Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/271 E. 2020/898 K. 17.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/271 Esas
KARAR NO : 2020/898
DAVA : İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 21/12/2018
KARAR TARİHİ: 17/12/2020
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Taraflar arasında —— alanında ticari iş ilişkisi kurulduğu, davacı tarafından taşıma işlemleri yerine getirildiği, ancak davalı yanca cari hesap ekstresinde yer alan ve davalının borçlu olduğu tutarlar tahsil edilemeyince, davacı şirket adına ——- sayılı dosyasından icra takibi başlatıldığı, davalı şirketin herhangi bir borcu olmadığından bahisle icra takibine itiraz ettiği, takibin durduğu beyan edilerek davanın kabulüne, davalı borçlunun ———— dosyasına vaki itirazın iptali ile %20’den az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı yana yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkememizce dosya bilirkişiye tevdii edilerek rapor alınmıştır. —— tarihli bilirkişi raporu özetle, Davacı ve davalının tacir oldukları, Davacının usulüne uygun olarak noter açılış ve kapanış tasdiklerini yaptırdığı ticari defter ve kayıtlarına göre icra takip tarihi itibariyle davalıdan —- icra takip tarihi itibariyle —– alacağı bulunduğu, davalının yukarıdaki kayıtlarına göre; davacı şirkete —- icra takip tarihi itibariyle — borcu bulunduğu, —tarihli ———–olmaktadır. Tarafların yukarıdaki cari hesaplarındaki karşılıklı farklılıklar bulunmaktadır. Her iki tarafta bu farklılara ilişkin belgelerle ispat etmesi gerekmektedir. Fatura düzenleyen taraf bu faturayı karşı tarafa teslim ve tebliğ ettiğini somut deliller ispat etmesi gerekmektedir. Özellikle davalı taraf kendi düzenlediği faturaları kendi defterine kayıt etmemesi davalının defter kayıtları ve bunlarla ilgili vesikalar taraflar arasındaki Borç/Alacak bakiyesini ve farklılıklarını doğru ve kesin olarak tesbitine imkan vermeyecek derecede noksan olması dolayısı ile ihticaca salih bulunmadığı, Davacının icra takibindeki işlemiş faiz talebinin yukarıdaki tespitler çerçevesinde Sayın Mahkemenin takdirinde olduğu sonuç ve kanaatine varmıştır.
Mahkememizce dosya bilirkişiye tevdii edilerek ek rapor alınmıştır. —– tarihli bilirkişi ek raporu özetle, Davacının usulüne uygun olarak noter açılış ve kapanış tasdiklerini yaptırdığı ticari defter ve kayıtlarına göre icra takip tarihi itibariyle davalıdan —- icra takip tarihi itibariyle —– alacağı bulunduğu, davalının yukarıdaki kayıtlarına göre; davacı şirkete — icra takip tarihi itibariyle —– borcu bulunduğu, — tarihli ——- olduğu, tarafların yukarıdaki cari hesaplarındaki karşılıklı farklılıklar bulunmaktadır. Her iki tarafta ——-yıllarındaki farklara ilişkin belgelerle ispat etmesi gerekmektedir. Fatura düzenleyen taraf bu faturayı karşı tarafa teslim ve tebliğ ettiğini somut deliller ispat etmesi gerekmektedir. Özellikle davalı taraf kendi düzenlediği faturaları kendi defterine kayıt etmemesi davalının defter kayıtları ve bunlarla ilgili vesikalar taraflar arasındaki Borç/Alacak bakiyesini ve farklılıklarını doğru ve kesin olarak tespitine imkan vermeyecek derecede noksan olması dolayısı ile ihticaca salih bulunmadığı, davacının icra takibindeki işlemiş faiz talebinin yukarıdaki tespitler çerçevesinde mahkememizin takdirinde olacağı sonuç ve kanaatine varmıştır.
DAVANIN HUKUKİ NİTELİĞİ ve GEREKÇE:
Dava, acık hesap ilişkisine dayalı genel haciz yolu ile takipte ödeme emrine itirazın iptali ve takibin devamı istemine ilişkindir.
İtirazın iptali davası İcra İflas Kanunun 67. Maddesinde “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır.Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır.Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.” şeklinde düzenlenmiştir. İcra dosyası fiziken celp edilmiş, borçlunun ödeme emrine süresi içerisinde itiraz ederek takibi durdurduğu tespit edilmiştir.
4721 sayılı Türk Medeni Kanununun (TMK) 6. maddesi uyarınca kural olarak, aksi kanunca belirlenmedikçe iki taraftan her biri iddiasını ispata mecburdur. Bu hüküm, kaynak İsviçre Medeni Kanunu’ndaki şekli gibi, “bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran taraf, o vakıayı ispat etmelidir” şeklinde anlaşılmalıdır. Davacı taraf ,bedeli ödenmeyen faturalara dayalı alacak talebinde bulunmaktadır. Buna göre öncelikli incelenmesi gerek husus faturanın ispat gücüdür. 6102 sayılı TTK’nın 21/2. maddesi şu şekildedir: ”Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır”. TTK’nın 21/2.(6762 sayılı TTK’nın 23/2.) maddesi ile faturanın tacirler arasında ifaya yönelik ispat aracı olduğu, süresinde itiraz edilmemekle münderecatından sayılan hususlar yönünden düzenleyen lehine, adına fatura düzenlenen aleyhine bir karine getirilmiştir. Bu karine faturanın ispat gücünü ortaya koymaktadır. Fatura düzenleyen tacirin anılan karineden yararlanabilmesi için fatura tanzim edenle, adına fatura tanzim edilen arasında akdi ilişki bulunması, faturanın akdin ifasıyla ilgili düzenlenmesi gerekir. Fatura sözleşmenin kurulma safhasıyla ilgili olmayıp ifasına ilişkin olduğundan öncelikle temel bir borç ilişkisinin bulunması gerekir. Davacının ticari defterlerinde yapılan incelemeye göre —- takip tarihi itibariyle davalının —- borçlu olduğu, davalı ticari defter ve kayıtlarına göre davalının davacıya ——– borçlu olduğu aradaki farkın davalı taraf kendi düzenlediği faturaları kendi defterine kayıt etmemesinden kaynaklandığı, bu haliyle söz konusu davacı ticari defter ve kayıtları ile davalının ticari defter ve kayıtlarının —– miktar üzerinden denklik gösterdiği fazlaya dair miktar hakkında davacı davasını ispatlayamadığı, ——- miktar yönünden iddialarının davalı ticari defter ve kayıtlarından tespit edildiği anlaşıldığından davanın aşağıdaki şekilde kısmen kabulüne kısmen reddine karar verilmiştir.
Alacağın likit olması konusunu —– kararında; ”Her uyuşmazlığın kendine özgü somut özelliklerine göre değişmekle birlikte, bir uyuşmazlıkta alacağın likit olup olmadığı belirlenirken, alacak ve onun borçlusu birlikte değerlendirilmelidir. Buna göre, likit bir alacaktan söz edilebilmesi için, ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya bilinmesinin gerekmekte olması; böylece, borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması; başka bir ifadeyle, borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Gerek borç ve gerekse borçlu bakımından, bu koşullar mevcut ise, ortada likit bir alacak bulunduğu kabul edilmelidir.” şeklinde açıklamıştır. Bir alacağın likit olup olmadığı hususu değerlendirilirken her uyuşmazlık kendi koşullarında değerlendirilecek, alacağın miktarının belli ve sabit ya da borçlu tarafından bilinebilir olduğu durumlarda söz konusu alacağın likit olduğu kabul edilecektir.
Yargıtayın yerleşik kararlarına göre fatura alacakları likit niteliktedir. ————— kararına göre; “Uyuşmazlık, davacının davalıya faturayla sattığı mal bedelinden kaynaklanan alacağın tahsili istemiyle girişilen icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkin olup, borcun miktarı belirlenebilir (likit, hesap edilebilir) olduğundan, dava dilekçesinde icra inkar tazminatı isteyen davacı yararına İİK.nun 67/2 nci maddesi uyarınca tazminata hükmedilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile bu istemin reddi doğru görülmemiştir.” denilerek fatura alacağının likit niteliği belirtilmiştir. Alacağın faturaya bağlı alacak olması nedeniyle kabul edilen asıl alacağın yüzde 20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Davalı tarafın icra takibinden evvel temerrüde düşürülmemiş olduğu anlaşılmakla davacının işlemiş faiz isteminin yerinde olmaması nedeniyle işlemiş faiz isteminin reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KISMEN KABULÜ ile;
1——-takip dosyasına yapılan itirazın ——üzerinden iptali ile kabul edilen asıl alacağa takip tarihinden itibaren 3095 sayılı kanunun 4/a maddesine göre faiz işletilerek takibin devamına, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
2-Kabul edilen asıl alacak miktarı olan—– takip tarihi olan — tarihindeki — satış oranı olan —- çarpılması sonucu oluşan —- üzerinden hesaplanan %20 icra inkar tazminatının —– davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 5.408,06 TL harçtan, dava açılırken peşin olarak alınan 1.352,02 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.387,92‬ TL karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 35,90 TL başvurma harcı ve 1.352,02 TL peşin harç olmak üzere toplamda 1.387,92 TL nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 1.580,7‬0 TL (1.500,00 TL bilirkişi ücreti, 2 tebligat ücreti 28,00 TL, 2 Kep reddiyatı 0,70 TL, 10 E-Tebligat gideri 52,00 TL) yargılama giderinden davanın kabul 0,87 ve red 0,13 oranına göre hesaplanan 1.375,20 TL’sinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından dosyaya yatırılan bir gider avansı bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
7-Taraflarca dava dosyasına yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
8-Davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine uyarınca davanın kabul edilen miktarı üzerinden 9.820,82 TL vekâlet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
9-Davalı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine uyarınca davanın reddedilen miktarı üzerinden hesaplanan 4.080,00 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde ——— Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı.17/12/2020