Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1158 E. 2019/831 K. 21.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/1158
KARAR NO : 2019/831
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 18/09/2014
KARAR TARİHİ: 21/11/2019
İstanbul -.Asliye Ticaret Mahkemesinin — Esas, —– Karar sayılı —- karar , —- kesinleşme tarihli yetkisizlik kararıyla mahkememize tevzi edilen dava dilekçesi mahkememiz esasının yukarıda belirtilen sırasına kaydedilip incelenmesinde;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle ; müvekkil şirketi tarafından davalıya gayrimenkul değerlendirme hizmeti verildiğini, hizmet karşılığı — tarihli — TL tutarlı fatura düzenlendiğini, fatura borcunun —- TL sinin ihtarnameye rağmen ödenmediğini, bu nedenle davalı aleyhine İstanbul – İcra Müd.nün — Esas sayılı dosyası üzerinden icra takibine geçildiğini, davalının haksız şekilde borca itiraz etmesi nedeniyle takibin durdurulduğunu ileri sürerek, davalının takibe itirazının iptaline, alacağın %20sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle ; taraflar arasında imzalanan değerleme / ekspertiz hizmet sözleşmesinin 7.maddesinde taraflararasında uyuşmazlık meydana gelmesi halinde İstanbul Kartal Mahkemeleri ve İcra Dairelerinin yetkili olduğunun kabul edildiğini, bu nedenle mahkemenin yetkisiz olduğunu, yetki itirazının kabul edilmemesi halinde müvekkili şirketin davacıya cari hesap borcunun bulunmadığı nedeni ile davanın yetkisizlik ve esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Tarafların ticari defterlerinin incelenmesi için bilirkişi raporu alınması yönünde karar kurulmuş ve —- tarihinde ek bilirkişi raporu mahkemeye teslim edilmiştir.
Bilirkişilerin raporunda ise ; dava konusu cari hesabın doğmasına neden olan faturaya davalı tarafın dava dosyası içerisinde yapılmış herhangi bir itirazının bulunmadığı ve faturanın davacı yana iade edilmediği ve itirazda bulunulmadığı, fatura içeriğinin —- tarihli değerleme raporunun olduğu ve bu raporun dava konusu fatura ve bakiye cari hesap karşılığında düzenlendiği, dava dosyası içerisinde —- tarihli cari hesap mutabakat sözleşmesinin olduğu, bu mutabakat yazısında davalı tarafın — tarihi itibari ile — TL borçlu olduğunu kaşe ve imzası ile kabul etmiş olduğu ve dava tarafa borç konusunda mutabık olduğunu bildirdiği, — tarihli — nolu KDV dahil — TL tutarındaki fatura bakiyesi olan bu alacak konusunda tarafların mutabık olmasının davalı tarafça söz konusu hizmeti ve bu hizmet karşılığı düzenlenen söz konusu faturayı kabul ettiği anlamına geldiği, davalı tarafın — yılları ticari defterlerine davacının — TL bakiye alacağını kaydetmemiş olmasının söz konusu davacı alacağını ortadan kaldırmadığı davacını bu alacağını —- yılı defterlerinde —- TL bakiye borç olarak kayıt ettiği , davalının – yılı ticari defterlerinden olan yevmiye defterinde– tarih ve 3 nolu açılış fişinde davacı tarafın — TL alacaklı olarak kayıt edilmiş olduğu, dolayısı ile davalı yanın –TL borcunu kendi resmi ticari defterlerine kayıt ederek kabul ettiği, davalı tarafın —- tarih ve — nolu KDV dahil — TL tutarlı bir fatura düzenleyip tek taraflı olarak kayıtlarına almasının hiçbir hukuki ve mali değerinin olmadığı söz konusu faturanın davacı tarafa tebliğ edildiğini gösteren bir kanıtın olmadığı, dolayısı ile tek taraflı düzenlenen bu faturadaki davacının alacağından tenzil edilemeyeceği, davalının cari hesap borcu olarak davacıya — TL borçlu olduğu, takip tarihinden önce davacının davalıyı temerrüde düşürdüğünü gösteren—.Noterliğinin — tarih ve —yevmiye nolu ihtarnamesinin keşide edilip gönderildiğinin anlaşıldığı , bu nedenle davacı tarafın — TL işlemiş faiz talebinin yerinde olduğu, icra inkar tazminatına karar verilmesinin mahkemenin takdirinde olduğu, karar verilmesi halinde %20 oranından — TL olacağı kanaatinde oldukları, — tarihli ek raporda da ; kök raporda belirttikleri gibi değişiklik yapmayı gerektirecek bir itirazın mevcut olmadığını beyan etmişlerdir .
Dava faturaya dayalı cari hesab alacağından kaynaklanan takipte ödeme emrine yapılan itirazın iptali davasıdır.İtirazın iptali davası İcra İflas Kanunun 67. Maddesinde “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır.Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır.Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.” şeklinde düzenlenmiştir
Taraflar arasında ticari ilişki bulunduğu çekişmesizdir.Uyuşmazlık davaya konu faturaya dayalı cari hesap alacak bedelinin ödenip ödenmediği hususunda toplanmaktadır.Bilirkişi marifetiyle davacı ve davalı tarafın ticari defterleri üzerinde yapılan inceleme sonucunda cevaba cevap dilekçesi ekinde sunulan cari hesap mutabakat formu da göz önüne alındığında davalı tarafın davacıya borçlu olduğu ve takibe konu miktarı ödediğine ilişkin delil sunmadığı görülmüştür.
Bilirkişi marifetiyle davacı ve davalı tarafın ticari defterleri üzerinde yapılan inceleme sonucunda davalının — tarih ve – no.lu açılış fişinde, davacı tarafın, — TL alacaklı olarak kaydedildiği bilirkişi heyeti tarafından tespit edilmiş ve davalının — tarih ve — no.lu — TL tutarlı faturayı tek taraflı olarak kendi defterlerine kaydettiği,bunun —- no.lu faturaya istinaden iade faturası olarak belirtildiği ancak bu faturanın davacı tarafa tebliğ edilmediği tespit edilmiştir.Yukarıda belirtilen tespitler doğrultusunda bilirkişi raporu ve ek rapor göz önüne alınarak ,davacının takip miktarınca alacaklı olduğu kanaatine varılmıştır.
İcra-İnkar tazminatı İİK 67/2 maddesinde “Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir. İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır. Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.” şeklinde düzenlenmiştir.Buna göre icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için :1) Geçerli bir ilamsız icra takibinin bulunması gerekir,2) Borçlu süresi içinde ödeme emrine itiraz etmiş olmalıdır 3)Süresi içinde açılmış bir itirazın iptali davası olmalıdır 4) İcra inkar tazminatı talep edilmiş olmalıdır 5)Borçlunun icra dairesine yapmış olduğu itirazında haksız olması gerekir 6)Alacak likit olmalıdır.
Alacağın likit olması konusunu Yargıtay Genel Kurulu ,— E. ve —- K. Numaralı kararında; ”Her uyuşmazlığın kendine özgü somut özelliklerine göre değişmekle birlikte, bir uyuşmazlıkta alacağın likit olup olmadığı belirlenirken, alacak ve onun borçlusu birlikte değerlendirilmelidir. Buna göre, likit bir alacaktan söz edilebilmesi için, ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya bilinmesinin gerekmekte olması; böylece, borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması; başka bir ifadeyle, borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Gerek borç ve gerekse borçlu bakımından, bu koşullar mevcut ise, ortada likit bir alacak bulunduğu kabul edilmelidir.” şeklinde açıklamıştır.Bir alacağın likit olup olmadığı hususu değerlendirilirken her uyuşmazlık kendi koşullarında değerlendirilecek,alacağın miktarının belli ve sabit ya da borçlu tarafından bilinebilir olduğu durumlarda söz konusu alacağın likit olduğu kabul edilecektir.
Yargıtayın yerleşik kararlarına göre fatura alacakları likit niteliktedir. Yargıtay -. Hukuk Dairesi’nin – E. ve -K. Numaralı kararına göre; “Uyuşmazlık, davacının davalıya faturayla sattığı mal bedelinden kaynaklanan alacağın tahsili istemiyle girişilen icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkin olup, borcun miktarı belirlenebilir (likit, hesap edilebilir) olduğundan, dava dilekçesinde icra inkar tazminatı isteyen davacı yararına İİK.nun 67/2 nci maddesi uyarınca tazminata hükmedilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile bu istemin reddi doğru görülmemiştir.” denilerek fatura alacağının likit niteliği belirtilmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılamada takibe konu cari hesap alacağına teşkil eden alacağın davalının ticari defterlerinde yer aldığı ve bu sebeple davalının ne miktarda borçlu olduğunu tespit edebilecek durumda olduğu anlaşıldığından ,asıl alacak açısından yuzde 20 icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır.
İstanbul Adliyesi –.İcra müdürlüğünün – E. Sayılı icra takibinde – TL asıl alacak ve – TL işlemiş faizi de takibe konu ettiği anlaşılmakla davanın kabulü ile İstanbul -. İcra Müdürlüğünün- esas sayılı icra dosyasına yapılan itirazın iptaline, takibin asıl alacak miktarı olan — TL + – TL işlemiş faiz olmak üzere – TL üzerinden devamına, asıl alacak miktarı olan – TL asıl alacağa takip tarihinden itibaren ticari faiz işletilmesine, asıl alacak miktarı olan -TL üzerinden hesaplanacak %20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine hükmedilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile ; İstanbul -. İcra Müdürlüğünün — esas sayılı icra dosyasına yapılan İTİRAZIN İPTALİNE, takibin asıl alacak miktarı olan – TL + – TL işlemiş faiz olmak üzere – TL üzerinden devamına, asıl alacak miktarı olan – TL asıl alacağa takip tarihinden itibaren TİCARİ FAİZ İŞLETİLMESİNE,
2-Asıl alacak miktarı olan — TL üzerinden hesaplanacak %20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
3- Harçlar yasası uyarınca başlangıçta peşin alınan 188,55 TL harcın, alınması gereken 1.066,19 TL harçtan mahsubu ile geri kalan 877,64 TL harcın davalıdan alınarak hazineye İRAD KAYDINA,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden A.A.Ü.T.’ye göre alınması gereken 2.725 -TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
5-Davacı tarafından yapılan 217,55 TL harç ve 1.599,00 TL yargılama gideri olmak üzere toplam 1.816,55 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, kalan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgililere İADESİNE, davalı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
Dair ,gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere davacı ve davalı vekillerinin yüzüne karşı tefhimle karar verildi 21.11.2019