Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/387 Esas
KARAR NO: 2020/98
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 24/12/2018
KARAR TARİHİ: 06/02/2020
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili ——– harç tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkili Şirketin———– üretimi ve ticareti ile iştigal ettiğini, davalı … adına —— tarihli ——— TL bedelli fatura ile ————–üretildiğini ve yerine kurulduğunu, devamında davalı , Müvekkili Şirkete ——- tarihinde —– TL bir ödeme yaptığını, kalan —–TL’lik borcunu tüm bildirimlerine rağmen ödenmediğini, bunun üzerine ———- İcra Müdürlüğü ——- E sayılı icra dosyası ile icra takibine geçildiğini, davalının ——- tarihinde süresi içerisinde takibe itiraz ettiğini ve takibi durdurduğunu, haksız olarak yapılan bu itirazın iptali ve takibin devam etmesi gerektiğini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetel; davacı ile davalı müvekkili arasında bir ——— mevcut olduğunu, 6502 Sayılı TKHK md. 3/1- l bendi gereği , Eser Sözleşmesine konu davalarda görevli mahkemenin Tüketici Mahkemesi olduğunu, bu nedenle ,öncelikle görevsizlik kararı verilmesini talep ettiklerini, müvekkilinin bahse konu davada borçlu değil, alacaklı konumun olduğunu beyan ile haksız davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
6102 sayılı TTK’nın 5/1. maddesine göre, aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemesi tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir. Bu hükme göre ticaret mahkemelerinin görev alanı ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işleridir. Ticari faaliyetleri ilgilendiren bütün davalar ticari dava değildir. Ticaret mahkemeleri ayrı bir yargı kolu oluşturmayıp, asliye hukuk mahkemelerine göre ihtisas mahkemeleridir. Bu nedenle ticari işlerle ilgili bütün davalar ticaret mahkemelerinin görev alanına sokulmamış, yalnızca uzmanlık gerektiren hususların ticaret mahkemelerince karara bağlanması esası getirilmiştir.
Ticari davaları, mutlak ticari davalar, nisbi ticari davalar olmak üzere iki grubta toplamak mümkündür.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), ——— Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu gruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi, hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
Eldeki dosya incelendiğinde uyuşmazlık eser sözleşmesinden kaynaklanmakta olup mutlak ticari dava değildir.Davanın nispi ticari dava olup olmadığı hususunun araştırılması için davalının tacir olup olmadığı konusunda ———– müzekkere yazılmıştır.—————— tarihli cevabi yazısında davalının sicil kaydına rastlanmadığını belirtmiştir.———– vermiş olduğu müzekkere cevabında davalının herhangi bir gerçek usulde mükellefiyet kaydının bulunmadığını belirtmiştir.Müzekkere cevapları doğrultusunda davalının tacir olmadığı ve bu sebeple davanın nispi ticari dava da olmadığı anlaşılmıştır.Bu nedenle davaya bakmakla görevli mahkemeler Asliye Hukuk Mahkemeleridir.Her ne kadar davalı tarafça görevli mahkemenin tüketici mahkemesi olduğu ileri sürülmüşse de ,dosyaya sunulan sözleşmeye konu sistemlerin yapılacağı adresin iş yeri olduğu gözetildiğinde taraflar arasında tüketici işlemi de bulunmadığı anlaşılmakla görevli mahkemelerin Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğu anlaşılmıştır.Yukarıda belirtilen gerekçeler ışığında aşağıda yer alan şekilde karar verilmiştir.
Hüküm; Ayrıntısı ve yasal gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-Davanın HMK 114/1-c maddesi uyarınca mahkemenin görevli olması ile ilgili dava şartı yokluğu sebebiyle HMK 115/2. Maddesi gereğince usulden reddine,
3-HMK 20. Maddesi uyarınca kararın kesinleşme tarihinden itibaren taraflardan birinin 2 hafta içerisinde mahkememize başvurması halinde dosyanın görevli NÖBETÇİ ——————- ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
4-Aksi taktirde davanın açılmamış sayılmasına,
5-HMK 331/2. Maddesi uyarınca yargılama giderleri hakkında görevli mahkemece karar verilmesine,
Dair karar, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun İstinafa ilişkin hükümleri doğrultusunda, kararın tebliğ tarihinden itibaren iki (2) haftalık süre içerisinde (HMK’nın 345. maddesi), mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak (HMK’nın 343. maddesi) ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamen ödemek (HMK’nın 344. maddesi) suretiyle, ——– Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere, davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, açıkça okunup usulen anlatıldı. 06/02/2020