Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/342 E. 2021/857 K. 18.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2018/342 Esas
KARAR NO : 2021/857

DAVA : İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 24/12/2018
KARAR TARİHİ : 18/11/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; Davacı vekili tarafından UYAP üzerinden sunulan 24.12.2018 harç ikmal tarihli dava dilekçesinde şu ifadelere yer verilmektedir; Müvekkilinin sigortalısına ait emtiayı, taşınması sırasında oluşabilecek rizikolara karşı —- Sözleşmesi ile teminat altına aldığı, Müvekkiline ait olan ——-edilmek üzene—— gönderildiği, taşınanın—— emtiası olduğu, emtianın teslim alınması — —– derecede seyredip, ikinci günden —- sebebi ile taşınan emtiaların bozularak hasarlandığının —-ile tespit edildiği, emtialar depoya indirilirken— olduğunun görülmesi üzerine, — yapılarak, —- düzenlendiği, emtianın —– sonra alıcı firma tarafından—- hiçbiri kabul edilmemiş olup, kabul edilmeyen hasarlı emtialar —- satıldığı, meydana gelen hasar sonrasında sigortalının— yapıldığını, dolayısıyla hasar bedeli, — mahsup edildiğini, müvekkilince ödeme yapılması üzerine 6102 s. TTK m. 1472 uyarınca sigortalısının haklarına halef olduğunu, diğer yandan sigortalı, işbu hasara ilişkin olarak tüm hak, alacak ve taleplerini müvekkilimize devir ve temlik etmiştir. Bu yönüyle müvekkilimiz, hem 6102 sayılı TTKnun 1472. Maddesi uyarınca “kanuni halef’ hem de BK md 183 uyarınca — kazandığını, dava konusu ‘— ve taşımanın ——— yüklendiği ve taşımasının yapıldığı —- plakalı aracın maliki olduğunu, bu sebeple Karayolları Trafik Kanunu uyarınca da sorumluluğu söz konusu olduğunu, —- bulunduğu sırada meydana gelmesinden dolayı sorumlu olduğunu,—- düzenlemekle,— gerçekleşen taşımanın tamamını taahhüt etmiştir. Bununla birlikte——- uyarınca da oluşan —– davalı ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumludur. Dolayısıyla—– davalı da taşıyan sıfatı ile diğer davalılar ile birlikte sorumlu olduğunu, — borca itiraz dilekçelerinde aynı zamanda yetki itirazında da bulunduğunu ancak davalıların yetki itirazının yerinde olmadığını, hasar, davalılar/borçluların hakimiyeti ve sorumluluğu altında meydana gelmiş olduğundan, davalılar/borçlular oluşan hasardan tümüyle sorumlu olduklarını, bu nedenle—-dosyası ile başlatmış olduğumuz icra takibine borçluların yapmış olduğu itiraz haksız ve mesnetsiz olup, tamamen kötü niyetli olarak alacağımızı sürüncemede bırakmak amacını taşımakta olduğunu, açıklanan nedenlerle, davalıların/borçluların haksız, mesnetsiz ve kötü niyetli olarak yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin devamına, takibin haksız şekilde durmasına neden olan davalılar/borçlular aleyhine %20’den aşağı olmamak kaydıyla icra inkâr tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; Davalılar vekilleri — tarihli cevap dilekçesinde şu ifadelere yer vermektedir: mahkemenin iş bu davada yetkisiz olup davanın öncelikle yetki yönünden reddi gerektiğini, yetkili mahkemenin müvekkil——- mahkemesi olan—– mahkemeleri olduğunu, dava rücuen tazminat talebine ilişkin olup TTK m. 855/3 gereği iş bu dava süresi içinde açılmamıştır. Davanın zamanaşımı nedeni ile de reddini, ——– somut durumla hiçbir ilgisi bulunmayıp iş bu davada taraf sıfatı yoktur. Davanın anılan müvekkil yönünden husumet yokluğundan reddini,——-taşımada —olup taşımanın müvekkil ——-tarafından yapıldığını, emtianın taşındığı —düşmesi sebebi ile emtiada çürüme-bozulma meydana geldiği iddiaları gerçeği yansıtmamaktadır. Müvekkil katılımı ve bilgisi olmaksızın tek taraflı düzenlenen ekspertiz raporunun delil değeri bulunmadığı gibi ürünlerin taşındığı ——– derecelerini gösterir raporlar aksi yöndeki davacı iddialarını açıkça çürüttüğünü, davacı tek taraflı ve hükme esas alınamayacak nitelikte ekspertiz raporu ile malın taşındığı —- yetersizliği nedeni ile malda bozulma meydana geldiğini iddia etmekte ise de ekte sunulan karada—-, emtianın müvekkil —— başladığı, taşımanın devamlı surette 2 derece sıcaklığın üzerinde yapılmış olup sunulan belgelerden bu durum açıkça anlaşıldığı, davacının aksi yöndeki iddialarının gerçeği yansıtmamakta olup kabulü mümkün olmadığını,— kuralları gereği, davacının müvekkilden talepte bulunması—müvekkilden talepte bulunacağı bir hakkının olması gerektiği, kara taşınmalarında TTK m.889 , Deniz yolu ile taşmalarında TTK m. 1185 ve yine CMR Konvansiyonu 30. Maddesi; sigortalıya, taşıyana bildirim yapma yükümlülüğü yüklediği, dava öncesinde müvekkile davacı —- tarafından TTK’nın— firmasının tüm talep haklarını yitirdiğini, dolayısıyla, davacı da halefyet kuralları gereği talep haklarını kaybettiğini, davanın bu sebeple de reddini talep etmiştir.
Mahkememizce dosya bilirkişiye tevdii —- Dosya muhteviyatına sunulmuş olan bilgi, belge ve dokümanların incelenmesi sonucunda; dosya üzerindek—— sonrasında ismin ———-kaynaklı olabileceği, dava konusu —– başlı olmaması nedeniyle meydana — kaynaklı bir ihmalin söz konusu olmadığından—- poliçesinin teminat bedeli, emtianın fatura bedeli ve—- emtiaların alıcı firma tarafından kabul edilmemesinden dolayı, emtiaların—– değerlendirilmesi ve —-bedelinin hasar miktarından düşülmesi neticesinde toplam zararın 56.414,27 TL ( 12.288 USD ) olduğu sonuç ve kanaatine varmıştır.
Mahkememizce dosya bilirkişiye tevdii edilerek rapor alınmıştır. 05/06/2021 tarihli bilirkişi raporu özetle, Dava konusu taşıma işinde davacı iddiası olan davalıların sorumlu olduğu zaman dilimind——- hasarlandığını ispat edecek poliçe şartları gereği irdelenmesi gereken— cihazdan alınmış — raporunun ekspertiz raporunda yer almadığı, —– ekspertiz raporlarının çelişki ve hatalı bilgiler içermekte olup, hasar nedeni ve hasar sorumlusu konusundaki görüşlerinin dayanağının mevcut olmadığı, Davalılar vekilince sunulan ve 3 nolu davalı ———- içindeki —-cihazdan alınan— sonucunda, emtianın davalıların sorumluluğunda seyreden süre —-bu nedenle emtiada hasarın meydana geldiğinin —– olduğu, emtiadaki—- sigortalısının sorumluluğunun bittiği noktadan sonra meydana gelmiş olabileceği, Davalıların ve sigortalının meydana gelen hasarda sorumluluğu bulunmadığı tespit edildiğinden, davacı sigorta şirketinin poliçe şartlarına aykırı olarak ödemesinin lütuf ödemesi olarak görülebileceği, bu tarz bir lütuf ödemesi nedeniyle davacının —— sigortalının sorumlu olmadığı bir ödeme yapmasının temlik hakkı doğuramayacağı, bu nedenle davacının rücu hakkının olamayacağı, Davacı sigorta şirketinin rücu alacağı olamayacağından——- dosyası ile başlatılan takibe davalıların vaki itirazının yerinde olacağı sonuç ve kanaatine varmıştır.
DAVANIN HUKUKİ NİTELİĞİ ve GEREKÇE:
Dava hukuki niteliği itibariyle davacı sigorta şirketinin dava dışı sigortalısına yaptığı ödemenin davalılardan rücuen tahsili istemine ilişkindir. Getirtilen —- davacı tarafça davalılar hakkında başlatılan takipte davalılara ödeme emrinin tebliği ile süresinde takibe itiraz edildiği, itiraz dilekçesinin davalı tarafa tebliğ edilmediği, mahkememizde açılan davanın süresinde olduğu görülmüştür.
Dosyada toplanan deliller uyarınca davacının davalılardan rücuen talepte bulunup bulunamayacağı, zararın davacı—— kalmadığı, hasarın hangi aşamada meydana geldiği, buna göre davalıların sorumluluğunun tespiti ve hasarın miktarının belirlenmesi bakımından dosya konu uzmanı bilirkişi heyetine tevdii edilmiş, en son güncel 05/06/2021 tarihinde bilirkişi heyet raporu hazırlanmıştır. 05/06/2021 tarihli bilirkişi raporunda dava konusu olayın meydana geliş şekli değerlendirilerek ve davacı —– hükümleri de incelenmek suretiyle taşıyıcının sorumluluğunda——– değişim raporların incelenmesi sonucunda, — davalıların sorumluluğunda seyreden süre içerisinde —– emtiada hasarın meydana geldiğinin öne sürülmeyeceği, davalı —– almadığı, davalıların ve sigortalının meydana gelen hasarda sorumluluğu bulunmadığı tespit edildiğinden, davacı sigorta şirketinin poliçe şartlarına aykırı olarak ödemesinin lütuf ödemesi olarak görülebileceği, bu tarz bir lütuf ödemesi nedeniyle davacının —- kazanamayacağı, sigortalının sorumlu olmadığı bir ödeme yapmasının temlik hakkı doğuramayacağı, bu nedenle davacının rücu hakkının olamayacağı yönünde tespitlerde bulunduğu anlaşılmıştır.
Alınan son güncel bilirkişi raporu, dosya kapsamına uygun gerekçeli ve denetlenebilir nitelikte olduğundan mahkememizce hükme esas alınmış, taşımada meydana gelen hasarın— sorumluluğu devam eden süreçte meydana geldiğinin ispatlanamaması nedeniyle hasarın teminat kapsamı dışında kaldığının kabulü ile tazminat ödemesi yapan davacı —- değerlendirmeleri ile davacının davasının— — reddine karar verilmiştir.
Alınan——–davalılar vekillerinin dosyaya sunduğu 31/01/2019 tarihli cevap dilekçesinde de bu hususta; ” —- hiçbir ilgisi bulunmayıp iş bu davada taraf sıfatı yoktur. Davanın anılan müvekkil yönünden husumet yokluğundan reddini talep etmekteyiz” şeklinde savunmada bulundukları anlaşılmışır.
Benzer konuya — karar sayılı ilamında; “6100 Sayılı HMK ile taraf ve dava ehliyetleri ayrı ayrı düzenlenmiştir. Taraf ehliyeti, medeni haklardan yararlanma ehliyetidir. Dava ehliyeti ise fiil ehliyetidir. Tarafların, taraf ve dava ehliyetine sahip olmaları dava şartlarından (6100 s. HMK. m.114) olup, bu husus kamu düzeniyle ilgilidir. Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırmakla yükümlüdür. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler.
Eldeki dava, itirazın iptali davası olduğundan ve davacı taraf bu takip dosyasında davalı tarafı borçlu gösterip ondan alacağını istemiş olması karşısında artık davalı/borçlunun ——– bulunmadığından bahsedilemeyecektir. Bu haliyle davanın esasının incelenmesi gerekmektedir. Mahkemece davanın usulden reddedilmiş olması doğru olmamıştır.” şeklinde gerekçelere yer verildiği görülmüştür. Somut olayımızda davalı —– almadığı————– hakkında usulden red kararı verilmesi için tek başına yeterli sebep kabul edilmeyerek ——– ilamının — girildikten sonra esastan reddine karar verilmiştir.
Dava itirazın iptali davası olup, yasal —- İcra İflas Kanunu’nun 4949 sayılı Kanun’la değişik “6-İtirazın Hükümden Düşürülmesi” ana başlıklı 67. maddesinden almaktadır. “a) İtirazın İptali” alt başlıklı 67. maddede aynen;
“Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, —- varlığını —- itirazın iptalini dava edebilir.
Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.
İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır.
———
Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava eme hakkı saklıdır.
——- öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.” hükmüne yer verilmiştir. Davalılar vekilleri dava dilekçesi ile kötü niyet tazminatı talep etmedikleri anlaşılmakla yasal şartları oluşmayan kötü niyet tazminatına hükmedilmemiştir.
—– madde 3/2 bendinde; ” Müteselsil sorumluluk da dahil olmak üzere, birden fazla davalı aleyhine açılan davanın reddinde, ret sebebi ortak olan davalılar —- olan davalılar vekili lehine —- için ayrı ayrı — düzenlemeye yer verilmiştir
Benzer konuya ilişkin—– karar sayılı ilamında” Buna göre, haklarında açılan davaların reddine karar verilen ve red sebepleri —– ayrı ayrı davacıdan tahsili ile ayrı ayrı davalılara verilmesine karar verilmesi gerekirken yerel mahkemece tek vekalet ücretine hükmedilmesi hatalı olmuştur.” şeklinde gerekçelere yer verildiği görülmüştür. Sonuç olarak davalı———, diğer davalılar hakkında ise hasarın teminat kapsamı dışında kaldığının kabulü nedeniyle ret kararı verildiği hususu nazara alınarak —- Tarifesi madde 3/2 bendi kapsamında davalı —- vekalet ücreti takdir edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının Davalılar hakkındaki davasının REDDİNE,
2- Davalılar vekillerinin dava dilekçesinde tazminat talebi olmadığından yasal şartları oluşmayan kötü niyet tazminatı hakkında karar verilmesine yer olmadığına,
3-Alınması gereken 59,30 TL maktu karar ve ilam harcının, peşin alınan 681,35 TL harçtan mahsubu ile bakiye 622,05‬ TL harcın davacıya İADESİNE,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı taraf üzerinde BIRAKILMASINA,
5- Davalılar ——– kendisini vekil ile temsil ettirdiği için karar tarihinde—–vekalet ücretinin davacıdan alınarak ismi geçen —- davalıya VERİLMESİNE,
6-Davalı ——- kendisini vekil ile temsil ettirdiği için karar tarihinde yürürlükte —– tespit edilen 8.133,86 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı —– VERİLMESİNE,
7-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatırana İADESİNE,
Dair, Gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’nde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin ve davalılar vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.