Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1162 E. 2021/496 K. 17.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1162 Esas
KARAR NO : 2021/496

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 31/12/2018
KARAR TARİHİ : 17/06/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; Davacı vekilinin —– arasında cari hesap ilişkisinin 01.01.2016 tarihinde başladığını ve davalının 122.489,36 t/ cari hesap bor:u bulunduğunu, davalı tarafın bakiyeyi ödemediğini, bunun| üierine —– sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını, davalın|ın haksız olarak itiraz ettiğini, bu nedenle itirazın iptali ve alacağın % 20 sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiğini ve itirazın iptaline kaıar verilmesini.—– dava ve talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; Davalı vekilinin bila tarihli cevap dilekçesinde özetle; “davalı şirketin—-davacı şirkete borçjları olmadığını, davacı şirketin —- arasındaki ilişkinin devam ettiğini, davacı şirkete borçhrı olmadığını ve davacının kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini ve davanın reddi gerektiğini…” savunmuştur.
Mahkememizce dosya bilirkişiye tevdii edilerek rapor alınmıştır. —-, Davacı şirketin —-yılı ticari defterlerinin TTK’ya —- tasdiklerinin yasal süresi içinde yapıldığı—– yevmiye defteri kapanış tasdikinin TTK Madd——- sürelerde ve usulüne uygun şekilde yaptırıldığı ve belirli kanuni şartlan taşıdığı ve sahibi lehine delil vasfına sah p olduğu kanaatine varılmış ise de Nihai Takdir Sayın Mahkemenize ait olduğu, davacı —- döneminin henüz kapanmadığı, davalı —-ticari defterlerin n ilgili tebliğe uygun olarak ——— belirli kanuni şartları taşıdığı ve Sahibi lehine delil vasfına sahip olduğu kanaatine varılmış ise de Nihai Takdir Sayın Mahkemenize ait olduğu, davacı—– olduğu ve davalı şirketten alacaklı göründüğü fakat hesap kayıtlarının tamamı ibraz edilemediğindi;—- ——- tarihi itibarı ile verilen hesap kaydına göre kapanış bakiyesinin;—-olması gerektiği, (—- Hesapta borç kalanı vermesi gerektiği) fakat davacı şirketin —- kalanı verdiği, bu durumda ———eksik ve/veya hatalı olduğum, — anlaşıldığı ve davacı şirket kayıtlarının ticari defter /e belgeler ile desteklenmediğinden, davacı şirket kayıtlar esas alınarak somut bir değerlendirme yapılamadığı, davacı şirket tarafından 2016 yılı ticari defter ve kayıtlarının ibraz edilmediği, davalı şirketin 2017 yılı kayıtlarına göre, Davacı şirkete—– belgesi bulunmadığından bahisle— halinde davalı —–takip tarihi itibarı ile davacı şirkete—– borçlu olacağı sonuç ve kanaatine varılmakta ise de Nihai Takdir ve Hukuki Değerlendirmesi Sayın Mahkemenize ait olduğu, somut olay bakımından faizin, taraflar arasındaki ilişkinin ticari olması nedeni ile miktarı infaz aşamasın—- belirlenmek üzere,——– Sayılı dosyasından takip konusu alacağa takip tarihi olan—- tarihinden itibaren —— değişecek oranlarda davacının talebi gibi yasal faiz işletilmesinin uygun olduğu, sonuç ve kanaatine varmışlardır.
Mahkememizce dosya bilirkişiye tevdii edilerek ek rapor alınmıştır. 05/08/2020 tarihli bilirkişi raporu özetle, Davacı —- tamamının ibraz edilmediği, ——- olduğu ve davalı şirketten alacaklı göründüğü fakat hesap kayıtlarının tamamı ibraz edilemediğinden devir bakiyesinin de doğrulanamadığı,—- itibarı ile verilen hesap kaydına göre kapanış bakiyesinin;—– olması gerektiği, (—– fakat davacı———-kalanı verdiği, bu durumda—– eksik ve/veya hatalı olduğunun anlaşıldığı ve davacı şirket kayıtlarının ticari defter ve belgeler ile desteklenmediğinden, davacı şirket kayıtları esas alınarak —– yapılamadığı, davalı şirketin ——– göre, Davacı şirkete teslim edildiği belgelenemeyen—-bulunmadığından bahisle—halinde davalı şirketin –borçlu olacağı sonuç ve kanaatine varılmakta ise de Nihai Takdir ve Hukuki Değerlendirmesi Sayın Mahkemenize ait olduğu, davacı şirketin—-tutarın, dosyada mübrez olan—-edilemediği, Davalı şirket tarafından ibraz edilen banka dekontunda belirtilen— bilgilerine göre, söz konusu—davacı şirkete yapılmış olup olmadığı hususun da araştırma yapılması—-ait olduğu, sonuç ve kanaatine varmışlardır.
DAVANIN HUKUKİ NİTELİĞİ ve GEREKÇE:
Dava, açık hesap ilişkisine dayalı genel haciz yolu ile takipte ödeme emrine itirazın iptali ve takibin devamı istemine ilişkindir.
İtirazın iptali davası İcra İflas Kanunun 67. Maddesinde “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak—- alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır.Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır.Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.” şeklinde düzenlenmiştir. İcra dosyası fiziken celp edilmiş, borçlunun ödeme emrine süresi içerisinde itiraz ederek takibi durdurduğu tespit edilmiştir.
4721 sayılı Türk Medeni Kanununun (TMK) 6. maddesi uyarınca kural olarak, aksi kanunca belirlenmedikçe iki taraftan her biri iddiasını ispata mecburdur. Bu hüküm—-bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran taraf, o vakıayı ispat etmelidir” şeklinde anlaşılmalıdır. Davacı taraf ,bedeli ödenmeyen faturalara dayalı alacak talebinde bulunmaktadır. Buna göre öncelikli incelenmesi gerek husus faturanın ispat gücüdür. 6102 sayılı TTK’nın 21/2. maddesi şu şekildedir: ”Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır”. TTK’nın 21/2.(6762 sayılı TTK’nın 23/2.) maddesi ile faturanın tacirler arasında ifaya yönelik ispat aracı olduğu, süresinde itiraz edilmemekle münderecatından sayılan hususlar yönünden düzenleyen lehine, adına fatura düzenlenen aleyhine bir karine getirilmiştir. Bu karine faturanın ispat gücünü ortaya koymaktadır. Fatura düzenleyen tacirin anılan karineden yararlanabilmesi için fatura tanzim edenle, adına fatura tanzim edilen arasında akdi ilişki bulunması, faturanın akdin ifasıyla ilgili düzenlenmesi gerekir. Fatura sözleşmenin kurulma safhasıyla ilgili olmayıp ifasına ilişkin olduğundan öncelikle temel bir borç ilişkisinin bulunması gerekir.
Taraf şirketlerin ticari defter ve kayıtlarının bilirkişi marifeti ile incelenmesi neticesinde oluşturulan bilirkişi raporunda;
Davacı şirketin 2016 yılı cari hesap kaydının tamamının ibraz edilmediği, 2016 cari hesap açılış bakiyesinin 171.208,90 TL olduğu, ve davalı şirketten alacaklı göründüğü fakat hesap kayıtlarının tamamı ibraz edilemediğinden devir bakiyesinin de doğrulanamadığı, 30/09/2016 tarihi itibari ile verilen hesap kaydına göre kapanış bakiyesinin 112.489,36 TL olması gerektiği fakat davacı şirketin —–cari hesap ekstresinin de eksik ve / veya hatalı olduğunun anlaşıldığı, davacı şirket kayıtlarının—desteklenemediği;
Davalı şirketin —- göre, davacı şirkete teslim edildiği belgelenemeyen toplam— belgesi bulunamadığından bahisle dışlanması halinde davalı şirketin — takip tarihi itibari ile davacı şirkete ———- olacağı,
Davacı şirketin kendilerine ödenmediğini belirttiği— tutarın, dosyada mübrez olan—- tespit edilemediği, davalı şirket tarafından ibraz edilen banka dekontunda belirtilen banka bilgilerine göre söz konusu 25.000 TL tutarlı ödemenin davacı şirkete yapılmış olup olmadığı hususunda araştırma yapılması gerektiği, değerlendirilmiştir.
Ek bilirkişi raporunun dosyaya sunulmasından sonra—-celsede; ” Ek bilirkişi raporunda yapılan tespitler nazara alınarak davalı vekiline 2 haftalık kesin süre verilerek davalı şirket tarafından ibraz edilen ve dosyada mevcut——- hangi bankaya ait olduğunun bildirilmesinin istenilmesine, davalı vekilince gerekli bildirimin yazılı olarak mahkememize yapılması halinde ilgili bankaya söz konusu —- ilişkin dekontun ek yapılarak müzekkere yazılmasına, bankadan—— kime ait olduğunun sorulmasına,—istenilmesine,” şeklinde ara karar kurulmuş olup, bankaya müzekkere yazılmıştır. —- ekinden davalı şirketin davalı şirkete ——— işlemi gerçekletirildiğinin anlaşıldığı, bu haliyle bilirkişi tarafından tespit edilen ve belgeye muhtaç olduğu—- ile davacı tarafa ödendiği, bu durumun bankadan gelen cevabi yazı ve ekinden anlaşıldı, —— cari hesap ilişkisinin sıfırlandığı ve sonuç olarak davacının davalıdan alacaklı olmadığı, davacının ticari defter ve kayıtlarının eksik ve / veya hatalı olduğunun anlaşıldığı hususları hep bir arada değerlendirilerek aşağıdaki şekilde davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
Sonuç olarak, davacıya —— defterlerin delil niteliğini haiz olmadığı, davacının alacak iddiasına konu icra takibinde belirtilen alacağa yönelik davalı tarafın dava — ödemeye ilişkin belgeleri sunduğu, davacının —- anlaşılmakla ispatlanamayan davanın reddine karar vermek gerektiği nazara alınarak davacı ——-dosyası hakkındaki itirazın iptali davasının miktar bakımından istinaf yolu açık olmak üzere reddine karar vermek gerekmiştir.
Her ne kadar davacı taraf alacak iddiasının kanıtlayamadığı sabit ise de davanın kötüniyetle açıldığının da sabit olmaması nedeniyle davalı yanın kötü niyet tazminatı isteminin reddi gerektiği anlaşılmakla koşulları oluşmadığından davalının kötü niyet tazminatı isteminin reddine karar verilmiştir——–
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının itirazın iptali davasının REDDİNE,
2-Davalı tarafından talep edilen kötü niyet tazimatının yasal şartları oluşmadığından talebinin REDDİNE,
3-Alınması gereken 59,30 TL maktu karar ve ilam harcının, peşin alınan 1.475,17 TL harçtan mahsubu ile bakiye 1.415,87‬ TL harcın davacıya İADESİNE,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı taraf üzerinde BIRAKILMASINA,
5-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiği için karar tarihinde yürürlükte —-vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
6-Davacı tarafça dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatırana İADESİNE,
Dair, Gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’nde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.