Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1142 E. 2022/223 K. 31.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2018/1142 Esas
KARAR NO: 2022/223
DAVA: Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 31/12/2018
KARAR TARİHİ: 31/03/2022
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ile davalı taraf arasında sözleşme imzalandığını, sözleşmeye —- basıldığını, —- olarak adlandırılabilecek bu şirketin —- şahıs olduğunu, sözleşmenin tamamında yüklenicinin —- olduğu kararlaştırılmışken, son sayfadaki kaşeye —- basılması, sözleşmenin her iki davalı şirketin ortak şekilde yürütecekleri bir proje olması sebebiyle ortak imza olduğunu ortaya koyduğunu, müvekkilinin — davalı —- adına davalı tarafa banka havalesi yolu ile yolladığını, ancak alıcının —— açıkça yazmasına, — tarafından hesabın bu firmaya ait olduğu bildirilmesine rağmen bu hesap numarasının —- ait olduğu sonradan ortaya çıktığını, dava konusu sözleşmeden her iki davalının da müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğunu, bu nedenlerle öncelikle; Davalılar, —— şirket ortaklarına devretmekte, işçileri çıkarmakta, ticari faaliyetlerini askıya almakta, tüm malvarlıklarını elden çıkarmak üzere olduklarından ve bu durumda dava kazanılsa dahi davacının alacağına kavuşması olanaksız hale geleceğinden, davacının alacağını tahsil için —– olan ve her an satılma riski altında bulunan son taşınmaz ve araç kayıtları üzerine yargılama sona erene dek ihtiyati tedbir kaydı işlenmesine, —- sözleşme gereği ödemiş olduğu iş avansı niteliğindeki —- alacağın, temerrüde —–tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen ödetilmesine, mahkeme masraf ve vekâlet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Tarafları adına yapılan tebligatın usulsüz olduğunu, müvekkili ile davacı şirket arasında imzalanmış herhangi bir sözleşme olmadığı gibi davalı şirket tarafından müvekkile ödenen bir para da olmadığını, sözleşmeyi imzalayan diğer davalı şirket ortağı ve—— sözleşmenin imzalandığı dönemde müvekkil şirketin—— aynı kişidir. —-kendi müşterisini yanıltmak için müvekkil şirketin ismini kullanmış, ancak imzayı diğer davalı şirket adına atmış ve paranın da aynı şirkete ödenmesini sağlandığını, bu nedenlerle davacının müvekkil şirket aleyhine talep ettiği ihtiyati tedbir talebinin reddine, davanın esastan reddi ile yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davacıya tahmiline karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
Mahkememizce dosya bilirkişiye tevdii edilerek rapor alınmıştır. —- tarihli bilirkişi raporu özetle, ——-her türlü hukuki tavsif ve nihai karar tamamıyla —- ait olmak üzere, dava dosyasına sunulu belgeler ile davacı şirketin ticari defter kayıtları üzerinde yapılan inceleme ve değerlendirmeler sonucunda detayları yukarıda açıklandığı üzere; —– tarafından ibraz edilen —- ilişkin ticari defterlerin; açılış ve kapanış tasdiklerinin usulüne uygun olarak yaptırıldığı ve defter kayıtlarının birbirini doğruladığı, davacı şirketin defterlerinin —- bakımından uygun olduğu, —–açılış ve kapanış tasdiklerinin usulüne uygun olarak yaptırıldığı, — Davalı şirket —- ticari defter ve dayanaklarına ulaşılamadığı, ——numaralı sözleşme imzalandığı, sözleşme imzalanması için girişimde bulunan firma ile ilgili sözleşmenin taraflar kısmında kaşesi bulunan firmanın farklı olduğu, iki firmanın kanunen yönetici ve imza yetkilisi bulunan —– aslen şirket kaşesi ünvanı altında atacağı imzadan sorumlu olacağı, —–ödemenin yapıldığı iban numarasının —-yazısında belirtildiği üzere——— sistemlerinde iban numarası ve—— olarak alıcı hesabına aktarım gerçekleştirilir. Fakat alıcı bilgilerinin uyumsuz olması durumunda —-yönetimi ekipleri buna paralel olarak şubede —- ilgilenen personel tarafından kontrol edilir. —-iban doğru isim yanlış ise kullanıcı tarafından eşleşmeyen eftler olarak bu —– gelen bankaya iade yapılır.” Hükmü gereğince ve ticari teamüller çerçevesinde bilinen gerçekler olduğu, bu nedenle bankanın da sorumlu olacağı kanaati oluşmakla birlikte —- ödemeyi davalı—– sözleşmeye istinaden avans ödemesi adıyla davalı tarafa banka havalesi yolu ile yollanmış olmasına karşın alıcının —- Olduğu açıkça yazıldığının görüldüğü, bu hesap numarasının — ait olduğu, —-tarafından gönderilen —-dekontunda alıcının açıkça —-lduğunun görüldüğü, ancak; banka tarafından —- uyumsuzluğu olduğu halde tutarın gönderildiği, bankalar nezdinde gönderici ve hesap uyumsuz olduğunda hesaba iade olunması gerektiği, dosya içerisinde ödemenin iade olunduğuna dair bir bilgi ve belgeye rastlanmadığı, —- konusu sözleşmenin lafzından ve sözleşmenin kuruluşu esnasındaki — göre davadışı —- her iki davalıyı da temsil yetkisi yönünden davadışı—- aslında —- temsile yetkili olmadığını bilemeyecek durumdaki davacı şirket ile kurulan sözleşmenin, davalılardan yalızca —– davalılardan yalızca —– ayrı ayrı yahut her ikisi ile birlikte kurulduğunu söylemek mümkün olup sözleşmedeki taraf iradelerinin tespiti ve sözleşmenin yorumunun ve davanın sübutunun nihai taktiri —- ait olduğundan, a) Ceza Mahkemesi kararında toplanan delillerden her iki şirket arasında —– bulunmakla birlikte davadışı —- iradesinin davalılardan —-aleyhine kendi menfaatine hareket etmek olmakla sözleşmenin—- iradesi ile kurulmadığı, davacı tarafından —-yapıldığı da tespit edilemediğinden, davacının basiretli bir tacir olarak sözleşmedeki tarafın kim olduğu konusundaki iradeyi netleştirmeden sözleşmedeki edimin yerine getirilmemesinden kaynaklanan iade yükümlülüğünü ödemeyi teslim almayan —— yöneltemeyeceği, davalı bu şirkete sözleşmeden yahut haksız fiil ve/veya sebepsiz zenginleşme gibi sorumluluk yüklememesini gerektirir bir hukuki neden tespit edilemediği, keza şirket yöneticisinin kötü niyetli iradesinin aradaki organik bağı keserek kişisel iradeye döndürdüğünden bu iradeden şirketin —–hükümlerine göre sorumluluk yüklenmesine imkan vermeyeceğini söylemek mümkün olduğu gibi, —-tarihli—– davadışı —– yetkisini sona erdirmesine rağmen şirketi bu tarihten sonra temsil ve ilzama yetkili kişilerce şirketi temsile kimin yetkili olduğunun —- davadışı —– Kişiler ile her iki davalı hakkında sözleşme akdetmesine keza sözleşme bedelinin tahsili konusunda da her iki şirketi de temsil etmeye devam etmek sureti ile davacının yapmış olduğu ödemenin —– göre yetkisiz —–kayıtlarına göre— Kişilere karşı yetkili davadışı —– iradesine göre şekillenmesine yol açtığı,—- tescil edilen yetkilileri tarafından dava konusu sözleşmedeki davacı alıcı tarafından davalılardan —–ödenmemesi nedeni ile ceza davasına konu edilmesi ve bu kapsamda davadışı —- güveni kötüye kullanma suçu ile suçlanmasının , davalılardan —-tarafından davadışı —- ile aralarında güven ilişkisinin devam ettiği keza yetkisiz temsilci vasıtası ile kurulan sözleşmeye sonradan sözleşme konusu semeni yetkisiz temsilciden ve —- talep etmekle sözleşme kurma iradesine sonradan icazet verildiği, bu suret ile de sözleşmenin davacı ile davalı — kurulduğunu, davadışı — kötü niyetili iradesinin aslında—-üzerinde hüküm ve sonuçlarını doğurduğu, davacı—- bunu bilecek durumda olmadığı, davacının her iki şirketi de temsile yetkili davadışı—- yönlendirmesi ve iyi niyetle ifa ettiği edimlerin yerine gelmemesi nedeni ile diğer davalı — ödenen peşinatın iadesi konusunda davalı—– müşterek ve müteselsil olarak sorumlu olacaklarını söylemenin de mümkün olduğu sonuç ve kanaatine varmışlardır.
DAVANIN HUKUKİ NİTELİĞİ ve GEREKÇE:
İhtilafın özünü davacı şirketin imzalamış olduğu sözleşmenin tarafının hangi davalı şirket olduğu, davacı şirket tarafından yapılan —- ödemenin sözleşmenin feshi neticesinde davalı şirketlerden müştereken ve müteselsilen tahsil hakkının bulunup bulunulmadığı, tahsilat yapmayan davalı —- söz konusu ödemeden sorumlu olup olmadığı noktalarında toplandığı anlaşılmıştır.
—- tarihli celsesinde dava dışı — savunmasında;—- kurduğunu daha sonra —- birlikte kurduğunu, —– kadar şirket faaliyetlerini — ilerletiklerini, bir müddet sonra diğer ortaklar şirket yönetiminden kendisini ayırdıklarını,—- yaptığını savunmuştur.
—- numaralı sözleşme imzalanmıştır. Sözleşmenin konusunu davalı —şirketi tarafından—–kurulması, devreye alınması ve eğitimi işidir. Sözleşmede alıcının davacı firma olduğu ve yüklenicisinin ise —- olduğu hususu kararlaştırılmıştır. —- adına —- imzalamıştır. Ancak sözleşmeye —– kaşesi basılmıştır.— imzalandığı tarihte—— her iki şirketinde yönetim kurulu başkanının —- olduğu tespit edilmiştir.
—incelendiğinde —- ödemenin yapıldığı,—- olduğu, iban numaralı hesap —– —- adına kayıtlı olduğunun tespit edildiği, —–sözleşmeye istinaden avans ödemesi adıyla davalı tarafa banka havalesi yolu ile yollanmış olmasına karşın alıcının —– Olduğu açıkça yazıldığı, bu hesap numarasının ——ait olduğu, bu haliyle banka tarafından —–uyuşmadığı halde tutarın karşı hesaba aktarıldığı anlaşılmıştır.
Davacı şirketin ticari defterlerinin incelenmesi neticesinde;—- yevmiye kaydında ——hesabına —— alacak kaydı yapıldığı edilmiştir.
Taraflar sözleşmeyi kurarken karşılıklı irade beyanında bulunmaktadırlar. Bu irade beyanları o an için açık, anlaşılır durumda olabilmektedir. Ancak ilerleyen zamanlarda bu irade beyanları açısından taraflar arasında uyuşmazlık çıkabilmektedir. Taraflar geri dönüp baktıklarında sözleşme kurulurken ileri sürdükleri irade beyanlarını anlamlandırmada, sonuca bağlamada uyuşmazlık yaşayabilmektedirler. Bu durumda irade beyanlarının yorumlanması ve uyuşmazlığın sona erdirilmesi için hâkime başvurmaktadırlar. Hukukumuzda —– yorumu konusunda açıklayıcı hükümlerdir. Sözleşmemenin yorumu taraf iradelerinin tespitinde —-yorumlarken bazı yöntemleri kullanmaktadır. Açıklayıcı yorum yönteminde hukuki işlem bir bütün olarak ele alınır ve hukuki işlemin amacı tespit edilmeye çalışılır. Tamamlayıcı yorum yönteminde tarafların düzenlemediği bazı unsurlar vardır. —- faaliyetini yapan kişi bu eksiklikleri tarafların farazi iradelerini tespit ederek gidermeye çalışmaktadır. Sübjektif yorum yönteminde; irade beyanında bulunan kişinin iç iradesi araştırılır. Yani o beyanı ileri sürerken ne düşünmüştür, aslında ne demek istemiştir bu araştırılmaktadır. Objektif yorum yönteminde ise tam tersi olarak kişilerin iç dünyası değil dürüstlük kuralı ve işlem hayatı dikkate alınarak yorum yapılmakta, irade beyanları açıklığa kavuşturulmaktadır. Her sözleşme yoruma müsait değildir. Bir sözleşmenin yorumlanabilmesi için öncelikle açıklama maddi olarak tespit edilmelidir. İkinci aşamada ise irade açıklamasının geçerli olup olmadığı tespit edilmelidir. Eğer irade açıklaması geçerli değilse sözleşme kurulmamış olacağından ortada yorumlanacak bir sözleşme de bulunmamaktadır. —- yapılabilmesi için yorumun konusunun da tespit edilmesi gerekmektedir. —– konusu kesin olarak bir kanunda düzenlenmemiştir. Her somut olayda sözleşme detaylıca incelenmeli ve neyin yorumlanması gerektiği tespit edilmelidir. Bu işlemin yorum faaliyetine başlanırken yapılması hem süre hem de emek açısından tasarruf sağlayacaktır. Hâkim yorumun daha objektif ve doğru olmasını sağlamak için bazı ilkeleri dikkate almalıdır. Zayıf tarafın korunması, yorumun hukuka ve ahlaka uygun olması, daha önce bir yorum anlaşması yapılmışsa bu anlaşmadaki hükümlerin dikkate alınması, —– hangi ana göre yapılacağının belirlenmesi ilkeleri bu ilkelerden bazılarıdır. Yine —yapılabilmesi için bir yorum zorunluluğunun bulunması ve yorumlanacak sözleşmenin belirlenmesi gerekmektedir. Yorum faaliyetinde dikkate alınacak bir diğer etkenler ise dürüstlük kuralı, güven kuralı ve teamüllerdir. Bu kurallar ve ilkeler hâkimin yorum faaliyetini kolaylaştırmakta ona yol gösterici olmaktadır. Yorum faaliyetinin üç farklı şekilde son a erebilir. Ya yorum olumlu sona erer ve tarafların irade beyanları açıklığa kavuşturulup uyuşmazlık çözülür. Ya olumsuz sona erer ve tarafların uyuşmazlık konusunu söz konusu sözleşmede düzenlemediği ortaya çıkar. Ya da başarısız bir sonuca ulaşılır. Davacı şirketin rüzgar tribünleri kurulması için imzaladığı sözleşmeyi hangi şirket ile imzaladığı konusunda ihtilaf oluşmuştur. Davacı şirketin irade beyanı irdelendiğinde, kurulan sözleşmenin rüzgar tribününe ilişkin olduğu, sözleşmenin ilk sayfasında yüklenici olarak—— adresinde mukim—– olarak tanımlandığı, söz konusu sözleşmenin —- sıfatı ile dava dışı —- imzasının bulunduğu, davacı tarafından gönderilen — banka havalesinin açıklamasına —- düşürüldüğü, sözleşmenin içeriğine ödemenin yapılmasına yönelik mailleşmelerin konu başlıklarında —- ibarelerin mevcut olduğu, —–nüshasında ——- üretim yapmak ve pazarlamak olduğunun ilan edildiği, —-davacı yan arasında birçok görüşme ve yazışma yapıldığı, ödemenin hangi hesaba yapılacağı hususlarında —– tarafından davacı şirkete mail aracılığı ile bilgi verildiği, dosyada mevcut —– yollanan mailin başlığı incelendiğinde—- olduğu, içeriğinde ise —numarasının —- olduğu belirtildiği, hesap numarasına ait banka şubesinin davalı —- bulunduğu—– olduğu, oysa —- olduğu,—-dava dışı —– yetkisini sona erdirilmesine rağmen şirketi bu tarihten sonra temsil ve ilzama yetkili kişilerce şirketi temsile kimin yetkili olduğunun —–bildirmediği, açıklanan tüm bu sebepler muvacehesinde sözleşmenin davacı ile davalı —- kurulduğunun kabulü gerekeceği, dava dışı —-uyuşmayan iradesinin —-üzerinde hüküm ve sonuçlarını doğurduğu, davacı — bunu bilecek durumda olmadığı, davacının her iki şirketi de temsile yetkili dava dışı —- yönlendirmesi ve iyi niyetle ifa ettiği edimlerin yerine gelmemesi nedeni ile diğer davalı —- ödenen peşinatın iadesi konusunda davalı—– müşterek ve müteselsil olarak sorumlu olacakları vicdani kanaati ile aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile —-temerrüd tarihi olan —- tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı tarafa ödenmesine,
2-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 13.662‬,00 TL karar ve ilam harcının, dava açılırken peşin olarak alınan 3.415,50 TL harçtan mahsubu ile bakiye 10.246,5‬0 TL karar ve ilam harcının davalılardan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 22.450,00 TL vekalet ücretinin davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yatırılan 35,90 TL başvuru harcı, 3.415,50 TL peşin harç toplamı 3.451,4‬0 TL ile 5.162,60 TL —– yargılama giderinin davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davalılar tarafından dava dosyasına yatırılan gider avansı bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı tarafından dava dosyasına yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra davacıya iadesine,
Dair, Gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde—- Mahkemesi’nde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin ve davalı ———- Davalı —–yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.31/03/2022