Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/287 E. 2020/664 K. 15.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2018/267 Esas
KARAR NO : 2020/647

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 21/12/2018
KARAR TARİHİ : 13/10/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili 21/12/2018 harç tarihli dava dilekçesinde özetle; toplamı 5.069,28 TL olan üç adet faturadan kaynaklı olarak alacaklı olduklarını, fatura bedellerinin ödenmediğini, müvekkili tarafından başlatın icra takibine davalı tarafın itirazı üzerine takibin durduğunu, takibin devamı ile davalı tarafın şirketin icra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili —- olarak davalıdan böyle bir hizmet almadığını, müvekkili şirketin fatura kesilen tarihlerde——- bulunduğunu, davacıdan alınan hizmetin veya malın ne şekilde kime ve hangi şantiyeye verildiğine dair müvekkili şirket yetkililerinin herhangi bir bilgisinin bulunmadığını, bu nedenle davacı şirketin hangi hizmet veya mal karşılığı fatura kestiğini açıklaması gerektiğini, eğer fatura konusu bir hizmet ise bu hizmeti kime ve nereye verdiğini de ispat etmesi gerektiğini, kabul anlamına gelmemek kaydı ile müvekkil şirket böyle bir hizmet veya mal aldı ise bile bundan haberdar olmadığını, davacı şirket ile müvekkil şirket arasında herhangi bir sözleşmenin de bulunmadığını, ayrıca davacı şirket ile müvekkil şirket arasında dava dilekçesinde iddia edildiği şekilde yazılı herhangi bir cari hesap ilişkisinin de bulunmadığını beyan ile haksız davanın reddini savunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava faturalara dayalı takipte ödeme emrine yapılan itirazın iptali davasıdır.İtirazın iptali davası İcra İflas Kanunun 67. Maddesinde “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır.Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır.Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.” şeklinde düzenlenmiştir.
İstanbul Anadolu ——-. İcra Dairesinin ——Esas sayılı takip dosyasının dosyamız arasına celp edildiği görüldü.
——– yazılarak ….—– formalarının dosyamız arasına celp edildiği görüldü.
——- davalı —— adına düzenlediği —– formlarında davaya konu faturaların bulunup bulunmadığı hususunun sorulduğu ve müzekkeremize cevap verildiği görülmüştür.
——-çalıştığına ilişkin —-kayıtlarının dosyamız arasına celp edildiği görüldü.
İstanbul Anadolu —-. İcra Hukuk Mahkemesinin —Esas sayılı dosyasının UYAP üzerinden dosyamız arasına celp edildiği görüldü.
İstanbul Anadolu —- ATM müzekkere yazılarak mahkemelerinin ———————- Esas sayılı dosyasında , dosyamız davalısı — hakkında konkordato kararı bulunup bulunmadığı hususunun sorulduğu ve karardan bir örneğin UYAP’tan istendiğine ilişkin müzekkeremize yanıt verildiği görüldü.
4721 sayılı Türk Medeni Kanununun (TMK) 6. maddesi uyarınca kural olarak, aksi kanunca belirlenmedikçe iki taraftan her biri iddiasını ispata mecburdur. Bu hüküm, kaynak İsviçre Medeni Kanunu’ndaki şekli gibi, “bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran taraf, o vakıayı ispat etmelidir” şeklinde anlaşılmalıdır.Davacı taraf bedeli ödenmeyen faturalardan kaynaklanan açık hesap ilişkisine dayalı alacak talebinde bulunmaktadır.Buna göre öncelikli incelenmesi gerek husus faturanın ispat gücüdür.6102 sayılı TTK’nın 21/2.maddesi şu şekildedir: ”Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır”.TTK’nın 21/2.(6762 sayılı TTK’nın 23/2.) maddesi ile faturanın tacirler arasında ifaya yönelik ispat aracı olduğu,süresinde itiraz edilmemekle münderecatından sayılan hususlar yönünden düzenleyen lehine,adına fatura düzenlenen aleyhine bir karine getirilmiştir.Bu karine faturanın ispat gücünü ortaya koymaktadır.Fatura düzenleyen tacirin anılan karineden yararlanabilmesi için fatura tanzim edenle,adına fatura tanzim edilen arasında akdi ilişki bulunması,faturanın akdin ifasıyla ilgili düzenlenmesi gerekir.Fatura sözleşmenin kurulma safhasıyla ilgili olmayıp ifasına ilişkin olduğundan öncelikle temel bir borç ilişkisinin bulunması gerekir.
6100 sayılı HMK’nın ticari defterlerin delil olma niteliğini düzenleyen 222.maddesi uyarınca taraf ticari defterlerinin incelenmesine ilişkin 24/12/2019 tarihli duruşmada ara karar kurulmuş ancak davacı taraf defterlerini ibraz etmemiştir.13/10/2020 tarihli duruşmada ise dvacı vekilince ,ticari defterlerin sunulmayacağı bilirkişi ücretinin yatırılması halinde davalı taraftan tahsil edilememe riski bulunduğu belirtilerek mevcut delil durumuna göre karar verilmesi talep edilmiştir.
Davacı tarafın faturaya konu hizmeti ifa edip etmediği,malları teslim edip etmediği hususunun ispatı davacı tarafın üzerindendir.Takibe konu faturaların taraf ticari defterlerinde yer alıp almadığı veya buna ilişkin ödeme yapılıp yapılmadığı hususu ancak tarafların ticari defterleri incelenerek ortaya çıkacaktır.Ancak davacı tarafça bilirkişi ücretinin yatırılmayacağı ve ticari defterlerin sunulmayacağı,mevcut delil durumuna göre karar verilmesi talep edildiğinden davacı tarafın mevcut delil durumuna göre alacağının varlığını ispatlayamadığı anlaşılmış ve davaının reddine karar verilmiştir.
Hüküm; Ayrıntısı ve yasal gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Subut bulunmayan davanın reddine,
2- Peşin alınan 61,23 TL harçtan, alınması gerekli 54,40 TL peşin harcın düşümü ile geri kalan 6,83 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına ,
4-Davacı tarafça peşin yatırılmış olan gider avansından artan kısmın, karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
5-Davalı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan ——- göre 3.400,00 vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Dair;gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olduğuna dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.