Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/116 E. 2020/518 K. 15.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/7 Esas
KARAR NO: 2020/606
DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 17/12/2018
KARAR TARİHİ: 01/10/2020
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili ————- harç tarihli dava dilekçesinde özetle: Müvekkili ile borçlu/dava dışı şirket —————arasında —– imzalandığını ve kredi kullandırıldığını, davalı ———— iş bu ———- müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığını, borçlular tarafından sözleşmelerde belirlenen yükümlülüklerin yerine getirilmediğini, ihbarnameye herhangi bir itirazda bulunulmadığını,———–dosyası ile taşınır rehninin paraya çevrilmesi yoluyla; şirket ve kefile karşı —————Sayılı dosyasıyla tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla ilamsız takibe geçildiğini, taraflar arasında akdedilen kredi sözleşmesinin mahiyeti ticari nitelikte olduğunu, asıl alacağa uygulanacak olan temerrüt ve akdi faiz de ticari nitelikte olduğunu, borçlular ihtarnameye süresi içinde itiraz etmediğini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Davacı alacaklı ————- vekili tarafından müvekkili aleyhine ———— sayılı dosyası ile icra takibine başlandığını, Davacı ile, dava dışı borçlu arasında imzalanan———— kaynaklanan toplam ——— alacağın tahsili için icra takibinde bulunulduğunu, takip dosyasında müvekkili —————–adresine gönderilen ödeme emrinin müvekkiliye tebliğ edildiğini, davacı vekili dava dışı kredi borçlusu ——— imzalanmış olan ——– müvekkilinin kefil sıfatıyla imzaladığı iddiasında bulunduğunu, icra takibinin dayanağı olan ———— kredi kullanan şirket adına ve kefaleten atılan imzalar müvekkili ———–ait olmadığını, imzaların müvekkiliye ait olsa bile kefalet sözleşmesinin B.K. 584/1 maddesi gereğince geçerli olmaması sebebiyle haksız açılan itirazın iptali davasının reddini, yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, davalı tarafından kredi sözleşmesine dayalı ——— sayılı icra takip dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali talebine ilişkindir.icra dosyası celp edilmiş ve davalıya ödeme emrinin——- tarihinde tebliğ edildiği,davalının ödeme emrine süresi içerisinde ———– tarihinde itiraz ederek takibi durdurduğu tespit edilmiştir.
Davalının takip dayanağı olan kredi sözleşmesinde müteselsil kefil olarak yer aldığı görülmüş ve hem borca hem de imzaya itiraz edildiği anlaşılmıştır.Kefalet sözleşmesinin geçerlilik şartları 6098 sayılı Türk Broçlar Kanununda düzenlenmiştir.Kanunun 583.maddesi ” Kefalet sözleşmesi, yazılı şekilde yapılmadıkça ve kefilin sorumlu olacağı azamî miktar ile kefalet tarihi belirtilmedikçe geçerli olmaz. Kefilin, sorumlu olduğu azamî miktarı, kefalet tarihini ve müteselsil kefil olması durumunda, bu sıfatla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girdiğini kefalet sözleşmesinde kendi el yazısıyla belirtmesi şarttır.
Kendi adına kefil olma konusunda özel yetki verilmesi ve diğer tarafa veya bir üçüncü kişiye kefil olma vaadinde bulunulması da aynı şekil koşullarına bağlıdır. Taraflar, yazılı şekle uyarak kefilin sorumluluğunu borcun belirli bir miktarıyla sınırlandırmayı kararlaştırabilirler.
Kefalet sözleşmesinde sonradan yapılan ve kefilin sorumluluğunu artıran değişiklikler, kefalet için öngörülen şekle uyulmadıkça hüküm doğurmaz.” şeklindedir.Dolayısıyla geçerli bir kefaletin ve davalının borcunun bulunabilmesi için kefalet sözleşmesinde yer alan imzanın davalıya ait olması gerekmektedir.
Nitekim kefalet sözleşmesinden önceki tarihlere ait davalı imza örnekleri toplanmış,davalının oturarak-ayakta,sağ ve sol elle imza örnekleri alınmış akabinde kefalet sözleşmesinde yer alan imzanın davalıya ait olup olmadığı hususunda rapor alınması için dosya ——– gönderilmiştir.——– tarihli raporu ile kefalet sözleşmesinde yer alan imzanın davalıya ait olmadığı anlaşılmıştır.
Davacı vekili ———- tarihli dilekçesi ile ——– davaya dahil edilmesini talep etmişse de ——– tarihli duruşmada iş bu talep ‘zorunlu dava arkadaşlığı haricinde hukukumuzda davaya dahil etme müessesesinin mümkün olmadığı’ gerekçesi ile reddedilmiştir.
Davacı vekili ———– tarihli dilekçesi ile davalının isticvabını talep etmiştir.6100 sayılı HMK’nın sahtelik incelemesi başlıklı 211..maddesi :” Bir belgenin sahteliğinin iddia edilmesi durumunda, bu hususta karşı tarafın açıklamaları da dikkate alınarak, aşağıdaki sıra ile inceleme yapılarak öncelikle karar verilir:
a) Hâkim, yazı veya imzayı inkâr eden tarafı isticvap ettikten sonra bir kanaat edinememişse, huzurda bu kişiye yazı yazdırıp imza attırmak suretiyle elde ettiği belge ve diğer delilleri değerlendirir. Hâkim, sahtelik konusunda başka bir incelemeye gerek duymadan karar verebilecek durumda ise gerekçesini açıkça belirtmek suretiyle, senedin sahteliği hakkında bir karar verir. İsticvap için mahkemeye davet edilen taraf, belirtilen günde hazır bulunmadığı takdirde, inkâr etmiş olduğu belgedeki yazı veya imzayı ikrar etmiş sayılır; bu husus kendisine çıkartılacak davetiyede ayrıca ihtar edilir.
b) (a) bendi hükmüne göre yaptığı incelemeye rağmen, hâkimde sahtelik konusunda kesin bir kanaat oluşmamışsa, bilirkişi incelemesine karar verir. Bilirkişi incelemesinden önce, mevcutsa, o tarafa ait olan karşılaştırma yapmaya elverişli yazı ve imzalar, ilgili yerlerden getirtilir. Bilirkişi, bu yazı ve imzalarla, o mahkemede elde edilen yazı ve imzaları esas alarak inceleme yapar. Bilirkişi, inceleme için gerekli görürse, kendi huzurunda tarafın yeniden yazı yazması veya imza atmasını mahkemeden talep edebilir.” şeklindedir.Madde metninden de görüleceği üzere imzayı inkar eden tarafın isticvabı akabinde mahkeme hakimi tarafından kanaat edinilememesi halinde bilirkişi incelemesi yapılacağı öngörülmüştür.Dolayısıyla imza incelemesine ilişkin bilirkişi raporu alındıktan sonra HMK’nın 211.maddesinde düzenlenen sıra gözetildiğinde isticvap usul işlemini yapmak usul ekonomisine aykırıdır.Nitekim cevap dilekçesi doğrultusunda usul ekonomisi de gözetilerek direkt olarak imza incelemesine ilişkin ——– rapor alınmıştır.Bu nedenle usul ekonomisi ve kanun maddesinde belirtilen inceleme sırası gözetilerek talebin reddine karar verilmiştir.
Yukarıda belirtilen gerekçeler ışığında kefalet sözleşmesinde yer alan imzanın dvalıya ait olmaması nedeniyle geçerli bir kefalet sözleşmesinin varlığından söz edilemeyeceğinden davanın reddine karar verilmiştir.Davalının cevap dilekçesi ile kötü niyet tazminatı talep etmediği görülmekle bu yönde karar kurulmamıştır.
Hüküm; Ayrıntısı ve yasal gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Peşin alınan 470,41 TL harçtan, alınması gerekli 54,40 TL peşin harcın düşümü ile geri kalan 416,01 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
3-Yargılama giderlerinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Davacı tarafça peşin yatırılmış olan gider avansından artan kısmın, karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
5-Davalı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca 5.842,33 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Dair;gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olduğuna dair taraf vekillerin verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.07/10/2020