Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1194 E. 2022/34 K. 13.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1194 Esas
KARAR NO : 2022/34

DAVA : Tazminat (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 31/12/2018
KARAR TARİHİ : 13/01/2022

Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesi mahkememiz esasının yukarıda belirtilen sırasına kaydedilip incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dilekçesinde özetle; davacının 06.02.2012 tarihinden itibaren davalı—– tarihinde —- yetkilileri tarafından zorla imzalatılan fesihname ile — verildiğini, davacının kabul etmemesi üzerine kapıyı kilitleyerek ve kendisinin başkaları ile görüşmesini engelleyerek, davacıyı mahvedecek belgelerin kendilerinde olduğunu söyleyerek fesihnameyi imzalamazsa biriken hak ve alacaklarını asla alamayacağı belirtilerek fesihnamenin zorla imzalatıldığını, davacının, davalı şirket bünyesinde yaklaşık 15 yıl farklı isimlerle sigortasız olarak çalıştırıldığını, bu hususa ve diğer hukuki hak ve alacaklarına İlişkin dava ve takip haklarını saklı tuttuklarını, davacının, davalı şirketin — yapmış olduğu her dönemde yapılan satış ve kendi altında bulunan üyeler tarafından kazandırılan yeni üyeler için belirli miktar pirime hak kazandığını, davalı yanın müşteri portföyünü oldukça genişlettiğini, davalı yanın haksız feshinden sonra davacının kendisine kazandırmış olduğu müşteri çevresini ve müşteri bilgilerini kullandığını ve kullanmaya devam edeceğini, buna karşın davalı yanın herhangi bir bedel ödenmediğini, davalının — ilişkisini feshettikten sonra davacının — bir acenteye devrettiğini davacının haricen öğrendiğini, davalının bu nedenle aktif olarak kazanç elde ettiğini, 6102 sayılı TTK’nun “—” başlıklı 122/1 maddesine göre davacının davalı şirketten son beş yıl içerisinde kazanmış olduğu pİrimlere ilişkin tutarlar göz önüne alınarak son beş yıllık kazancının ortalaması tutarında — tazminatına hükmedilmesini, şimdilik 10.000.- TL tutarında— taleplerinin kabulüne, hükmedilecek tutara ilgili yasal faizin uygulanmasına, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı yan üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının ——- tarihinde kendisinin ayrılma isteğine uygun olarak karşılıklı nezaket ortamında tarafların üzerinde anlaşamadığı herhangi bir nokta olmaksızın feshedildiğini, davacının iddia ettiği gibi zorlamaya maruz kaldıysa kurtulduğu anda derhal yetkili — ihbarda bulunabileceğini, savcılığa suç duyurusu dilekçesi verebileceğini, olaydan üç ay sonra bu iddiaları ileri sürmesi tazminat talebini haklı çıkarmak için kurgulanmış uydurulmuş ifadeler olduğunu, — gören davacının kızı — davalı firma —gönderdiği mesajlarda çalışma talebinde bulunduğunu, iddialar gerçek olsa annesine yapılan haksızlıktan ve mağduriyetinden bahsedeceğini oysa çalışmak için adeta yalvardığını, TTK 122/3 fıkrası hükmü gereği davacının denkleştirme talebi konulu davasının tahkikat ilerletmeye lüzum olmaksızın reddi gerektiğini, davalının — tarihine kadar faaliyet gösteren —- fesihten sonra pasif duruma geçtiğini, hiç sipariş vermediğini, davacının davalı firma açısından kazançlı bir — bu nedenle hakkaniyet denkleştirme tazminatını gerektirmediğini belirterek davacının taraflar aramdaki sözleşmeyi kendi isteği ile feshettiği hususu gözetilerek TTK 122/3 fıkrası gereği reddine, eğer bu mümkün değil ise davacının davalı firmaya kazançlı— bırakmadığı ve fesih nedeniyle bir somut zarara uğramadığı hususları gözetilerek —ödenmesine uygun düşmediğinden TTK 122/1 -a-b ve c bentleri gereği reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, —–kaynaklanan denkleştirme tazminatına ilişkin maddi tazminat davasıdır.
— tarihli ara karar ile dosyanın bir mali müşavir uzmanı bilirkişisi ile nitelikli hesaplama uzmanı bilirkişisine tevdi edilerek bilirkişi raporu alınması yönünde ara karar kurulmuş ve — bilirkişi raporu mahkememize teslim edilmiştir.
Bilirkişi kök raporunda özetle; “davalı —–ticari defterleri ve dayandığı belgeler ile — defterlerinin birbirini tamamlaması, teyid etmesi ve usulune uygun tutulmuş olması nedeniyle HMK 222. madde gereğince delil niteliğinde olduğu, davalı —– resmi defter kayıtlarına göre, ticari ilşkinin sürdüğü —-arasında davacı … tarafından — tutarında fatura düzenlendiği, davalı —-söz konusu faturaların karşılığı tutarların düzenli bir şekilde ödendiği, tarafların birbirlerinden alacaklı olmadığı, davalı tarafından sunulan evrak incelendiğinde, davacının getirdiği müşterilerin sözleşmenin feshinden sonra sipariş vermediği, denkleştirme talep edilebilmesi için müvekkilin sözleşmenin sona ermesinden sonra da “——- elde etmesi gerektiği, bu durumda denkleştirme talebinin öncelikli şartının somut olay bakımından gerçekleştiğinin davacı tarafından ispatlanamadığı, diğer yandan davalı şirketin piyasada sahip olduğu — değerinin yüksek olduğu, bu sebeple getirilen müşteriler bakımından bu durumun büyük önem arz ettiği, taraflar arasındaki 04.09.2018 tarihli — karşılıklı mutabakat sonucu imzalanan bir protokol olduğu ve acente tarafından tek taraflı bir feshin söz konusu olmadığı, bu sebeple somut olaydaki sözleşmenin sona ermesinin TTK m.122/3 kapsamında olmadığı ve bu madde bağlamında davacının denkleştirme talep etme hakkının ortadan kalkmadığı” sonuç ve kanaatine varıldığı görülmüştür.
Taraflar arasındaki denkleştirme tazminatına ilişkin ihtilafta tazminat bedeline yönelik esasa girmeden,öncelikle tespit edilmesi gereken husus davacının denkleştirme tazminatı isteyip isteyemeyeceğidir.Nitekim — 6102 sayılı TTK’nın 122.maddesi :
”1) Sözleşme ilişkisinin sona ermesinden sonra;
a) Müvekkil, acentenin bulduğu yeni müşteriler sayesinde, sözleşme ilişkisinin sona ermesinden sonra da önemli menfaatler elde ediyorsa,
b) —, sözleşme ilişkisinin sona ermesinin sonucu olarak, onun tarafından işletmeye kazandırılmış müşterilerle yapılmış veya kısa bir süre içinde yapılacak olan işler dolayısıyla sözleşme ilişkisi devam etmiş olsaydı elde edeceği ücret isteme hakkını kaybediyorsa ve
c) Somut olayın özellik ve şartları değerlendirildiğinde, ödenmesi hakkaniyete uygun düşüyorsa,
acente müvekkilden uygun bir tazminat isteyebilir.
(2) Tazminat, —- yıllık faaliyeti sonucu aldığı yıllık komisyon veya diğer ödemelerin ortalamasını aşamaz. Sözleşme ilişkisi daha kısa bir süre devam etmişse, faaliyetin devamı sırasındaki ortalama esas alınır.
(3) Müvekkilin, feshi haklı gösterecek bir eylemi olmadan,— acentenin kusuru sebebiyle sözleşme müvekkil tarafından haklı sebeplerle feshedilmişse, acente denkleştirme isteminde bulunamaz.
(4) Denkleştirme isteminden önceden vazgeçilemez. Denkleştirme istem hakkının sözleşme ilişkisinin sona ermesinden itibaren bir yıl içinde ileri sürülmesi gerekir.
(5) Bu hüküm, hakkaniyete aykırı düşmedikçe, tek satıcılık ile benzeri diğer tekel hakkı veren sürekli sözleşme ilişkilerinin sona ermesi hâlinde de uygulanır.” şeklindedir.6102 sayılı TTK’nın 122/3 . maddesinden de görüleceği üzere davalının feshi gerektirecek haklı bir sebebi olmadan sözleşmenin davacı tarafından feshedilmesi veya sözleşmenin davalı tarafından haklı sebeple davacı kusuruna dayanılarak fesh edilmesi halinde tazminat istenemeyecektir.Eldeki dosyaya konu fesih protokolü incelendiğinde her ne kadar feshin karşılıklı feshedildiği belirtilse de fesih gerekçesi olarak davacının aktif iş hayatını sonlandırma isteği yazılı olduğu görülmekle fesih iradesinin davacı tarafta olduğu ve feshe konu olayın davacının şahsı ile ilgili olduğu,davalıya atfetilebilecek bir sebep bulunmadığı görülmekle TTK 122/3.maddesi uyarınca davacının denkleştirme tazminatı talep edemeyeceği kanaatine varılarak davanın reddine karar verilmiştir.
Hüküm; Ayrıntısı ve yasal gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gerekli 80,70 TL harçtan peşin alınan 170,78 TL harçtan mahsubu ile bakiye 90,08 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
3-Yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davacı tarafça peşin yatırılmış olan gider avansından artan kısmın, karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
5-Davalı tarafından yapılan 60,00 TL yargılama giderinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
6-Davalı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan —-ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Dair; Gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olduğuna dair taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.