Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/381 E. 2019/806 K. 13.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2019/336 Esas
KARAR NO : 2019/813

DAVA : Kooperatifin İhyası
DAVA TARİHİ : 24/01/2019
KARAR TARİHİ : 13/11/2019

Mahkememizde görülmekte olan Kooperatifin İhyası davasının yapılan açık yargılaması sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekilince verilen dava dilekçesinde özetle; ———— ticaret sicil numaralı ——- adresinde inşaatına başlandığını, ————————–tarihli genel kurul karar tutanağının 7. Maddesi uyarınca kooperatifteki ——– sığınak olarak görülen yerlerin 4 adet daireye çevrilmesi oylamaya sunulup kabul edildiğini ve —- tarihli genel kurul tutanağında da söz konusu daireye çevrilmiş bölümlerin satış bedelleri ve tercih yolu ile üye kaydı yapıldığından kura dışı bırakılmasına karar verildiğini, Davacılar Kartal ——. Noterliginin ——- tasdik sayılı karar defterinin ilgili bölümlerince peşin alım yöntemi ile kooperatife ortak olduklarını ancak salın aldıkları dairelere ilişkin kendilerine tapu verilmediğini, dolayısı ile gerek imar affı süresince gerekse de tapu İptal ve tescil davasında husumet yönlendirilerek taraf bulunmadığını, iş bu nedenle davayı açma zaruretinin hasıl olduğunu, Söz konusu karar defteri uyarınca üye kaydı yapılan müvekkillerin peşin alım yolu ile sahip olduğu dairelere ilişkin tapuyu alması zaruri bir gereklilik olduğunu, bununla birlikte arsa paylarını bölüşen diğer kat malikleri de kat mülkiyeti şeklinde tapularını almak içiıı başvuracaklarını, peşin alım ile üye olarak kendine düşen tüm ödeme yükümlülüğünü yerine getirmesine rağmen müvekkillere arsa tapusu dahi verilmediğini, Kooperatifin tasfiyesi için tüm işlemlerin tamamlanması gerektiğini, Müvekkiline satışı yapılmasına rağmen arsa paylarını yeniden paylaştırmadığını, Kooperatifin borcu baki kaldığını, dolayısıyla tasfiye işlemi geçersiz olduğunu ve iptali gerektiğini, müvekkillerin menfaati bulunduğunu, buna göre de ————— tasfiye tarihli — ticaret sicil numaralı —————-ihyasına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP : Davalı —— vekili cevap dilekçesinde; 6102 Sayılı TTK’nın 32. ve Ticaret Sicil Yönetmeliği’nin 34. maddesi çerçevesinde işlem yapıldığını, tasfiye sürecinde yetki ve sorumluluğun şirketin tasfiye memurunda olduğunu, vadesi gelmeyen borçlarda ihtilaflı veya şarta bağlı borçların notere tevdii ya da kafi bir teminat ile karşılanması gerektiğini,bu yapılmadan,şirketin tasfiye süreci sonuçlandırılıp, bakiyeler, mevcut pay sahiplerine dağıtılmış ve şirket kaydı sicilden terkin edilmiş ise; terkin işleminin iptali ile şirket tüzel kişiliği ihya olunarak tasfiye sürecine yeniden geçileceğini, tasfiye memurunun iddia edilen eksik işlemlerini, müvekkilinin tespit etmesinin mümkün olmadığını, müvekkilinin davanın açılmasına sebep olmadığını, bu sebeple yargılama gideri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulamayacağını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Davalı … 29/04/2019 günlü cevap dilekçesinde; ——————— son yönetim kurulu üyesi ve tasfiye memuru olduğunu, 2. 02.04.2000 tarihinde yapılan kooperatif genel kurulunda, sığınak olarak inşa edilen bölümlerin bağımsız bölümlere çevrilerek haricen satılmalarına karar verildiğini ve 25.03.2001 tarihli genel kurulda satış bedelleri belirlenen bu bağımsız bölümlerin kura dışı bırakılmasına ve haricen satışı için seçilecek yönetim kuruluna yetki verildiğini, yönetim kurulu olarak genel kurulun aldığı karar doğrultusunda belirlenen daireler açık artırma usulü ile davacılara satıldığını, söz konusu yerlerin satıldığı kişiler (davacılar) kooperatif üyesi olarak kaydedilmediğini, söz konusu bağımsız bölümler davacılara 2001 yılında satılıp devredildiğini, davacılar bu bölümleri satın alırken, bunların ortak alanlar olduğunu ve bağımsız bölüm olarak tapuda kayıtlı olmadığını bildiklerini, davacıların tescil için dava açma süreleri zaman aşımı (hak düşürücü süre) nedeniyle mümkün olmadığını, bu nedenle de kooperatifin yeniden ihyası için açtıkları iş bu davada hukuki yararlarının bulunmadığını, —–” dava şartı olduğunu, dava şartı yokluğu sebebiyle davanın reddine karar verilmesini. aksine karar verilmesi halinde kooperatif ile davacılar arasındaki sözleşme uyarınca yargılama giderleri ile tescil giderlerinin davacılara yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ———— meşruhatlı davetiye tebliğ edilmiş ancak davaya cevap vermemişlerdir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava, 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanununun 547. maddesi gereğince Ticaret Sicil Müdürlüğünden tasfiye sebebiyle terkin edilen kooperatifin faal olduğunun tespiti ile ihyası istemidir.
———— günlü cevabi yazısıyla ihyası talep edilen şirketin tasfiyesinin sona erdiği 07/09/2004 tarihinde sicilden terkin edildiği ve ticaret sicilinden silindiği, tasfiye memurunun bulunduğu bildirilmiştir.
İhyası talep edilen şirketin tasfiye sebebiyle sicilden terkin edilmesi sebebiyle, tasfiye memuru taraf teşkili sağlanması açısından davaya dahil ettirilmiş, dahili dava dilekçesi ve dava dilekçesi kendisine tebliğ edilmiştir.
Davacı ….————– İstanbul Anadolu ——. Asliye Ticaret Mahkemesinin —- esas sayılı, davacı … için İstanbul Anadolu —– Asliye Ticaret Mahkemesinin ——esas sayılı, davacı … için Anadolu —— Asliye Ticaret Mahkemesinin —- esas sayılı, davacı … ———için de İstanbul Anadolu — Asliye Ticaret Mahkemesinin —- esas sayılı dava dosyaları üzerinden tapu iptali ve tescili davaları açılmış olduğu, davacı tarafa şirketin ihyası davası açmak üzere yetki ve süre verilmiş olduğu anlaşılmıştır.
6102 Sayılı Türk Ticaret Kanununun ”C) Ek tasfiye” başlıklı 547 maddesine göre ”(1) Tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu anlaşılırsa, son tasfiye memurları, yönetim kurulu üyeleri, pay sahipleri veya alacaklılar, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinden, bu ek işlemler sonuçlandırılıncaya kadar, şirketin yeniden tescilini isteyebilirler.
(2) Mahkeme istemin yerinde olduğuna kanaat getirirse, şirketin ek tasfiye için yeniden tesciline karar verir ve bu işlemlerini yapmaları için son tasfiye memurlarını veya yeni bir veya birkaç kişiyi tasfiye memuru olarak atayarak tescil ve ilan ettirir.”
Yapılan yargılamaya göre, ticaret sicilinden tasfiye sebebiyle terkin edilen kooperatif aleyhine açılmış bulunan tapu iptali ve tescili davalarının bulunduğu, dolayısıyla faal olduğu, ancak tasfiye sonucunda sicilden terkin edildiği anlaşılmıştır. Derdest olan davaların sonucuna göre kooperatifin borcu veya alacağı ortaya çıkabileceği, tasfiyenin kooperatifin şirketin tüm borç ve alacakları tasfiye olunmaksızın tamamlanamayacağı, ticaret sicilinden terkin olunamayacağı sonucuna varıldığından 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanununun 547. maddesi gereğince davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılmıştır.
Tüm dosya kapsamı ve toplanan delillerin değerlendirilmesine göre, ihyası talep edilen kooperatif hakkında devam eden davaların olması sebebiyle davalılar aleyhine açılan davanın kabulüne, davalı ———- yasal hasım olması sebebiyle ve davacılar vekilinin talebinin bulunmaması sebebiyle davacılar lehine yargılama gideri ve vekalet ücreti takdirine yer olmadığına karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
1- DAVANIN KABULÜNE,——– Müdürlüğünün —– sicil nosuna kayıtlı bulunup,—– tarihinde tasfiye sebebiyle sicilden terkin edilen————-6102 Sayılı TTK 547. maddesi gereğince davacı … —– için İstanbul Anadolu —– Asliye Ticaret Mahkemesinin ———– esas sayılı, davacı … için İstanbul Anadolu —-. Asliye Ticaret Mahkemesinin —- esas sayılı, davacı … için Anadolu — Asliye Ticaret Mahkemesinin—– esas sayılı, davacı … —– için İstanbul Anadolu—— Asliye Ticaret Mahkemesinin—- esas sayılı dava dosyaları ile sınırlı olmak üzere, terkin edilen kooperatif hakkında yürütülen davaların sonuçlanması ve infazı bakımından sicilden terkinine ilişkin kararın kaldırılmak suretiyle İHYASINA, ——- Müdürlüğüne yeniden TESCİLİNE, Tasfiye Memuru olarak son tasfiye memurları olan …,——– atanmasına,
2- Kararın Ticaret Sicil Gazetesinde ilan edilmesine,
3- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken maktu harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
4- Davacı tarafın talebi olmaması sebebiyle yapılan yargılama giderinin davacılar üzerinde bırakılmasına,
5- Davalıların yapmış olduğu bir yargılama gideri olmaması sebebiyle bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6- Davacı tarafın talebi olmaması sebebiyle davacılar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
7- 6100 Sayılı HMK’nun 333. maddesi gereğince var ise kalan gider avansının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair karar, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun İstinafa ilişkin hükümleri doğrultusunda, kararın tebliğ tarihinden itibaren iki (2) haftalık süre içerisinde (HMK’nın 345. maddesi), mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak (HMK’nın 343. maddesi) ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamen ödemek (HMK’nın 344. maddesi) suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere, davacılar vekilinin ve davalı …’in yüzüne karşı, diğer davalı tarafın yokluğunda, oy birliği ile açıkça okunup usulen anlatıldı.