Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/114 E. 2020/252 K. 16.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2018/114
KARAR NO: 2020/252
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 18/12/2018
KARAR TARİHİ: 16/06/2020
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dilekçesinde özetle; davacı müvekkil şirketin —- bulunan———- adı altında ———-markalarına ait her türlü yedek parça satım işi yaptığını, taraflar arasında ticari ilişkinin ———- yılında başladığını, yapılan ticari satışlara ilişkin faturaların düzenlendiğini ve borçlu şirkete gönderildiğini, borçu şirketin son aylara ilişkin düzenlenen faturalara ait borçları ödemekte güçlük çektiğini, ödeme yapamayan borçlu şirketin ödeme yapmamasına rağmen davacı müvekkil şirketten yeni parçalar istediğini, ancak davacı müvekkil şirketin yetkilisinin cari hesabın çok biriktiğini, ödeme yapmadan yeni malların borcu şirkete vermeyeceğini bildirdiğini,davalı borçlu şirketin ise———cari hesap borcunu ödememek için noterlik aracılığı ile ihtarname çekerek müvekkil şirketten alınan yağ filtresinden kaynaklanan bir zararın meydana geldiğini, bunun üzerine ——-İcra Müdürlüğünün ———– sayılı ilamı ile icra takibine geçildiğini, ancak borçlu şirket tarafından borca, faize ve ödeme emrine itiraz edildiğini, davalı borçlu tarafından yapılan itirazın kötü niyetle yapıldığını, bu nedenlerle davanın kabulüne, icra takibinin iptaline ve takibin devamına, borçlu aleyhine %20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesine , borçlunun tüm hak ve alacaklarına, tapu kayıtlarına ihtiyati tedbir konulmasına , yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin araç tamir ve bakım işiyle uğraştığını, bu tamir ve bakımların yapılırken davacıdan da parça tedarikinin yapıldığını, bu parçalardan bir kısmının arızalı çıktığını ve bu parçaların davacıya bildirildiğini, — plakalı aracın —- tarihinde bakımları yapılmak üzere firmalarına geldiğini, tüm bakım malzemelerinin davacıdan satın alındığını, aracın ———– tarihinde arıza yapması sebebiyle çekiciyle aracın firmaya geldiğini, aracın motorunun yatak sarma arızasının yağ filtresinden kaynaklanması sebebiyle davalı tarafından aracın tamir edildiğini, davalının bu durumdan manevi olarak kayba uğradığını, tarafların zarar konusunda mutabakata varamamalarından dolayı davacının icra takibine geçtiğini, vadesi gelmeyen alacaklarını da icraya koyduğunu, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
——-İcra Müdürlüğünün —- Esas sayılı dosyası, —– tarihli bilirkişi kök raporu ve ——– tarihli bilirkişi ek raporu,
Makine mühendisi ve SMMM uzmanı bilirkişi tarafından mahkememize ibraz edilen —— tarihli bilirkişi raporunda; dava konusu araçtaki motor hasarının, motor yağlama yağının motor dışına kaçmasına bağlı yetersiz yağlama nedeniyle meydana gelmiş olduğu, davalı yan hasarın davacı şirketin satmış olduğu ayıplı yağ filtresinden kaynaklandığı ileri sürülmekte ise de ibraz edilmiş fotoğraflarda yağ filtresinde bir ayıp durumunu gösterecek teknik bulguların gözlenmediği, bu bağlamda meydana gelen motor hasarı ile davacı tarafın ilişkilendirilemeyeceği kanaatine varıldığının, – takip tarihi itibariyle davacının kayıtlarda davalının —- olduğunun belirtildiği, taraf vekillerinin itiraz ve beyanları değerlendirilmek üzere aldırılan ——— tarihli ek raporda ; kök raporda değişikliğe gidilecek herhangi bir kusurun bulunmadığı, —— takip tarihi itibariyle davacının kayıtlarında davalının —- borçlu olduğunu, davalı tarafça dosyaya sunulan ——numaralı———- bedelli makbuzun delil niteliğine haiz olması durumunda davalıdan takiple istenebilir tutarın ——–olacağının beyan edildiği görülmüştür.
DAVANIN HUKUKİ NİTELİĞİ ve GEREKÇE:
Dava, davalı tarafından —— İcra Müdürlüğü’nün ——– icra takip dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali talebine ilişkindir.
Ticari defterlerin sahibi lehine olması için HMK m. 222/2’de öngörülen şartlar; defterlerin kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olması, defterlerin açılış ve kapanış onaylarının yaptırılmış olması ve ticari defterlerin birbirini doğrulamış olması gerekmektedir.
—————- kararında, “Davacı tarafından delil olarak dayanılan ticari defter ve kayıtlara ilişkin alınan bilirkişi raporu ve ek raporundan, davacının ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin mevcut olmayıp usulüne uygun tutulmadığı anlaşılmaktadır. Ayrıca mali müşavir bilirkişi raporu ve ek raporunda cari hesaplarındaki borç bakiyesinin davalı şirkete ait olduğunun davacı defterlerinden tespitinin mümkün olmadığı belirtmiştir. Bu durumda mahkemece davacı tarafça takip dayanağı faturalardaki işlerin yapılıp teslim edildiği kanıtlanamadığı, davacının ticari defterlerinin eksiksiz ve usulüne uygun tutulmamış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamamış olması sebebiyle, 6100 sayılı HMK’ nın 222/2-3 maddeleri gereğince davacının lehine delil olamayacağı gibi bu haliyle dahi alacağın varlığını ispata yeterli olmadığı anlaşıldığından ispat edilemeyen davanın reddine, kabul şekli itibariyle de ———–kararın bozulması uygun görülmüştür” şeklinde hüküm tesis ederek, birbirlerini doğrulamayan ticari defterlerin, sahibi lehine delil olması tek başına yeterli olmayacağı belirtilmiştir.
————– kararında, dayanak belgeleri olmaksızın davacının defter kayıtlarının esas alınmayacağını, “ Dava, cari hesaptan doğan alacağın tahsili istemine ilişkin alacak davası olup, ispat yükü alacaklı olduğunu iddia eden davacıdadır. Davacı önce icra takibine, sonra iş bu davaya konu ettiği alacağın varlığını usulüne uygun delillerle kanıtlamalıdır. Tek yanlı olarak düzenlenen ve dayanakları bilirkişi raporundan anlaşılamayan davacının kendi ticari defter kayıtları esas alınarak, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir” şeklinde belirtmiştir.
Somut olayda; davacı taraf ile davalı taraf arasında araba yedek parçalarının alım satımına ilişkin ticari bir ilişkinin olduğu, davacı tarafından davalıya yağ filtresi satıldığı ancak davalının——– Noterliğinin ——– yevmiye numaralı ihtarnamesi ile davacıdan satın alınan yağ filtresinin ayıplı olduğunu bildirdiği, davacı tarafça keşide edilen —— tarihli cevabi ihtarnamede ise ayıp iddiasının kabul edilmediğinin bildirildiği, bunun üzerine davacı tarafça ——- bedelli cari hesap alacağı dayanak gösterilerek davalı aleyhine icra takibi başlatıldığı görülmüştür.
6102 Sayılı TTK’nun 23/1-c maddesi uyarınca; “Malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkca belli ise alıcı 2 gün içerisinde durumu satıcıya ihbar etmelidir. Açıkça belli değilse alıcı malı teslim aldıktan sonra 8 gün içerisinde incelemek veya incelettirmekle ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa haklarını korumak için durumu satıcıya ihbarla yükümlüdür. Diğer durumlarda TBK’nun 223/2. maddesi uygulanır.”
6098 Sayılı TBK’nun 223/2. maddesinde ise; “alıcı gözden geçirmeyi ve bildirimde bulunmayı ihmal ederse satılanı kabul etmiş sayılır.” hükmüne yer verilmiştir.
Mahkememizce hükme esas alınan ve denetime elverişli bulunan ——- tarihli bilirkişi raporu ve ————tarihli bilirkişi ek raporunda; dava konusu araçtaki motor hasarının, motor yağlama yağının motor dışına kaçmasına bağlı yetersiz yağlama nedeniyle meydana gelmiş olduğu, davalı yan hasarın davacı şirketin satmış olduğu ayıplı yağ filtresinden kaynaklandığını ileri sürülmekte ise de ibraz edilmiş fotoğraflarda yağ filtresinde bir ayıp durumunu gösterecek teknik bulguların gözlenmediği, bu bağlamda meydana gelen motor hasarı ile davacı tarafın ilişkilendirilemeyeceğinin belirtildiği, dava konusu yağ filtresinin davalı tarafa satılarak teslim edildiğine dair taraflar arasından uyuşmazlık bulunmadığı, tarafların ticari defter ve kayıtlarının incelenmesinde dava konusu ——– alacağın davacı tarafın usulüne uygun olarak tutulmuş ticari defterlerine işlenmiş olduğu, buna karşın davalı taraf ticari defter ve kayıtlarının usulüne uygun olarak tutulmadığı bu haliyle ancak davalı aleyhine delil teşkil edebileceği, davalı taraf her ne kadar yargılama devam ederken dava konusu alacağa ilişkin ——— tarih ve ——— bedelli makbuz ile ödeme yapmış olduğu iddiasında bulunmuş ise de makbuz içeriğinde davacının parayı tahsil ettiğine dair isim ve kaşe bilgisinin yer almadığı, var olan imzanın kime ait olduğunun belirli olmadığı, ödemenin davacı kayıtlarında yer almadığı, bu haliyle dava konusu borca mahsuben ödeme iddiasının ispat edilemediği görülmüştür.
Tüm dosya kapsamı değerlendirildiğinde; dava konusu alacağın davacı taraf defterlerinde işli olması, mal teslimine ilişkin taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaması ve davalı tarafın ayıplı mal teslimi ve dava konusu borca mahsuben ödeme iddialarını ispat edemediği, davacının davalıdan ——— alacaklı olduğunun davacı tarafın usulüne uygun tutulmuş ticari defter ve kayıtları ile sabit olduğu anlaşılmakla davanın ve alacağın likit olması nedeniyle icra inkar tazminatı talebinin kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile davalı borçlunun — İcra Müdürlüğü’nün —- Sayılı icra takip dosyasına yaptığı İTİRAZIN İPTALİ ile takibin aynen devamına,
-Asıl alacağın %20’si oranındaki —- icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Alınması gereken — karar ve ilam harcından başlangıçta alınan —- harcın düşümü ile geri kalan —— harcın davalı taraftan tahsili ile hazineye İRAT KAYDINA,
3-Davacı tarafından yatırılan 419,22 TL harç , 2.000 TL bilirkişi ücreti ve 87,50 TL posta gideri olmak üzere toplam 2.506,72 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa ÖDENMESİNE,
4-Davacı taraf yargılamada kendisini vekil marifetiyle temsil ettirmiş olmakla AAÜT gereği 3.682,20 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa ÖDENMESİNE,
5-Kararın kesinleşmesi ve talep halinde HMK 333. maddesi gereği artan gider avansının davacı tarafa İADESİNE,
Dair;gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olduğuna dair davacı asilin ve davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.16/06/2020