Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/359 E. 2020/208 K. 03.03.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2018/359 Esas
KARAR NO : 2020/208

DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 24/12/2018
KARAR TARİHİ : 03/03/2020

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili ——— harç tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkilin 3 yıldan bu yana davalı şirketten gözlük camı satın aldığını, alınan camların birinde üretime bağlı problem yaşandığını, bu problemin davalının müşteri temsilcisine iletildiğini, camların sorunlu olduğuna dair rapor alındığını ve bu rapor doğrultusunda müşteri temsilcisinin ürünlerin iade edilmesi gerektiğini müvekkili şirkete ilettiğini, buna istinaden iade faturası düzenlendiğini ve … isimli müşteri temsilcisine camların ve faturaların imza karşılığı teslim edildiğini ancak davalı ile görüştüklerinde kendilerine böyle bir mal iadesinin yapılmadığının belirtildiğini, bunun üzerine davalıya taahhütlü posta ile ihtarname gönderildiğini, müvekkilin 2.848,00 TL tutarındaki ürün bedelini ödemiş olmasına rağmen davalının malları elinde tuttuğunu, anılan nedenlerle 2.848,00 TL tutarlı alacak bedelinin en yüksek ticari faizle birlikte davalıdan tahsil edilmesi talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacıdan müvekkiline gönderilen tek faturanın—– tarihli — numaralı 1.250,00 TL tutarlı İskonto faturası olduğunu, bu faturanın noter aracılığı ile davacıya geri gönderildiğini, bu faturanın düzenlenmesine dayanak olan alım satım İlişkisinin bulunmadığını, davacının gönderdiği ihtarnamenin müvekkil şirkete tebliğ edilmediğini, ————- gönderi kayıtları ile bu durumun sabit olduğunu, davacının ürünleri iade ettiği …’nin bahsedilen dönemde müvekkili şirkette çalıştığını fakat anılan şahsın tek başına cam iadesi alıp iade faturası kesme yetkisinin bulunmadığını ve anılan şahsın müvekkili şirkete karşı açılmış işçilik alacağı davasının bulunduğunu, müvekkil şirketin kayıtlarında bulunmayan iade faturasının davacıya ödenmesinin beklenemeyeceğinden hareketle davanın reddini savunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava ,taraflara arasındaki gözlük camı alım-satım ilişkisi nedeniyle açılan alacak davasıdır.
Davacı vekili dava dilekçesinde,davalı şirketle 3 senedir aralarında ticari ilişki bulunduğunu,davalı taraftan alınan gözlük camlarının ayıplı çıktığını ve bu nedenle bu gözlük camlarının davalı tarafa iade edildiğini ancak davalı tarafın iadeye konu bedeli ödemediğini dile getirmiştir.
20/06/2019 tarihli celsede davacı tanığı …———- tarihli celsede ise davalı tanığı … dinlenmiş ve iade sürecine ilişkin bilgi ve görgüleri alınmıştır.
20/11/2019 tarihli ara karar ile dosyanın bir Mali Müşavir bilirkişisine tevdi edilerek bilirkişi raporu alınması yönünde ara karar kurulmuş ve 13/12/2019 tarihli bilirkişi raporu mahkememize teslim edilmiştir.Bilirkişi raporunda özetle : ”Taraflara ait yasal ticari defterlerin usulüne uygun olarak tutulduğu,———-beratların süresi içerisinde alındığı, yevmiye kebir envanter defterlerinin TTK hükümlerine uygun olarak noter açılış tasdiklerinin süresi içerisinde alındığı ve dolayısıyla her iki taraf ticari defterlerin lehe delil olarak ileri sürülebileceği,
.Davacının düzenlediği İade faturaları üzerinde, davalıdan alınan hangi faturaya istinaden düzenlediği bilgisinin yer almadığı, davacı hesaplarında yapılan incelemede söz konusu iade faturalarına esas teşkil edecek davalıdan alınan satın alma faturalarının tespit edilemediği, zira taraflar arasındaki ticari işlemlerin yer aldığı hesap ekstrelerinde genel olarak mutabık kalınmadığı ve fatura tutarlarının birbiri ile örtüşmediği, anılan nedenlerle düzenlenen iade faturalarına konu ürünlerin davalıdan satın alınıp alınmadığı hususu ile iade işlemlerine konu ürünlerin birim fiyat bilgilerinin satın alma faturaları ile uyumlu olup olmadığının tespit edilemediği,
Davacının 13.11.2018 tarihli olarak davalıya gönderdiği ihtarname ekinde iskonto faturası hariç dava konusu iade faturalarının yer almadığının dosya kapsamından anlaşıldığı, bu bağlamda davacı tarafından tanzim edilen iade faturalarının davalıya teslim edildiğini gösterir nitelikte ———– evrakı veya mail yazışmasının ibrazının istenmesine karşın taleple ilgili herhangi bir belge sunulmadığı,
Davacı vekilin iade faturalarına konu camların sorunlu olduğuna dair rapor alındığı yönündeki iddiası doğrultusunda ilgili raporun ibrazının istendiği, buna karşın taleple ilgili herhangi bir belgenin sunulmadığı,
Davacının 2017 yılında düzenlemiş olduğu iade faturaları toplamının 1.976,94 TL olmasına karşın, bu tutarın tahsilinden 01.01.2018 tarihinde gerçekleştirilen 8.860,28 TL’lik tahsilat düzeltme kaydı ile vazgeçildiği, davacının bir yandan 2017 yılında düzenlediği iade faturaları ile davalıdan tahsilat talep etmesine karşın, delil olarak dayandığı yevmiye defteri kayıtlarında ise düzeltme kaydı ile bu tutarın tahsilinden vazgeçtiğinin anlaşıldığı,
.—————— dava dilekçesi harçlandırma tarihi itibariyle davacı nezdinde davalının 3.691,95 TL borçlu olduğu, ilgili tutarın sadece 873,18 TL’lik kısmının davacının 2018 yılında düzenlediği iade faturasından kaynaklandığı, kalan 2.818,83 TL tutarındaki borç bakiyesinin ise dava konusu uyuşmazlıkla ilgisinin bulunmadığı, buna karşın davalı nezdinde davacının herhangi bir borç alacağının bulunmadığı, davacı tarafından düzenlenen iade faturalarının davalı kayıtlarında yer almadığı ” tespitlerinde bulunulmuştur.
4721 sayılı Türk Medeni Kanununun (TMK) 6. maddesi uyarınca kural olarak, aksi kanunca belirlenmedikçe iki taraftan her biri iddiasını ispata mecburdur. Bu hüküm, kaynak İsviçre Medeni Kanunu’ndaki şekli gibi, “bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran taraf, o vakıayı ispat etmelidir” şeklinde anlaşılmalıdır.6102 sayılı TTK’nın 21/2.maddesi şu şekildedir: ”Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır”.TTK’nın 21/2.(6762 sayılı TTK’nın 23/2.) maddesi ile faturanın tacirler arasında ifaya yönelik ispat aracı olduğu,süresinde itiraz edilmemekle münderecatından sayılan hususlar yönünden düzenleyen lehine,adına fatura düzenlenen aleyhine bir karine getirilmiştir.Bu karine faturanın ispat gücünü ortaya koymaktadır.Fatura düzenleyen tacirin anılan karineden yararlanabilmesi için fatura tanzim edenle,adına fatura tanzim edilen arasında akdi ilişki bulunması,faturanın akdin ifasıyla ilgili düzenlenmesi gerekir.Fatura sözleşmenin kurulma safhasıyla ilgili olmayıp ifasına ilişkin olduğundan öncelikle temel bir borç ilişkisinin bulunması gerekir.Taraflar arsında ticari ilişki bulunduğu çekişmesizdir.İspata muhtaç olan husus ,davalı tarafından davacıya satılan gözlük camlarının davalıya iade edilip edilmediği;edilmiş ise bedelinin ödenip ödenmediği hususudur.Taraflar arasındaki ticari ilişki çekişmesiz olduğuna göre malın davalı tarafa iade edildiği konusunda ispat yükü davacı tarafın üzerindedir.İade faturalarının davalıya tebliğ edildiğine ilişkin davacı tarafça herhangi bir delil sunulmaması,davacı tarafından 2017 tarihinde düzenlenen iade faturaları bedellerinin 01.01.2018 tarihinde yevmiye defterinde gerçekleştirilen tahsilat düzeltme kaydı ile sıfırlandığının tespit edilmesi,satıma konu malların iade edildiği hususunun davacı tarafça ispat edilememesi nedeniyle davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Hüküm; Ayrıntısı ve yasal gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın reddine,
2-Alınması gerekli 54,40 TL harçtan peşin yatırılan 48,64 TL harcın düşümü ile geri kalan 5,76 TL harcın davacı taraftan tahsili ile hazineye İRAD KAYDINA ,
3-Yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına ,
4-Davacı tarafça peşin yatırılmış olan gider avansından artan kısmın, karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
5-Davalı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan——–13/2 .maddesi uyarınca 2.848,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Dair, 6100 sayılı HMK’nın 341/2. Maddesi uyarınca kesin olarak karar verilerek huzurda bulunan taraf vekillerine açıkça okunup anlatıldı.