Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/37 E. 2020/816 K. 24.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/1076 Esas
KARAR NO : 2020/675
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 29/12/2018
KARAR TARİHİ : 15/10/2020
Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesi mahkememiz esasının yukarıda belirtilen sırasına kaydedilip incelendi
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dilekçesinde özetle; Davalı şirket hakkında ———-dosyasından yasal takip başlatıldığını, boçlu şirketin hiç bir borcunun olmadığını belirterek süresinde yaptığı haksi2 itiraz ile takibin durduğunu; Davacı ile davalı arasındaki ticari ilişki neticesinde takibe dayanak cari hesap ekstresinde detayları görülen faturaların düzenlendiğini, davalı şirketin davacı şirkete ———- bulunduğunu, davalı şirketin borcunu ödemediği gibi kötü niyetle gerçeğe aykırı beyanda bulunarak borca ve fer’ilerine İtiraz ettiğini bu nedenle iş bu davanın ikame edildiğini; Davalı borçlunun dava sefahatinde üzerine kayıtlı taşınmazını üçüncü kişilere devrini engellemek maksadı ile adına kayıtlı taşınmazın devrini engele yönelik tedbir vaazını da talep ettiklerini belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla itirazın iptali ile takibin devamına, alacağın likit olduğunu davalı borçlunun asıl alacak ve takip öncesi işlemiş faiz alacağının % 20’sinden az olmamak kaydı ile icra inkar tazminatı ile cezalandırılmasına ve yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davalıya yüklenmesine karar verilmesini talep ettikleri görülmüştür.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Dava dilekçesinde bahsi geçen alacağın hangi ticari işe, hangi akde, hangi vakıaya dayandığına dair hiçbir açıklama yapılmadığını, ödeme emri içeriğinde cari hesap ekstresinden veya faturalardan behsedilmeyip sadece —- cari hesap alacağının tahsili talebinden bahsedildiğini, taraflarına cari hesap ekstresi ve fatura gönderilmediğini, HMK 119. md. 1. Fıkrasının (e) ve (f) bendinin ve 194. md. gereği davacının dayandığı vakıaların somut ve açık ispata elverişli şekilde gösterilmesi gerektiğini;Davacı tarafın cari hesap ekstresi ve faturaları takip talebi ve ödeme emri ekine koymadığı gibi ödeme emrinde takibin bu belgelere dayandığını da belirtmediğini, itirazın iptali davalarında alacaklının icra takibinin dayanağı olan belgeler dışında başka begeleredayananamayacağını; Davacı şirket ile aralarında bir ticari hesap sözleşmesi bulunmadığını dolayısıyla bir cari hesap alacağından bahsedilmesinin de hukuken mümkün olmadığını; Davalı şirket ile davacı şirket arasında birden fazla ticari iş arken davacının soyut beyana dayandırarak başlattığı icra takibine konu alacağın likit olduğunun ileri sürüleyemeceğini ve buna dayanarak icra inkar tazminatının talep edilemeyeceğini belirterek HMK 119. md. 1. Fıkrasının (e) ve (f) bendinin ve 194. md. gereği davacının dayandığı vakıaların somut ve açık ispata elverişli şekilde açıklattırılmasına, haksız ve mesnetsiz davanın reddine, yargılama harç ve giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerinde tahmiline karar verilmesini talep ettikleri görülmüştür.
DELİLLER:
—– ticari defter ve belgeler, ba , bs formları, —- cevabi yazısı, —– cevabi yazısı,—- tarihli bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı,
Mahkememizce —-tarihinde dosyanın bilirkişiye tevdii edildiği, bilirkişinin raporunu —–tarihinde teslim ettiği görülmüştür.
Bilirkişi raporunda özetle; Davacı —– davalı ——defterleri ve dayandığı belgeler ile yardımcı defterlerinin birbirini tamamlaması, teyid etmesi ve usulune uygun tutulmuş olması nedeniyle HMK 222. madde gereğince sahipleri lehine delil niteliğinde olduğu; Davacı —–kayıtlarına göre; Davalı şirketin davacı şirkete —-borçlu olduğu; Davalı —– kayıtlarına göre; Davacı şirketin davalı şirketten—- alacaklı olduğu; Taraflar arasındaki bakiye farkının ———- olduğu ve yapılan ödemelerin taraflarca farklı —– tutarları ile kayıt edilmesinden kaynaklandığı: Davacı ——- icra takip tarihi olan ———- tarihinden itibaren talebe bağlı olarak yıllık %9 oranında faiz talep edebileceği sonuç ve kanaatine varıldığının tespit edildiği görülmüştür.
DAVANIN HUKUKİ NİTELİĞİ ve GEREKÇE:
Dava, genel haciz yolu ile takipte ödeme emrine itirazın iptali ve takibin devamı istemine ilişkindir.
Ticari defterlerin sahibi lehine olması için HMK m. 222/2’de öngörülen şartlar; defterlerin kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olması, defterlerin açılış ve kapanış onaylarının yaptırılmış olması ve ticari defterlerin birbirini doğrulamış olması gerekmektedir.
——————–sayılı kararında, “Davacı tarafından delil olarak dayanılan ticari defter ve kayıtlara ilişkin alınan bilirkişi raporu ve ek raporundan, davacının ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin mevcut olmayıp usulüne uygun tutulmadığı anlaşılmaktadır. Ayrıca mali müşavir bilirkişi raporu ve ek raporunda cari hesaplarındaki borç bakiyesinin davalı şirkete ait olduğunun davacı defterlerinden tespitinin mümkün olmadığı belirtmiştir. Bu durumda mahkemece davacı tarafça takip dayanağı faturalardaki işlerin yapılıp teslim edildiği kanıtlanamadığı, davacının ticari defterlerinin eksiksiz ve usulüne uygun tutulmamış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamamış olması sebebiyle, 6100 sayılı HMK’ nın 222/2-3 maddeleri gereğince davacının lehine delil olamayacağı gibi bu haliyle dahi alacağın varlığını ispata yeterli olmadığı anlaşıldığından ispat edilemeyen davanın reddine, kabul şekli itibariyle de ——–bozulması uygun görülmüştür” şeklinde hüküm tesis ederek, birbirlerini doğrulamayan ticari defterlerin, sahibi lehine delil olması tek başına yeterli olmayacağı belirtilmiştir.
———— sayılı kararında, dayanak belgeleri olmaksızın davacının defter kayıtlarının esas alınmayacağını, “ Dava, cari hesaptan doğan alacağın tahsili istemine ilişkin alacak davası olup, ispat yükü alacaklı olduğunu iddia eden davacıdadır. Davacı önce icra takibine, sonra iş bu davaya konu ettiği alacağın varlığını usulüne uygun delillerle kanıtlamalıdır. Tek yanlı olarak düzenlenen ve dayanakları bilirkişi raporundan anlaşılamayan davacının kendi ticari defter kayıtları esas alınarak, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir” şeklinde belirtmiştir.
Somut olayda; davacı, davalıdan olan alacağının tahsili amacıyla ———-sayılı icra takip dosyası ile davalı aleyhine icra takibi başlattığı, davalının itirazı ile icra takibinin durmuş olduğu, davacı tarafın itirazın iptali talebiyle mahkememizde süresi içerisinde huzurdaki davayı ikame etmiş olduğu, yapılan yargılama sırasında tarafların ticari defter ve kayıtlarının bilirkişi marifetiyle incelenmesinde ticari defterlerin açılış ve kapanış onaylarının usulüne uygun olarak yapıldığı, davacı tarafın defter ve kayıtlarına göre takip tarihi itibariyle davacının davalıdan —- alacaklı olduğunun, davalı tarafın ticari defter ve kayıtlarına göre davalının davacı tarafa —- borçlu olduğunun tespit edildiği, aradaki farkın taraflarca yapılan ödemelerin farklı tarihlerdeki —— tutarları esas alınarak defterlere kaydedilmesinden kaynaklandığı ve dava konusu alacağa dayanak faturaların taraf BA/BS formlarında yer aldığı görülmüştür.
Ticari defterlerin sahibi lehine delil olarak değerlendirilebilmesi için defterlerin usulüne uygun olarak açılış ve kapanış tasdiklerinin yapılmış olması ve ayrıca dayanak belgeleri ile birlikte bir bütünlük teşkil etmesi ve faturaların yanında teslim belgelerinin de bulunması gerekmektedir. Bu haliyle; davacının faturaya konu malın teslim edildiği/hizmetin yerine getirildiğini usulüne uygun delillerle ispatlaması gerekir. Davacı taraf dava dilekçesinde ticarî defterlere delil olarak dayanmış olup bu ticarî defter kavramı içerisinde BA-BS formları da girmektedir. —–
———tarihli kararında “….Ayıp ihbarının yapıldığını ileri süren kişi ayıp ihbarının 6762 sayılı TTK’nun 20.maddesinde öngörülen şekilde yapıldığını kanıtlamalıdır. 6762 sayılı TTK’nun 20/3. maddesine göre, ayıp ihbarının noter marifetiyle veya iadeli taahhütlü mektupla yahut telgrafla yapıldığı kanıtlanmalıdır.…” ifadelerine yer verilerek tacirler arasında ayıp ihbarının TTK. Madde 18/3 (Eski TTK. m. 20/3) aranan şekil şartına tâbi olduğu ve şeklin ispat şekli olduğu kabul edilmiştir.
Tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde; davacının icra takip tarihi itibariyle davalıdan toplam ——- alacaklı olduğu, taraf ticari defter ve kayıtlarının birbirini doğruladığı, bununla birlikte davalı tarafça alacağa konu faturalara ilişkin bağlı bulunduğu vergi dairesine bildirim yapılmış olduğu, bu hususun davalıya ait BA form örneklerinde de görüldüğü, dava konusu alacağın dayandığı faturaların davalının ticari defter ve kayıtları ile vergi kayıtlarında yer alması nedeniyle davacı lehine malların davalıya teslimi/hizmetin yerine getirilmesi hususunun karine olarak sabit olduğu, bu karinenin aksinin davalı tarafından ispat edilememesi ve ödemeye ilişkin de herhangi bir belge sunulamamış olması karşısında davalının borca itirazında haksız olduğu, her ne kadar davalı tarafça faturaya konu malın ayıplı olduğu iddia edilmiş ise de dava konusu alacağa dayanak faturalara konu malların satışına ilişkin düzenlenen fatura tarihlerinin —–olduğu, icra takibinin —- tarihinde başlatıldığı ve huzurdaki davanın —— tarihinde ikame edilmiş olduğu hususları göz önünde bulundurulduğunda varlığı iddia edilen ayıbın türü ne olursa olsun davalı şirketin TTK 23. Maddesi gereğince basiretli tacirden beklenen süresinde muayene yaparak ya da derhal, TTK madde 18/3 de belirtilen şekillerde, ayıbı bildirme yükümlülüğünü yerine getirmemiş olduğu, davacı tarafça süresinde ayıba ilişkin ihbar yapılmamış olması nedeniyle davalı taraf iddialarının kabul edilmediği, bu haliyle davacı tarafın alacak iddiasının yerinde olduğu ancak takip öncesinde davalı tarafı temerrüde düşürmediği anlaşılmakla davanın asıl alacak bakımından kısmen kabulüne işlemiş faiz alacağı talebinin reddine; alacağın faturaya dayalı ve likit olması karşısında davacının icra inkar tazminatı talebinin kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜNE; davalı tarafından ——- sayılı icra takip dosyasına yapmış olduğu itirazın —— asıl alacak bakımından iptali ile takibin bu miktar üzerinden DEVAMINA, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
2-Davalının itirazında haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşıldığından asıl alacak olan 28.427,23 TL’nin % 20 si oranında olmak üzere 5.685,44 TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine,
3-Harçlar yasası uyarınca davanın kabul edilen 28.427,23 TL lik kısım yönünden alınması gereken 1.941,86 TL harçtan peşin alınan 343,57 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.598,29 TL karar harcının davalıdan tahsiliyle hazineye İRAD KAYDINA,
4- Harçlar yasası uyarınca davacı tarafından yatırılan 35,90 TL başvuru harcı ve 343,57 TL peşin harcın davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
5-Davacı tarafından yapılan bilirkişi ücreti ve posta gideri olmak üzere toplam 1664,00 TL yargılama giderinden kabul-red oranına göre belirlenen 1.662,87 TL yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, geri kalan bakiyenin davacı üzerinde bırakılmasına, kalan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine, davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan A.A.Ü.T.’ye göre alınması gereken 4.264,08 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
7-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden reddedilen miktar üzerinden hesaplanan A.A.Ü.T.’ye göre alınması gereken 19,17 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
8-Kararın kesinleşmesi ve talep halinde artan gider avansının yatırana iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde ——- Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 15/10/2020