Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1139 E. 2019/412 K. 12.06.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2018/92
KARAR NO : 2019/413

DAVA : Şirketin İhyası
DAVA TARİHİ : 18/12/2018
KARAR TARİHİ : 12/06/2019

Mahkememizde görülmekte olan Şirketin İhyası davasının yapılan açık yargılaması sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacılar dava dilekçesinde özetle; Hissedarları olduğu ——- ———–İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün —- nolu sicilinde kayıtlı olduğunu, şirketin 28/10/2016 tarihinde tescil edilen genel kurulu ile tasfiyeye girdiğini, Kadıköy—–. Noterliği’nin 26/12/2017 tarih, —- yevmiye sayısı ile tasdik edilen ve İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’nce—– tarihinde tasdik edilen kararın Ticaret Sicil Gazetesi’nin —- tarih, — sayılı nüshasında yayınlanarak tasfiye sürecinin sona erdiğini, ilerleyen dönemde harici bulgulara göre—– Müdürlüğü’nde kayıtlı ———- şasi nolu ———— motor numaralı ruhsatlı bir adet ———— marka araç olduğunu öğrendiklerini, aracın satış ve devir işlemlerini yapmak üzere şirketin tasfiye haline dönüşmesi ve tüzel kişiliğin TTK’nın 224 ve 445. maddeleri gereği ihyası gerektiğini, bu sebeple dava konusu şirketin ihyasına karar verilmesini talep etmişlerdir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde; TTK’nın 32 ve Ticaret Sicil Yönetmeliği’nin 34. maddesi çerçevesinde işlem yapıldığını, tasfiye sürecinde yetki ve sorumluluğun şirketin tasfiye memurunda olduğunu, vadesi gelmeyen borçlarda ihtilaflı veya şarta bağlı borçların notere tevdii ya da kafi bir teminat ile karşılanması gerektiğini,bu yapılmadan,şirketin tasfiye süreci sonuçlandırılıp, bakiyeler, mevcut pay sahiplerine dağıtılmış ve şirket kaydı sicilden terkin edilmiş ise; terkin işleminin iptali ile şirket tüzel kişiliği ihya olunarak tasfiye sürecine yeniden geçileceğini, tasfiye memurunun iddia edilen eksik işlemlerini, müvekkilinin tespit etmesinin mümkün olmadığını, müvekkilinin davanın açılmasına sebep olmadığını, bu sebeple yargılama giderinden sorumlu tutulamayacağını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava, 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanununun 547. maddesi gereğince Ticaret Sicilinden tasfiye sebebiyle terkin edilen şirketin ek tasfiyesi için ihyası istemidir.
İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünün 25/04/2019 günlü cevabi yazısıyla ihyası talep edilen şirketin tasfiye edildiği, şirketin tasfiyesinin son erdiğinin 27/12/2017 tarihinde tescil edildiğinden sicil kaydının bu tarihte terkin edilmiş olduğu bildirilmiştir.
6102 Sayılı Türk Ticaret Kanununun ”C) Ek tasfiye” başlıklı 547 maddesine göre ”(1) Tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu anlaşılırsa, son tasfiye memurları, yönetim kurulu üyeleri, pay sahipleri veya alacaklılar, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinden, bu ek işlemler sonuçlandırılıncaya kadar, şirketin yeniden tescilini isteyebilirler.
(2) Mahkeme istemin yerinde olduğuna kanaat getirirse, şirketin ek tasfiye için yeniden tesciline karar verir ve bu işlemlerini yapmaları için son tasfiye memurlarını veya yeni bir veya birkaç kişiyi tasfiye memuru olarak atayarak tescil ve ilan ettirir.”
————–Müdürlüğünün 29/04/2019 günlü, —– sayıl cevabi yazısı ile — plaka sayılı,—– Motor Nolu, ——— Şasi Nolu —–marka aracın halen ihyası talep edilen şirkete ait olduğu anlaşılmıştır.
Yapılan yargılamaya göre, ticaret sicilinden tasfiye sebebiyle terkin edilen şirkete ait —- plaka sayılı, ———- Şasi Nolu ——marka aracın olduğu, şirket malvarlığının tamamen tasfiye edilmemiş olduğu, şirkete ait işbu aracın satış veya devrinin yapılmak suretiyle tasfiye işlemlerinin yapılması gerektiği, tasfiyenin şirketin tüm borç ve alacakları tasfiye olunmaksızın tamamlanamayacağı, ticaret sicilinden terkin olunamayacağı sonucuna varıldığından, dava konusu aracın satış veya devri hususunda ek tasfiye işlemlerinin yapılması hususunda davanın kabulüne, son tasfiye memuru olan davacı————-tasfiye memuru olarak atanmasına, ek tasfiye işlemlerinin tasfiye memuru tarafından yürütülmesine, ek tasfiye işlemleri bitinceye kadar tasfiye memurunun görevine devam etmesine, karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılmıştır.
Tüm dosya kapsamı ve toplanan delillerin değerlendirilmesine göre, davanın kabulüne, davalı Ticaret Sicil Müdürlüğü yasal hasım olması sebebiyle davacılar lehine yargılama gideri ve vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
1-1- DAVANIN KABULÜNE,——- Müdürlüğünün — sicil nosuna kayıtlı bulunup 27/12/2017 tarihinde 6102 Sayılı TTK’nın 547. maddesi gereğince sicilden terkin edilen ————–‘nin 6102 Sayılı TTK’nın 547. maddesi gereğince, şirkete ait olduğu tespit edilen ——- plaka sayılı,———- ———— Şasi Nolu ——————- marka aracın satış veya devrine yönelik tasfiye işlemlerinin yapılması hususunda ek tasfiyle sınırlı olmak üzere, şirketin sicilden terkinine ilişkin kararın kaldırılmak suretiyle İHYASINA,——— Müdürlüğüne yeniden TESCİLİNE,
2- Tasfiye Memuru olarak en son tasfiye memuru olan——–TC nolu — ———– atanmasına, ek tasfiye işlemlerinin tasfiye memuru tarafından yürütülmesine, ek tasfiye işlemleri bitinceye kadar tasfiye memurunun görevine devam etmesine,
3- Kararın Ticaret Sicil Gazetesinde ilan edilmesine,
4- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 44,40 TL harçtan peşin alınan 35,90 TL nin mahsubu ile bakiye kalan 8,50 TL maktu harcın davacılardan müteselsilen tahsiliyle hazine gelir kaydedilmesine,
5- Davalı yasal hasım olduğundan davacılar tarafından yapılan yargılama giderinin üzerlerinde bırakılmasına,
6- Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7- 6100 Sayılı HMK’nun 333. maddesi gereğince var ise kalan gider avansının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair karar, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun İstinafa ilişkin hükümleri doğrultusunda, kararın tebliğ tarihinden itibaren iki (2) haftalık süre içerisinde (HMK’nın 345. maddesi), mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak (HMK’nın 343. maddesi) ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamen ödemek (HMK’nın 344. maddesi) suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere, davacıların yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda, oy birliği ile açıkça okunup usulen anlatıldı.