Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/306 E. 2020/166 K. 20.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2018/306 Esas
KARAR NO: 2020/166
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 21/12/2018
KARAR TARİHİ : 20/02/2020
Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesi mahkememiz esasının yukarıda belirtilen sırasına kaydedilip incelendi
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dilekçesinde özetle; taraflar arasında ticari alım satım işlemlerinden doğan cari hesap ilişkisinin mevcut olduğunu, davalı borçlunun cari hesap ilişkisinden doğan borcunu ödemediğini, bunun üzerine ——-tarihinde ——-İcra Müdürlüğünün ——– Esas sayılı dosyası ile davalı şirket aleyhine icra takibinin başlatıldığını, davalı borçlunun süresinde borca , faize ve ferilerine itiraz ettiğini ve takibin durduğunu, müvekkil şirketin toplam ——– cari hesabının bulunduğunu, ödenmeyen bu borca ——– kanuni faizin uygulandığını ve davalı şirket aleyhine toplamda———- ilişkin ilamsız icra takibinin başlatıldığını, bu nedenlerle davalı/borçlunun itirazının iptaline ve takibin devamına, alacağın %20 sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan alınarak müvekkiline ödenmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının ——— bakiye alacağının olduğu iddiasının gerçeği yansıtmadığını, davacının cari hesaplarının tek başına delil niteliği taşımadığını, davacının girişmiş olduğu icra takibine itirazın haksız ve kötü niyetli olarak yapıldığı iddiasında olduğunu, bu nedenlerle haksız ikame edilen davanın reddine, davacının %20 den az olmamak üzere kötü niyet tazminatı ödemeye mahkum edilmesine, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
———-İcra Müdürlüğünün ——– Esas sayılı dosyası , bilirkişi raporu,
SMMM uzmanı bilirkişi ile nitelikli hesap uzmanı bilirkişiden oluşan heyet tarafından dü-zenlenen ——- tarihli bilirkişi raporunda özetle; davacı şirketin takip tarihi itibariyle davalı şirketten ———- alacaklı olduğununun beyan edildiği görülmüştür.
DAVANIN HUKUKİ NİTELİĞİ ve GEREKÇE:
Dava,davacının alacağına karşılık başlattığı icra takibine itirazın iptali davasıdır.
Dava, genel haciz yolu ile takipte ödeme emrine itirazın iptali ve takibin devamı istemine ilişkindir.
Ticari defterlerin sahibi lehine olması için HMK m. 222/2’de öngörülen şartlar; defterlerin kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olması, defterlerin açılış ve kapanış onaylarının yaptırılmış olması ve ticari defterlerin birbirini doğrulamış olması gerekmektedir.
Yargıtay –HD, —— tarihli, E. ——– sayılı kararında, “Davacı tarafından delil olarak dayanılan ticari defter ve kayıtlara ilişkin alınan bilirkişi raporu ve ek raporundan, davacının ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin mevcut olmayıp usulüne uygun tutulmadığı anlaşılmaktadır. Ayrıca mali müşavir bilirkişi raporu ve ek raporunda cari hesaplarındaki borç bakiyesinin davalı şirkete ait olduğunun davacı defterlerinden tespitinin mümkün olmadığı belirtmiştir. Bu durumda mahkemece davacı tarafça takip dayanağı faturalardaki işlerin yapılıp teslim edildiği kanıtlanamadığı, davacının ticari defterlerinin eksiksiz ve usulüne uygun tutulmamış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamamış olması sebebiyle, 6100 sayılı HMK’ nın 222/2-3 maddeleri gereğince davacının lehine delil olamayacağı gibi bu haliyle dahi alacağın varlığını ispata yeterli olmadığı anlaşıldığından ispat edilemeyen davanın reddine, kabul şekli itibariyle de ——–kararın bozulması uygun görülmüştür” şeklinde hüküm tesis ederek, birbirlerini doğrulamayan ticari defterlerin, sahibi lehine delil olması tek başına yeterli olmayacağı belirtilmiştir.
Yargıtay ——HD, ——- tarihli, E. ——– sayılı kararında, dayanak belgeleri olmaksızın davacının defter kayıtlarının esas alınmayacağını, “ Dava, cari hesaptan doğan alacağın tahsili istemine ilişkin alacak davası olup, ispat yükü alacaklı olduğunu iddia eden davacıdadır. Davacı önce icra takibine, sonra iş bu davaya konu ettiği alacağın varlığını usulüne uygun delillerle kanıtlamalıdır. Tek yanlı olarak düzenlenen ve dayanakları bilirkişi raporundan anlaşılamayan davacının kendi ticari defter kayıtları esas alınarak, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir” şeklinde belirtmiştir.
Somut olayda; davacı, davalıdan olan alacağının tahsili amacıyla ————- İcra Dairesinin ——– sayılı icra takip dosyası ile davalı aleyhine icra takibi başlattığı, davalının itirazı ile icra takibinin durmuş olduğu, davacı tarafın itirazın iptali talebiyle mahkememizde süresi içerisinde huzurdaki davayı ikame etmiş olduğu, yapılan yargılama sırasında davacı tarafın ticari defter ve kayıtlarının bilirkişi marifetiyle incelenmesinde ticari defterlerin açılış ve kapanış onaylarının usulüne uygun olarak yapıldığı, takip tarihi itibariyle davacının davalıdan ——– alacaklı olduğunun tespit edildiği, davalı tarafın verilen kesin süreye rağmen süresi içerisinde ticari defter ve kayıtlarını mahkememize sunmamış olduğu görülmüştür.
Ticari defterlerin sahibi lehine delil olarak değerlendirilebilmesi için defterlerin usulüne uygun olarak açılış ve kapanış tasdiklerinin yapılmış olması ve ayrıca dayanak belgeleri ile birlikte bir bütünlük teşkil etmesi ve faturaların yanında teslim belgelerinin de bulunması gerekmektedir. Bu haliyle; davacının faturaya konu malın teslim edildiği/hizmetin yerine getirildiğini usulüne uygun delillerle ispatlaması gerekir. Fatura beraberinde malların teslimini göstermek için fatura beraberinde kullanılan sevk irsaliyesinin davalı tarafça imzalanması, davacının malları davalıya teslim ettiğini ve dolayısıyla taraflar arasında sevk irsaliyesi ile teslim edilen fatura konusu ürünlerin yapım ve satışına ilişkin bir ticari ilişki olduğunu ortaya koymaktadır.
Tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde; davacının ticari defter ve kayıtlarının incelenmesinde davalı taraf adına ———- adet fatura düzenlendiği, iş bu faturalara ilişkin herhangi bir tahsilat kaydının bulunmadığı, davacı tarafça bilirkişi incelemesine sunulan sevk irsaliyelerinin davalı tarafça imzalanmış olduğu, bu durumun fatura konusu malların davalıya teslim edildiğinin göstergesi olduğu, bu haliyle davacı tarafça alacak ve teslim olgusunun ispat edilmiş olduğu, davalı tarafça bilirkişi raporuna yönelik herhangi bir itirazın dosyaya sunulmadığı anlaşılmakla davacı tarafın icra takip tarihi itibariyle davalıdan toplam ———– alacaklı olduğu anlaşılmakla davanın kısmen kabulüne ve alacağın faturaya dayalı likit alacak olması nedeniyle icra inkar tazminatı talebinin kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜNE davalı tarafından ———–İcra Dairesinin ———– sayılı icra takip dosyasına yapmış olduğu itirazın ———- asıl alacak yönünden İPTALİNE, takibin bu şekilde devamına, fazlaya dair istemin REDDİNE,
-Davalının itirazında haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşıldığından asıl alacak olan 2.125,18 TL üzerinden % 20 oranında olmak üzere 425,00 TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsiliyle davacıya VERİLMESİNE,
2-Harçlar yasası uyarınca başlangıçta alınan 38,24 TL harcın, alınması gereken 145,17 TL harçtan düşümü ile bakiye 106,93 TL harcın davalıdan alınarak hazineye İRAD KAYDINA ,
3-Davacı tarafından yapılan 38,24 TL harç, 2.000 TL bilirkişi ücreti ve 44,50 TL posta gideri olmak üzere toplam 2.082,74 TL yargılama giderinin kabul/red oranına göre belirlenen 1.977,11 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, bakiye miktarın davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Davalı tarafça yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine YER OLMADIĞINA,
5-Davacı tarafça dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde davacı tarafa İADESİNE,
6-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiği için karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.ye göre tespit edilen 2.125,18 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
7-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiği için red olan miktar için karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.ye göre tespit edilen 113,54 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde ————– Adliye Mahkemesine istinaf yasa yolu açık olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu karar verildi. 20/02/2020