Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/128 E. 2020/465 K. 08.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2018/88 Esas
KARAR NO: 2020/467
DAVA: İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 18/12/2018
KARAR TARİHİ: 08/09/2020
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili ———– harç tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirkete ———– bulunan sigortalı dava dışı ——– bulunan ————– nolu —– —- karşılığı satmış olduğu ——–yapışkansız çocuk bezi bandı emtiasının —————nolu ——— karşılığında davalı tarafından üstlenildiğini, sigortalı emtiaların —— nakliyesi, diğer şirketlere ait muhtelif ürünlerle birlikte davalı şirket tarafından temin edilen ——- plaka sayılı araca parsiyel yük olarak yüklenmek suretiyle gerçekleştirildiğini, aracın ——– varışında araçta yüklü diğer şirketlere ait ürünlerin tahliyesi akabinde araç alıcı şirket tesislerine sevk edildiği ve alıcı şirket tesislerinde dorse içerisinde istifli paletlerin devrilmiş olduğunu görülmesi üzerine emtialar incelemeye alındığı, —— hasarın tespit olunması üzerine ———– hasar notu düşülerek hasar kayıt altına alındığını, davacı şirket tarafından davaya konu olay nedeniyle sigortalısına ———– sigorta tazminatı ödediğini ve sigortalısının haklarına halef olduğunu, davalı taraftan sigortalıya ödenen bedelin tahsili talep edilmesine rağmen herhangi bir ödeme yapılmaması üzerine davalı aleyhine ————–sayılı dosyası üzerinden takip başlatıldığını davalının takibe itiraz ettiğini ve takibin durduğunu davalının yapmış olduğu itirazın iptalini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davalı vekili tarafından ——- dosyaya cevap dilekçesi sunulmuş olup, cevap dilekçesinde özetle şu ifadelere yer vermektedir- Davacı tarafın aktif husumet ehliyetinin bulunmadığını, dava konusu uyuşmazlığa ———- hükümlerinin uygulanması gerektiğini, davacı tarafça sunulan ekspertiz raporunda davacı tarafın kesin hasar nedenini hasarın miktarını ispatlaması gerektiğini, —— palet emtianın hasarlı olduğu fakat bunun neden kaynaklandığı tam olarak belirtilmediğini, iddia edilen hasardan davalının sorumlu olmadığını, davacı tarafça hasar iddiası ile davalı şirket aleyhine takip başlatılmışsa da ————- maddesine uygun şekilde ihbar yapılmadığını bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava davacı sigortanın,dava dışı sigortalısına nakliye sırasında hasarlanan emtia bedellerini ödemesi nedeniyle davalıya rücuen tahsil nedenine dayalı takipte ödeme emrine yapılan itirazın iptali davasıdır.İtirazın iptali davası İcra İflas Kanunun 67. Maddesinde “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır.Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır.Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.” şeklinde düzenlenmiştir.İcra dosyası fiziken celp edilmiş ,ödeme emrinin borçluya ——- tarihinde tebliğ edildiği ve borçlunun ödeme emrine süresi içerisinde ——-tarihinde itiraz ederek takibi durdurduğu tespit edilmiştir.
———- yevmiye nolu ihtarnamesinin onaylı bir örneğinin dosyamızın arasına celp edildiği,——– sayılı takip dosyasının dosyamız arasına celp edildiği görüldü.
——tarihli ara karar ile dosyanın bir sigortacılık konusunda uzman bilirkişi ile uluslararası taşımacılık sözleşmeleri konusunda uzman bilirkişiye tevdi edilerek bilirkişi raporu alınması yönünde ara karar kurulmuş ve ——- tarihli bilirkişi raporu mahkememize teslim edilmiştir.Bilirkişi raporunda özetle : ”
Dava konusu taşıma işinde uygulanması gereken hukukun ———- olması gerektiği, ———- maddesinin —- paragrafları gereği davalı taşıyıcının nakliye sırasında zarar gören emtia değeri olarak tespit edilen —— tutarından sorumlu olduğu, bu tutarın aynı maddenin — belirtilen sorumluluk sınırının ——–olarak hesap edildiği ve üst sınırın altında kaldığı,
Davacı —– ödediği tutarın ancak gerçek zarar tutarı olan ——–davalı taşıyıcı firmadan talep edebileceği, bu nedenle davacının —————sayılı dosyası ile başlatmış olduğu takibin ———–tutarında asıl alacak kadar yerinde olduğu,
Davacının takip öncesi tutarı belli bir ödeme talebinde bulunduğuna dair bir delil dosyada mevcut olmadığı için, takipteki işlemiş faiz talebinin yerinde olmadığı,
Davacının takip tarihinden itibaren hesap edilen ——-tutarındaki asıl alacak için, takip tarihinden itibaren avans faizi oranında faiz talep edebileceği sonuç ve görüşlerine ulaşıldığına ” ilişkin bilirkişi raporu tanzim edilerek mahkememize sunulmuştur.
Öncelikle tespit edilmesi gereken husus taraflar arasındaki uyuşmazlığa hangi kanun maddelerinin uygulanacağıdır.Davacı ————- dışı sigortalısına hasarlı emtia bedelini ödeyerek 6102 sayılı TTK’nın 1472.maddesi uyarınca dava dışı sigortalının haklarına halef olmuştur.TTK nun 1472-(1)maddesi; “Sigortacının, sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçer. Sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlululara karşı dava hakkı var ise bu hak, tazmin ettiği bedel kadar, sigortacıya intikal eder. Sorumlulara karşı bir dava veya takip başlatılmış ise, sigortacı mahkemenin veya diğer tarafın onayı gerekmeksizin, halefiyet kuralı uyarınca, sigortalısına yaptığı ödemeyi ispat ederek ,dava veya takibi kaldığı yerden devam ettirebilir.” şeklindedir. Halef olma (halefiyet) bir kişinin hukuken diğerinin yerine geçmesi anlamına gelir.
TTK’nın 1472/1 maddesinde düzenlenen halefiyet, yasal, sınırlı ve cüz’î halefiyet niteliğindedir. Bu maddeden doğan halefiyet hakkına istinaden açılan veya açılacak olan dava, esas itibariyle sigortalının, kendisine zarar verene karşı açacağı tazminat davasının, onun halefi sıfatıyla sigortacı tarafından açılmasıdır. TTK’nın 1472/1. maddesi uyarınca sigortacı, sigorta bedelini ödedikten sonra hukuken sigorta ettiren yerine geçer ve dava, tazmin ettiği bedel nisbetinde sigortacıya intikal eder. Bu şekilde sigortalısının haklarına halef olan sigorta şirketinin, ödediği tazminat miktarınca hukuken sigortalı yerine geçerek açtığı rücû davası, aslında bir tazminat davası olup, bu niteliği itibariyle aynı zamanda şahsî nitelikte bir eda davasıdır. Burada sigortacı, sigorta ettiren yerine geçtiği için şahsî ve rücûu ödediği bedelle sınırlı olduğundan dolayı da cüz’î haleftir. Sigortacının, sigortalıya ödediği tazminat oranında sigortalının yerine geçeceği ve onun kanunî halefi olacağı, ilke olarak ——– Kararında da belirtilmiştir. —————- da, sigortacının, zarara sebebiyet veren aleyhinde açtığı rücû davasının, kanundan doğan halefiyete dayandığı ve halef olanın, halefiyet yolu ile nasıl bir hak iktisap etmiş ise o hakka sahip olacağı vurgulanmış; velhasıl sigorta ettirenin ne hakkı varsa bunların, şartları gerçekleşince sigortacıya geçeceği; sigortacının, sigorta ettirenin bütün def’ilerini üçüncü şahsa karşı ileri sürebileceği şüphesizdir.
Yukarıda yer alan TTK 1472. Maddesi ve ————- doğrultusunda uyuşmazlık incelendiğinde; dava dışı sigortalı hangi gerekçe ve hukuki nedenle davalıya karşı talepte bulunabilecek idiyse sigortalının haklarına halef olan davacı ——- o nedenlere dayalı olarak talepte bulunabilecektir.Hasarlanan emtianın sefer bilgisinin ——————- dolayısıyla —— 1.maddesi uyarınca yükleme yeri veya teslim yerlerinden en azından birinin ——— taraf iki ayrı ülkede olması halinde uyuşmazlığa —– uygulanacağı anlaşılmıştır.Uyuşmazlığa ——– uygulancak olması iç hukuk kurallarını bertaraf edeceğinden uyuşmazlığa TTK’nın taşımaya ilişkin hükümlerinin uygulanma imkanı bulunmamaktadır.Alınan bilirkişi raporu ile gerçek zararın ——— olduğu tespit edilmiştir.Her ne kadar davacı vekili, uyuşmazlığa TTK’nın 883.maddesinin uygulanmasının gerektiğini,gerçek zararın yanında taşımaya ilişkin diğer masrafların da davalıdan talep edilebileceğini dile getirir itiraz dilekçesi sunmuşsa da uyuşmazlığa ———konvansiyonunun uygulanması nedeniyle 6102 sayılı TTK’nın uygulanma imkanı bulunmadığından itirazı reddedilmiş ve bilirkişi raporunda hesaplanan gerçek zarar doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Ayrıca uyuşmazlığın hasarlanan emtia bedeline ilişkin olduğu ve talep miktarınca bir zarar oluşmadığı ;dolayısıyla alacak miktarının davalı tarafından bilinebilir olmadığı göz önüne alınarak icra inkar tazminatına hükmedilmemiştir.
Yukarıda belirtilen gerekçeler ışığında davanın kısmen kabulüne ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Hüküm; Ayrıntısı ve yasal gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın Kısmen Kabulü ile;
1————— sayılı takip dosyasına yapılan itirazın —— asıl alacak yönünden iptaline, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-İcra inkar tazminatı talebinin reddine,
3- Peşin alınan 69,45 TL harçtan, alınması gerekli 54,40 TL peşin harcın düşümü ile geri kalan 15,05 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4- Harçlar yasası uyarınca davacı tarafından yatırılan 54,40 TL peşin harcın davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan A.A.Ü.T.’ye göre alınması gereken 23,97 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
6- Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden reddedilen miktar üzerinden hesaplanan A.A.Ü.T.’ye göre alınması gereken 3.400,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
7-Davacı tarafından yapılan toplam 1.600,00 TL bilirkişi ücreti ve 94,30 TL posta gideri olmak üzere toplam 1.694,30 TL yargılama giderinden kabul-red oranına göre belirlenen 9,98 TL yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, geri kalan bakiyenin davacı üzerinde bırakılmasına, kalan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine, davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
Dair; 6100 Sayılı HMK’nın 341/2. Maddesi uyarınca kesin olarak taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.08/09/2020