Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/310 E. 2021/373 K. 22.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/310 Esas
KARAR NO : 2021/373

DAVA : İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 21/12/2018

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; Davacı firma müvekkil şirket davalı şirket ile ticari faaliyette bulunmuş ancak —–. Bu nedenle davacı müvekkil şirket davalı şirkete karşı icra takibine geçmiştir. Davacı müvekkil—- —- kurulmuştur. Davalı firma için—–olarak taşıma işi yapılmıştır. Bu — taşımalarda,—– riskleri üstlenerek malları yükleneceği — kadar getirir. —- —- yaptırır ve— ücretini ödeyerek yüklemeyi gerçekleştirir. Bu andan itibaren —– aittir.— sözleşme koşullarına uygun olarak malı hazırlar, alıcının —-kullanacağı lüzumlu belgeleri hazırlar.—-tamamlar. —- geçtikten sonra — dışında meydana gelen tüm masraf ve riskler alıcıya aittir. Olayda davacı müvekkil şirket işini gerekli özen ve dikkatle, hasarsız ve gecikmesiz yerine getirmiş olmasına rağmen, davalı taraf “—- masrafını” ödememiştir. Bu durumda davalı şirketi hiçbir borcu bulunmadığına dair itirazları gerçek dışıdır. Davalı şirket tarafımızdan yapılan icra takibine haksız ve kötü niyetli olarak itiraz etmiştir. Dolayısıyla;—– dosyasında borca itiraz eden davalının haksız itirazının iptaline, ve alacağımızın 1.448,52EUR olarak tespiti ile takibin devamına karar verilerek davalının %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesi talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle;Davacı ——– tarafımdan—istemiş olduğu —tamamıyla –. Çünkü —– bittikten sonra davacıya iletilmiş olup ekte de görüldüğü üzere —— herhangi bir boşluk bırakılmamaya ———- gösterilmiştir. 2- Davacı ——-bahsettiği üzere Davacı firma ile Davalı firma arasında imzalanan herhangi bir sözleşme bulunmamaktadır. 3- Davacı firmanın dava dilekçesinde bahsetmiş olduğu işini gerekli özen ve dikkatle hasarsız ve gecikmesiz yerine getirdiğini iddia etmesine rağmen nakliye esnasında düzensiz ve dikkatsiz davranılmasından ve taşınmasında—-zarara uğramıştır. Bir de tarafımıza —– masrafı — itirazımız ve gerekse diğer tarihlerdeki —— yazışmalarından da anlaşılacağı üzere firma kendi hatasını—- dolayı uğranılan zararı firmamıza yüklemek istemiştir ki buda haksız kazanca girer. —— üzere kötü niyetli olsa ———– karşı taraf ödemesi gerekirken —hesaplarına —— bedelini alıp—- üzerinden ödemesini gerçekleştirdiğini beyan ederek tüm yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen—- tarihli raporda özetle; Davacı şirketin—– yıllarına ait ibraz ettiği ticari defterlerinin açılış tasdiklerinin zamanında ve usulüne uygun olarak yaptırılmış olduğu, defterlerin birbirini teyit eder şekilde tutulduğu, kayıtların düzenli ve yasalara uygun tutulduğu, ticari defterlerin HMK 222 maddesi uyarınca sahibi lehine delil vasfına haiz olduğu, Davacı şirketin sahibi lehine delil niteliğine haiz —— defterlerinin incelenmesi neticesinde sonucunda Davalı şirketten 6.460,67 TL alacaklı olduğu, alacağa konu bedelin faturalarının—-alacak talebinin — Davalı şirketin ticari defter ve belgeleri —– —— incelenmiş olup alacak talebine konu faturaların Davalı şirket ticari defterlerinde kayıtlı olmadığı,—— ait olmak üzere; kanaatimizce Davalı gönderici ——- yapmış olduğu Davacının yolladığı — ihracatını yaptığı malzemeleri— yükleme esnasında malzemeleri sabitlemiş, her aşamasında fotoğraflarını çekerek Davacıya yüklemenin özenli bir şekilde yapıldığının ispatı olarak iletmiştir. Davacı —– yerine sağlam olarak — nedeniyle doğru yapılıp yapılmadığını kontrol etme ve —- olması halinde bunu göndericiye bildirmekle yükümlüdür. Davacının bu yükümlülüğüne aykırı davranışı sebebiyle meydana gelecek zarardan ve masraflardan Davalıyı sorumlu tutması ve masrafları fatura etmesi kanaatimizce haksız olduğu sonuç ve kanaatine varıldığı görülmüştür.
İNCELEME VE GEREKÇE: DAVANIN HUKUKİ NİTELİĞİ ve GEREKÇE:
Dava, faturaya dayalı genel haciz yolu ile takipte ödeme emrine itirazın iptali ve takibin devamı istemine ilişkindir.
İtirazın iptali davası İcra İflas Kanunun 67. Maddesinde “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır.Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır.Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.” şeklinde düzenlenmiştir. İcra dosyası fiziken celp edilmiş, borçlunun ödeme emrine süresi içerisinde itiraz ederek takibi durdurduğu tespit edilmiştir.
4721 sayılı Türk Medeni Kanununun (TMK) 6. maddesi uyarınca kural olarak, aksi kanunca belirlenmedikçe iki taraftan her biri iddiasını ispata mecburdur. Bu hüküm, kaynak İsviçre Medeni Kanunu’ndaki şekli gibi, “bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran taraf, o vakıayı ispat etmelidir” şeklinde anlaşılmalıdır. Davacı taraf ,bedeli ödenmeyen faturalara dayalı alacak talebinde bulunmaktadır. Buna göre öncelikli incelenmesi gerek husus faturanın ispat gücüdür. 6102 sayılı TTK’nın 21/2. maddesi şu şekildedir: ”Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır”. TTK’nın 21/2.(6762 sayılı TTK’nın 23/2.) maddesi ile faturanın tacirler arasında ifaya yönelik ispat aracı olduğu, süresinde itiraz edilmemekle münderecatından sayılan hususlar yönünden düzenleyen lehine, adına fatura düzenlenen aleyhine bir karine getirilmiştir. Bu karine faturanın ispat gücünü ortaya koymaktadır. Fatura düzenleyen tacirin anılan karineden yararlanabilmesi için fatura tanzim edenle, adına fatura tanzim edilen arasında akdi ilişki bulunması, faturanın akdin ifasıyla ilgili düzenlenmesi gerekir. Fatura sözleşmenin kurulma safhasıyla ilgili olmayıp ifasına ilişkin olduğundan öncelikle temel bir borç ilişkisinin bulunması gerekir.
Davacı şirketin— bu faturanın ödenmemesinden kaynaklanan vade farkına ilişkin toplam 1.427,30 euro bedelin tahsilini talep ettiği anlaşılmıştır.
Taraflar —-icra dosyası üzerinden davacı şirketin davalı şirkete takip başlattığı görülmüştür.
Taraflar arasında yazılı bir sözleşme mevcut olmadığı ancak dosya kapsamındaki yazışmalardan anlaşıldığı üzere davalı iş yerinde malzemelerin— yüklenmesi esnasında her aşamada fotoğrafların çekildiği bu haliyle davacı taşımacıya malların düzgün bir şekilde yüklendiği anlaşılmaktadır. Taraflar arasındaki anlaşmaya göre —-tarihinde fatura edilmiş, faturada davalı tarafından 04/04/2017 tarihinde ödenmiştir. Ancak davacı tarafından ayrıca 07/04/2017 tarihinde — kesilmiş fakat davalı tarafından teslim alınmayıp iade edilmiştir. Davalı şirketin ticari defter ve belgeleri — tarihli talimat bilirkişi raporuna göre davaya konu faturaların davalı şirket ticari defterlerinde kayıtlı bulunmadığı anlaşılmıştır.
Mahkememizin — ara kararı gereğince davacının —faturasına yönelik taleplerinin karşılanması amacıyla dosyanın bilirkişi incelemesine alınması yönünde arar karar kurulmuş olup bilirkişi heyetinden; “Davacının —– — altında beyan edilen faturanın taşıma işi ile alakasının olup olmadığı, alakası var ise–kapsamında değerlendirilmesini,
Davalının beyanlarına göre düzensiz ve dikkatsiz davranılmasından ve taşınmasından dolayı — konu malların zarar görüp görmediği, görmüş ise zarar bedelinin ve zarara sebebiyet veren tarafın tespiti,” hususunda rapor tanzimi istenilmiştir.
Bilirkişi — kavramının somut olay çerçevesinde tanımını yapmış olup,—– durumu kötü olduğu için — davacının ——tarafından —— indirilip tekrar yüklenmiş, malzemeler —- kullanılarak — tamir edilmiştir. Dava konusu olan —– masrafı bu işleme dairdir.” şeklinde olduğu görülmüştür.
Bila tarihli bilirkişi heyet raporuna göre, davalı gönderici— yapmış olduğu davacının yolladığı — — yaptığı malzemeleri azami özenle yüklemiş, yükleme esnasında malzemeleri sabitlemiş, her aşamasında fotoğraflarını çekerek davacıya yüklemenin özenli bir şekilde yapıldığının ispatı olarak iletmiş, davacı taşıyıcı— sağlam olarak — doğru yapılıp yapılmadığın kontrol — olması halinde bunu göndericiye bildirmekle yükümlüdür. Davacının bu yükümlülüğüne aykırı davranışı sebebiyle meydana gelecek zarardan ve masraflardan davalıyı sorumlu tutması ve masrafları fatura etmesinin haksız olduğu değerlendirmelerinde bulunulduğu görülmüştür.
Sonuç olarak, davacı şirket davalı hakkında icra takibi başlattığı, davalı şirketin icra takibine itirazda bulunduğu, davalı şirketin itirazı üzerine davacı şirketin taraflar arasında —-oluşturulan —-bedellerinin tahsili amacıyla itirazın iptali davası açtığı, davanın özünü davacı şirket tarafından davalı şirkete ait —-tarihinde davacının ——–, malzemelerin— istiflenerek tekrar ——- tamir edilmesi neticesinde oluşan işlemler nedeniyle yapılan masrafın ve oluşturulan faturanın vade farkının ödenmemesinden kaynaklandığı, davacının takip ile elleçleme faturası — bedellerini tahsil etmek istediği anlaşılmaktadır. Konuyla alakalı olarak davalı— yapmış olduğu davacının yolladığı araça malzemeleri özenle yüklediği, yükleme esnasında malzemeleri sabitlediği, konu ile alakalı fotoğraflama yaptığı, söz konusu fotoğrafları davacıya ilettiği, davacı—yerine sağlam olarak –nedeniyle doğru yapılıp yapılmadığın kontrol —halinde bunu göndericiye bildirmekle yükümlü olduğu, davacının bu yükümlülüğüne aykırı davranışı sebebiyle meydana gelecek zarardan ve masraflardan davalıyı sorumlu tutmasının yerinde olmadığı hususları hep bir arada değerlendirilerek davacının davasının reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı tarafından davalı aleyhine açılan işbu davada davanın özel dava şartı yokluğu nedeniyle USULDEN REDDİNE,
2- Alınması gereken 59,30 TL maktu karar ve ilam harcının, peşin alınan 116,65 TL harçtan mahsubu ile bakiye 80,75 TL harcın davacıya İADESİNE,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı taraf üzerinde BIRAKILMASINA,
4- Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiği için karar tarihinde yürürlükte bulunan — vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
5-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatırana İADESİNE,
Dair, Gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’nde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı davalı vekilinin yokluğunda verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.