Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/13 E. 2019/542 K. 18.07.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2018/13 Esas
KARAR NO : 2019/542

DAVA : Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 17/12/2018
KARAR TARİHİ : 18/07/2019

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan Menfi Tespit davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin 17/12/2018 tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davacı ile davalı arasında 04/04/2016 tarihinde imzalanan gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine nazaran,———-adı altındaki projeden — bağımsız bölümü satın aldığını, her ne kadar 04/04/2016 tarihinde imzalanan gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi resmi şekil şartına uyulmadan imzalanmışsa da taraflar edinimlerini tamamen ifa ettiğinden ve davacı bağımsız bölümün tapusunu edindiğinden bu hususta bir çekişme olmadığını, satış bedeli olarak 358.600,00 TL karşılığı 37 adet senet tanzim edildiğini ve davalının senetleri kendisinde tutmuş olduğunu ve vadesi gelen ve ödenen senetleri davacıya iade ettiğini, davalı ile davacının 06/11/2018 tarihli ek protokol ile 41.100,00 TL tutarındaki kalan 6 adet senet bedeline 4.110,00 TL iskonto uygulayarak 36.990,00 TL ödemek kaydıyla tüm borcunu kapatması hususunda anlaştıklarını, davacının bu protokole nazaran 36.990,00 TL senet kapama bedeli 2.700,00 TL tapu harcı ve 202.70,00 TL banka komisyon tutarı olmak üzere cem’an 40.540,00 TL meblağı ——- adına kayıtlı —— iban nolu hesaba yatırdığını, buna rağmen davalının tüm senet bedellerinin ödenmesi ve bedellerin banka hesaplarına yatırılmış olmasına rağmen senetleri iade etmediğini ve davacının davalılara muhatap ve T.C. Kartal ——. Noterliği vasıtası ile 16/11/2018 tarih ve —— yevmiye numaralı ihtarname ile—- yılının ——————- aylarına ait olan senetlerin 3 iş günü içerisinde iade edilmesini, aksi halde tüm hakları saklı kalmak koşuluyla hukuki yollara başvuracağını ihtaren bildirdiğini ve hal böyleyken—– tarafından senetlerin kendisi tarafından temlik alındığını, ödemeden 1 hafta sonra ihbar ettiğini, senetlerin taşınmaz vaadi sözleşmesinin bir parçası ve ödeme aracı olarak tanzim edildiğini, kalan 6 senedin temlik muamalesi ödemeden sonra ve adi ortaklardan birinin rızası hilafına yapılmış olduğunu ve devrin geçersiz olduğunu, zira adi ortaklardan ———————– Şirketi İhtarnamede senetlerin sözleşmenin parçası olarak nama yazılı olarak tanzim edildiğini, TTK hükümlerine göre ciro edilemeyeceğini ve—- senetleri usulsüz olarak devraldığını ve senet bedellerinin sadece adi ortaklık adına yatırılması gerektiğini ihbar ettiğini, bu nedenlerle sözleşme gereği taşınmaz bedeli olarak tamamen ödenmiş ve 04/04/2016 tanzim tarihli dava konusu 6 adet senedin karşılıksız kaldığının ve davacının davalıya bu senetlerden dolayı borçlu bulunmadığının tespitine karar verilmesini, müvekkilinin mükerrer ödeme riski ve icra tehdidi altında olup, telafisi güç ve imkansız tehlike altında olduğunu, maddi ve manevi zararına yol açacak sakıncaları veya zararı önlemek bakımından, mahkememizden talep doğrultusunda teminatsız veya uygun görülecek bir teminat karşılığında talep çerçevesinde ihtiyati tedbir verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya tahmilini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı … —- vekilinin mahkememiz dosyasına sunmuş olduğu 25/02/2019 tarihli cevap dilekçesinde özetle; davacının, dava dilekçesinde ek olarak sunduğu sulh ve ibra protokolüne dayanarak 36.990,00 TL senet kapama bedeli, 2.700,00 TL tapu harcı ve 202,70,00 TL banka komisyon tutarı 40.540,00 TL meblağı ———. adına kayıtlı hesabına yatırdığını ve müvekkilinin bu hususa dair herhangi bir itirazı bulunmadığını,—- … arasında yapılan temlik sözleşmesinin imza aşamasında müvekkil —– herhangi bir malumatı, rızası bulunmadığını, dolayısıyla söz konusu temlik sözleşmesinin müvekkilinin rızası hilafına yapılıp ve müvekkilini bağlamadığını, müvekkili ——————–. nin işbu davaya ilişkin herhangi bir hak ve borcu bulunmadığını ve davanın müvekkil —- yönüyle taraf sıfatı (husumet) yokluğundan reddine, yargılama giderleri ile ücret-i vekaletin davacı üzerine tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVABA CEVAP: Davacı vekilinin mahkememiz dosyasına sunmuş olduğu 15/03/2019 tarihli cevaba cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçelerinde belirttikleri üzere; adi ortaklığın tüzel kişiliği olmadığından, davada husumetin, adi ortaklığı oluşturan —–. ‘nin her ikisine birden ayrı ayrı yöneltildiğini, adi ortaklığın kendisine ait bir tüzel kişiliği olmadığından davada taraf olma ehliyetinin de yok olduğunu, bu nedenle adi ortaklığa açılacak davalar adi ortaklığın kendisine karşı değil dava konusunun paradan başka bir şey olması halinde ortaklığı oluşturan ortakların tamamına, dava konusunun para olması halinde ise ortaklar arasında müteselsil sorumluluk esası geçerli olduğundan ortakların bir veya birkaçı aleyhine yöneltilmesi gerektiğini, davaya cevap veren adi ortaklığı oluşturan şirketlerden birisi olan —- olduğunu, adi ortaklığı oluşturan diğer şirket —— davaya cevap vermediğini, cevap veren davalı … ——- taraf sıfatı (husumet) itirazının hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, zira yasal düzenleme gereği davada taraf olma zorunluluğu varolduğunu, davalı vekilinin bir yandan; dava konusu 40.540,00 tl meblağı ——- şubesindeki hesaba yatırdığını ve müvekkilinin yani davalının bu hususa dair herhangi bir itirazı bulunmadığını, ayrıca— — arasında yapılan temlik sözleşmesinin imza aşamasında müvekkili —— nin herhangi bir malumatı, rızası bulunmadığını, dolayısıyla söz konusu temlik sözleşmesinin müvekkili rızası hilafına yapıldığını ve müvekkilini bağlamadığını, müvekkil davacının, ödemeyi adi ortaklık hesabına yatırdığını, cevap veren davalı vekilinin de esasen bir itirazları olmadığını açıkça beyan ve ikrar ettiğini beyan etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Mahkememizce yapılan değerlendirme sonucunda; davacı ve davalı şirketlerin oluşturduğu adi ortaklık arasında yapılan gayrımenkul satış vaadi sözleşmesine binaen davacının ———— adı altındaki projeden bağımsız bölüm satın aldığı, satış bedeli olarak 358.600,00 TL karşılığı 37 adet senet tanzim edildiği, vadesi gelen ve ödenen senetlerin davacıya iade edileceğinin kararlaştırıldığı, taraflar arasındaki sözleşmenin niteliğinin ön ödemeli konut satış sözleşmesi olduğu, bu sözleşmenin 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun 40. Maddesinde düzenlendiği, davacının gerçek kişi olduğu, tüketici sıfatına sahip olduğu, tacir sıfatının bulunmadığı, konut edinme amaçlı olarak iş bu sözleşmeyi imzaladığı, taraflar arasındaki ilişkinin tüketici işlemi olduğu, dava konusu edilen senetlerin de bu ilişki kapsamında verildiği anlaşıldığından davacı tarafından davalılar aleyhine açılan iş bu davanın mahkememizin görevsizliği nedeniyle; HMK 115-2 md uyarınca dava şartı noksanlığından usulden reddine, HMK m.20/1 uyarınca kararın kesinleştiği tarihten itibaren iki hafta içerisinde ve talep halinde dosyanın görevli İstanbul Anadolu Tüketici Mahkemesine gönderilmek üzere Hukuk Mahkemeleri Tevzi Bürosuna gönderilmesine dair karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı tarafından davalılar aleyhine açılan iş bu davanın mahkememizin görevsizliği nedeniyle; HMK 115-2 md uyarınca dava şartı noksanlığından usulden reddine,
2-HMK m.20/1 uyarınca kararın kesinleştiği tarihten itibaren iki hafta içerisinde ve talep halinde dosyanın görevli İstanbul Anadolu Tüketici Mahkemesine gönderilmek üzere Hukuk Mahkemeleri Tevzi Bürosuna gönderilmesine,
3-Yargılama giderlerinin, HMK’nun 331-(2) md uyarınca yargılamaya görevli mahkemede devam edilmesi halinde bu mahkemece karara bağlanmasına; görevli mahkemede davaya devam edilmez ise talep halinde dosya üzerinden mahkememizce karara bağlanmasına,
Dair, Gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yokluğunda, davalı … —– vekilinin yüzüne karşı, diğer davalı şirketin yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı