Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/122 E. 2019/732 K. 17.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/973 Esas
KARAR NO : 2019/702

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 28/12/2018
KARAR TARİHİ : 08/10/2019

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan İtirazın İptali davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonucunda;
DAVA:Davacı vekilinin 28/12/2018 tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin davalı şirketten olan fatura alacağının tahsili amacıyla Beykoz İcra Müdürlüğü’nün ——-. sayılı dosyası ile faturaya dayalı ilamsız icra takibinin başlatıldığını, borçlunun haksız ve mesnetsiz olarak 05.09.2018 tarihinde borca itiraz ederek takibi durdurduğunu, borçlunun borcunu ödediğine ilişkin hiçbir belge ve emarenin olmadığını, bu itibarla borçlunun itirazlarının haksız ve kötü niyetli olduğunu, müvekkil şirketin üzerine düşen yükümlükleri yerine getirmiş olmasına rağmen, borçlu şirketin ödemesi gereken fatura bedellerini haksız ve kötü niyetli hareket ederek ödemediğini, defalarca ödeneceği söylenmesine rağmen ödenmediği gibi borca da haksız olarak itiraz edildiğini, izah edilen nedenlerden dolayı borçlunun haksız ve kötü niyetli itirazının iptali ve takibin devamına, borçlu şirket aleyhinde %20 ‘den az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ile vakalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı vekilinin 13/05/2019 tarihli cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın iddialarının haksız ve hukuki dayanaktan uzak olmakla birlikte tamamen kötü niyet içermekte olduğunu, davacı tarafça, müvekkil şirket aleyhine Beykoz İcra Müdürlüğü’nün —– Esas sayılı dosyasıyla icra takibi başlatılmış ve ——————–ödeme emrinin müvekkiline 05.09.2018 tarihinde tebliğ edildiğini, yasal süresi içerisinde borca ve ferilerine itirazlarının sunulduğunu, davacı tarafın iddia edilen faturadaki alacağının dayanağı olan bir sözleşme ibraz etmediğini, müvekkili şirket ile davacı arasında kesinleşmiş bir cari hesap mutabakatı da bulunmadığını ayrıca davacı yanın müvekkiline verdiğini iddia ettiği hizmet bedelinin görsel, tarihsel ve belgeli bir teslimatının olmadığını, davacı yan tarafından verilmeyen bir hizmetin bedelinin tahsil edilmeye çalışılmakta olduğunu, yapılan işin, davacı tarafça tam olarak ifa edilmediği gibi işin kabulüne dair müvekkili şirket tarafından ön kabul evrakı veya irsaliyeli fatura tesliminin de olmadığını, davacı tarafın Beyoğlu —-. Noterliğinin — tarihli, ————– yevmiye numaralı ihtarnamesi ile davaya konu fatura bedelinin ödenmesi talepli ihtarnameyi keşide etmiş olup, müvekkili şirket adına Beyoğlu —. Noterliğinin ——— yevmiye numaralı ihtarnamesi ile ihtarnameye cevaplarının sunulduğunu, davacı şirketin vermiş olduğu ya da verecek olduğu hizmetlerle ilgili müvekkili şirketi bilgilendirmesi ve hizmetleri belgelendirilmesi gerekmekte iken bu yükümlülüğünü hiçbir şekilde yerine getirmediğini, yapıldığı iddia edilen hizmete dair müvekkil şirkete herhangi bir döküman da sunulmadığını, davacı şirket tarafından herhangi bir cari hesap ekstresi olmaksızın tek taraflı olarak kesilen faturanın şirket kayıtlarına iyiniyetle işlenmesi dahi yerleşik Yargıtay içtihatlarında göre faturanın içeriğinde yer alan hizmetlerin verildiğinin müvekkili şirkete vereceği görsel ve belgesel kayıtlar ile kanıtlamasını gerekmekte olduğunu ayrıca davacı yanın dava dilekçesinde her ne kadar tanıklarını belirtmiş ise de, huzurdaki davanın tanık dinletilebilecek davalardan olmadığını, yukarıda arz ve izah olunan nedenlerle davanın reddini, davacı şirketin alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini ve icra iflas kanunu uyarınca alacaklı aleyhine inkar tazminatının yanında takip konusu alacağın %10’u oranında para cezasına hükmedilmesini, davacının icra inkar tazminatı talebinin reddini,yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin de davacı-alacaklı üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava, genel haciz yolu ile yapılan icra takibine yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir.
01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 Sayılı HMK’nun sulh hukuk mahkemelerinin görevini düzenleyen 4. maddesinin 1 / a bendi gereğince kiralanan taşınmazların İcra ve İflas Kanunu’na göre ilamsız icra yolu ile tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dahil tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davalar sulh hukuk mahkemesinin görevine girmektedir. Mülga 1086 Sayılı HMUK’dan farklı olarak bu düzenlemede miktar ayırımı yapılmaksızın tahliye, alacak, tazminat, kiracılık sıfatının tespiti gibi tüm kira ilişkisinden kaynaklanan uyuşmazlıkların çözüm yeri sulh hukuk mahkemesi olarak gösterilmiştir. Davadaki uyuşmazlık da, davacı ile davalı arasında yapıldığı bildirilen ve Beykoz İcra Müdürlüğü’nün ————- Esas sayılı dosyasındaki takibe konu ——-ilişki fatura alacağına ilişkin olarak yapılan icra takibine karşı borçlu davalının yaptığı itirazın iptali ve icra inkar tazminatına ilişkin olduğu, temel ilişkinin kira sözleşmesine dayandığı, Yargıtay —–. H.D.nin —- Sayılı ve ——-Sayılı kararlarında da belirtildiği üzere davanın 6100 Sayılı HMK’nun yürürlüğe girmesinden açıldığı için sulh hukuk mahkemelerinin görev alanına girmesi nedeni davacı tarafından davalı aleyhine açılan iş bu davanın mahkememizin görevsizliği nedeniyle; HMK 115-2 md uyarınca dava şartı noksanlığından usulden reddine dair karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı tarafından davalı aleyhine açılan iş bu davanın mahkememizin görevsizliği nedeniyle; HMK 115-2 md uyarınca dava şartı noksanlığından usulden REDDİNE,
2-HMK m.20/1 uyarınca kararın kesinleştiği tarihten itibaren iki hafta içerisinde ve talep halinde dosyanın görevli İstanbul Anadolu Sulh Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmek üzere Hukuk Mahkemeleri Tevzi Bürosuna gönderilmesine,
3-Yargılama giderlerinin, HMK’nun 331-(2) md uyarınca yargılamaya görevli mahkemede devam edilmesi halinde bu mahkemece karara bağlanmasına; görevli mahkemede davaya devam edilmez ise talep halinde dosya üzerinden mahkememizce karara bağlanmasına,
Dair, Gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’nde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.