Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1147 E. 2020/602 K. 30.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMES

KARAR
ESAS NO : 2018/1147 Esas
KARAR NO : 2020/602

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 31/12/2018
KARAR TARİHİ : 30/09/2020

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; —— çarpması sonucunda ölüm olgusu gerçekleştiğini, yapılacak incelemeler sonucunda tespit edileceği üzere, davalılardan —— kusuru ile kazaya sebep olarak ———- vefatına sebep olduğunu beyan ile, Trafik kazası sonucu davacıların uğramış olduğu maddi zararların belirlenerek davalı— —bakımından temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte her bir davacı lehine hükmedilecek maddi tazminatın davalılardan tahsili talebi ile, trafik kazası nedeniyle davacı müvekkillerden her birinin uğramış olduğu manevi zararın davalı——kişisinden olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tazminini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Davalı —-vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili davalı —– tarihinde sevk ve idaresindeki—-plakalı araç ile seyir halinde iken gece vakti ——— yol ayrımında yani otobanda yolun karşısına yaya olarak geçmeye çalışan——– çarptığını, savcılık tarafından kusur durumu için rapor aldırıldığını, söz konusu raporda ise müvekkili davalının gerçekleşen kazada kusursuz olduğunun tespit edildiğini, müteveffa—- ise asli kusurlu olduğunun tespit edildiğini,—– gelen rapor doğrultusunda müvekkil i açısından davanın reddine karar vermesini veya Beykoz—-. Asliye Ceza Mahkemesinde açılan ceza davasının bekletici mesele yapılmasını talep ettiğini beyan ile, davalı müvekkili açısından açılan davanın reddini talep etmiştir.
Davalı —— Vekili cevap dilekçesinde özetle;—— Plakalı aracın ———— numaralı Zorunlu Mali Sorumluluk Poliçesi ile teminat altına alındığını, davacının talepleri haksız ve mesnetsiz olup reddi gerektiğini, ekte örneğini sunmuş oldukları söz konusu kazaya ilişkin — Dairesi kusur raporu gereği sigortalı araç sürücüsünün kusursuz, müteveffanın ise asli kusurlu olduğu nun belirtildiğini, müvekkili şirket yalnızca sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında sorumlu olduğunu, davacı tarafından, sigortalının kusuru ve kusur ile zarar arasında illiyet bağı bulunduğunun usulen ispat edilmesi gerektiğini, davayı kabul manasında olmamak üzere müteveffanın gelirinin resmi belgelerle kanıtlanması, aksi takdirde asgari ücret olarak alınması gerektiğini, kabul manasında olmamak üzere, tazminat hesaplamasında — tablosunun kullanılması ve teknik faizin 1,8 olarak esas alınması gerektiğini, davacıların kaza sebebiyle elde ettiği gelir ve tazminatların mahsubu gerektiğini beyan ile, davanın usulden ve esastan reddini talep etmiştir.
Davalı —— cevap dilekçesinde özetle; maliki olduğu —– plaka sayılı aracı oğlu ——- kullanmakta olduğunu, kendisinin ve oğlu —-dava konusu meydana gelen kazada kusur olmadığına dair ATK raporu olduğunu, kendi aracının kullanılamaz hale geldiğini ve oğlunun da aylarca tedavi gördüğünü, buna rağmen şikayetçi olmadıkları gibi tazminat taleplerinin de olmadığını beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava ölümlü trafik kazası nedeni ile uğranılan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir—– sigortacısı—–. Davalı sürücü—–söz konusu trafik kazası nedeni ile Beykoz —-. Asliye Ceza mahkemesinin —-Esas sayılı dosyasında yargılanmış, davalının beraatine karar verilmiş, verilen bu kararın istinaf edilmesi üzerine İstanbul BAM—. Ceza dairesinin — esas,—– sayılı ilamı ile karar onanmıştır. Verilen kararın —- tarihi itibarı ile kesinleştiği anlaşılmıştır.
—–Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yapılan soruşturma aşamasında İstanbul Adli Tıp Kurumundan rapor alınmış — tarihli rapora göre kazada davalı —- kusursuz, mütteveffanın asli kusurlu olduğu tespiti yapılmıştır. Ceza mahkemelerinin kusur nitelendirmesi hukuk mahkemelerini bağlamamaktadır. Mahkememizce trafik kusur bilirkişisinden rapor alınmış, bilirkişinin 30.03.2020 tarihli raporu ile davalı sürücünün kusursuz, müteveffanın %100 kusurlu olduğu tespit edilmiştir. Bu rapora itiraz üzerine mahkememizde dosya Adli Tıp kurumuna gönderilmiş İstanbul Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas dairesinin — tarihli raporuna göre yukarıdaki gibi kusur izafe edildiği anlaşılmıştır. Davacı her ne kadar bu rapora da itiraz etmişse de alınan tüm kusur raporlarının uyumlu olması nedeni ile itiraz red edilmiştir. Buna göre olay günü mütteveffanın gece vakti aydınlatma bulunmayan yayaların geçişine uygun olmayan bariyerli devlet yolunda seyir halinde olan vasıtaların durumlarını dikkate almadan geçiş yaptığı,kendi can güvenliğini tehlikeye düşürdüğü, davalı sürücü yönetimindeki vasıtaya ilk geçiş hakkını vermediği ve kazanın oluşumunda asli kusurlu olduğu, davalı sürücüye atfı kabil bir kusur olmadığı anlaşılmıştır.
Karayolları trafik kanunun 85/son madde ve fıkrasına göre ” İşleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur” hükmü mevcuttur. Sigortacının sorumluluğu motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin etmektir.Dolayısı ile işletenin sorumluluğu araç sürücüsünün kusuru nispetinde, sigortacının sorumluluğu da işletenin sorumluluğunu poliçe limitlerine kadar temin etmekle sınırlıdır. Söz konusu kazada araç sürücüsü davalı ——- kusursuz olduğundan işleten ve sigortacının da davacılara karşı sorumluluğu bulunmamaktadır. Tüm bu anlatılan nedenlerden ötürü davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Yargıtay —- sayılı ilamında “….Dava destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir. Davacılar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmadığı, aralarında ihtiyari dava arkadaşlığı bulunanların usul ekonomisi ilkesi dikkate alınarak birlikte dava açtıkları durumda da esasen birden fazla dava olduğu dikkate alınarak; her bir davacı yönünden lehine hükmedilen tazminat miktarına göre kendisini vekille temsil ettiren davacı lehine; reddedilen her bir dava yönünden de kendisini vekille temsil ettiren davalı lehine ayrı ayrı vekalet ücreti takdir edilmesi gerekmektedir. Mahkemece her bir davacı bakımından maddi ve manevi tazminata ilişkin talepler reddolduğu halde, davalı——- vekili lehine davacıların her biri için ayrı ayrı vekalet ücreti takdiri yerine tek vekalet ücretine hükmedilmesi doğru değil bozma nedeni ise de; bu yanılgıların giderilmesi yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte görülmediğinden 6100 sayılı HMK.’nun geçici 3/2. maddesi delaletiyle 1086 sayılı HUMK.’nun 438/7 maddesi uyarınca hükmün düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.” gerekçeleri ile aralarında ihtiyari dava arkadaşlığı bulunan kimselerin açtıkları davanın red olması durumunda ayrı ayrı vekalet ücreti takdiri gerektiğini belirtmiştir.
—-10/4. Madde ve fıkrası uyarınca manevi tazminat davası maddi tazminat veya parayla değerlendirilmesi mümkün olan taleplerle birlikte açılması durumunda manevi tazminat açısından ayrıca vekalet ücretine hükmedilir. Aynı maddenin 3. Fıkrasına göre bu davaların tamamen reddi durumunda avukatlık ücreti maktudur. Yine —-13/4. Madde e fıkrası gereği maddi tazminat istemli davaların tamamen reddi durumunda avukatlık ücreti maktudur. Tüm bu anlatılan hususlardan ötürü aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
1-DAVANIN REDDİNE,
Sair hususların gerekçeli kararda açıklanmasına,
2-Başlangıçta alınan 1.793,14 TL peşin harcın , alınması gereken 54,40 TL harçtan mahsubu ile bakiye 1.738,14 TL nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacılara İADESİNE,
3-Davacılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerine BIRAKILMASINA,
4-Davalı —— tarafından yapılan yargılama gideri olan — davacılardan alınarak davalı——VERİLMESİNE, diğer davalılar tarafından yapılan belgeli bir yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar tesisine YER OLMADIĞINA,
5-Davalı —– kendisini vekille temsil ettirdiğinden maddi tazminat yönünden ——— 13/4. Madde ve fıkrası uyarınca 3.400 TL vekalet ücretinin davacı ———, 3.400 TL vekalet ücretinin —, 3.400 TL vekalet ücretinin — — ayrı ayrı tahsili ile bu davalılara ödenmesine,
6-Manevi tazminat yönünden;—— 10/3. Madde ve fıkrası uyarınca maktu 3.400 TL vekalet ücretinin davacı —–, 3.400 TL vekalet ücretinin—- ayrı ayrı tahsili ile davalı —– ödenmesine
7-Kararın kesinleşmesi ve talep halinde HMK 333. maddesi gereği artan gider avansının yatırana İADESİNE,
Dair kısa karar, gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı ve davalılardan — vekilinin yüzüne karşı diğer davalıların yokluğunda oy birliği ile açıkça okunup usulen anlatıldı.