Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/242 E. 2021/415 K. 27.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/242 Esas
KARAR NO : 2021/415

DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 20/12/2018
KARAR TARİHİ : 27/05/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalının farklı tarihlerde müvekkilden bir takım — maddeleri ile— buna karşın davalının cari hesaptan kaynaklı alacağını ödemediğini, bu nedenle davalı aleyhinde icra takibi başlatıldığını fakat davalının borca haksız olarak itiraz ettiğini, anılan nedenlerle itirazın iptali ile takibin devamını, davalının %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini iddia ve talep etmiştir.
CEVAP :Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkilin davacıdan aldığı ürünlere karşılık ödeme yaparak malzeme temininde bulunduğunu, eksik gelen malzemelerin davacıya defalarca iletildiğini, müvekkile gönderilmeyen ürünlere ait faturaların düzenlendiğini, anılan nedenlerle davanın reddini ve davacının %20 oranında kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini savunmuştur.
Mahkememizce dosya bilirkişiye tevdii edilerek rapor alınmıştır. 07/12/2020 tarihli—— ibraz ettiği yasal defterlerinin noter açılış ve kapanış tasdiklerinin yasal süreleri içerisinde gerçekleştirildiği, ticari defterlerin TTK ‘nın 64. ve 65. Madde hükümlerine uygun olarak tutulduğu ve dolayısıyla davacı ticari defterlerinin lehe delil olarak ileri sürülebileceği, dosyaya celp edilen —-yıllarına ticari defterlerinin incelendiği, raporda davalıya ait ticari defterlerin açılış kapanış tasdikinin gerçekleştirildiği, defterlerin— ibraz edilmediği ve takip tarihi itibariyle davacının borç alacağının bulunmadığının belirtildiği, davacının—tutarlı fatura —- toplamda —tutarlı faturaların davalı nezdinde kayıtlı bulunduğu, icra takibi açıklamasına bağlı kalınarak davalı adına tüm yıllarda düzenlenen fatura ve irsaliyelerin incelenmesi gerektiğinin anlaşıldığı, Sayın Mahkemenin — ara kararında dosyaya ve uyap’a sunulmayan dava ve takip konusu faturaların 2 haftalık süre içerisinde mahkemeye ibraz edilmesi yönünde ——- dosyaya sunduğu,—– ibraz edilmesi için ayrıca tarafımdan davacı —–sadece 10 adet fatura —– ibraz edildiği, davalının eksik ve hiç teslim edilmeyen ürünler olduğu yönündeki savunması ile davacının tüm fatura ve irsaliyeleri dosyaya ibraz etmemesi göz önünde bulundurulduğunda, huzurdaki davaya konu olan faturadan kaynaklı alacak iddiasının ispata muhtaç olduğunun anlaşıldığı, işbu raporda yer verilen tüm tespit ve değerlendirmelere karşın, Sayın Mahkemede aksi yönde kanaat oluşması halinde, işbu raporun —— üzere davacı—- değer verilmesi gerektiğinden huzurdaki dava ile davalıdan istenebilir tutarın —– olacağı, icra takibi ile yıllık %9 oranında 36,66 TL birikmiş faiz talep edildiği, muaccel bir borcun borçlusunun alacaklının ihtarıyla—– (TBK.m.117/1): bu yönde temerrüt ihtarına dosyaya rastlanılmadığından birikmiş faiz talebine, mevcut delil durumuna— sonuç ve kanaatine varmıştır.
Mahkememizce dosya bilirkişiye tevdii edilerek ek rapor alınmıştır.— raporu özetle, Dosyaya İbraz edilen davalı adına düzenlenen faturalara — davalıya teslim — gösterir nitelikteki — çeşitli — davalı adına genel toplamda —düzenlediği, 2014 yılında davalı adına düzenlenen — tutarlı faturalann davalıya — uygun olarak kayıtlı bulunduğu,–denk gelen toplamda— faturalann davalı — kayıtlı bulunduğu, davacı tarafından düzenlenen faturalara davalının—- süresi içerisinde itiraz etmediği, faturaları davacıya iade etmediği veya iade faturası düzenlemediği, bu yönüyle davalının— yönündeki savunmasına—- takip tarihi itibariyle davacı nezdinde davalının —- borçlu olarak göründüğü, ilgili tutann —- ödenip ödenmeyeceği ile ilgili nihai değerlendirmenin Sayın Mahkemenin takdirinde olduğu, icra takibi ile yıllık %9 oranında 36,66 TL birikmiş faiz talep edildiği, muaccel bir borcun borçlusunun alacaklının ihtarıyla mütemerrit olduğu (TBK.m. 117/1): bu yönde temerrüt ihtarına dosyaya rastlanılmadığından birikmiş faiz talebine, mevcut delil durumuna nazaran iştirak edilmediği sonuç ve kanaatine varmıştır.
DAVANIN HUKUKİ NİTELİĞİ ve GEREKÇE:
Dava, açık hesap ilişkisine dayalı genel haciz yolu ile takipte ödeme emrine itirazın iptali ve takibin devamı istemine ilişkindir.
İtirazın iptali davası İcra İflas Kanunun 67. Maddesinde “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır.Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır.Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.” şeklinde düzenlenmiştir. İcra dosyası fiziken celp edilmiş, borçlunun ödeme emrine süresi içerisinde itiraz ederek takibi durdurduğu tespit edilmiştir.
4721 sayılı Türk Medeni Kanununun (TMK) 6. maddesi uyarınca kural olarak, aksi kanunca belirlenmedikçe iki taraftan her biri iddiasını ispata mecburdur. Bu hüküm, kaynak —– vakıadan kendi lehine haklar çıkaran taraf, o vakıayı ispat etmelidir” şeklinde anlaşılmalıdır. Davacı taraf ,bedeli ödenmeyen faturalara dayalı alacak talebinde bulunmaktadır. Buna göre öncelikli incelenmesi gerek husus faturanın ispat gücüdür. 6102 sayılı TTK’nın 21/2. maddesi şu şekildedir: ”Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır”. TTK’nın 21/2.(6762 sayılı TTK’nın 23/2.) maddesi ile faturanın tacirler arasında ifaya yönelik ispat aracı olduğu, süresinde itiraz edilmemekle — sayılan hususlar yönünden düzenleyen lehine, adına fatura düzenlenen aleyhine bir karine getirilmiştir. Bu karine faturanın ispat gücünü ortaya koymaktadır. Fatura düzenleyen tacirin anılan karineden yararlanabilmesi için fatura tanzim edenle, adına fatura tanzim edilen arasında akdi ilişki bulunması, faturanın akdin ifasıyla ilgili düzenlenmesi gerekir. Fatura sözleşmenin — ilgili olmayıp ifasına ilişkin olduğundan öncelikle temel bir borç ilişkisinin bulunması gerekir.
Taraf şirketlerin ticari defter ve kayıtlarının bilirkişi marifeti ile incelenmesi neticesinde davacı şirketin — borçlu durumda olduğunun tespit edildiği anlaşılmıştır.
Somut olayda; davacı, davalıdan olan alacağının tahsili amacıyla —- sayılı icra takip dosyası ile davalı aleyhine icra takibi başlattığı, davalının itirazı ile icra takibinin —- olduğu, davacı tarafın itirazın iptali talebiyle mahkememizde süresi içerisinde huzurdaki davayı ikame etmiş olduğu, yapılan yargılama sırasında tarafların ticari defter ve kayıtlarının bilirkişi marifetiyle incelenmesinde ticari defterlerin açılış ve kapanış onaylarının usulüne uygun olarak yapıldığı, davacının — davalı adına genel— fatura daüzenlendiği, –düzenlenen 5.000 TL sınırını aşan toplamda 39.217,30 TL tutarlı faturaların davalıya ait ——beyannamelerinde usulüne uygun —denk gelen toplamda—-tutarlı faturaların davalı nezdinde kayıtlı bulunduğu, davacı tarafından düzenlenen faturalar hakkında 8 günlük yasal süre içerisinde faturalara itiraz edilmediği, faturalara konu ürünleri davalıya teslim edildiğini gösterir irsaliyelerin dosyaya kazandırıldığı, böylece takip tarihi olan 14/09/2018 tarihi itibariyle davacının davalıdan 17.780,44 TL alacaklı olduğunun tespit edildiği, davalının faturaları alarak —-karşısında artık ispat yükünün davalı tarafa geçmiş olduğu ve aksinin dosya kapsamı itibariyle ispat edilemediği anlaşılmakla alacağın faturaya dayalı ve likit olması nedeniyle davacının ayrıca icra inkar tazminatına —- bulunduğu anlaşılmakla davanın kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.
Alacağın likit olması konusunu—. Numaralı kararında; ”Her uyuşmazlığın kendine özgü somut özelliklerine göre değişmekle birlikte, bir uyuşmazlıkta alacağın likit olup olmadığı belirlenirken, alacak ve onun borçlusu birlikte değerlendirilmelidir. Buna göre, likit bir alacaktan söz edilebilmesi için, ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya bilinmesinin gerekmekte olması; böylece, borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması; başka bir ifadeyle, borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Gerek borç ve gerekse borçlu bakımından, bu koşullar mevcut ise, ortada likit bir alacak bulunduğu kabul edilmelidir.” şeklinde açıklamıştır. Bir alacağın likit olup olmadığı hususu değerlendirilirken her uyuşmazlık kendi koşullarında değerlendirilecek, alacağın miktarının belli ve sabit ya da borçlu tarafından bilinebilir olduğu durumlarda söz konusu alacağın likit olduğu kabul edilecektir.
Yargıtayın yerleşik kararlarına göre fatura alacakları likit niteliktedir. —-. Numaralı kararına göre; “Uyuşmazlık, davacının davalıya faturayla sattığı mal bedelinden kaynaklanan alacağın tahsili istemiyle girişilen icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkin olup, borcun miktarı belirlenebilir (likit, hesap edilebilir) olduğundan, dava dilekçesinde icra inkar tazminatı isteyen davacı yararına İİK.nun 67/2 nci maddesi uyarınca tazminata hükmedilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile bu istemin reddi doğru görülmemiştir.” denilerek fatura alacağının likit niteliği belirtilmiştir. Alacağın faturaya bağlı alacak olması nedeniyle kabul edilen asıl alacağın yüzde 20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Davacının takipten önce davalıyı temerrüde düşürdüğünü ispatlayamaması karşısında faiz alacağına yönelik talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KISMEN KABULÜ ile;
1—— Esas sayılı takip dosyasına yapılan itirazın 17.780,44 TL üzerinden iptali ile takibin bu miktar üzerinden devamına, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
2-Kabul edilen miktar 17.780,44 TL üzerinden hesaplanacak %20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
3-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 1.217,08 TL harçtan, dava açılırken peşin olarak alınan 304,28 TL harcın mahsubu ile bakiye 912,8‬0 TL karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 35,90 TL başvuru harcı, 304,28 TL peşin harç toplamı 340,18‬ TL ile 2.894,10 TL ( Bilirkişi ücreti, tebligat müzekkere gideri, Dosya ücreti) olmak üzere toplam 3.234,28‬ TL yargılama giderinden davanın kabul 0,99 ve red 0,01 oranına göre hesaplanan 2.865,15 TL’sinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından dava dosyasına yatırılan bir gider avansı bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6-Taraflarca dava dosyasına yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
7-Davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan —- uyarınca davanın kabul edilen miktarı üzerinden 4.080,00 TL maktu vekâlet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
8-Davalı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan—- uyarınca davanın reddedilen miktarı üzerinden hesaplanan 36,66 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Dair, Gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’nde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı davalı vekilinin yokluğunda verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.