Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/120 E. 2021/676 K. 23.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/120 Esas
KARAR NO: 2021/676
DAVA: İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 18/12/2018
KARAR TARİHİ: 23/09/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı şirketin —- olduğu, Davalı şirketin ise — ——olduğu, her iki şirket arasında ——- gönderildiği ve davalı şirket tarafından hiçbir itirazda bulunulmadığı ancak ödeme de yapılmadığı, davalı şirketin müvekkiline — bakiye borcu bulunduğu, bu nedenle davalı şirket aleyhine—- ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalı şirket vekilinin yetkiye ve borca—— gönderilmiş ve takip durmuştur, davalının haksız ve kötü niyetli olarak yaptığı itirazın iptaline, haksiz ve kötü niyetli olarak yaptığı itirazdan ötürü %20 inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ettiği görülmüştür,
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkilin şirketin davacıya borcunun bulunmadığını, takibe konu alacağın kaynağını ortaya koyan delilleri dosyaya sunulmadığını, müvekkilin faturalara ilişkin hizmeti almadığını, borcun likit ve belirlenebilir olmadığını bu nedenle %20 icra inkar tazminatı talep edemeyeceği, faiz ve ferilerinin kabul edilmesinin mümkün olmadığı, bu sebeplerden dolayı davanın esastan reddedilmesine ve yargılama giderleri ve vekalet ücretinin Davacı eklenmesini talep edildiği görülmüştür.
Mahkememizce dosya bilirkişiye tevdii edilerek rapor alınmıştır. — tarihli bilirkişi raporu özetle, Davacının ticari defter kayıtlarına göre — davalıdan alacaklı olduğu, Davalı defterlerinin tarafıma tevdi edilmediği için incelenemediği, davacının davalıdan alacağının bulunup bulunmadığının tespiti için; davalının bağlı olduğu—-temini —- mahkemeye tevdii edilmesi durumunda kanaat oluşabilecektir şeklinde raporunu ibraz ettiği görülmüştür.
Mahkememizce dosya bilirkişiye tevdii edilerek rapor alınmıştır. —- tarihli bilirkişi raporu özetle, Davalılar tarafından inceleme günü defler ve belge ibraz etmediği gibi herhangi bir mazeret de sunmadığı, davacının davalıya düzenlediği faturaların, davacı — davalı kayıtlarında mevcut olduğu, takip tarihi itibari ile davacının davalıdan —alacaklı olduğu,——— tarihinden itibaren işleyecek faiz talebinin uygun olduğu sonuç ve kanaatine varmıştır.
DAVANIN HUKUKİ NİTELİĞİ ve GEREKÇE:
Dava, açık hesap ilişkisine dayalı genel haciz yolu ile takipte ödeme emrine itirazın iptali ve takibin devamı istemine ilişkindir.
İtirazın iptali davası İcra İflas Kanunun 67. Maddesinde “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır.Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır.Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.” şeklinde düzenlenmiştir. İcra dosyası fiziken celp edilmiş, borçlunun ödeme emrine süresi içerisinde itiraz ederek takibi durdurduğu tespit edilmiştir.
4721 sayılı Türk Medeni Kanununun (TMK) 6. maddesi uyarınca kural olarak, aksi kanunca belirlenmedikçe iki taraftan her biri iddiasını ispata mecburdur. Bu hüküm, kaynak İsviçre Medeni Kanunu’ndaki şekli gibi, “bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran taraf, o vakıayı ispat etmelidir” şeklinde anlaşılmalıdır. Davacı taraf, bedeli ödenmeyen faturalara dayalı alacak talebinde bulunmaktadır. Buna göre öncelikli incelenmesi gerek husus faturanın ispat gücüdür. 6102 sayılı TTK’nın 21/2. maddesi şu şekildedir: ”Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır”. TTK’nın 21/2.(6762 sayılı TTK’nın 23/2.) maddesi ile faturanın tacirler arasında ifaya yönelik ispat aracı olduğu, süresinde itiraz edilmemekle münderecatından sayılan hususlar yönünden düzenleyen lehine, adına fatura düzenlenen aleyhine bir karine getirilmiştir. Bu karine faturanın ispat gücünü ortaya koymaktadır. Fatura düzenleyen tacirin anılan karineden yararlanabilmesi için fatura tanzim edenle, adına fatura tanzim edilen arasında akdi ilişki bulunması, faturanın akdin ifasıyla ilgili düzenlenmesi gerekir. Fatura sözleşmenin kurulma safhasıyla ilgili olmayıp ifasına ilişkin olduğundan öncelikle temel bir borç ilişkisinin bulunması gerekir. Davacının ticari defterlerinde yapılan incelemeye göre —–borçlu olduğu,
Davalının bağlı bulunduğu vergi dairesinden alınan —- tarihli yazı ekinde bulunan — incelenmesinde; davalının davacıdan—- tutarında belge aldığı ve vergi dairesine bildirim yaptığı, davacının —- olarak takip konusu yapıldığı, bu haliyle söz konusu faturaların taraflara ait —- tespit edildiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce —– günü yapılması istenilen defter incelemesine davalı şirket davet edildiği, davalı şirketin ticari defterlerini dosyaya ibraz etmediği gibi dava dosyasına ticari defter ve kayıtlarının bulunduğu yer ile inceleme sırasında muhatap alınacak yetkili kişiyi bildirmediği, —- ———–değişiklik yapılmış ve ticari defterlerin davalı tarafından sunulmaması halinde davacının ticari defter kayıtlarının lehine delil olacağı belirtildiği, davalı tarafından düzenlenmiş olan söz konusu takibe konu faturalara — gün içinde itiraz edildiğine dair dosyaya bir bilgi veya belge kazandırılmadığı, davalı şirket tarafından davacıdan —- tutarında belge ile davacı şirketten—– tutarında mal veya hizmet alımı yapıldığını bağlı bulunduğu —- bildirdiği, bu haliyle taraf— uyumlu olduğu, böylece bilirkişi davacı tarafın ticari defterleri ve vergi dairelerinin mahkememize göndermiş olduğu taraf —- incelenmesi neticesinde takip tarihi itibariyle davacının davalıdan— alacaklı olduğunun tespit edildiği anlaşılmakla aşağıdaki şekilde davanın kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Alacağın likit olması konusunu———-Her uyuşmazlığın kendine özgü somut özelliklerine göre değişmekle birlikte, bir uyuşmazlıkta alacağın likit olup olmadığı belirlenirken, alacak ve onun borçlusu birlikte değerlendirilmelidir. Buna göre, likit bir alacaktan söz edilebilmesi için, ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya bilinmesinin gerekmekte olması; böylece, borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması; başka bir ifadeyle, borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Gerek borç ve gerekse borçlu bakımından, bu koşullar mevcut ise, ortada likit bir alacak bulunduğu kabul edilmelidir.” şeklinde açıklamıştır. Bir alacağın likit olup olmadığı hususu değerlendirilirken her uyuşmazlık kendi koşullarında değerlendirilecek, alacağın miktarının belli ve sabit ya da borçlu tarafından bilinebilir olduğu durumlarda söz konusu alacağın likit olduğu kabul edilecektir.
Yargıtayın yerleşik kararlarına göre fatura alacakları likit niteliktedir.——— kararına göre; “Uyuşmazlık, davacının davalıya faturayla sattığı mal bedelinden kaynaklanan alacağın tahsili istemiyle girişilen icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkin olup, borcun miktarı belirlenebilir —- olduğundan, dava dilekçesinde icra inkar tazminatı isteyen davacı yararına ——maddesi uyarınca tazminata hükmedilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile bu istemin reddi doğru görülmemiştir.” denilerek fatura alacağının likit niteliği belirtilmiştir. Alacağın faturaya bağlı alacak olması nedeniyle kabul edilen asıl alacağın yüzde 20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜNE; davalı tarafından———- icra takip dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin DEVAMINA,
2-Davalının itirazında haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşıldığından kabul edilen asıl alacak olan —– üzerinden % 20 oranında olmak üzere icra inkar tazminatının davalıdan tahsiliyle davacıya VERİLMESİNE,
3-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan — karar ve ilam harcının, dava açılırken peşin olarak alınan — harçtan mahsubu ile bakiye—- karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan—- vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yatırılan — başvuru harcı,—- peşin harç toplamı———- yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davalı tarafından dava dosyasına yatırılan gider avansı bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davacı tarafından dava dosyasına yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra davacıya iadesine,
Dair, tarafların yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde ——- Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 23/09/2021