Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/331 E. 2020/695 K. 20.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/331 Esas
KARAR NO : 2020/695
DAVA : İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 22/12/2018
KARAR TARİHİ: 20/10/2020
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:Davacı vekili tarafından verilen —–tarihli dava dilekçesinde özetle; ———— alanının gözetim hizmetinin sağlanması maksadıyla ———- düzenleme tarihli sözleşme akdedildiğini, davalı tarafından gözetim hizmetinin sağlandığı proje alanında kablo çalındığını, bu olay nedeniyle müvekkili sigorta şirketi tarafından sigortalısına sigorta poliçesinde belirtilen oranda muafiyet uygulandıktan sonra —— tazminat ödendiğini, sigortalıya ödenen tazminatın rücen tazmini için davalı aleyhine ———– sayılı dosyası ile ilamsız icra takibine girişildiğini, davalının takibe borca ve ferilerine itiraz ettiğini, bu nedenle davalının itirazının iptali ile takibin devamına karar verilmek üzere iş bu davanın açılması zaruretinin hasıl olunduğunu, açıklanan nedenlerle fazlaya ve sair hususlara ilişkin talep ve dava haklarının saklı kalmak kaydıyla, davalının ——– asıl alacağa ———– faize ve borcun ferilerine yaptığı itirazın iptali ile takibin, takip talebindeki şartlarla devamına, davalının %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, ücreti vekalet ve yargılama harç ve giderlerinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesi vekaleten talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı vekilince verilen ———– tarihli cevap dilekçesinde özetle; Dosya kapsamında davacı tarafça ———— Sayılı icra takibi dosyasına yapmış olduğumuz itirazın iptali istemiyle dava açıldığını, ancak açılan bu davanın haksız ve hukuka aykırı olduğunu, söz konusu davada taraf teşkilinin sağlanmadığını, —————– Sayılı icra takibi dosyasına vekil olarak taraflarınca itiraz edildiği ve dosyaya vekaletname sunulmuş olmasına rağmen tebligatın usule aykırı olduğunu, müvekkili şirket ile davacı tarafın sigortalısı olan —————aralarında imzalanan sözleşmenin genel olarak danışmanlık ve karşılama hizmetlerinini kapsamakta olduğunun sözleşme hükümlerine göre müvekkil şirket ve çalışanlarının hırsızlığın meydana geldiği mahalde güvenlik ve benzeri hususlarda sorumluluğu ve görevinin bulunmadığını, diğer yandan talep edilen bedelin sigortalıya ödendiğine dair herhangi bir belgenin de davalı müvekkil şirkete sunulmuş olmadığını, açıklanan nedenler ile haksız davanın reddine, takibinde haksız ve kötü niyetli olan alacaklı hakkında takip konusu alacağın % 20’sinden az olmamak üzere tazminata mahkûm edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
RAPOR:Bilirkişinin ——– havale tarihli bilirkişi raporunda özetle; Bu hırsızlık olayının meydana gelmesinde; davalı şirketin gözetim hizmetlerinden sorumlu olduğunu; ancak bu sözleşmenin ———- kapsamında olmadığı, ancak davalının verdiği hizmetin güvenlik hizmeti olup olmadığı hususunda tüm ve nihai takdirin Yüce Mahkeme’ye ait olduğunun, dava dışı işyeri sahibi sigortalı ——————yerde güvenlik için gerekli tedbir almadığı ve — olduğunun, davalı —————– istihdam ettiği ——– olduğunun, davacının belirtilen sigorta kapsamında———- tarihinde —- ödeme yaptığı, yapılan ödemenin kadri marufunda olduğunun, ——– Sayın Mahkemece güvenlik hizmetinin verilmediği kabul edilecek olur ise davacının rücu hakkından bahsedilemeyeceğinin, Sayın Mahkemece rücu hakkının kabul görmesi halinde; ödenen bedelin %30’una tekabül eden ——-ödeme tarihinden itibaren faiz talep edilebileceğinin, buna göre; — ana para, ———– tarihleri arasında işlemiş faiz hesaplandığının, uyuşmazlık hakkında yalnızca görüş bildirildiğinin, görüş ve kanaatimize ait işbu ortak bilirkişi heyet raporumuzu takdir ve kararın Sayın Mahkememize ait olduğunun kanaatine vardığını beyan etmiştir.
EK RAPOR:Bilirkişinin ———–havale tarihli bilirkişi ek raporunda özetle; Taraf vekillerinin itiraz dilekçesi üzerine dosya yeniden incelendiğini, tarafların kusur konusuna itiraz ettiklerini, yeni bir bilgi ve belge sunmadıkları anlaşıldığını; Kök raporlarında sunmuş oldukları görüş ve kanaatlerinin aynen geçerli olduğu görüş ve kanaatine varıldığını beyan etmişlerdir.
DAVANIN HUKUKİ NİTELİĞİ ve GEREKÇE:
Davacı vekili, davacı ——- şirketin —— hırsızlık nedeniyle oluşan zararının dava dışı kendi sigortalısına ödediğini, zarardan sitenin güvenliğini üstlenen davalı firmanın sorumlu olduğunu ileri sürerek, ödenmeyen —– tazminatın davalıdan rücuen tahsili amacıyla ——— sayılı dosyası ile icra takibi başlattıklarını, davalının takibe itiraz ettiğini, takibin durduğunu, bu nedenle itirazıp iptali davası açtıklarını sonuç olarak davalının —- asıl alacağa ——— faize ve borcun ferilerini yaptığı itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep ve dava ettikleri anlaşılmıştır.
Dava, faturaya dayalı genel haciz yolu ile takipte ödeme emrine itirazın iptali ve takibin devamı istemine ilişkindir.
İtirazın İptali Davası İcra İflas Kanunun 67. Maddesinde; “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir. Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır.Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır.Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.” şeklinde düzenlenmiştir. İcra dosyası fiziken celp edilmiş, borçlunun ödeme emrine süresi içerisinde itiraz ederek takibi durdurduğu tespit edilmiştir.
Davalı ————–vekili, müvekkilinin sözleşme gereği sadece gözetim hizmeti verdiklerini ileri sürmüş, dava dışı şirket ile aralarındaki sözleşmenin hükümlerine göre şirket ve çalışanlarının hırsızlığın meydana geldiği mahalde güvenlik ve benzeri hususlarda sorumluluğu ve görevi bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Somut olayda, Davacı —-tarafından ———— sigortalandığı, rizikonun adresinin ———— tarihinde gerçekleşen hırsızlık olayı nedeniyle davacı —- tarafından —– hasar bedelinin sigorta tazminatı olarak ödendiği, sigortalı dava dışı ————-alanının gözetim hizmetinin sağlanması maksadıyla —— düzenleme tarihli sözleşme akdedildiği, sözleşmenin incelenmesinde 3.1 maddesinde davalının proje alanının gözetim hizmetini sağlamakla yükümlü olduğu, 3.10 maddesinde davalının daimi tesis ve demirbaşlar dışında yazılı zimmetle teslim edilen malzeme, teçhizat, araç ve gereçlerden sorumlu olduğu, tespit edilmesine rağmen teslim edilmeyen ve kilit altına alınmayan mallardan sorumlu olmadığını, 7.3 maddesinde projede güvenlik zafiyetinin oluşması, danışman personelin görevini ihmal ve suistimal etmesi gibi hallerde işveren nezdinde oluşan maddi ve manevi tazminat haklarının saklı kalmak kaydıyla sözleşmenin feshedilebileceği hüküm altına alındığı, hırsılık olayının incelenmesinde şantiyede bulunan 2. bodrum katta bulunan deponun demir kapısının asma kilit ile kilitli olduğu, hırsızlık esnasında kırılan kilidin kırık parçalarının yerde olduğu, depo içinde çok miktarda elektrik – sıhhi tesisat malzemesi bulunduğunun ekspertiz raporuna yansıdığı, üçlü bilirkişinin hazırladığı bilirkişi heyet raporunda davalı ———– hırsızlık olayında olay yerinde görevli olan ——-kadrolu olarak görev yapan davalı şirkete ait görevlinin ihmal sebebiyle şüpheli aracın ve içinde bulunan şüpheli şahısların kontrolsüzce içeri girmesine sebebiyet verdiği, belirtilen görevlinin şantiye içine kontrolsüzce giren şüpheli aracın ve içindeki şahısların şüpheli hareketlerini ve hırsızlık olayını fark edemediği, bu nedenle davalı şirketin personelinin davranışlarından ve meydana gelen olaydan ihmal sebebiyle %30 oranında tali sorumlu olduğu yönünde değerlendirmelerde bulunulduğu anlaşılmıştır.
Benzer konuya ilişkin ————- sayılı ilamında; “Davacı vekili, müvekkilinin evinde hırsızlık nedeniyle oluşan zararının kısmen dava dışı kendi konut sigortasınca karşılandığını, bakiye zarardan sitenin güvenliğini üstlenen davalı firmanın ve bu firmanın sigortacısı olan diğer davalının sorumlu olduklarını ileri sürerek, ödenmeyen ——– manevi tazminatın davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalılardan ——— vekili, meydana gelen zararın sigorta poliçe kapsamı dışında olduğunu ve istenen tazminat miktarının fahiş olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalılardan — vekili, müvekkilinin sözleşme gereği sadece ————- öte yandan olayın meydana geldiği sitenin çok büyük olup eleman sayılarının azlığı nedeniyle ancak kapı girişlerinin kontrol edilebildiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, gerçekleşen hırsızlık eylemi nedeniyle oluşan zarardan siteye güvenlik hizmeti veren davalılardan — sorumlu olduğu, diğer davalı —- ise bu firmanın 3.şahıs mali mesuliyet sigortacısı olması nedeniyle zarardan sorumlu olacağı gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüyle, ——— davalılardan tahsiline, manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
Kararı, davalılar vekilleri temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalılar vekillerinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davalılar vekillerinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA,” şeklindeki karar incelendiğinde gözetim hizmeti verdiğini iddia eden şirketin hırsızlık olayından sorumlu olduğu kanaatine varıldığı görülmüştür. Aynı şekilde her ne kadar davalı şirket hırsızlık olayının gerçekleştiği şantiye alanında sadece gözetim hizmeti verdiğinden bahisle kusurunun bulunmadığını ileri sürmüş ise de sigortalı dava dışı ———— arasında—————alanının gözetim hizmetinin sağlanması maksadıyla —–düzenleme tarihli sözleşmenin incelenmesinde, 3.1 maddesinde davalının proje alanının gözetim hizmetini sağlamakla yükümlü olduğu, 3.10 maddesinde davalının daimi tesis ve demirbaşlar dışında yazılı zimmetle teslim edilen malzeme, teçhizat, araç ve gereçlerden sorumlu olduğu, tespit edilmesine rağmen teslim edilmeyen ve kilit altına alınmayan mallardan sorumlu olmadığını, 7.3 maddesinde projede güvenlik zafiyetinin oluşması, danışman personelin görevini ihmal ve suistimal etmesi gibi hallerde işveren nezdinde oluşan maddi ve manevi tazminat haklarının saklı kalmak kaydıyla sözleşmenin feshedilebileceği hüküm altına alındığı, hırsılık olayının incelenmesinde şantiyede bulunan 2. bodrum katta bulunan deponun demir kapısının asma kilit ile kilitli olduğu, hırsızlık esnasında kırılan kilidin kırık parçalarının yerde olduğu, depo içinde çok miktarda elektrik – sıhhi tesisat malzemesi bulunduğunun ekspertiz raporuna yansıdığı, bu haliyle taraflar arasında akdedilen sözleşme hükümleri çerçevesinde projede güvenlik zafiyetinin oluştuğunun mahkememizce kabulü gerektiği, bu haliyle meydana gelen hırsızlık olayında olay yerinde görevli olan ————–kadrolu olarak görev yapan davalı şirkete ait görevlinin ihmal sebebiyle şüpheli aracın ve içinde bulunan şüpheli şahısların kontrolsüzce içeri girmesine sebebiyet verdiği, belirtilen görevlinin şantiye içine kontrolsüzce giren şüpheli aracın ve içindeki şahısların şüpheli hareketlerini ve hırsızlık olayını fark edemediği bu nedenle davalı şirketin personelinin davranışlarından ve meydana gelen olaydan ihmal sebebiyle %30 oranında tali sorumlu olduğu yönünde değerlendirmelerde bulunun bilirkişi raporunun denetime elverişli ve hükme esasa alınabilecek olduğu vicdani kanaati ile bu doğrultuda aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
İtirazın iptaline takibin devamına icra inkar tazminatına ilişkin talebin ise alacağın likit olmaması sebebiyle reddine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜNE; davalı tarafından ———- sayılı icra takip dosyasına yapmış olduğu itirazın —asıl alacak ve — faiz alacağı olmak üzere — bakımından iptali ile takibin bu miktar üzerinden DEVAMINA, —- asıl alacak ve ———- faiz alacağı olmak üzere toplam—- ilişkin talebin REDDİNE,
3-İcra İnkar tazminatına ilişkin talebin alacak likit bulunmadığından reddine,
4-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 1.955,16 TL harçtan, dava açılırken peşin olarak alınan 488,80 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.466,36‬ TL karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
5-Davacı tarafından yatırılan 35,90 TL başvurma harcı ve 488,80 TL peşin harç olmak üzere toplamda 524,7‬0 TL nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 2.236,20 TL (2.100,00 TL bilirkişi ücreti, 82,20 TL tebligat gideri, E-tebligat 53,00 TL, 1,00 TL dosya masrafı) yargılama giderinden davanın kabul 0,30 ve red 0,70 oranına göre hesaplanan 670,86‬ TL’sinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı tarafından yapılan gider avansı olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
8-Taraflarca dava dosyasına yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
9-Davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine uyarınca davanın kabul edilen miktarı üzerinden 3.400,00 TL maktu vekâlet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
10-Davalı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine uyarınca davanın reddedilen miktarı üzerinden hesaplanan 3.400,00 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde———- Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 20/10/2020