Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/366 E. 2021/789 K. 28.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/366 Esas
KARAR NO : 2021/789

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 24/12/2018
KARAR TARİHİ : 28/10/2021

Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesi mahkememiz esasının yukarıda belirtilen sırasına kaydedilip incelendi
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dilekçesinde özetle; müvekkili davacının,—– konusunda dava dışı—– şahısla anlaşarak kendi aralarında anlaştıklarını, sözleşme yapılırken, davacının yanında ve hazırda 10.000TL parası olmadığı için dava dışı—- imzalayarak teslim ettiğini, daha 10.000TL’yi hazır etmiş ve nakit olarak araç satışında anlaştıkları parayı ödediğini, araç satışında aksilik olur ise ödediği parayı ispat edebilmek adına — — araç satışı peşinatı olan 10.000TL yi nakit olarak alınca sözleşme ile birlikte aldığı senet aslını davacı — tarihli kambiyo takibi başlatıldığını, takibe dayanak yapılan senetin,— uğramış, üzerinde oynanmış, rakamları değiştirilmiş ve müvekkiline iade edilmemiş olduğunu, açıklanan nedenlerle; dava sonuçlanıncaya kadar icra takibinin davacı lehine tedbiren durdurulması için teminatsız olarak ihtiyati tedbir kararı verilmesini, davanın kabulü ile, davacının, davalılara karşı —- miktarlı senetten dolayı borçlu olmadığının tespitini, icra takibinin iptalini, davacının malvarlığı üzerindeki hacizlerin fekkini, davalılar adına alacağının %20 den az olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Usulüne uygun tebligata rağmen davalı taraf davaya cevap vermemiştir.
DELİLLER:
—– cevabı yazısı,—- bilirkişi raporu ile tüm dosya kapsamı.
—– raporda özetle ; inceleme konusu alacaklısı—— meblağlı senette; senet miktarının evvelce rakamla“——–sonuç ve görüşlerine ulaşıldığı görülmüştür.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, Mahkememize vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; ——– kambiyo takibi başlatıldığını, takibe dayanak yapılan senetin, —– üzerinde oynanmış,— değiştirilmiş olduğundan bahisle menfi tespit davasının kabulüne kabülüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalının cevap dilekçesi sunmadığı anlaşılmıştır.
Dava, menfi tespit istemine ilişkindir.
İcra İflas Kanunun 72. Maddesi; “Borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tesbit davası açabilir.
İcra takibinden önce açılan menfi tesbit davasına bakan mahkeme, talep üzerine alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere gösterilecek teminat mukabilinde, icra takibinin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı verebilir.
İcra takibinden sonra açılan menfi tesbit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez. Ancak, borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyle icra —— alacaklıya verilmemesini istiyebilir.
Dava alacaklı lehine neticelenirse ihtiyati tedbir kararı kalkar. Buna dair hükmün kesinleşmesi halinde alacaklı ihtiyati tedbir dolayısıyla alacağını geç almış bulunmaktan doğan zararlarını gösterilen teminattan alır. Alacaklının uğradığı zarar aynı davada takdir olunarak karara bağlanır. Bu zarar herhalde yüzde yirmiden aşağı tayin edilemez.
Dava borçlu lehine hükme bağlanırsa derhal takip durur. İlamın kesinleşmesi üzerine münderecatına göre ve ayrıca hükme hacet kalmadan icra kısmen veya tamamen eski hale iade edilir. Borçluyu menfi tespit davası açmaya zorlayan takibin haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşılırşa, talebi üzerine, borçlunun dava sebebi ile uğradığı zararın da alacaklıdan tahsiline karar verilir. Takdir edilecek zarar, haksızlığı anlaşılan takip konusu alacağın yüzde yirmisinden aşağı olamaz.
Borçlu, menfi tesbit davası zımmında tedbir kararı almamış ve borç da ödenmiş olursa, davaya istirdat davası olarak devam edilir.
Takibe itiraz etmemiş veya itirazının kaldırılmış olması yüzünden borçlu olmadığı bir parayı tamamen ödemek mecburiyetinde kalan şahıs, ödediği tarihten itibaren bir sene içinde, umumi hükümler dairesinde mahkemeye başvurarak paranın geriye alınmasını istiyebilir.
Menfi tesbit ve istirdat davaları, takibi yapan icra dairesinin bulunduğu yer mahkemesinde açılabileceği gibi, davalının yerleşim yeri mahkemesinde de açılabilir. Davacı istirdat davasında yalnız paranın verilmesi lazımgelmediğini ispata mecburdur.” şeklinde düzenlemeye yer verilmiştir.
Menfi tespit davası, İcra İflas Kanunu’nun 72. maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddeye göre, borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir. Menfi tespit davasında amaç bir hukuki ilişkinin veya bir hakkın gerçekten mevcut olmadığının tespitine yöneliktir. Başka bir deyişle hukuki bir yarar bulunması koşuluyla sonuçta alacak-borç ilişkisi doğuracak bir durumun olmadığının tespiti amaçlanır. Dayanılan hukuki ilişkinin gerçekten mevcut olmadığı icra takibine maruz kalmadan önce ileri sürülebileceği gibi, icra takibinden sonra da ileri sürülebilir. Borçlunun icra takibinden önce veya sonra menfi tespit davası açabilmesi için borçlu olmadığının tespitinde hukuki yararının bulunması şarttır. Buna rağmen, borçlunun, alacaklının harekete geçmesini beklemeden borçlu olmadığının tespitinde korunmaya değer bir yararı bulunabilir. Bu tür bir yararının bulunması halinde borçlu, borçlu olmadığının tespiti için dava açabilir. Bunun dışında, icra takibi taraflar arasındaki maddi ilişkiyi tespit edecek nitelikte olmadığından, alacaklının takibe girişmesinden sonra, hatta takip kesinleştikten sonra da borçlunun, borçlu olmadığının tespitini mahkemeden istemesi mümkündür. (——
4721 sayılı Türk Medeni Kanununun (TMK) 6. maddesi uyarınca kural olarak, aksi kanunca belirlenmedikçe iki taraftan her biri iddiasını ispata mecburdur. Bu hüküm, kaynak ——– Kanunu’ndaki şekli gibi, “bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran taraf, o vakıayı ispat etmelidir” şeklinde anlaşılmalıdır.
——olarak, bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran/iddia eden taraf, o vakıayı ispat etmeye mecburdur (4721 s.TMK m.6). İspat yüküne ilişkin bu genel kural menfi tespit davaları için de geçerlidir. Yani, menfi tespit davalarında da, tarafların sıfatları değişik olmakla beraber, ispat yükü bakımından bir değişiklik olmayıp, bu genel kural uygulanır. Bu davalarda da bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran (iddia eden) taraf, o vakıayı ispat etmelidir. —–
———– senedinin düzenlenmesiyle, ———– ilişkisi yaratılmaktadır. Bu nedenle de karşı edimin elde edilip edilmediğinin önemi de bulunmamaktadır. Zira, çek, bağımsız borç ikrarını içermektedir. Bu nedenle bir illete bağlı olması gerekmez ve kural olarak ispat yükü senedin bedelsiz olduğunu iddia eden tarafa aittir.
—– bilirkişisinden alınan 13/07/2020 tarihli raporda özetle ; inceleme konusu alacaklısı —— meblağlı senette; senet miktarının evvelce ———- eklenmesiyle —- getirilmiş olduğu sonuç ve görüşlerine ulaşıldığı görülmüştür.
Aynı sebeple inceleme yapan—- sayılı raporunda özetle; ” İnceleme konusu senette yazıyla miktar belirtir bölümdeki “—- kendinden sonra gelen yazılara göre—— hizası bakımından farklılıklar gösterdiğinden, ayrıca ” yüz “———– olduğu, tüm bu bulgular birlikte değerlendirildiğinde söz konusu “—- yazısının bulundukları konumlara sonradan ilave edilmiş olduğu ” yönünde kanaat bildirildiği görülmüştür.
Yukarıda yapılan açıklamalar —— bilirkişi raporu ve sonrasında mahkememizce aldırılan — raporu nazara alındığında davacı hakkında başlatılan—- ödeme tarihli,—düzenleme tarihli, keşidecisi davalı —- lehtarı davalı ——– olan senedin—– edildiğinin anlaşılması karşısında —- edilen miktar bakımından davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilerek mahkememizce bilirkişi raporları hükme esas hükme esas alınmış aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile davacının— sayılı dosyasına konu —- kısmı bakımından davalılara borçlu olmadığının tespitine, fazlaya ilişkin talebinin REDDİNE,
-Davacının kötü niyet tazminatı talebinin REDDİNE,
2-Harçlar yasası uyarınca alınması gereken 6.831‬,00 TL harçtan peşin alınan 1.925,36 TL harcın mahsubu ile bakiye 4.905,64 TL karar harcının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye İRAT KAYDINA,
3-Harçlar yasası uyarınca davacı tarafından yatırılan 1.925,36 TL peşin harç ile ——–harcının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan —– göre alınması gereken 13.450,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
5-Davalı —- vekil ile temsil ettirdiğinden reddedilen miktar üzerinden hesaplanan —– göre alınması gereken 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
6-Davacı tarafından yapılan toplam 1.218,20 TL yargılama giderinden kabul-red oranına göre belirlenen 1.080,51 TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile alınıp davacıya verilmesine, geri kalan bakiyenin davacı üzerinde BIRAKILMASINA, kalan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa İADESİNE, davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine YER OLMADIĞINA,
7-Karar kesinleştiğinde ve talep halinde artan gider avansın yatırana İADESİNE
Dair; davacı ve davalı tarafın yüzüne karşı diğer davalı tarafın yokluğunda gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.