Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1196 E. 2021/300 K. 01.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1196 Esas
KARAR NO : 2021/300

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 31/12/2018
KARAR TARİHİ : 01/04/2021

Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesi mahkememiz esasının yukarıda belirtilen sırasına kaydedilip incelendi
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dilekçesinde özetle;Müvekkili banka ile dava dışı—–tarihli ve —nezdinde —– dava dışı şirkete krediler kullandırıldığı ve çek karneleri verildiği, davalı borçluların işbu kredilere müteselsil kefil olmayı taahhüt ettikleri, müvekkil bankanın dava dışı asıl borçluya krediler kullandırmak sureti ile sözleşme gereği üzerine düşeni yerine getirdiği, ancak ne dava dışı asıl borçlu ne de davalı müteselsil kefillerin taahhütlerini yerine getirmediği, —– tarafından dava dışı asıl borçlu lehine kullandırılan kredinin geri ödenmemesi üzerine—-numaralı hesap kat ihtarının gerek dava dışı asıl borçluya, gerekse davalı/müteselsil kefil .—- keşide edildiği, borcun ödenmemesi üzerine davalı borçlular hakkında———– dosyasından icra takibi başlatıldığı, ancak davalı borçlular tarafından 28.09.2018 tarihinde borca, takibe, faize, yetkiye itiraz edildiği, dava dışı asıl borçlunun kullandığı kredilerin gerek detaylı ödeme planları, gerekse hesap hareketleri ile sabit olduğu, kredi sözleşmesinde kredi limiti, vadesi ve faiz oranı maddesinde ticari kredi uygulamasında geçerli faiz oranlarının açıkça belirtilmiş olup dava dışı asıl borçlunun peşinen kabul ettiği icra takibine kötü niyetli olarak itiraz edilmesi sebebi ile işbu davayı açma zorunluluğunun hasıl olduğubeyan edilerek; Arz ve izah olunan ve Sayın mahkemece re ‘sen tespit edilecek nedenlerle, fazlaya ilişkin haklan sakh kalmak kaydıyla davalı borçlunun — Esas sayılı dosyasına 92.160,50 TL asıl alacak, 2.973,48 TL muacceliyet tarihine kadaryılhk 9630,24 temerrüt faizi, 148,65 TL faizin %5 gider vergisi ve 813,75 TL masraf olmak üzere toplam 96.096,50 TL üzerinden itirazın iptaline, 92.160,50 TL tutarındaki asıl alacağa, 19.09.2018 tarihinden itibaren işlemiş %30,24 temerrüt filizi ve %5— üzerinden yapılan takibin devamına, — alacaklarının depo edilmesine, ——–alacağa dönüşmesi halinde bu tarihten itibaren alacağa işleyecek yıllık %30,24 temerrüt faizi ve % 5 gider vergisi ile birlikte ödenmesine ve itirazın iptaline, asıl alacağın %20 ‘sinden az olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesine, söz konusu davanın ikame edilmesi sebebiyle sarf edilen tüm yargılama giderleri ve hak edilen vekâlet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesi, talep edilmiştir.
CEVAP:
Davalılar ..—-… tarafından Mahkememize gönderilmek üzere —- Ticaret Mahkemesine sunulan 04.03.2019 havale tarihli davaya cevap dilekçesinde özetle; Görev itirazları bulunduğu, yetkili Mahkemenin— Mahkemeleri olduğu, davanın öncelikle zamanaşımı nedeniyle reddinin gerektiği, davacı tarafından davaya konu edilen—- suretleri dosya kapsamına ve icra dosyasına sunulmamış olduğundan bu husustaki itiraz haklarını saklı tuttukları, kesinlikle davayı ve takibi kabul anlamına gelmemek kaydıyla geçerli bir kefaletin söz konusu olmadığı, nitekim sözleşme tarihi itibariyle yürürlükte olan haliyle TBK M. 584/1 hükmü uyarınca kefaletin geçerliliği için eş rızasının şart olduğu, —–alınmadığı, nitekim TBK S84/1 hükmünde konuyla ilgili düzenleme bulunduğu, şu halde itirazları saklı kalmak ve kabul anlamına gelmemek kaydıyla geçerli bir kefaletin söz konusu olmayıp şahsi malvarlıklan ile sorumlu tutulmalarının mümkün olmadığı, öte yandan dava dışı şirketin bankadan kullandığı diğer kredi sözleşmesinde kefil olarak imzalarının bulunmadığı, dava konusu kredi sözleşmesinde imzalan bulunmayan sözleşmelere ve varsa diğer kredi sözleşmelerinden sorumlulukları bulunmadığını da açıkça belirttikleri, bu yönüyle de davanın reddinin gerektiği, davacı bankanın dava dilekçesinde dayandığı kredi sözleşmesinin matbu bir sözleşme olduğu, kefil olarak kendisine müteselsil kefalet ve söz konusu kefaletin doğurduğu yükümlülükler hakkında hiçbir açıklama yapılmadığı, bu sebeple kefalet akitlerinin geçersiz olduğu, gireceği sorumluluklar ve faiz oranlarının müzakere edilmediği, bu sebeple TBK ‘nin genel işlem koşullan ve kefalet akdini düzenleyen amir hükümlerine aykırı olması sebebiyle kredi borçlusu şirket dışındaki şahıslarının icra takibinde kefil sıfatı ile takibe konu edilmesinin hukuka açıkça aykırılık teşkil ettiği, sözleşmenin TBK 20. Maddesinde belirtilen tüm özellikleri taşıdığı, BK 21. Maddesinde sözleşmeye konulan bu hükümlerin yazılmamış sayılacağı, öte yandan hiçbir şekilde kredi sözleşmeleri ile kefaleten sorumlu olduklarını kabul anlamına gelmemekle birlikte, dava dışı diğer borçlu ve asıl borçlu şirketteki hisselerini 16.11.2017 tarihinde yapılan genel kurulda devrettikleri ve bu tarih itibariyle şirkette hiçbir hisseleri kalmadığı, bu pay devrinin de—yayımlandığı, bu pay devrinden sonra davacı—— hisselerini devrettikleri ve şirket lehine kefillikte bulunulmuşsa bu kefilliklerden vazgeçildiğini, şirketin bundan sonra kullanacağı kredilerden sorumluluklarının bulunmadığını bildirdikleri, kefillikten istifa ettikleri için bu tarihten sonra kullanılan krediler için taraflanndan talepte bulunulmasının açıkça iyi niyet kurallarına aykırılık teşkil ettiği, davacı bankanın alacak miktarı, yıllık faiz oranı, işlemiş faiz ve oranlan, temerrüt faiz oranlarının fahiş ve hukuka aykırı olup işlemiş faiz ve temerrüt faiz talebi ve—-talebinin hukuka aykırılık teşkil ettiği, davacı bankanın faiz oram ve — taleplerinin BK 21 ve devamı maddeleri gereğince haksız şart ve genel işlem koşulu maddeleri hükümlerine göre hukuka aykın olduğu, bu sebeple de kredi borcunun asıl alacak miktarı özerinden yeniden hesaplanmasını talep ettikleri, bankanın faiz oranlarını tek taraflı belirleyip kendilerine açıklama yapmadığı, arz ve izah edilen sebeplerle kefaletlerinin geçerli bir kefalet sözleşmesine dayanmadığı, söz konusu sözleşmenin genel işlem koşullan kapsamında olduğu ve taraftarıyla müzakere edilmeden, bilgilendirilmeden akdedildiği için geçerli bir sözleşme ve kefalet hükümlerini taşımadığından, sözleşmedeki haksız şartlar ile fahiş faiz ve fer ‘ilerinin uygulanması mümkün olmadığından, imzalannm bulunmadığı kredi sözleşmeleri yönünden haklarında takip yapıldığı, şirket ortaklığından aynlmış olmaları ve kefilliklerden vazgeçmeleri nedenleri ile haksız ve kötü niyetli olarak açılmış davanın reddini talep etme zaruretinin hasıl olduğu,” ifade edilmiş ve sonuç olarak; Arz ve izah edilen sebeplerle, kabul anlamına gelmemek ve tüm itirazları saklı kalmak kaydıyla davacı tarafin taleplerinin zamanaşımı sebebiyle reddine, davaya bakmakla yetkili yer —–Ticaret Mahkemeleri olmakla davanın öncelikle yetki yönünden reddi İle yetkisizlik kararı verilmesine, davanın ticari dava olmadığı ve genel mahkemelerde görülmesi gereken davalardan olması ve Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olması sebebiyle görev yönünden reddine, haksız açılmış davanın reddi ile kötü niyetli olarak dava açan davacı aleyhine %20 ‘den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmeditmeslne, yargılama giderleri ile ücreti vekâletin davacıya tahmiline karar verilmesi, talep edilmiştir.
DELİLLER:
—- ile bu dosyalarda yer alan tarafların iddia ve savunmaları, tarafların sunmuş olduğu dilekçeler ve dosyada mevcut belge ve bilgilerin yanı sıra davan bankadan temin edilen belgeler ile bilirkişi raporları ile tüm dosya kapsamı.
16.09.2020 tarihli bankacı bilirkişi tarafından sunulan raporda özetle; Davacı ——Genel Kredi ve Teminat Sözleşmesine dayalı olarak davalı —– adet ticari kredili mevduat hesabı açıldığı, ayrıca şirket kullanımına çek karneleri verildiği, söz konusu sözleşmede davalılar ….—–müteselsil kefil sıfatıyla aynı miktar dahilinde imzasının bulunduğu, banka tarafından davalı şirkete kullandınlan—kredi kartlarından kaynaklanan alacak tutarları nedeniyle davalılar hakkında—-tarihinde başlatılan icra takibinde tespit edilen alacak tutarının; —, Her iki nakdi krediden kaynaklanan alacak tutarının ise toplam 92.152^0 TL asıl alacak, 2.959,15 TL faiz ve —- ihtarname masrafı ahmak üzere toplam 96.073,06 TL olarak hesaplandığı, davacı bankaca ayrıca dava dışı şirkete — sorumluluk bedelinin depo talebinde bulunmuşsa da, ibraz edilen çek statü raporlarında ——– bulunduğunun kabulü halinde 1 adet çek yaprağı için 5941 sayılı Kanunun 33 maddesi, bu Kanun kapsamında—– Baskı Şekline ve Bankaların Hamile Ödemekle Yükümlü Oldupu Miktarın Belirlenmesine ilişkin ——talep edebilmesi mümkün ise de taleple bağlılık ilkesi gereği 1.410,00 TL çek sorumluluk bedelinin davacı banka nezdinde bir hesaba yatırılmasını talep edebileceği, Davaa bankanın icra takibinde talep edebileceği tutarın tespitlerimiz doğrultusunda; —- olduğu, ayrıca depo talep edilebilecek 1.410,00 TL tutarın Sayın Mahkemenin takdirlerinde bulunduğu, Dava dışı — sıfatıyla, akdedilen Sözleşmenin 9.6, 9.18, 9.21 Maddeleri kapsamında söz konusu nakdi borçların ödenmesinden ve çek sorumluluk bedellerinin depo edilmesinden, davalılar —- ise Müteselsil Kefilin sorumluluğunu düzenleyen 11. Maddesi kapsamında söz konusu nakdi borçların ödenmesinden ve (çek sorumluluk bedelinin depo edilmesinden) asıl borçlu ile birlikte müteselsilen sorumlu olduğu, Davacı bankanın tespit edilen alacak yanında, icra takip tarihinden itibaren nakdi kredilerden kaynaklanan asıl alacak olan 92.152,50 TL özerinden, 5464 sayılı Kanunun 26. Maddesi uyarınca —- Bankasınca yayımlanan duyurular gereğince %30,24 temerrüt faizi ve bu faiz üzerinden %5 Banka ve — Tarafların tazminat, yargılama giderleri ve vekâlet ücreti vb. gibi taleplerinin Sayın Mahkemenin takdirlerinde bulunduğu sonuç ve kanaatine varıldığı tespit edilmiştir.
Bankacı bilirkişi tarafından mahkememize sunulan 31.12.2020 tarihli bilirkişi ek raporunda özetle; davacı tarafça 2018 yılı itibariyle ticari kredilere fiilen uyguianan en yüksek—faiz oranım gösteren herhangi bir hesap ekstresinin dava dosyasına sunulması istenilmekle birlikte, davacı—- tarafından sunulan belgenin—- tarihi itibariyle kredi kartlarına —-hesaplarına uygulanan en yüksek faiz oranlarını gösterdiği, Ancak her ne kadar Sayın Mahkemece istenen hesap ekstreleri ibraz edilmemekle birlikte, takip ve dava konusunu oluşturan kredi kart ekstrelerinin üzerinde, söz konusu akdi ve temerrüt faiz oranlarının aynen yer aldığı, bu yönüyle de hesaplamalarında esas alınan kredi kartı akdi ve temerrüt faiz oranlarının —- bildirimlerine ve — uygunluk içerdiği, diğer taraftan kredili mevduat hesapları ile ilgili olarak —– sayılı duyuru ile—— oranlarının da — tarihinden itibaren kredi kartı faiz oranlarını geçemeyeceğinin düzenlendiği, bankaca da talep konusu yapılan ve hesaplamalarımızda dikkate alınan oranların bu oranlar olduğu, bu nedenle de talep ve dava konusu kredilerle ilgili talep edilen ve hesaplamalarımızda dikkate alınan faiz oranlarının Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun bahse konu kararına aykırılık içermediği görüş ve kanaatine varıldığı tespit edilmiştir.
DAVANIN HUKUKİ NİTELİĞİ ve GEREKÇE:
—- sayılı icra takip dosyası celp edilmiş, yapılan incelenmesinde alacaklı banka tarafından davalı borçlulara karşı ilamsız icra takibi yapıldığı, borçlunun süresi içinde borca ve ferilerine itiraz ettiği görülmüştür.
—– tabloları, hesap hareketleri, ihtarname ve tebliğ şerhleri, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacı banka ile davalı ——–bu sözleşme kapsamında davacı ile davalı şirket arasında ticari ilişki doğduğu, davalı kefiller — sözleşmeyi müşterek borçlu müteselsil kefil olarak imzaladığı, TBK Madde 583. Ve 584. hükmü kapsamında kefaletin geçerliliği noktasında yapılan değerlendirmede yasaya uygun olarak kefalet sözleşmesinin akdedildiği tarihte şirket ortağı olan kefillerin sorumlu olduğu azami miktarı, kefalet tarihini ve müteselsil kefil olması durumunda bu sıfatla bu anlama gelen ibarenin yazılı olduğu ve kefillerin kendi el yazısı ile imzalanan sözleşme şartlarında tarafların mutabık kaldıklarını bildirdiği,— yevmiye nolu ihtarnamesi ile hesabın kat edildiği, bilirkişi — tarafından düzenlenen denetime elverişli bilirkişi raporuna göre, tüm banka alacağının muaccel hale geldiği, asıl borçluya ve davalı kefillere çıkarılan ihtarnamelerin TK.21 göre tebliği edildiği, buna göre ihtarname ile verilen 7 günlük sürenin sonunda 20.08.2018 tarihi itibariyle davalılar bakımından temerrüdün gerçekleşmiş olduğu, hesap kat tarihi ile temerrüt tarihi arasındaki süre için akdi faiz uygulanması gerektiği, takip tarihi itibariyle davacı bankanın davalılardan faizler ve fer’ileri dahil olmak üzere toplam alacak tutarının 96,073,36 TL olduğu, bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere davalıların Genel Kredi Sözleşme Hükümlerine göre gayri-nakdi alacak yönünden de sorumlu oldukları anlaşılmakla davanın kısmen kabulüne dair karar vermek gerekmiş ve şartları oluştuğu için davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜNE; davalılar tarafından —- sayılı icra takip dosyasına yapmış olduğu itirazın,
-Ticari Kredili Mevduat Hesabı ve Ticari Kredi Kartları bakımından toplam;
92.152,50 TL asıl alacak, 2.959,15 TL işlemiş faiz, 147,96 TL % 5—-alacağı olmak üzere toplam 96.073,36 TL yönünden iptaline, takibin bu şekilde devamına, fazlaya dair istemin reddine,
-92.152,50 TL asıl alacak miktarına takip tarihinden itibaren yıllık %30,24 oranında temerrüt faizi işletilmesine ve bu faiz üzerinden %5 oranında gider vergisi uygulanmasına,
-1.410,00 TL gayrinakdi alacağın davacı banka nezdinde faiz getirmeyen hesapta davalılar tarafından depo edilmesine;
-Davalının itirazında haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşıldığından 96.073,36 TL üzerinden % 20 oranında olmak üzere 19.214,67 TL icra inkar tazminatının davalılardan m üştereken ve müteselsilen tahsiliyle davacıya verilmesine,
2-Harçlar yasası uyarınca davanın kabul edilen 96.073,36 TL lik kısım yönünden alınması gereken 6.562,77 TL harçtan peşin alınan 1184,69 TL harcın mahsubu ile bakiye 5.378,08 TL karar harcının davalıdan tahsiliyle hazineye İRAD KAYDINA,
3-Harçlar yasası uyarınca davacı tarafından yatırılan 1184,69TL peşin harç ve 35,90 TL başvuru harcının davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan —- göre alınması gereken 13.076,97 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
5- Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden reddedilen miktar üzerinden hesaplanan —- göre alınması gereken 1.433,02‬ TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
6-Davacı tarafından yapılan toplam 1315,40 TL yargılama giderinden kabul-red oranına göre belirlenen 1.296,06 TL yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, geri kalan bakiyenin davacı üzerinde BIRAKILMASINA, kalan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa İADESİNE, davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine YER OLMADIĞINA,
Dair; davacı tarafın yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.