Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/355 E. 2019/939 K. 24.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2018/355 Esas
KARAR NO: 2019/939
DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 24/12/2018
KARAR TARİHİ: 24/12/2019
Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesi mahkememiz esasının yukarıda belirtilen sırasına kaydedilip incelendi
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalının ———— ile kayıtlı ——–sonra unvan değiştirilerek ————– unvanlı firmanın ortakları olduğunu, davalının ayrıca şirkette yetkili müdür olduğunu, şirketin ——– yılından sonra zarar etmeye başladığını, şirketin zarar ettiğini, ——- yılı geçici vergi döneminde ———– zarar ettiğini, şirketin mali yapısı göz önünde bulundurulduğunda piyasa şartlarına göre kısa sürede kara geçip borçlarını ödemesinin mümkün görünmediğini, şirketin ticari faaliyetine devam edebilmesi için öncelikle————- borcunun olmaması gerektiğini, kamu kurumlarına olan borçlardan dolayı ————– göre ortakların hisseleri oranında bu borçtan sorumlu olduklarını, şirketin zarar etmesi nedeni ile ödeme imkanının mevcut olmadığını, şirketin———- borçlarının ödenmemesi halinde şirket ortaklarına haciz işlemi başlatılacağının yasalarda mevcut olduğunu, şirketlerin vergi borçlarının yapılandırılması için ———- tarihli ——–sayılı bir yasa çıkarıldığını, müvekkilinin şirketin kamuya olan borçlarını ödemek için bu yasadan faydalanmak için şirket ortaklarını———— tarihinde toplantıya çağırdığını ve ———tarihinde şirket merkezinde olağanüstü toplantı yapıldığını, ———– tarihli olağanüstü toplantıda aşağıdaki kararların oy çokluğu ile alındığını, ortaklar kurulunca alınan bu kararın amacının yapılandırma yasasından faydalanmak olduğunu, gündemin 3.maddesinde ise kamuya olan borçların hisseler oranında bölünüp ödenmesi gibi bir teknik olmadığından, şirket ortaklarından herhangi birinin bu borçların tamamını öder ise ödemiş olduğu bu borç için diğer şirket ortağına ait olan (hissesi oranında) kısmını o ortaktan tahsil etmesinin kararlaştırıldığını, müvekkilinin şirketin ——— yapılandırmasına ilişkin 2 taksit ödediğini, fakat diğer ortağın ödemeye yanaşmadığını, müvekkilinin şirketin kamuya olan borcuna karşılık ———— TL ödediğini, bu tutarın ——- ise———– TL olduğunu, davalının bu tutarı ödememesi üzerine tahsili amacıyla aleyhine icra takibine geçildiğini, davalının takibe haksız bir şekilde itiraz ettiğini, açıklanan nedenlerle davanın kabulüne, davalının vaki itirazının iptaline, takibin devamına ve davalının %20 den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili ile davacı arasında —————- ilişkin çeşitli uyuşmazlıklar bulunduğunu, bu uyuşmazlıklardan birinin de iş bu davaya konu ——— İcra Müdürlüğünün ——- E sayılı icra takibine esas teşkil eden ———— tarihli olağanüstü genel kurul kararının sıhhatine ilişkin olduğunu, bu genel kurul kararının batıl olduğunun tespiti için——— Asliye Ticaret Mahkemesinde ———–E sayılı dava açıldığını, hukuk davasının yanı sıra Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulduğunu, genel kurul toplantı tutanağında toplantının şirket merkezinde yapıldığının yazılı olduğunu, ancak tutanakta zikredilen yer ve saatte şirket merkezinde toplantı yapılmadığını, ancak toplantı yapılmış gibi tutanak düzenlediğini, hukuka aykırı genel kararının ilgili mevzuat uyarınca yokluk ile malul olduğunu, icra takibine dayanak genel kurul karan batıl olduğu için müvekkilinin davacıya böyle bir borcunun bulunmadığını, bu nedenle takibe itiraz edildiğini, açıklanan nedenlerle hukuka aykırı olarak açılmış davanın reddine, takibin iptaline, mahkeme aksi kanaatte ise ——– Asliye Ticaret Mahkemesinde görülen————— sayılı dosyanın bekletici mesele yapılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
——- İcra Dairesinin ——— esas sayılı dosyası,———-beyannamesi, ———- sayılı yazısı, ———— tarihli yazısı, ———— tarihli bilirkişi raporu,
SMMM uzmanı bilirkişi ile uzman ekonomist bilirkişiden oluşan heyet tarafından düzenlenen ———— tarihli bilirkişi raporunun incelenmesinde; dava dosyasının, icra takip dosyasının ve dosyaya sunulan bilgi ve belgeler ile dava dışı ————- ait ticari defter ve kayıtlarının incelenmesi ile şirketin 6183 s. AATÜHK’nun 35. Maddesi uyarınca şirketin bağlı bulunduğu vergi dairesine ve ———–vergi ve prim borcu olduğu, mükellefin 7143 sayılı borç yapılandırma kanunundan faydalandığı, bu doğrultuda——— takvim yılına ait vergi borcunun —–taksit halinde tecili talebinde bulunduğu, -adet taksit bedelinin ödendiği, ödenen vergi ve ——- taksitlerinin toplamının ——– TL olduğu, kamu alacağının mükellef şirketin borca batık olması sebebiyle ödemesinin mümkün olamayacağı,——TL vergi ve —- borcunun davacı ortak tarafından ödendiğinin sabit olduğu, davacı ortağın ödemiş olduğu bu tutarın diğer ortaktan %25 ortaklık payı oranında talep edebileceği belirtilmiştir.
DAVANIN HUKUKİ NİTELİĞİ ve GEREKÇE:
Dava, davadışı limited şirketin kamu borcunu kendi mamelekinden ödediğini ileri süren davacı şirket ortağının ödediği tutarın rücuen tahsili için davalı şirket ortağı aleyhine giriştiği icra takibine vaki itirazın iptali davasıdır.
213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 10. maddesi uyarınca, şirketin tahakkuk etmiş vergi borçlarının ödenmesinden kanuni temsilcilerin sorumlu olduğunu, bu ödevin yerine getirilmemesi halinde borcun kanuni temsilcilerin mal varlığından tahsil edileceğini, bu durumda kanuni temsilcinin asıl vergi yükümlüsü olan şirkete rücu hakkının bulunduğuna işaret etmektedir.
6183 sayılı Kanun’un 35. maddesinde, limited şirketin kamuya olan borçlarının şirketten tahsil edilememesi veya tahsil edilemeyeceğinin anlaşılması hallerinde, bu borçtan şirket ortaklarının hisse oranlarına göre doğrudan ve müteselsil sorumlu olacakları; aynı kanunun mükerrer 35. maddesinde ise aynı koşulların varlığı halinde kamu borcunun kanuni temsilcilerin kişisel mal varlığından tahsil edileceği, kamu alacağı kendisinden tahsil olunan kanuni temsilcinin yaptığı ödemeyi tüzel kişiliğe rücu edebileceği hükmü yer almaktadır.
Kamu alacağı niteliğindeki vergi borcunun limited şirketten tahsil edilememesi veya tahsil edilemeyeceğinin anlaşılması halleriyle sınırlı olarak, bu borç bakımından, yukarıda açıklanan 6183 sayılı Kanun’un 35. ve Mükerrer 35. maddeleri çerçevesinde, şirket kanuni temsilcisi ile şirket ortakları, ortağın kamu alacaklısına sorumlu olduğu miktar (sermaye payına isabet eden tutar) üzerinden, kanundan kaynaklanan nedenlerle ilgili kamu idaresine karşı müteselsil borçlu durumundadırlar. Bu durumda, anılan yasal koşulların varlığının kanıtlanması halinde, müteselsil borçlulardan biri tarafından (kendi malvarlığından) yapılan ödeme nedeniyle bu borçlu tarafından diğer borçlulara rücu imkanı ortaya çıkabilecektir.
Tüm dosya kapsamı değerlendirildiğinde; 6183 s. AATÜHK 35’nci maddesi uyarınca tarafların ortağı oldukları dava dışı şirketin bağlı bulunduğu vergi dairesi ile———– vergi ve prim borcu bulunduğu, mükellefin 7143 sayılı kanun kapsamında ——— takvim yılına ait vergileri —- taksit halinde ödemek üzere tecil talebinde bulunduğu, bugüne kadar ödenmesi gereken – adet taksitin ödendiği, ödenen vergi ve ——–taksitlerinin toplamının ——– TL olduğu, kamu alacağının mükellef şirketin borca batık olması sebebiyle ödemesinin mümkün olmadığı, ————- vergi ve —- borcunun davacı ortak tarafından ödendiğinin sabit olduğu, davacı ortağın ödemiş olduğu bu tutarın yukarıda yer verilen mevzuat hükümleri gereği diğer ortaktan ortaklık payı oranında rücu talebinin mümkün olduğu, her ne kadar davalı taraf ———. ATM’nin ————- Esas sayılı dosyası ile görülen genel kurul kararının iptaline ilişkin dava dosyasının bekletici mesele yapılmasını talep etmişse de, davacının alacak talebinin kanundan doğan bir alacak olması genel kurul kararının iptaline ilişkin görülen dava sonucunun mahkememizce yapılan yargılamanın sonucunu etkilemeyeceğinden ara karar ile bekletici mesele yapılması talebinin reddedildiği, bu haliyle davacı tarafın alacak talebinde haklı olduğu anlaşılmakla davanın ve alacağın likit olması nedeniyle icra inkar tazminatı talebinin kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile davalı tarafın ——– İcra Müdürlüğü’nün ———- Esas sayılı icra takip dosyasına vaki itirazının İPTALİ ile takibin aynen DEVAMINA,
2-Davacı tarafın icra inkar tazminatı talebinin kabulü ile asıl alacağın %20’si olan 1.583,15 TL’nin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ÖDENMESİNE,
3-Alınması gereken karar ve ilam harcı 540,72 TL olmakla baştan alınan 95,61 TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 445,11 TL’nin davalı taraftan tahsili ile hazineye İRAT KAYDINA,
4-Davacı tarafından yatırılan 95,61 TL harç ve yapılan 2.202,00 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa ÖDENMESİNE,
5-Davacı taraf yargılamada kendisini vekil marifetiyle temsil ettirmiş olmakla AAÜT gereği 2.725,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa ÖDENMESİNE,
6-Kararın kesinleşmesi ve talep halinde HMK 333. maddesi gereği artan gider avansının ilgililere İADESİNE,
Dair, davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde ————- Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 24/12/2019