Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/146 E. 2020/673 K. 15.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/146 Esas
KARAR NO: 2020/673
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 19/12/2018
KARAR TARİHİ: 15/10/2020
Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesi mahkememiz esasının yukarıda belirtilen sırasına kaydedilip incelendi
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dilekçesinde özetle;davacı firmanın toptan ve perakende gıda ve içecek ticareti yaptığını, davaiı/borçlu firma ile aralarındaki sözlü anlatma gereği davalı frmaya muhtelif tarih ve bedelle faturalar karşılığında içecek satışı yaptığını, davalı firmaya mal satışı gerçekleştirip teslimatlarının yapılmasına rağmen davalı firma——faturadan ve cari hesaptan kaynaklı davacı firmanın alacağını ödemediğini, tüm ödeme taleplerinin sonuçsuz kalması üzerine ————numaralı dosyası ile icra takibi başlatıldığım, davalı firma tarafından —–tarihinde haksız ve hukuka aykırı olarak itiraz edildiğini ve takibin durdurulduğunu, taraflar arasında akdedilmiş yazılı bir sözleşme olmadığını, davalının iddia ettiği sözleşme ve yetki anlaşması olmadığını, taraflar arasındaki ticari ilişkinin sözlü anlaşma ile kurulduğunu, takip konusu alacağın faturadan kaynaklı olduğunu davacı adresinin—– olduğundan TBK 89. Madde hükmü gereği yetkili icra müdürlüklerinin —– İcra Müdürlükleri olduğunu, kanun hükümleri ve ————– alındığında davalının yetki itirazının hukuken mesnetsiz olduğunu, dava dilekçesi ekinde sunulan 3 adet fatura konusu malların davalı firmaya teslim edildiğini, davalı firma tarafından bu malların kabul edildiğini, fatura bedellerine İtiraz edilmediğini, taraflar arasında uzun süreden beri devam eden ticari ilşikinin olduğunu faturalarım itirazsız Ödediğini, takip konusu alacağa ilişkin faturaları ise keyfî bir biçimde ödemediğini, davalı tarafın cari hesaptan ve faturalardan davacı firmaya borcu bulunduğunu ,icra takibinde, takip tarihinden itibaren asıl alacağa işletilen faiz oranının ———– faiz olduğunu, davalının iddia ettiği gibi faiz başlangıç tarihinde ve faiz miktarından kanuna aykırılık mevcut olmadığını, davalının faize yönelik itirazlarının reddedilmesini talep ettiklerini, davalı firmanın takip dayanağı belgelerin ödeme emri ekinde kendilerine tebliğ edilmediğini iddia ettiğini, ödeme emri tebliğ zarfında da açıkça görüleceği üzere dayanak belgelerinin tümünün ödeme emrine ek olarak gönderildiğinin açıkça belirtildiğini, takip konusu cari hesap kayıtları ve faturaların ödeme emri ekinde davalı-borçlu firmaya gönderildiğini belirterek, davalı-borçlu firmanın mesnetsiz, gerçek dışı iddia ve beyanlarıyla dolu takibi durdurarak zaman kazanma amaçlı matbu bir itiraz dilekçesi ile yapmış olduğu icra takibine itirazının iptaline, takibin devamına, haksız ve kötü niyetli itirazı nedeniyle asıl alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vakalet ücretinin davalı firma üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında imzalanan —– tarihli bayilik sözleşmesinin 13 madde, 2. cümlesinde “bu sözleşmelerden doğacak ihtilafların çözüm mercii—- Yetki sözleşmesi düzenlendiğini, 61OO sayılı HMK 17. madde gereğince yetkiye Itira ettiklerini yetkili mahkemenin sadece ———– Mahkemeleri olduğunu, takip yapılan icra dairesinin yetkili olmadığını, açılan davada geçerli bir takip olmadığından davanın reddinin gerektiğini, davalının, alacaklı olduğunu iddia edene kadar takip konusu hiçbir borcunun olmadığını, borca ve takibe itiraz edildiğini ispat yükünün davacı tarafta olduğunu, davalı şirkete mal teslimi yapılmadığını, iade faturaları kesilerek davacıya teslim edildiğini, davacı tarafça bu faturalara itiraz edilmediğini belirterek yetkili mahkemenin sadece ——– Mahkemeleri olması nedeniyle yetkisizlik kararı verilmesini, yetkili İcra dairesine yapılmış geçerli bir takip olmadığından davanın reddine, davacının davasının ve taleplerinin reddine karar verilmesini, yargılama giderleri ve vakalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasını talep ettikleri görülmüştür.
DELİLLER:
—– cevabi yazıları, —–cevabi yazısı, bilirkişi kök ve ek raporu,
SMMM uzmanı bilirkişi tarafından düzenlenen —— tarihli kök raporunda özetle ;davacı ——– ticari defterleri ve dayandığı belgeler ile yardımcı defterlerinin birbirini tamamlaması, teyid etmesi ve usulüne uygun tutulmuş olması nedeniyle HMK 222. madde gereğince deiil niteliğinde olduğu, davacı——davalı —– takip tarihinde—– alacaklı olduğu, —tarihli ek raporda özetle ; Davalı tarafın Saytn Mahkemenizin — tarihli celsesinin — nolu ara kararı gereği, — günü saat —– Sayın Mahkemenizde yapılması istenen bilirkişi incelemesinde hazır bulunmadığı, ticari defterlerinin yerinde incelenmesine ilişkin herhangi bir beyan dilekçesini de ibraz etmediği, davacı tarafın ise bilirkişi incelemesinde hazır bulunmuş, ibraz ettiği kanuni defterleri ve kayıtları ile sunulan belgeler üzerinde dava dosyasında yer alan bilgi ve belgeler de dikkate alınıp bilirkişi incelemesinin yapılarak, —- tarihli kök raporunun mahkemeye sunulduğunu, kök raporda belirtildiği üzere davacı —— yılına ait defterleri ve kayıtlarından; Davalı —– ödemelerinin eski tarihli faturalara mahsup edildiği, takibe ve davaya konu cari hesap bakiyesinin de ödenmeyen 3 adet faturadan kaynaklı olarak davalı —- davacıya —– borçlu olduğu, Ba Bs raporlarındaki tutarlar ile alacak iddiası olan tutarın birbirini karşılayıp karşılamadığı konusunda davacı ile davalı tarafın bağlı bulunduğu vergi dairelerinden istenecek ——– yılına ait aylık Ba ve Bs raporlarının incelenmesi ve davalı vekilinin davalı şirket kayıtlarında yerinde inceleme yapılarak ek rapor düzenlenmesi talebi konusunda takdirin mahkemeye ait olduğu beyan edilmiştir.
DAVANIN HUKUKİ NİTELİĞİ ve GEREKÇE:
Dava, davalı tarafından——–sayılı icra takip dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali talebine ilişkindir.
4721 sayılı Türk Medeni Kanununun (TMK) 6. maddesi uyarınca kural olarak, aksi kanunca belirlenmedikçe iki taraftan her biri iddiasını ispata mecburdur. Bu hüküm, kaynak İsviçre Medeni Kanunu’ndaki şekli gibi, “bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran taraf, o vakıayı ispat etmelidir” şeklinde anlaşılmalıdır. Davacı taraf bedeli ödenmeyen faturalardan kaynaklanan alacak talebinde bulunmaktadır. Buna göre öncelikli incelenmesi gerek husus faturanın ispat gücüdür. 6102 sayılı TTK’nın 21/2.maddesi şu şekildedir: ”Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır”. TTK’nın 21/2. maddesi ile faturanın tacirler arasında ifaya yönelik ispat aracı olduğu,süresinde itiraz edilmemekle münderecatından sayılan hususlar yönünden düzenleyen lehine, adına fatura düzenlenen aleyhine bir karine getirilmiştir. Bu karine faturanın ispat gücünü ortaya koymaktadır. Fatura düzenleyen tacirin anılan karineden yararlanabilmesi için fatura tanzim edenle, adına fatura tanzim edilen arasında akdi ilişki bulunması, faturanın akdin ifasıyla ilgili düzenlenmesi gerekir. Fatura sözleşmenin kurulma safhasıyla ilgili olmayıp ifasına ilişkin olduğundan öncelikle temel bir borç ilişkisinin bulunması gerekir.
Somut olayda; taraflar arasında yazılı bir sözleşmenin bulunmadığı, davacı tarafın usulüne uygun olarak tutulmuş ticari defter ve kayıtlarından davacı taraf kayıtlarına göre davalının davacı tarafa —- borçlu göründüğü, —- cevabi yazısında dava konusu alacağa dayanak ——– ayına ait faturaların davalı tarafın ——–dönemi BA formlarında yer almadığı, her ne kadar davacı tarafça dava konusu fatura muhteviyatındaki malların davalı tarafa teslim edildiği iddia edilmişse de, mal teslimini ispata yarar yazılı bir delilin dosyaya sunulamadığı, bu haliyle mal teslimi hususunun başka bir deyişle taraflar arası hukuki ilişkinin ispat edilemediği anlaşılmakla davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar yasası uyarınca başlangıçta alınan 279,51 TL harçtan , alınması gereken 54,40 TL harcın mahsubu ile geri kalan fazla yatırılan 225,11 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa İADESİNE,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Davalı tarafça yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine YER OLMADIĞINA,
5-Davalı taraf yargılamada kendisini vekil marifetiyle temsil ettirmiş olmakla AAÜT gereği 3.400,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı tarafa ÖDENMESİNE,
6-Kararın kesinleşmesi ve talep halinde HMK 333. maddesi gereği artan gider avansının yatırana İADESİNE,
Dair,davacı vekilinin yüzüne karşı ,davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde —— Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı.15.10.2020