Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1171 E. 2019/801 K. 12.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/541 Esas
KARAR NO: 2019/800
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 26/12/2018
KARAR TARİHİ: 12/11/2019
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: Davacı vekilinin —— dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket ile davalı borçlu arasında alım satıma dayalı bir ticari ilişkinin söz konusu olduğunu, müvekkili şirket tarafından davalıya —– yılından itibaren muhtelif yedek parça ve malzemeler satıldığını, davalının müvekkili şirkete toplamda —– TL borcunun bulunduğunu, bunun üzerine müvekkili şirket tarafından davalı borçlu aleyhine İstanbul Anadolu — İcra Müdürlüğünün —— E. sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalı tarafından haksız ve kötü niyetli olarak borca ve ferilerine itiraz edildiğini ve takibin durduğunu, bu nedenle itirazın iptali ile takibin devamına, haksız ve kötüniyetli davalı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı davaya cevap vermemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava, genel haciz yolu ile takipte ödeme emrine itirazın iptali ve takibin devamı istemine ilişkindir.
Davacı, davalıdan olan alacağının tahsili için İstanbul Anadolu —–. İcra Müdürlüğü’nün —–Esas sayılı dosyasında davalı aleyhinde icra takibi başlatmış olup, davalının itirazı ile icra takibi durmuştur. Davacı taraf süresinde açmış olduğu bu dava ile itirazın iptalini ve takibin devamını talep etmiştir.
4721 sayılı Türk Medeni Kanununun (TMK) 6. maddesi uyarınca kural olarak, aksi kanunca belirlenmedikçe iki taraftan her biri iddiasını ispata mecburdur. Bu hüküm, kaynak İsviçre Medeni Kanunu’ndaki şekli gibi, “bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran taraf, o vakıayı ispat etmelidir” şeklinde anlaşılmalıdır.
Somut olayda davacı, icra takibine konu alacağını davalıya aralarındaki ticari ilişkiden kaynaklanan bakiye alacağa dayandırmış, davalı ise davacının teslimini yaptığı malların bozuk olduğu ileri sürerek akdi ilişkiyi kabul etmiş fakat davacının edimini ayıplı ifa ettiğini ileri sürmüştür.
Öte yandan ticari defterlerle ispat ise 6100 sayılı HMK.nun 222. maddesinde düzenlenmiştir. Bir tarafın ticari defterlerinin ibrazının istenebilmesi ve talep edilmesine rağmen ticari defterlerin ibraz edilmemesinin defter sahibinin aleyhine sonuç doğurması, anılan kanun hükmünün 5. Fıkrası uyarınca, ancak karşı tarafın münhasır delil olarak bunlara dayanmasına bağlıdır. Aynı husus Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun— Tarihli. — E. — K. S.lı kararında da vurgulanmış olup, HMK.nun “Tarafların belgeyi ibraz etmesi” başlıklı 220. Maddesinin ticari defter ve belgelerin ibrazında da uygulanması görüşü benimsenmemiştir.
Davacı, davalının ticari defterlerine münhasır delil olarak dayanmış değildir; defterler dışında da deliller bildirmiş ve bunları mahkeme huzuruna getirmiştir. Davacı dava açarken davalının defterlerine münhasıran dayanmadığından, davalının ticari defterlerini hazır etmemesinin aleyhine sonuç doğurması yukarıda bahsedilen içtihat uyarınca mümkün değildir.
Ne var ki, davalı, itiraz dilekçesinde, davacı tarafından teslimi yapılan malların bozuk çıktığını ileri sürmüştür. Dilekçesinde belirtmiş olduğu bu malların ise — tarihli — TL bedelli fatura konusu mallar olduğu anlaşılmıştır. Bu durumda faturada belirtilen malların davalıya teslim olgusu ispatlanmıştır. Artık, malların ayıplı olduğu ve süresinde ihbar külfetinin yerine getirildiği hususunda ispat yükü davalının üzerine geçmiştir. Davalı malların ayıplı olduğunu iddia etmiş ise de, buna ilişkin herhangi bir tespit raporu ibraz etmediği gibi malların davalıya iade edildiğine dair iade faturası da sunmamıştır. Fatura tarihinden sonra davalı tarafından yapılan ödemeler de dikkate alındığında davacı tarafından düzenlenen bu faturanın davalı tarafça da benimsendiği sonucuna varmak gerekmiştir. Yapılan bilirkişi incelemesi neticesinde, davalı tarafından yapılan ödemeler de dikkate alınarak davacının davalıdan — TL bakiye alacağının bulunduğu anlaşıldığından davanın kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile;
Davalı borçlunun İstanbul Anadolu — İcra Müdürlüğü’nün —E. Sayılı icra takip dosyasında icra takibine yaptığı itirazın iptali ile takibin — TL asıl alacak bakımından kaldığı yerden devamına,
Asıl alacak miktarının %20 oranındaki icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Asıl alacak miktarına takip tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi uygulanmasına,
2-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 1.021,59 TL karar ve ilam harcının, dava açılırken peşin olarak alınan 255,40 TL harçtan mahsubu ile bakiye 766,19 TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 2.725,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yatırılan 35,90 TL başvuru harcı, 255,40 TL peşin harç toplamı 291,30 TL ile 1.277,60 TL ( 1.200,00 TL bilirkişi ücreti, 1,00 TL dosya ücreti, 76,60 TL Tebligat ücreti) olmak üzere toplam 1.568,90 TL olan yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davalı tarafından dava dosyasına yatırılan gider avansı bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davacı tarafından dava dosyasına yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra davacıya iadesine,
Dair, Gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’nde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.12/11/2019