– tutarının ödenip ödenmediöi ile ilgili bir tespit yapılamadığını, zira şirket hesaplarndan ve davacının sahsi hesaplanndan gönderilen tutarların ne için ödenmiş olduğu hususunun işlem açıklamalarından anlaşılamadığını, … Tarafların ortağı bulunduğu şirketin yıllar itibariyle zarar etmesine karşın şirket hesaplanndan davalının —— çektiği, bu tutarın vergi affı kapsamında şirket kayıtlarından silinerek Kanunen Kabul Edilmeyen Gider olarak pasifleştirildiği, böylece şirket zararının artırılmış olduğunu, bu mahiyette davacının şirketten çektiği —- ve diğer ortakların şirketten çektiği — ile birlikte toplamda —- şirketten çekilerek Kanunen Kabul edilmeyen gider yazıldığını, böylece şirketin mali zararının artınlmış olduğunu, her ne kadar davalı, şirketin Tüzel kişiliğini ilgilendiren kar zarar durumuna itiraz ettiğini belirtse de. huzurdaki dava davacının şahsi hesabından davalıya gönderilen tutarların ödenmesine ilişkin olduğunu, … Sonuç olarak davalının —- tarihine kadar — olan sermaye payının bu tarihten itibaren—- yükseldiğini, tarafların ortağı olduğu şirkette hiçbir dönemde kar payı dağıtımı yapılmadığını, bu yönüyle davalının temettü dağıtımından doğan bir alacağının bulunmadığını, davacının tek taraflı olarak —–. hesaplarında üzerinde Mali Müşavir aracılığıyla denetim yaptırdığı, yapılan denetimin yüzeysel olarak gerçekleştirildiğinin rapor içeriğinde belirtildiğinden dolayı raporun mevcut haliyle huzurdaki dava konusu uyuşmazlıkta kısıtlı olarak dikkate alınabileceğini, dosyaya celp edilen İstanbul Anadolu——-. Ağır Ceza Mahkemesinin —–Esas sayılı dosyasına ibraz edilen bilirkişi heyet raporunun sonuç kısmında tüm ortakların ——-yıllan arasında şirketten çekmiş olduğu tutar toplamının — bu tutardan davalı payına düşen kısmın — olduğu ve davalının şirkete olan bu borcunun diğer ortaklarda olduğu gibi vergi affından yararlanılarak —- yazılmak suretiyle şirket hesaplarından silindiğinin belirtildiği, Vergi affından sonra davacı … tarafından davalı … banka hesabına —- tutarının gönderildiğinin belirtilmiş olduğunu, ortakların şirketten çekmiş olduğu tutarların bankalardan ortakların şahıslarına gelen havaleler, ortakların şahıslarından bankalara giden havaleler, bazı faturaların ortaklar tarafından ödenmesi, —— avansı hesabının kullanılması şeklinde olduğu, bu nedenle şirkete ait banka hesaplarından ortakların şahsına gönderilen paraların bütün olarak ortakların borcunu göstermediği zira ortakların şirket borçlannı ödemeleri, banka hesaplarına yapılan havaleler, iş avansı dolayısı ile kullandığı paralar ve ücret olarak tahakkuk eden tutarlar da bu tutarlardan mahsup edildiğinin anlaşıldığını, bu nedenlerle davacının —- tutarındaki alacak iddiasının doğruluğunun mevcut dosya kapsamından tespit edilmesinin mümkün olmadığını, davalının savunmasının davanak noktasının ortak olunan ——— doğan alacaklan üzerine kurulu olduğunu, dosyaya celp edilen davacı …’a ait banka hareketlerinin incelemesinde davacının —— tarihleri arasında davalının banka hesabı ve kredi kartlarına —–gönderdiği, bu tutarın — TL’sinin aynı tarihlerde tarafların ortağı olduğu —— hesaplarından davacı …’ın banka hesaplarına gönderildiğinin anlaşıldığını, kalan —nin ise tarafların ortağı olduğu şirket kayıtlarında herhangi bir eşleştirmesinin yapılmadığını, davacının gerçekleştirdiği banka işlem açıklamalarının dikkate alınması neticesinde, —– “… Kredi Kartlan” açıklaması ile —– açıklaması ile — ve diğer işlem açıklamaları ile —– olmak üzere davacının şahsi banka hesabından davalı banka hesabına toplamda —-gönderildiğinin anlaşıldığını” beyan edilmiştir.
Yargıtay’ın istikrar kazanan içtihatlarına göre, banka havalesi bir ödeme aracıdır. Banka makbuzları, kişinin hesabına yapılan havaleyi gösterir. Davacının davalıya göndermiş olduğu havaleler veya diğer gönderiler üzerinde bu paraların borç olarak verildiğine dair bir açıklama bulunmamaktadır, davacının dayandığı belgeler yalnız başına borç verildiğini ispata yeterli değildir. Zira, kural olarak havale bir ödeme aracı olup, havale belgesinde paranın borç olarak gönderildiğinin belirtilmesi gereklidir. Aksi halde gönderilen havalenin bir borcun ödenmesi amacıyla gönderildiği karine olarak kabul edilmelidir. Borç ödeme belgesi olan havale sebebiyle alacaklı olduğunu davacı alacaklı ispat etmelidir. Zira havalenin yazılı delil başlangıcı olarak kabul edilmesi mümkün olmayıp bu uyuşmazlıkta miktar itibari ile tanık ta dinlenilemez. Alacaklı olan davacının alacağını yasal delilerle ispat etmesi gerekmektedir (emsal Yargıtay —-. Hukuk Dairesinin ——– günlü ilamı).
Yapılan yargılamaya, alınan ve hükme yeterli görülen bilirkişi raporuna göre, tarafların dava dışı —— ortakları oldukları, şirket ortaklarının şirket hesabından para çekmiş oldukları, bu paraların bir kısmı ile vergi affından faydalanmak suretiyle Kanunen Kabul Edilmeyen Giderlere virman yapıldığı, bu şekilde şirketin karının aşağıya düşürüldüğü veya zararının arttırılmış olduğu, yapılan işlemlerle şirketin zarara uğramasına sebep olunduğu, davacının vergi affına uğradıktan sonra şirketten çekmiş olduğu paraların bir kısmını davalının hesabına gerek bedel gerekse başka ödemeler şeklinde aktarmış olduğu anlaşılmış ise de davacı tarafından davalıya gönderilen paraların gönderilme sebebinin ne olduğu hususu davacı tarafça ispatlanamamıştır. Davacı tarafından banka üzerinden göndermiş olduğu bedellerin kendi borcuna mahsuben mi yoksa davalıya borç olarak mı gönderildiği hususunda bir açıklama olmadığı gibi bu hususta davacı lehine bir delilde bulunmamaktadır. Bu sebeple davacı tarafından davalıya gönderilen paraların Yargıtay içtihatlarında vurgulanan karine gereğince davalıya olan borcun ödenmesi olarak kabul edilmesi gerektiği anlaşıldığından davanın reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılmıştır.
Alacaklı olan davacının alacağını ispat etmesi gerektiğinden ve dava dilekçesinde açıkça yemin deliline başvurulmamış olması sebebiyle, davacı vekiline yemin deliline başvurup başvurmayacağı hususu hatırlatılmamıştır.
Davacının icra takibi yapmakta haksız ve kötü niyetli olduğu yönünde bir delil olmaması, alacağını usulünce kanıtlayamamış olması sebebiyle davalı tarafın kötü niyet tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerekmiştir.
Tüm dosya kapsamı ve toplanan delillerin değerlendirilmesine göre, davanın reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
1-Davacı tarafından davalı aleyhine açılan işbu itirazın iptali davasının REDDİNE,
2- Davalı tarafın kötü niyet tazminatı talebinin davacının takip yapmakta haksız ve kötü niyetli olmadığı anlaşıldığından REDDİNE,
3- 492 Sayılı Harçlar Kanununa göre alınması gereken —- maktu harcın, peşin alınan —– mahsubu ile fazla yatırılan — harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4- Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
5- Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6- Karar tarihinde yürürlükte bulunan—– nispi vekalet ücretinin (harcı yatırılmış bulunan asıl alacak üzerinden hesaplanan) davacıdan tahsiliyle davalıya verilmesine,
7- 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair karar, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun İstinafa ilişkin hükümleri doğrultusunda, kararın tebliğ tarihinden itibaren iki (2) haftalık süre içerisinde (HMK’nın 345. maddesi), mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak (HMK’nın 343. maddesi) ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamen ödemek (HMK’nın 344. maddesi) suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere, davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, oy birliği ile açıkça okunup usulen anlatıldı.