Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1179 E. 2019/455 K. 25.06.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2018/1179
KARAR NO : 2019/455

DAVA : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 31/12/2018
KARAR TARİHİ : 25/06/2019

Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesi mahkememiz esasının yukarıda belirtilen sırasına kaydedilip incelenmesinde;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkili ve davalı şirketin değişik tarihte ——– davalının gemi bakım, onarım , imalat , boya v.s gibi işlerini yaptığını, işlerin gereği gibi teslim edildiğini , sözleşmenin 7.1 maddesi gereği davalının müvekkilden %5 teminat kesintisi yapma hakkının ve yine sözleşmenin 7.1.b maddesi gereği de 50.000 TL teminat senedini alır hükmünün olduğunu, bu hükümler gereği davalı müvekkilin nakit parasına el koyup iade etmediğini, teminat senedini elde tutup, son sözleşmeyi de müvekkilin ekip oluşturmasına, işe başlamasına, bu işe göre işçi ve malzeme temin ederek 2 ay çalışmasına rağmen haksız olarak sözleşmeyi tek yanlı fesh ettiğini, bu fesihten kaynaklı olarak müvekkilin zarara uğradığını, bu zarardan kaynaklı olarak 10.000 TL şimdilik zarar tazmini taleplerinin olduğunu, yine davalının çeşitli dönemlerde müvekkilinin nakti teminatına el koyup iade etmediğini, bu nedenlerle davalı tarafından müvekkilinin değişik sözleşmelere dayanarak değişik dönemlerde elinde tuttuğu nakti teminatların bilirkişi incelemesi ve cari hesap kayıtlarının da incelenerek çıkacak bilirkişi raporundan ıslah edilmek üzere şimdilik tüm haklar saklı tutularak şimdilik 10.000 TL nakit parasının kesin kabulün yapıldığı 29.12.2015 tarihinden sonraki sözleşmenin 7.1.maddesi gereği 29.03.2016 tarihinden itibaren işleyen en yüksek banka reeskont faizi ile birlikte müvekkiline ödenmesine, müvekkili ile sözleşme akdedilmesinin arkasından o sözleşmenin ifası için işçi alımı yapan ve malzeme ve makine alarak işe başlanmasından 2 ay sonra aktin tek yanlı ve haksız feshi nedeni ile müvekkilin uğradığı zararın tazmini için tüm hakları saklı tutularak şimdilik 10.000 TL zarar tazmininin , davalının elinde bulundurduğu teminat senetlerinin iadesi ile müvekkilinin davalıya verdiği senetlerin tamamının hükümsüzlüğü kararının verilmesine , masraf ve ücreti vekaletin de davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir .
CEVAP : Davalı vekili 21.02.2019 tarihli cevap dilekçesinde özetle ; davacının adresinin Bakırköy olması nedeniyle yetki itirazında bulunduklarını, dava dilekçesinde sözleşme ya da ödemeye dair herhangi bir tarihin belirtilmemiş olması nedeniyle davacı ile müvekkilinin çalışma döneminin 2016-2017 yıllarına ait olduğunu, TBK uyarınca geri isteme hakkının 2 yıl olduğunu, zamanaşımı itirazında bulunduklarını, davacının , müvekkilinin ————-gemi bakım, onarım , imalat , boya vs gibi işlerini yaptığını, gereği gibi teslim ettiğini, 2 ay çalışmasının olduğunu, müvekkilinin davacıdan %5 teminat kesintisi yapma hakkının olduğunu, yine sözleşme gereği 50.000 TL teminatın senedi alınır hükmünün olduğunu, müvekkilin haksız olarak sözleşmeyi tek taraflı olarak feshederek davacıya zarar verdiğini iddia ettiğini, davacı ile fiili bir çalışmanın yapıldığını ve gereken bedellerinin de kendisine ödendiğini, davacı ile davalı şirketin bir yıldan fazla süre ile birlikte çalıştıklarını, sözleşme gereği kesin kabul tutanağının imzalandığı tarihten iki ay sonra teminatlardan kalan bakiye teminat kesintisinin iş sahibinin müteahhide karşı ileri süreceği herhangi bir talebinin olmaması halinde müteahhide iade edileceğinin düzenlendiğini ,teminat konusunda taraflar arasında kesin kabul tutanağının imzalanmadığını, davacı şirketin işçisi olan—- isimli işçinin iş kazası geçirdiğini, söz konusu iş kazasında davalı müvekkilinin bir kusurunun ve sorumluluğunun olmamasına rağmen işçinin davacıya ve davalıya dava açtığını, kazadan kaynaklı kusur ve sorumluluğun davacı şirkete ait olduğunu, müvekkilinin teminat mukabili olarak 10.000 TL iade etmemesinin sözleşmeye uygun olduğunu, davacıdan müvekkilce alınan bir teminat senedinin olmadığını, sözleşmede belirtilmiş olmasına rağmen teminat senedinin alınmadığını, bu nedenlerle davanın yetkisiz mahkemede açıldığının gözetilerek yetki itirazlarının kabulüne, davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE :
Ticaret mahkemesinin görevine dair Türk Ticaret Kanunu ( 6102 Sayılı TTK ) hükümlerinin hatırlatılmasında yarar bulunmaktadır. 6102 Sayılı TTK’nın 4. maddesi; ( 1 ) Her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın;
a- ) Bu Kanunda,
b- )Türk Medenî Kanununun, rehin karşılığında ödünç verme işi ile uğraşanlar hakkındaki 962 ilâ 969. maddelerinde,
c- )11/1/2011 tarihli ve 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanununun malvarlığının veya işletmenin devralınması ile işletmelerin birleşmesi ve şekil değiştirmesi hakkındaki 202 ve 203, rekabet yasağına dair 444 ve 447, yayın sözleşmesine dair 487 ilâ 501, kredi mektubu ve kredi emrini düzenleyen 515 ilâ 519, komisyon sözleşmesine dair 532 ilâ 545, ticari temsilciler, ticari vekiller ve diğer tacir yardımcıları için öngörülmüş bulunan 547 ilâ 554, havale hakkındaki 555 ilâ 560, saklama sözleşmelerini düzenleyen 561 ilâ 580. maddelerinde,
d-) Fikrî mülkiyet hukukuna dair mevzuatta,
e-) Borsa, sergi, panayır ve pazarlar ile antrepo ve ticarete özgü diğer yerlere dair özel hükümlerde,
f-) Bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurumlara ve ödünç para verme işlerine dair düzenlemelerde, öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılır. Ancak, herhangi bir ticari işletmeyi ilgilendirmeyen havale, vedia ve fikir ve sanat eserlerine dair haklardan doğan davalar bundan istisnadır.
(2) Ticari davalarda da deliller ile bunların sunulması 18/6/1927 tarihli ve 1086 Sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu hükümlerine tabidir.” şeklindedir.
Aynı Kanunu’nun 5. maddesi uyarınca da; dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemesi tüm “ticari davalar” ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir.6102 Sayılı TTK’nun getirdiği yenilik uyarınca, asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki artık görev ilişkisi olup, bu durumda göreve dair usul hükümleri uygulanacaktır ( 6102 Sayılı TTK, m. 5/3 ) (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu — esas, — karar sayılı, 15.06.2016 günlü ilamı).
6103 Sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince HSK’ca İstanbul İlinde 6102 Sayılı TTK’nun Denizcilik Kitabından kaynaklanan uyuşmazlıkları görmek üzere görevli özel yetkili İstanbul Denizcilik İhtisas Mahkemesi belirlenmiştir. Bu durumda, 01.07.2012 tarihinden sonra 6102 Sayılı Kanunun Deniz Ticaret Kitabından doğan uyuşmazlıklar ticari dava sayılacak, ticari davalar ise 6102 sayılı TTK’nun 5. maddesi gereğince ihtisas mahkemesi olan Denizcilik İhtisas Mahkemesince görülecektir.
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun Dava Şartları başlıklı 114/(1)-c maddesine göre mahkemenin görevli olması dava şartlarındandır, aynı kanunun 115 maddesine göre de mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır, mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir.
Tüm dosya kapsamına göre, dava konusu , taraflar arasında akdedilen ‘———– adresinde bulunan işveren sahası,atelyeleri,rıhtımı veya iskelesi ile rıhtım ve iskeleye bağlı bulunan her türlü yüzer vasıtanın üzeri ve içi”ne ilişkin sözleşmesinde belirtilen geminin bakım ve onarımına dair uyuşmazlıktan kaynaklanmaktadır.
Deniz alacaklarının neler olduğunun açıklandığı 6102 sayılı TTK’NIN 1352/1-m maddesi aynen şöyledir: ”m) Geminin yapımı, yeniden yapımı, onarımı, donatılması ya da geminin niteliğinde değişiklik yapılması.”.Eldeki dosya incelendiğinde uyuşmazlık konusunun yukarıda konusu belirtilen sözleşmeden kaynaklandığı ve davacı tarafın talep ettiği alacak kalemlerinin sözleşmede yer alan geminin bakım ve onarımına ilişkin olduğu anlaşılmakla söz konusu alacağın 6102 sayılı TTK’NIN 1352/1-m maddesinde belirtilen deniz alacağı olduğu anlaşılmıştır.
6102 Sayılı TTK’nın “Deniz Ticareti Sözleşmeleri” başlıklı 1119,1352. vd. maddelerinde bu tür sözleşmeler ve alacaklar düzenlenmiş olup uyuşmazlığın çözümünde anılan madde hükümlerinin de uygulanması gerektiğinden, davanın görülüp sonuçlandırılmasının Denizcilik İhtisas Mahkemesinin görevine girdiğinin kabulü gerekmekte olup özel görevli mahkemece bakılması gerektiği, mahkemelerin görevinin, kamu düzenine ilişkin olup, yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilmesi gerekmekte olduğundan yukarıda anılan yasal düzenlemeler ve Hakimler ve Savcılar Kurulu kararı gereğince somut uyuşmazlığın çözümünde özel mahkeme olarak Denizcilik İhtisas Mahkemesi sıfatıyla İstanbul Denizcilik İhtisas Mahkemesi (İstanbul ——– Asliye Ticaret Mahkemesi) görevli olduğundan mahkememiz görevsiz olması sebebiyle görevsizlik kararı verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunun 4. ,5. Ve 1352/1-m maddeleri ile 6103 Sayılı Türk Ticaret Kanununun Uygulanması ve Yürürlüğü Hakkındaki Kanunun 8. maddesi gereğince görevli mahkeme İstanbul Denizcilik İhtisas Mahkemesi (İstanbul —–. Asliye Ticaret Mahkemesi) olması sebebi ile MAHKEMEMİZİN GÖREVSİZLİĞİNE,
2- Görevsizlik kararının kesinleşmesinden itibaren 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 20/1. maddesinde belirtilen iki (2) haftalık süre içinde, taraflardan birinin talebi halinde, dava dosyasının dava bakmaya görevli İstanbul Denizcilik İhtisas Mahkemesine (İstanbul —. Asliye Ticaret Mahkemesi) gönderilmesine, harç, yargılama gideri, vekalet ücreti ve gider avansı gibi hususların 6100 Sayılı HMK’nın 331/2. maddesi gereğince görevli mahkemece değerlendirilmesine,
3-Görevsizlik kararının kesinleşmesinden itibaren iki (2) hafta içerisinde dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesi için taraflardan biri tarafından başvuruda bulunulmadığı takdirde, mahkememizce dosyanın re’sen ele alınarak, 6100 Sayılı HMK’nın 20/1. maddesi gereğince davanın AÇILMAMIŞ SAYILMASINA karar verilmesine, harç , yargılama gideri, vekalet ücreti, gider avansı vd hususların talep halinde, 6100 Sayılı HMK’nın 331/2. ve 331/2. maddesi gereğince mahkememizce hüküm altına alınmasına,
Dair karar, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun İstinafa ilişkin hükümleri doğrultusunda, kararın tebliğ tarihinden itibaren iki (2) haftalık süre içerisinde (HMK’nın 345. maddesi), mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak (HMK’nın 343. maddesi) ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamen ödemek (HMK’nın 344. maddesi) suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere, taraf vekillerinin yüzlerine karşı açıkça okunup usulen anlatıldı.