Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/258 E. 2019/958 K. 26.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/258
KARAR NO : 2019/958
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 21/12/2018
KARAR TARİHİ: 26/12/2019
Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesi mahkememiz esasının yukarıda belirtilen sırasına kaydedilip incelenmesinde;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle ; Müvekkil şirketin, davalı şirketin yükleniri liğini üstlendiği projede kentsel dönüşüm kapsamında mevcut durum ve yeni projelere alt değerleme çaljşması ve yeni projenin malikler bazında dağıtım çatışmasını yürüttüğünü ve çalışma sonucu haztrlanan raporun davalıya teslime d ildiğini, bu çalışmaya istinaden —- Tl tutannda fatura düzenlendiğini, davalının faturaya itiraz etmediğini ve borcunu ödemediğini, bu nedenle davalı aleyhine icra takibi başlabldığını, icra takibinden sonra davalının cari hesap ekstresini müvekkile gönderdiğini ve borcunu ikrar ettiğini, dolayısıyla taraflar arasındaki hukuki ilişkinin ispatının çekişme konusu olmaktan çıktığını, anılan nedenlerle davalının haksız İtirazının iptali ile takibin devamına, davalının menkul gayrimenkul mallan ile her türlü hak ve alacaklannın İhtiyaten haczine, kötü niyetli itiraz nedeniyle davalının %20’den aşağı olmamak üzere tazminat ödemesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; İcra takibi konusu faturalardan olduğundan faturaya dayalı itiraz edilen icra takibine karşı ihtiyati haciz karan verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, davacının iddia ettiği kentsel dönüşüm ve yeni projenin malikler bazında dağıtımına ilişkin herhangi bir rapor sunmadığını, delil darak sunulan belgeler, faturalar ve cari hesap mutabakatındaki imzalanrı müvekkil şirket yetkililerine ait olup olmadığının incelenmesi için dosyanın bilirkişiye tevdi edilmesini, müvekkil şirketin — tarihinde konkordato kararı aldığını fakat — tarihli duruşmada konkordato kararının reddedildiğini, buna karşın karann kesinleşmediğini, anılan nedenlerle davanın reddini, kötü niyetli icra takibinden dolayı %20’den aşağı olmamak üzere davalının kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava faturaya dayalı takipte ödeme emrine yapılan itirazın iptali davasıdır.İtirazın iptali davası İcra İflas Kanunun 67. Maddesinde “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır.Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır.Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.” şeklinde düzenlenmiştir
— tarihli duruşmada ,dosyanın — bilirkişisine tevdi edilerek bilirkişi raporu alınması yönünde karar kurulmuş ve — tarihinde kök rapor — tarihinde ise ek bilirkişi raporu mahkememize teslim edilmiştir.
Bilirkişi ek raporunda ise ; Taraflann ticari defterleri üzerinde yapılan İncelemeye göre huzurdaki davaya konu — tarih ve — TL tutarlı davan tarafından tanzim edilen faturanın davalı kayıtlarında yer aldığı,– takip tarihi itibariyle davalı – davacı — —TL borçlu olduğu, anılan tarih itibariyle söz konusu bakiyenin her iki tarafın ticari defterlerinde mevcut olduğu, Sayın Mahkemenin davacı lehinde hüküm kurması halinde takiple istenebilir tutann – yılında uygulanan %10,75 oranındaki ticari temerrüt faiz oranının nihai değerlendirmesinin Sayın Mahkemenin takdirinde olduğunun belirtildiği anlaşılmıştır.
Uyuşmazlık davaya konu fatura bedelinin ödenip ödenmediği hususunda toplanmaktadır.Bilirkişi marifetiyle tarafların ticari defterleri üzerinde yapılan inceleme sonucunda takibe konu faturanın tarafların ticari defterlerinde kayıtlı olduğu tespit edilmiş ve tarafların ticari defterlerine göre davacının — TL alacaklı olduğu görülmüştür.Hükme esas alınabilecek nitelikte olduğu takdir edilen bilirkişi raporu doğrultusunda davanın —TL üzerinden kabulüne karar verilmiştir.Her ne kadar davalı taraf hukuki ilişkinin kanıtlanamadığı nedeniyle davanın reddini talep etmiş ise de taraflar arsında açık hesap ilişkisinin mevcut olduğu görülmekle hukuki ilişkinin ispat edildiği kanaatine varılmıştır.Her tacir 6102 sayılı TTK’nın 18/2.maddesine göre ticari işlerinde basiretli bir tacir gibi davranmalıdır kuralı göz önüne alındığında davalı tarafın,faturanın sehven ticari defterlerine işlendiğine yönelik itirazı kabul görmemiştir.Davacının icra takip tarihinden önce davalı tarafı usulüne uygun şekilde temerrüde düşürmediği anlaşılmakla temerrüd tarihi icra takip tarihi olarak kabul edilmiş ve işlemiş faize yönelik talebin reddine karar verilmiştir.
İcra-İnkar tazminatı İİK 67/2 maddesinde “Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir. İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır. Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.” şeklinde düzenlenmiştir.Buna göre icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için :1) Geçerli bir ilamsız icra takibinin bulunması gerekir,2) Borçlu süresi içinde ödeme emrine itiraz etmiş olmalıdır 3)Süresi içinde açılmış bir itirazın iptali davası olmalıdır 4) İcra inkar tazminatı talep edilmiş olmalıdır 5)Borçlunun icra dairesine yapmış olduğu itirazında haksız olması gerekir 6)Alacak likit olmalıdır.
Alacağın likit olması konusunu Yargıtay Genel Kurulu ,— E. ve— K. Numaralı kararında; ”Her uyuşmazlığın kendine özgü somut özelliklerine göre değişmekle birlikte, bir uyuşmazlıkta alacağın likit olup olmadığı belirlenirken, alacak ve onun borçlusu birlikte değerlendirilmelidir. Buna göre, likit bir alacaktan söz edilebilmesi için, ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya bilinmesinin gerekmekte olması; böylece, borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması; başka bir ifadeyle, borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Gerek borç ve gerekse borçlu bakımından, bu koşullar mevcut ise, ortada likit bir alacak bulunduğu kabul edilmelidir.” şeklinde açıklamıştır.Bir alacağın likit olup olmadığı hususu değerlendirilirken her uyuşmazlık kendi koşullarında değerlendirilecek,alacağın miktarının belli ve sabit ya da borçlu tarafından bilinebilir olduğu durumlarda söz konusu alacağın likit olduğu kabul edilecektir.
Yargıtayın yerleşik kararlarına göre fatura alacakları likit niteliktedir. Yargıtay —. Hukuk Dairesi’nin — E. ve —— K. Numaralı kararına göre; “Uyuşmazlık, davacının davalıya faturayla sattığı mal bedelinden kaynaklanan alacağın tahsili istemiyle girişilen icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkin olup, borcun miktarı belirlenebilir (likit, hesap edilebilir) olduğundan, dava dilekçesinde icra inkar tazminatı isteyen davacı yararına İİK.nun 67/2 nci maddesi uyarınca tazminata hükmedilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile bu istemin reddi doğru görülmemiştir.” denilerek fatura alacağının likit niteliği belirtilmiştir. Alacağın faturaya bağlı alacak olması nedeniyle yüzde 20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Davanın taraflarının tacir olması nedeniyle, icra takibine, takip tarihinden itibaren ticari faiz işletilmesine karar verilmiştir.
—.İcra Müdürlüğünün — Esas sayılı dosyası dosya içerisine getirtilmiş incelenmesinde ; alacaklının — — , borcun asıl alacak ve işlenmiş faizleriyle beraber —- TL olduğu, borçluya ödeme emrinin – tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun — tarihinde itiraz ettiği anlaşılmıştır.
Yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamına göre ; bilirkişi raporunun hükme esas alınabilecek nitelikte bilimsel ve yeterli teknik nitelikte olduğu görülmüş, davanın kısmen kabulü ile; —. İcra Müdürlüğünün — esas sayılı dosyasına yapılan itirazın — TL üzerinden iptali ile takibin — TL asıl alacak üzerinden takip tarihinden itibaren işleyecek ticari faiz ile devamına, kabul edilen kısım üzerinden (—- TL) %20 icra inkar tazminatının hesaplanarak davalıdan alınıp davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın kısmen kabulü ile; — İcra Müdürlüğünün — esas sayılı dosyasına yapılan itirazın — TL üzerinden iptali ile takibin – TL asıl alacak üzerinden takip tarihinden itibaren işleyecek ticari faiz ile devamına,
2-Kabul edilen kısım üzerinden (—TL) %20 icra inkar tazminatının hesaplanarak davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
3-Fazlaya ilişkin talebin reddine,
4-Harçlar yasası uyarınca davanın kabul edilen 10.000,00 TL lik kısım yönünden alınması gereken 683,10 TL harçtan peşin alınan 128,86 TL harcın mahsubu ile bakiye 554,24 TL karar harcının davalıdan tahsiliyle hazineye irad kaydına,
5- Harçlar yasası uyarınca davacı tarafından yatırılan 35,90 TL başvurma harcı ve 128,86 TL peşin harç olmak üzere toplam 164,76 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
6-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan A.A.Ü.T.’ye göre alınması gereken 2.725,00 -TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden reddedilen miktar üzerinden hesaplanan A.A.Ü.T.’ye göre alınması gereken 669,59 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-Davacı tarafından yapılan toplam bilirkişi ücreti ve posta gideri olmak üzere toplam 907,90 TL yargılama giderinin kabul-red oranına göre 10.000 TL üzerinden 850,92 TL yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, geri kalan bakiyenin davacı üzerinde bırakılmasına, kalan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine, davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
Dair karar, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun İstinafa ilişkin hükümleri doğrultusunda, kararın tebliğ tarihinden itibaren iki (2) haftalık süre içerisinde (HMK’nın 345. maddesi), mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak (HMK’nın 343. maddesi) ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamen ödemek (HMK’nın 344. maddesi) suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere, taraf vekillerinin yüzlerine karşı açıkça okunup usulen anlatıldı. 26.12.2019