Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/1135 Esas
KARAR NO: 2021/152
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 31/12/2018
KARAR TARİHİ : 18/02/2021
Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesi mahkememiz esasının yukarıda belirtilen sırasına kaydedilip incelendi
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin, —– taşınmazın inşaat işini üstlendiğini; bu kapsamda da, anılan inşaatın dış cephe işlerinin —– sözleşme ile davalıya verildiğini; davalının anılan işte alt taşeron olması sebebiyle, müvekkili firmanın —- iadelerini alabilmek için resmi birimlerden borcu bulunmadığına ilişkin yazı ibrazı gerektiğini; bunun ürerine —- müvekkilini inşaat projesinde taşeronluk yapan davalı firmanın idari para cezası borcu olduğunu öğrendiğini; bu engelin ortadan kaldırılması nedeniyle davalıya ait —– cezasını ödemek zorunda kaldığını; davalıdan İadesinin istenmesine rağmen olumlu bir sonuç çıkmadığını; bunun üzerine —– sayıyla takip başlatıldığını; davalının haksız olarak itiraz ettiğinden bahisle, % 20 inkâr ödencesine mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili ile davalı arasında dava dilekçesinde bahsi geçen taşınmazın dış cephe İşleri kapsamında—- sözleşme imzalandığını; müvekkilinin edimlerini yerine getirerek işi eksiksiz tamamladığını; davacı tarafın, müvekkili şirketin davaya konu idari para cezasını ödemesine onay ve kabulü olmadığı gibi, idari para cezasının kesinleşip kesinleşmediğinin belirsiz olduğu; müvekkilinin itiraz hakları bulunduğunu; bu yönün de belirsiz olduğunu; davacının buna rağmen idari para cezasını ödemesinde kusurlu olması nedeniyle rücu hakkı oluşmadığından bahisle, yerinde olmayan davanın reddini istemiştir.
DELİLLER:
—- sayılı dosyası, —– cevabi yazısı, —- tarihli cevabi yazısı, ———- tarihli cevabi yazısı, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı.
Nitelikli hesaplama uzmanı tarafından alınan bilirkişi raporunda özetle;Davalı şirkete uygulandığı anlaşılan idari para cezasına esas, idari yaptırım kararının dosyaya kazandırılmasında fayda bulunduğunun düşünüldüğü; davacının davalıya rucu hakkı bulunduğu; Buna göre itirazın iptaline ilişkin takip dosyasındaki alacak kalemleri yönünden yapılan inceleme sonunda; Davacının rucu edebileceği asıl alacak tutarının talebiyle bağlı kalınarak; —- olduğu; Davacının takibinde birikmiş faiz talebi bulunmadığı; Davacının asıl alacağına takip tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmesini istediğinin görüldüğü tespit edilmiştir.
DAVANIN HUKUKİ NİTELİĞİ ve GEREKÇE:
Dava, davalı şirket adına idari para cezası tahakkuk ettirilip ettirilmediği; tahakkuk ettirilmiş olması halinde, bunu ödeyen davacının, davalıya rucu edip edemeyeceği ve miktarı noktasında toplandığı görülmüştür.
Tüm dosya kapsamı ve hükme esas alınan bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde; idari para cezasının taraflar arasındaki sözleşmeye konu işin yürütümü sırasında tahakkuk ettirildiği; zira, davacının asıl işveren olarak gözüktüğü işte davalının alt işveren olarak yer aldığı, idari para cezasının sebebinin ise alt iş veren davalının, davacının iş yerinde gözükmesinden kaynaklandığı, idari para cezasının davacı tarafça ödendiğinin —- yazı cevapları ile sabit olduğu, bu haliyle ödemenin davalıyı borçtan kurtarmaya yönelik olduğu, davacı tarafından talebinin gerek vekaletsiz iş görme hükümleri gerekse yürütülen iş nedeniyle davalıya idari para cezası uygulanmış ise, sözleşme hükümleri uyarınca davacının rucu hakkı bulunduğu; idari para cezasının tebliğ edilmediği ya da usulsüz tebliğ edildiği, bu nedenle kesinleşmediği kabul edilse bile, davacının idari para cezasının kesinleşmediği gerekçesiyle, iptali içirı yasal yollara başvurma hakkı bulunduğu, İdari yaptırım kararının usulüne uygun olmadığının yapılacak itiraz sonunda anlaşılması halinde, onun adına ödeme yapılmış olması sebebiyle, ilgili İdareden geri alma hakkı bulunduğu anlaşılmakla; davacı tarafça ödendiği anlaşılan gecikme cezası dahil —- rucü talebinin yerinde olduğu sonucuna varılarak davanın kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜNE; davalı tarafından —- icra takip dosyasına yapmış olduğu itirazın iptaline, takibin aynen devamına,
-Davalının itirazında haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşıldığından asıl alacak olan —üzerinden % 20 oranında olmak üzere — icra inkar tazminatının davalıdan tahsiliyle davacıya VERİLMESİNE,
2-Harçlar yasası uyarınca alınması gereken 389,29 TL harçtan, peşin yatırılan 97,33 TL harcın düşümü ile geri kalan 291,96 TL harcın davalıdan alınarak hazineye İRAD KAYDINA,
3-Davacı tarafından yapılan 97,33TL peşin harç, 35,90 TL Başvuru harcı ve 559,50 yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
5-Davacı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca 4080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
6-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
Dair; davacı tarafın yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 18/02/2021