Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/237 E. 2020/356 K. 07.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/237 Esas
KARAR NO : 2020/356
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 20/12/2018
KARAR TARİHİ: 07/07/2020
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili —- harç tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket ——— arasındaki cari hesapta yer alan faturaların seri numarası —– bedelli, —— bedelli, —– bedelli, — bedelli, —– bedelli, —— olan ——–bedelli, ———– bedelli olduğunu, taraflarınca ——— İcra Müdürlüğünün ———– esas sayılı dosya ile davalı şirket aleyhine icra takibi başlatıldığını, borçlunun kendisine tebliğ edilen ödeme emrine haksız ve mesnetsiz olarak itiraz ettiğini, davalı şirket faturada mal bedeli olan ——— davacı müvekkili şirkete ödemediğini ve bunu inkar ettiğini, davalı şirketin takip miktarınca müvekkili şirkete borçlu olduğunu, icra takibini uzatma amacıyla borca itiraz ettiğini, davalının ————— İcra Müdürlüğü ———–Sayılı icra dosyasına haksız ve yersiz olarak yaptığı itirazın iptaline ve takibin devamına, davalının takip konusu alacağın %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalıya usulüne uygun tebligat yapılmasına rağmen davaya herhangi bir cevap verilmediği görüldü.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava faturalara dayalı takipte ödeme emrine yapılan itirazın iptali davasıdır.İtirazın iptali davası İcra İflas Kanunun 67. Maddesinde “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır.Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır.Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.” şeklinde düzenlenmiştir. ——- İcra Dairesinin———– esas sayılı icra dosyası fiziken celp edilmiş ,ödeme emrinin borçluya ——– tarihinde tebliğ edildiği ve borçlunun ödeme emrine süresi içerisinde ——- tarihinde itiraz ederek takibi durdurduğu tespit edilmiştir.
—– tarihli ara karar ile dosyanın bir mali müşavir bilirkişisine tevdi edilerek bilirkişi raporu alınması yönünde ara karar kurulmuş ve ——– tarihli bilirkişi raporu mahkememize teslim edilmiştir.Bilirkişi raprounda özetle ‘Dava dosyasında davacı olan ——— dava dosyasına ibraz ettiği yasal defterlerinin usulüne uygun olarak tutulduğunu, ———–onaylı beratların süresi içerisinde alındığını, envanter defterinin ise TTK hükümlerine uygun olarak noter açılış tasdiklerinin süresi içerisinde alındığı ve dolayısıyla ticari defterlerin lehe delil olarak ileri sürülebileceğini,
———tarihli duruşma tutanağının —– numaralı ara kararında taraf ticari defterinin mahkeme salonunda incelenmesi için gün ve saatin kararlaştırıldığını, buna karşın davalının davaya katılmadığını, savunma dilekçesi sunmaması nedeniyle davalı ticari defterleri üzerinde inceleme yapılamadığını,
Davacının davalı adına tanzim ettiği —- tutarlı irsaliyeli faturaya konu ürünlerin —— isimli şahsa teslim edildiğini, ——- tutarlı faturaların teslim alan kısmında bir imza bulunduğu fakat ürünlerin kim tarafından teslim alındığının belli olmadığını, —– tutarlı faturaya konu ürünlerin ise teslim alan kısmının boş olduğunun görüldüğünü, faturalarda imzası bulunan —— isimli şahsın davalı ile olan illiyet bağının dosya kapsamında tespit edilemediğini,
Davacının ticari defterlerinde yapılan incelemeye göre, —— takip tarihi ve incelemenin gerçekleştirildiği ——- itibariyle davalının ——– borçlu olarak göründüğünü ” belirtir mahiyette tespitlerde bulunulmuştur.
4721 sayılı Türk Medeni Kanununun (TMK) 6. maddesi uyarınca kural olarak, aksi kanunca belirlenmedikçe iki taraftan her biri iddiasını ispata mecburdur. Bu hüküm, kaynak İsviçre Medeni Kanunu’ndaki şekli gibi, “bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran taraf, o vakıayı ispat etmelidir” şeklinde anlaşılmalıdır.Davacı taraf bedeli ödenmeyen faturalardan kaynaklanan alacak talebinde bulunmaktadır.Buna göre öncelikli incelenmesi gerek husus faturanın ispat gücüdür.6102 sayılı TTK’nın 21/2.maddesi şu şekildedir: ”Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır”.TTK’nın 21/2.(6762 sayılı TTK’nın 23/2.) maddesi ile faturanın tacirler arasında ifaya yönelik ispat aracı olduğu,süresinde itiraz edilmemekle münderecatından sayılan hususlar yönünden düzenleyen lehine,adına fatura düzenlenen aleyhine bir karine getirilmiştir.Bu karine faturanın ispat gücünü ortaya koymaktadır.Fatura düzenleyen tacirin anılan karineden yararlanabilmesi için fatura tanzim edenle,adına fatura tanzim edilen arasında akdi ilişki bulunması,faturanın akdin ifasıyla ilgili düzenlenmesi gerekir.Fatura sözleşmenin kurulma safhasıyla ilgili olmayıp ifasına ilişkin olduğundan öncelikle temel bir borç ilişkisinin bulunması gerekir.Her ne kadar taraflar arasında akdedilmiş yazılı bir sözleşme bulunmasa da davacı tarafın mal teslimini ispatlar mahiyette sunmuş olduğu irsaliyeli faturalar incelenmiştir.Bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere ——– miktarınca irsaliyeli faturalarda teslim alan kısmında imza bulunduğu görülmüştür.Her ne kadar bir kısım irsaliyeli faturada yalnızca imza bulunuyor ise de davalı tarafın herhangi bir itirazının bulunmaması nedeniyle bu irsaliyelere konu malların da teslim edildiği hususunun ispat edildiği kabul edilmiştir.Teslim alan kısmı boş bulunan ———- bedelli irsaliyeli faturaya konu malların teslim edildiğinin ispatlanamadığı kabul edilmiş ve bu yönden red kararı verilmiştir.
Alacağın likit olması konusunu—————- Numaralı kararında; ”Her uyuşmazlığın kendine özgü somut özelliklerine göre değişmekle birlikte, bir uyuşmazlıkta alacağın likit olup olmadığı belirlenirken, alacak ve onun borçlusu birlikte değerlendirilmelidir. Buna göre, likit bir alacaktan söz edilebilmesi için, ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya bilinmesinin gerekmekte olması; böylece, borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması; başka bir ifadeyle, borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Gerek borç ve gerekse borçlu bakımından, bu koşullar mevcut ise, ortada likit bir alacak bulunduğu kabul edilmelidir.” şeklinde açıklamıştır.Bir alacağın likit olup olmadığı hususu değerlendirilirken her uyuşmazlık kendi koşullarında değerlendirilecek,alacağın miktarının belli ve sabit ya da borçlu tarafından bilinebilir olduğu durumlarda söz konusu alacağın likit olduğu kabul edilecektir.
Yargıtayın yerleşik kararlarına göre fatura alacakları likit niteliktedir.—————kararına göre; “Uyuşmazlık, davacının davalıya faturayla sattığı mal bedelinden kaynaklanan alacağın tahsili istemiyle girişilen icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkin olup, borcun miktarı belirlenebilir (likit, hesap edilebilir) olduğundan, dava dilekçesinde icra inkar tazminatı isteyen davacı yararına İİK.nun 67/2 nci maddesi uyarınca tazminata hükmedilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile bu istemin reddi doğru görülmemiştir.” denilerek fatura alacağının likit niteliği belirtilmiştir. Alacağın faturaya bağlı alacak olması nedeniyle kabul edilen asıl alacağın yüzde 20si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.Tarafların tacir olduğu görülmekle takipte talep edilen faizin yerinde olduğu anlaşılmıştır.
Yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamına göre ; bilirkişi raporunun hükme esas alınabilecek nitelikte bilimsel ve yeterli teknik nitelikte olduğu görülmüş, davanın kısmen kabulü ile—– İcra Müdürlüğünün ——- esas sayılı dosyasına yapılan itirazın —— üzerinden iptaline, fazlaya ilişkin talebin reddineKabul edilen asıl alacak miktarı olan——- üzerinden hesaplanacak %20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın kısmen kabulü ile
1——. İcra Müdürlüğünün—- esas sayılı dosyasına yapılan itirazın —– üzerinden iptaline, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Kabul edilen asıl alacak miktarı olan ——üzerinden hesaplanacak %20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine
3-Harçlar yasası uyarınca davanın kabul edilen——— kısım yönünden alınması gereken 661,78 TL harçtan peşin alınan 129,15 TL harcın mahsubu ile bakiye 532,63 TL karar harcının davalıdan tahsiliyle hazineye İRAD KAYDINA,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan A.A.Ü.T.’ye göre alınması gereken 3.400,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
5-Davacı tarafından yapılan toplam 800,00 TL bilirkişi ücreti, 101,00 TL posta gideri ve 129,15 peşin alınan harç olmak üzere toplam 1.030,15 TL yargılama giderinden kabul-red oranına göre belirlenen 933,33 TL yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, geri kalan bakiyenin davacı üzerinde bırakılmasına, kalan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine, davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
Dair;gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olduğuna dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.06/08/2020