Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/308 E. 2021/364 K. 22.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/308 Esas
KARAR NO : 2021/364.

DAVA : İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 21/12/2018
KARAR TARİHİ : 22/04/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili —– harç tarihli dava dilekçesinde özetle: Müvekkil şirket ile dava dışı —— ——akdedildiğini, müvekkilin sözleşmeye üstlendiği —— kabul ile teslim ettiğini, — firmasına—- davalının ——— mutabakat mektubunu kendilerine gönderdiğini, mektubun imzalanarak davalıya gönderildiğini ancak davalının mektubun imzalı nüshasını kendilerine göndermediklerini, davalının —- olmak üzere toplamda 65.230 TL ödeme yaptığını, bakiye alacağın talep edildiğinde —yönünde cevap aldıklarını ve kalan bakiyenin bu firma tarafından yapılacağının belirtildiğini, bakiyenin ödenmemesi nedeniyle——– ihtarnamesinin her iki firmaya gönderildiğini, borcun —— nezdinde icra takibi başlatıldığını fakat takibe haksız olarak itiraz edildiğini, anılan nedenlerle itirazın iptali ile takibin devamını, davalının %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini iddia ve talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkilin davacının talep ettiği bedeli —– alacak bakiyelerinin müvekkil tarafından ödenmesinin kararlaştırıldığını ancak, —– alacaklarının ödeme yükümlülüğünün——hareketle davanın reddini ve davacının icra inkar tazminatına mahkum edilmesini savunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava,—- Esas sayılı ilamsız takip dosyasına yapılan itirazın iptali davasıdır.
—— sayılı takip dosyasının dosyamız arasına celp edildiği görüldü.
—– müzekkere yazılarak Davalı——— yapmış olduğu ödemelere ilişkin hesap — celp edildiği görüldü.
04/11/2020 tarihli ara karar ile dosyanın bir mali müşavir bilirkişi ve bir nitelikli hesaplara konusunda uzman bilirkişisine tevdi edilerek bilirkişi raporu alınması yönünde ara karar kurulmuş —– raporu mahkememize teslim edilmiştir.
Bilirkişiler heyet raporunda özetle;
1.Davacı ile davalı ticari defterlerinin Vergi Usul Kanunun 183-184-185 maddeleri ve 6102 Sayılı TTK’nın 64.maddesinde belirtilen usul ve esaslara uygun olarak tutulduğu, kayıtların usulüne uygun olarak gerçekleştirildiği, Vergi Usul Kanunu 223-224-225 maddeleri ile TTK’nın ilgili hükümlerine uygun olarak ——– alındığı ve dolayısıyla ticari defterlerin her iki taraf içinde delil niteliğine haiz olduğunun anlaşıldığı,
——— günü—— salonunda ibraz edilmesi—- verildiği, yerinde inceleme talep edilmesi durumunda —içerisinde incelemede muhatap alınacak—- beyan edilmesi yönünde ——— — buna karşın dava dışı firmanın defterlerini ibraz etmediği ve ayrıca yerinde inceleme de talep etmediği görüldüğünden dava dışı—-gerçekleştirilemediği,
—–takip tarihi itibariyle davacı nezdinde davalının——- gözüktüğü, buna karşın takip ile davalıdan —–davacının kaşe ve imzasının bulunduğu mutabakat mektubunda ise — davalının davacıya —-olduğunun belirtildiği, davalının davacıya —- ödeme gerçekleştirdiği, anılan tarihlerden sonra taraflar arasında herhangi bir işlem gerçekleşmediği, hal böyle olunca —– itibariyle davacının bakiye alacak tutarının —–
4. Takip ile birikmiş faiz alacağı talebinde bulunulmadığı,
5.Yukarıda———-davalının savunmasında —- hisse devir sözleşmesiyle protokol hükümlerinin yapılan irdelemesine nazaran, nihai takdir Sayın Mahkeme’ye ait olmak üzere, davacının bahse konu alacağı yönünden davalıya husumet yöneltebileceği sonucuna varıldığı;
6.Tüm delillerin takdiri ve hukuki değerlendirmenin tamamı Sayın Mahkeme’ye ait olmak üzere, heyetimizin kanaatlerini bildirir işbu rapor —– halinde saygılarımızla arz olunur. ” şeklinde tespitte bulundukları görülmüştür.
Eldeki dava incelendiğinde tarafların talep ve itirazları doğrultusunda 6098 sayılı Borçlar Kanununun 195 ve 196 .maddelerinde düzenlenen borcun iç üstlenmesi ve dış üstlenmesi önem arz etmektedir.6098 sayılı TBK’nın 195.maddesi : ” Borçlu ile iç üstlenme sözleşmesi yapan kişi, borcu bizzat ifa ederek veya alacaklının rızasıyla borcu üstlenerek, borçluyu borcundan kurtarma yükümlülüğü altına girmiş olur.
Borçlu, —– sözleşmesinden doğan borçlarını ifa etmedikçe, diğer taraftan yükümlülüğünü yerine getirmesini isteyemez.
Borçlu, borcundan kurtarılmamışsa, diğer taraftan ————– isteyebilir” şeklindedir.
Yine 6098 sayılı TBK’nın 196.maddesi ” Borçlunun yerine — borcundan kurtarılması, borcu üstlenen ile alacaklı arasında yapılacak sözleşmeyle olur.
—- sözleşmesinin, üstlenen veya onun—alacaklıya bildirilmesi, — sözleşmesinin yapılmasına ilişkin öneri anlamına gelir.
Alacaklının kabulü— olabilir. Alacaklı,—— üstlenenin ifasını kabul eder veya onun borçlu sıfatı ile yaptığı diğer herhangi bir işleme rıza gösterirse, borcun üstlenilmesini kabul etmiş sayılır.” şeklindedir.
Davacı şirket ile dava dışı —— tarihli sözleşme kapsamında davacının —– ve taraflar arasındaki akdi ilişkiye ilişkin edimlerin davacı tarafça ifa edilip bedele hak kazanılmasından sonra dava dışı —- devredildiği görülmüştür—- arasında — mutabakata varıldığı görülmüştür.Davaya konu 65.737,84 TL’lik alacak iddiasının ise davacı ile dava dışı — ödenmeyen bedelden kaynaklandığı ——-devredilmesi nedeniyle bu bedelden dvaalının sorumlu tutularak takip başlatıldığı görülmüştür—- üstlendiği görülmüştür.Nitekim borcun – sözleşmesi —– tarihinde —– 6098 sayılı TBK’nın borcun—- üstlenilmesine ilişkin şartlarını yerine getirmiş ve dava dışı —– olarak davalı geçerek ifa yükümlülüğünü üzerine almıştır.Borcu —- davalı ile üstlenilen taraf arasında daha sonra sözleşme yapılarak ödeme şartlarının değiştirilmesinin mümkün olmadığı bu iddianın davacıya karşı ileri sürülemeyeceği ancak başka dava konusu olabilecek şekilde borçluların —- husus olduğu anlaşılmıştır.Hükme esas alınabilecek — hükme esas alınarak davacı ve davalı arasında — hüküm altına alınan bakiye 119.821,58 TL’den yapılan ödemeler mahsup edildiğinde — borcun kaldığı görülmüş ve davanın bu miktar itibariyle kısmen kabulüne karar verilmiştir.Nitekim alacağın belirlenebilir ve likid olduğu görülmekle taraflar arasında belirlenen ——- icra-inkar tazminatına hükmedilmiştir.
Yukarıda belirtilen gerekçeler ışığında davanın kısmen kabulüne ilişkin aşağıdkai şekilde karar verilmiştir.
Hüküm; Ayrıntısı ve yasal gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın kısmen kabulü ile,
—— esas sayılı takip dosyasına yapılan itirazın 54.591,12 TL üzerinden iptaline, kabul edilen asıl alacak miktarı olan 54.591,12 TL ye takip tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi uygulanarak takibin devamına. Fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Kabul edilen asıl alacak miktarı olan 54.591,12 TL üzerinden hesaplanacak %20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Harçlar yasası uyarınca davanın kabul edilen 54.591,12 TL lik kısım yönünden alınması gereken 3.729,11 TL harçtan peşin alınan 793,94 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.935,17 TL karar harcının davalıdan tahsiliyle hazineye İRAD KAYDINA,
4- Harçlar yasası uyarınca davacı tarafından yatırılan 793,94 TL peşin harcın davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan —- göre alınması gereken 7.896,85 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
6- Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden reddedilen miktar üzerinden hesaplanan— gereken 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
7-Davacı tarafından yapılan toplam 1.800,00 TL bilirkişi ücreti ve 160,00 TL posta gideri olmak üzere toplam 1.960,00 TL yargılama giderinden kabul-red oranına göre belirlenen 1.627,67 TL yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, geri kalan bakiyenin davacı üzerinde bırakılmasına, kalan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine, davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
8-Davalı tarafından yatırlan delil avansının karar kesinleştiğinde ve talep edilmesi halinde davalıya iadesine,
Dair;gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olduğuna dair taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.