Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/378 E. 2020/133 K. 13.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/378 Esas
KARAR NO : 2020/133
DAVA : İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ: 24/12/2018
KARAR TARİHİ: 13/02/2020
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili ——— harç tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin ———– sigortacılık işi ile iştigal eden ——- önde gelen sigorta şirketlerinden biri olduğunu, müvekkilinin sigortalısı————ait emtiayı, taşınması sırasında oluşabilecek rizikolara karşı ——numaralı ——–numaralı——– ile teminat altına alındığını, müvekkilinin sigortalısı————-ait———taşınmak üzere ———-plakalı ———— yüklenerek önce ——— karayolu ile taşındığını, sonrasında da ———–gemisi ile alıcıya teslim edilmek üzere—————– limanına gönderildiğini, emtianın teslim alınması sırasında ——– soğutucusunun ilk günden itibaren düşüşe geçerek +8 dereceden -2 dereceye düşmesi ve yeniden yükselişe geçerek -2 dereceden +7 dereceye kadar yükselmesi sırasında nektarin emtiasının donarak bozulduğunun tespit edildiğini, emtianın gümrük işlemleri yapıldıktan sonra alıcı firma tarafından emtiaların hiçbiri kabul edilmediğini, kabul edilmeyen hasarlı emtialar —– iç pazarında satıldığını, meydana gelen hasar sonrasında sigortalı tarafından müvekkiline bildirimde bulunulmuş olup, müvekkilince sigortalısına ———- TL ödeme yapıldığını, hasarın davalılar/borçluların hakimiyeti ve sorumluluğu altında meydana gelmiş olduğundan, davalılar/borçlular oluşan hasardan tümüyle sorumlu olduğunu, bu nedenle ——– İcra Müdürlüğü’nün ————– E. sayılı dosyası ile başlatmış oldukları icra takibine borçluların yapmış olduğu itiraz haksız ve mesnetsiz olup, tamamen kötü niyetli olarak alacağı sürüncemede bırakmak amacı taşıdığı ile davalıların/borçluların haksız, mesnetsiz ve kötü niyetli olarak yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin devamını, takibin haksız şekilde durmasına neden olan davalılar/borçlular aleyhine %20’den aşağı olmamak kaydıyla icra inkâr tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: —-No’lu davalı cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili firma ile dava dışı ———- arasında dava dışı firma emtialarının taşınması hususunda anlaşıldığını, davacı yan dava dışı ——– emtialarının hasarlanması neticesinde zararı————– ödeme yapıldığını, davacı sigortacı ——— sıfatıyla dava açtığı için ———- olduğu kişi hangi mahkemede dava açacak idiyse sigortacının da orada dava açması gerektiğini, müvekkili firma aracı yükte meydana gelebilecek hasarlanmalara karşı—————-numaralı poliçe kapsamında sigortalı olduğunu, . davacı yana buna ilişkin olarak bildirimde bulunulmuş ve kendi sigortacısı nezdinde de hasar dosyası oluşturulduğunu, sigorta firmaları kendi aralarında uzlaşma sağlamadan davacı yan kötü niyetli olarak icra takibi başlattıklarını, emtiaların hasarlanması konusunda davacı yanında dava dilekçesinde belirttiği üzere emtialarda çizik ve ciddi mekanik zararlanmasından bahsedildiğini, mekanik zararlanmalar derim metotlarındaki yanlışlıktan kaynaklanan zararlar olduğunu, bunda taşıyıcının hiç bir kusurunun söz konusu olmadığını, ——— içinde meydana geldiği iddia edilen değişimler olması dahi ürün kalitesinden dolayı zaten çürümelerin meydana gelmesinin kaçınılmaz olduğunu, emtialar müvekkil firma aracına soğuk olarak değil sıcak bir şekilde yüklendiğini, müvekkili firma aracı göndericinin talimatı doğrultusunda emtiaların bulunduğu ——— limanına sevk edilmek üzere———- limanına teslim ettiğini, müvekkili firmanın ——– ile olan hakimiyeti bu süreçten sonra kesildiğini, gemi içindeki dorseye herhangi bir müdahale şanslarının bulunmadığını, CMR konvansiyonu madde 17/2 kapsamında göndericinin talimatlarından kaynaklandığından müvekkil firmanın herhangi bir sorumluluğu bulunmadığını beyan ile haksız davanın reddini savunmuştur.
Davalı …’nın dosyaya herhangi bir cevap dilekçesi sunmadığı anlaşıldı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
———– İcra Müdürlüğü’nün ——– E. esas sayılı icra takip dosyası celp edilmiş, yapılan incelenmesinde davacı alacaklı tarafından davalı borçlulara karşı ilamsız icra takibi yapıldığı, davalı borçlulardan …’nın ve …nin süresi içinde icra dairesinin yetkisine itiraz ettikleri yetkili icra dairesini itirazlarında gösterdikleri, borca ve fer’ilerine itiraz ettiği anlaşılmıştır.
Dava, 6102 sayılı TTK’nın 1472. maddesi gereğince sigortalıya ödenmiş olan hasar bedelinin haksız fiil sorumlularından rücuen tazmini için başlatılan genel haciz yolu ile takipte ödeme emrine itirazın iptali ve takibin devamı istemine ilişkindir.
TTK nun 1472-(1)maddesi; “Sigortacının, sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçer. Sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlululara karşı dava hakkı var ise bu hak, tazmin ettiği bedel kadar, sigortacıya intikal eder. Sorumlulara karşı bir dava veya takip başlatılmış ise, sigortacı mahkemenin veya diğer tarafın onayı gerekmeksizin, ——— kuralı uyarınca, sigortalısına yaptığı ödemeyi ispat ederek ,dava veya takibi kaldığı yerden devam ettirebilir.” şeklindedir. ——— olma ——–bir kişinin hukuken diğerinin yerine geçmesi anlamına gelir.
Yargıtay İçtihadı Birleştirme ——– tarih ve —- Esas —-Karar————sayılı kararında bu husus “sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava sigorta poliçesinden doğan bir dava değildir. Bu nedenle, —– davası bir ticari dava sayılamaz. Bu dava, aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa aynı hak sigortacının ———- hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur.” şeklinde vurgulanmaktadır.
Yargıtay —-. Hukuk Dairesi’nin — gün, ————- E. ———- K. sayılı içtihadında da “TTK’nun 1301. maddesi (6102 sayılı TTK m. 1472) hükmü gereğince kasko sigortacısı, sigorta bedelini ödedikten sonra hukuken sigorta ettiren yerine geçer ve bu sebeple sigortalı mal sahibinin hak ve yetkilerine sahip olur. Bu ——— ilkesi gereğince, sigortalı zarar sorumlusuna karşı tazminat davasını hangi yer mahkemesinde açması gerekiyor ise, kasko sigortacısının da rücu davasını aynı yer mahkemesinde açması gerekir.” şeklinde vurgulamıştır.
Yine, sigortalı ile hasara neden olanlar arasında yetki sözleşmesi bulunması halinde bu yetki sözleşmesinin, halefiyete dayalı olarak açılacak rücu davalarında sigorta şirketini bağlayacağı yönünde——— Adliye Mahkemesi’nin —— tarihli, —— E. ——K. Sayılı kararında da aynı husus vurgulanmıştır.
Somut olayın dava dışı sigortalının adresinin —– olduğu, davalılardan …’nın adresinin ——– olduğu,davalılardan …nin adresinin——- olduğu, davalıların süresi içinde icra dairesinin yetkisine ve takibe itiraz ettiği, davalı …’nın —— icra müdürlüğünün yetkili olduğunu bildirdiği, davalı …nın Mersin icra müdürlüğünün yetkili olduğunu bildirdiği,Yargıtay —. H.D.nin —- tarih, —E.,———— K. Sayılı ilamında da belirtildiği üzere; itirazın iptali davasının ancak usulüne uygun bir takip bulunması koşuluna bağlı olması nedeniyle, icra dairesinin yetkisinin itirazın iptali davası bakımından da değerlendirilmesi gerekmektedir. İcra dairelerinin yetkisi bakımından da özel bir düzenleme öngörülmeyerek yetki hususunda İİK’nun 50. maddesinde HMK’ya atıf yapılmaktadır. Hem icra dairesinin yetkisine hem de borca itiraz edilmesi halinde ise, itirazın iptali davasında görevli olan genel mahkeme İİK’nun 50. maddesi uyarınca itirazın iptali davasının koşullarından biri olduğundan öncelikle icra dairesinin yetkisine yönelik itirazı incelemek ve sonucuna göre bir karar vermek durumundadır. Bu düzenlemeler ışığında HMK m.6 uyarınca davalılardan …’nın adresinin——– ili olduğu, icra takibinin———– icra dairesinde yapılması gerektiği,davalılardan …nin adresinin Mersin olduğu,icra takibinin—————-icra dairesinde yapılması gerekteği;6098 sayılı Borçlar Kanunu’nun 89.maddesi göz önüne alındığında haklarına ———– olunan dava dışı sigortalının adresinin ———— olduğu gözetildiğinde, icra takibinin davalılar yönünden yetkisiz icra dairesinde yapıldığı anlaşılmakla davacı tarafından davalılar aleyhine açılan işbu davada davanın özel dava şartı yokluğu nedeniyle HMK 114-2 md uyarınca usulden reddine dair karar vermek gerekmiştir.
Hüküm; Ayrıntısı ve yasal gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın dava şartı yokluğundan usulden REDDİNE,
2- Peşin alınan 634,87 TL harçtan, alınması gerekli 54,40 TL peşin harcın düşümü ile geri kalan 580,47 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davacı tarafça peşin yatırılmış olan gider avansından artan kısmın, karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
5-Davalı …nin kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T 7/2.maddesi uyarınca 3.400,00 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalı …ne verilmesine,
Dair karar, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun İstinafa ilişkin hükümleri doğrultusunda, kararın tebliğ tarihinden itibaren iki (2) haftalık süre içerisinde (HMK’nın 345. maddesi), mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak (HMK’nın 343. maddesi) ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamen ödemek (HMK’nın 344. maddesi) suretiyle,———– Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda açıkça okunup usulen anlatıldı.12/03/2020