Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/323 E. 2019/169 K. 19.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

KARAR
ESAS NO : 2018/323
KARAR NO : 2019/169

DAVA : Tazminat (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 21/12/2018
KARAR TARİHİ : 19/02/2019

Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizde dosya üzerinden yapılan incelemesi sonunda ;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;davacının , davalı bankanın —– ve —- Şubelerinde hesaplarının bulunduğunu, 10.12.2018 tarihinde davacının ——- nolu telefonuna bilgisi dışında gerçekleşen havale işlemleri nedeniyle şifre mesafları gelmesi üzerine kendisi tarafından bu işlemlerin gerçekleştirilmemesi ve herhangi bir şekilde bu şifrelerin kullanılmaması sebebiyle bu durumdan şüphelenerek mobil bankacılık hesabına girdiğini, hesaba giriş yaptığı esnada dahi bilgisi dışında internet bankacılığı üzerinden işlemlerin devam ettiğini fark ettiğini, davalı bankanın müvekkilinin taleplerini ivedi bir şekilde yerine getirmediğinden müvekkilin hesaplarından rızası olmadan yapılan işlemlerin banka tarafından iptal edilemediğini, bu nedenlerle davalı bankanın internet bankacılığına ilişkin olay öncesi ve sonrasında gerekli tedbirleri almaması ve kusurlu olması sebebiyle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 1.000 TL maddi zararlarının olay tarihinden itibaren mevduata uygulanan en yüksek banka mevduat faizi ile birlikte davalı bankadan tahsiline, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Eldeki dava incelendiğinde: Her ne kadar davacı tarafça göreve ilişkin Yargıtay kararları sunulmuş ise de kararlar incelendiğinde; söz konusu tarihlerde 6502 sayılı Tüketici Kanunun değil de eski Tüketici Kanunun geçerli olduğu görülmüştür. 28/11/2013 tarihinde Resmi Gazetede yayınlanan 6502 sayılı Tüketicinin Korunması hakkında kanunun 83/2 maddesinde “taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olması, bu işlemin tüketici işleri sayılmasını ve bu kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemez ” denilmekte olup, yine aynı kanunun 73/1 maddesinde “Tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemeleri görevlidir denilmektedir. Elimizdeki davaya konu olan uyuşmazlıkta gerçekleştiği öne sürülen işlemler, davacı tarafın mevduat hesabında görçekleşmiş olup herhangi ticari hesap, kredi vb. Durumun olmadığı anlaşılmıştır. Davacı tarafın tacir olmaması, uyuşmazlığın davacı tarafın ticari işiyle ilgili olmaması ve 6502 sayılı Tüketici Kanununa göre banka ile aralarında tüketici ilişkisi olması sebebiyle mahkememizin görevsiz olduğuna kaanat getirilmiş olup, söz konusu davanın Tüketici Mahkemesinin görev alanına girdiği anlaşılmış olmakla aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davanın HMK’nun 114/1-C ve 115/2 maddeleri uyarınca görevsizlik nedeniyle usulden REDDİNE,
2- HMK.20/1 maddesi uyarınca, kararın kesinleşmesinden itibaren (süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren) 2 hafta içinde mahkememize başvurularak dilekçe ile dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesinin talep edilmesi halinde dosyanın bu davaya bakmaya görevli İstanbul Anadolu Nöbetçi Tüketici Mahkemesine gönderilmesine, aksi taktirde HMK.20/1. maddesi gereğince davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin ihtarına,
3- Gider avansının kullanılmayan bölümünün görevli mahkeme veznesine yatırılması için ilgililerine iadesine,
4- HMK’ nun 331/2 maddesinde yapılmış olan ‘görevsizlik ve yetkisizlik kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmesi halinde yargılama giderlerine o mahkemenin hükmedeceği, gönderme kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmemiş ise talep üzerine davanın açıldığı mahkemenin dosya üzerinden bu durumu tespit ile davacıyı yargılama giderlerini ödemeye mahkum edeceği’ şeklindeki düzenleme nazara alınarak, yargılama giderleri konusunda bu aşamada bir karar verilmesine yer olmadığına,
Dair, tarafların yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere oy birliği verilen karar açıkça okunup anlatıldı.