Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1132 E. 2021/64 K. 21.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/1132 Esas
KARAR NO : 2021/64
DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 31/12/2018
KARAR TARİHİ : 21/01/2021
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekilinin ——tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ile davalı firma arasında ——- şartnamesinde tanımlanan şartname maddesi ve konu başlığı yazılmış ürünlerin ve ürünlere yönelik destek hizmetinin teknik şartnamede belirtilen koşullarda ——- firması tarafından tedarik edilmesi konulu satın alma sözleşmesinin imzalandığını,——- dakika besleme süreli akü grubu ve kabinleri ile birlikte) kesintisiz güç kaynağının davalı tarafından müvekkili şirkete satılması ve teslimine ilişkin sözleşme ve aynı tarihli protokolün —- tarihinde imzalandığını, protokol hükümleri gereğince toplam —– değerinde çekin davalı firmaya teslim edildiğini, davalının yükümlülüklerini gereği gibi yerine getiremediğini, davalı tarafın sözleşme konusu iş nedeniyle———dosyası müvekkili aleyhine —– asıl alacak için faturaya dayalı icra takibi başlattığını, takibe itiraz neticesinde ——— dosyasıyla itirazın iptaline ilişkin incelemenin yapıldığını, yargılama süresince gecikmeden kaynaklı cezai şart iddiasında bulunulmuş ise de, ilgili mahkemenin sadece takip konusu fatura alacağı yönünden hüküm tesis ederek —— alacaklı olduğu sonucuna vardığını, karara karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, işbu davanın açıldığı tarihte istinaf incelemesinin henüz tamamlanmadığını, —–dosyasında ve ekte sunulan sevkıyat programlarının davalının, sözleşmede yazılı teslim tarihi olan —– olduğunun görüldüğünü, yine dava dosyasına sunulan—— tesellüm fişlerinde de sözleşme konusu cihazların ilgili ——– sonra teslim edildiğinin görülmekte olduğunu, bahsi geçen dava dosyası kapsamında yapılan bilirkişi incelemesinde; —– davacıya sunduğu ürünlerin sözleşme şartlarını taşımadığı ve zamanında teslim edilmediğinin tespit edildiğini, bilirkişinin, ——- tarihli—– — tarihinde tamamlanması gereken teslimatların —- gecikmede olduğunu, sözleşmede günlük—– olan gecikme cezası hesaplandığında —-gecikme cezası hesap edildiğini, itiraz üzerine alınan ek bilirkişi raporunda da, —– tarihli sevkiyat programının 5. Maddesinde —- numarası altında —– olduğu halde, —– imzalanan teslim ve tesellüm tutanağının ———- tarihli olduğunun tespit edildiğini, sözleşme konusu ——–süresinde teslim edilmediği gibi, cihazlarda eksiklikler ve arızalar olması, bu eksiklik ve arızaların giderilmesi için davalıya müteaddit zamanlarda bildirimde bulunulduğunu, ancak davalının bu konudaki duyarsızlığı ve umursamazlığı bu arızaların ve eksikliklerin giderilme süresini uzattığını, bu sorunların müvekkilinin ihale makamından istihkaklarını alamaması ve geç almasına neden olduğunu, ayrıca sözleşmenin 8. maddesinin 2 bendi gereği ——-etiketlerini taşıması ve tüm irsaliyelerde bu bilgilerin yer alması gerekirken davacı firmanın cihazlara kendi marka ve logolarını içeren etiketler bastığını, kendi irsaliyeleri ile sevk ettiğini ve bu bağlamda iş sahibi —— müvekkili arasında ticari sorunların yaşanmasına sebebiyet verildiğini, teslim edilen cihazların hemen hemen hiç birinde cihazın tipi ve gücünün doğru yazılmadığını, ya ismi (tipi yanlış yazılmış ya gücü yanlış yazılmış ya da her ikisinin de yanlış yazıldığını, sözleşmeye göre yerleştirilen cihazların garanti süreleri 2 sene olup başlangıcının, geçici kabul tarihi olduğunu, fakat davacının yukarıda belirtilen “akde aykırı” davranışları sebebiyle cihazlardaki arıza ve eksikliklerin giderilmesinin zaman aldığını, geçici kabullerin geçici kabul tutanağında belirtildiği üzere —– yapılabildiğini, bunun üzerine garanti süresinin bitiş tarihi olan — sene daha ilave edildiğinde kesin kabullerin incelenme ve yapılma zamanının dahi ——– tarihinden sonraya kaldığını, bu nedenle müvekkilinin işi eksiksiz teslim aldığının kabulünün de mümkün olmadığını iddia ederek; fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla sözleşme konusu teslimatın gecikmesinden kaynaklanan —– cezai şartın davalıdan faiziyle tahsili ile yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalıdan alınmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı vekilinin ——- tarihli cevap dilekçesinde özetle; Sözleşme konusu malların teslim tarihinde ve sözleşmede yer alan şekilde davacıya teslim edildiğini, ayrıca sözleşmenin üzerinden —– yıl geçtiğini, zamanaşımı itirazlarını sayın mahkemeye sunduklarını, her ne kadar davacı tarafın huzurdaki davayı alacağı olduğu iddiasıyla açmış olsa da davacının hiçbir hak ve alacağının olmadığını, bu durumun Sayın Mahkemece görülecek olan yargılama sırasında da ortaya çıkacağını, müvekkili firmanın sözleşmeden doğan tüm şartları yerine getirdiğini, kaldı ki müvekkili firmanın alacaklı olması sebebiyle ———dosyasından icra takibi başlatıldığını ve davacı tarafın itiraz etmesi sebebiyle takibin durduğunu, ———– dosyasında müvekkili şirketin alacaklı olduğuna karar verdiğini, ancak davacı tarafından İstinaf Kanun Yoluna başvurulduğunu, henüz kararın kesinleşmediğini, davacı tarafından alınan bilirkişi raporlarının hukuki bir dayanağının olmadığını, davalı tarafın istediği bilirkişiye istediği şekilde istediği gibi rapor aldırdığını ileri sürerek; davanın reddini, yasal vekâlet ücreti ve yargılama giderlerinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
CEVAP:Davalı vekilinin ——— tarihli cevap dilekçesinde özetle; Kendilerinin lehine karşı tarafın aleyhine ortada bir esas mahkeme kararı olmasına rağmen ve bu sürecin başka bir istinaf mahkemesi önünde kesinleşme beklerken, o kesinleşme olduğunda bu dava kesin hükümle sonlanacakken bu aşamada kanunu haksız ve hileli şekilde dolaşarak talebe konu edilen ihtiyati haciz talebinin reddine, bu anlamda davacının taleplerinin reddine, yerel mahkemenin bu konudaki kararının onaylanmasına karar verilmesini talep etmiştir.
RAPOR:Bilirkiş heyetinin ——- tarihli bilirkişi raporlarında özetle; Uyuşmazlığın davalının sözleşmeye aykırı davranışı neticesinde davacıya sözleşmede kararlaştırılan ceza koşulu (cezai şartı) ödeme borcu altında olup olmadığı ve varsa miktarı hususunda olduğunun, tüm dosya kapsamında değerlendirme yapıldığında; MALİ BAKIMDAN: Taraf kayıtlarında yer alan inceleme dönemlerinde davacı tarafından düzenlenmiş “cezai şart’ faturasının bulunmadığını; TEKNİK BAKIMDAN: Davacı—– ; davaya konu toplam ——— halinde Sevkiyat yapılacaktır” denilmekte olduğunu, söz konusu ürünlerin çalışır durumda teslim edilme——– tarihlerinin ve bu yükümlülüğün hangi firmaya ait olduğu bilgisi dosyadaki sözleşmelerde bulunmadığını, dosyada bulunan az sayıdaki Teslim-Tesellüm tutanaklarının davacı firma yetkilisi ile yetkili personeller arasında düzenlendiği görüldüğünden ürünlerin çalışır durumda teslimini davacı firmanın yapmış olduğunun görüldüğü, dosyada davalının —– adreslerine sevk belgeleri incelendiğinde gönderilen ürün detay bilgisinin olmadığı sadece —– şekilde kayıtlar olduğu, ————– sisteminde kargoya verilen ürünlerin ülke içerisinde en uzak merkezi adreslere bile–ya da birkaç günde teslim edildiği düşünülebileceğinin,—— ilgili adresler için ürünlerin teslimi hususunda herhangi bir sorun yaşanmayacağının düşünülebileceğinin, zira davalı firma ——– olduğunun, dosyada mevcut bulunan evraklara istinaden yukarıda yapılan tespitler çerçevesinde davalı tarafından sözleşme ve sipariş onay formundaki son teslim tarihi olan —— tarihi itibarı ile bakıldığında önemli / kayda değer bir gecikmeden söz etmenin hakkaniyete uygun olmadığı, her halükârda gecikmeden bahsedilecek ise gecikme yaşanan iller ve o illere teslim edilen ürünler——— bazında gün hesabı ile yapılması gerektiğinin kanaatine varıldığının, SÖZLEŞME BAKIMINDAN: Davacı, sözleşme konusu teslimatın gecikmesinden kaynaklanan ———ceza koşulunun (cezai şartın) davalıdan tahsilini talep etmekte olup davacının bu talebinin, TBK m. 179/11 hükmünde düzenlenen “ifaya eklenen/ifayla birlikte istenen ceza koşulu (cezai şart)” tahsiline yönelik olduğunun, teknik değerlendirme neticesinde eğer Sayın Mahkemece gecikmenin olmadığı, gecikmenin hakkaniyete uygun olmadığı kanaatine varılacak olursa bu durumda davacının TBK m. 179/11 hükmünce ceza koşulu (cezai şartı) yönünde alacak hakkı sahibi olamayacağının, tüm değerlendirmeleri takdirin mahkememize ait olduğunun kanaatine vardıklarını beyan etmişlerdir.
DAVANIN HUKUKİ NİTELİĞİ ve GEREKÇE:
Davacı vekili davalı şirket ile yapılan sözleşme konusu——— süresinde teslim edilmediği gibi, cihazlarda eksiklikler ve arızalar olması, bu eksiklik ve arızaların giderilmesi için davalıya müteaddit zamanlarda bildirimde bulunulduğunu, ancak davalının bu konudaki duyarsızlığı ve umursamazlığı bu arızaların ve eksikliklerin giderilme süresini uzattığını, bu sorunların müvekkilinin ihale makamından istihkaklarını alamaması ve geç almasına neden olduğunu, tüm bu nedenlerden kaynaklı fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla sözleşme konusu teslimatın gecikmesinden kaynaklanan——– cezai şartın davalıdan faiziyle tahsili ile yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalıdan alınmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Dava taraflar arasındaki satın alma sözleşmesi nedeni ile taahhüdün geç yerine getirilmesi üzerine cezai şartın tahsiline ilişkindir.
Davaya konu uyuşmazlığın çözümünde, cezai şarta ilişkin hükümlerin tartışılıp değerlendirilmesi gerekmektedir.
Cezai şart, borçlunun alacaklıya karşı mevcut bir borcu hiç veya gereği gibi ifa etmemesi halinde ödemeyi vaad ettiği, hukuki işlem ile belirlenmiş ekonomik değeri olan bir edimdir. Cezai şartın amacı, borçluyu borca uygun davranmaya sevketmektir. Cezai şart, asıl alacağı kuvvetlendirme amacı güder. Bu bakımdan cezai şart, kuvvetlendirilecek asıl borcun mevcut olmasını gerektirir. Asıl borç yoksa cezai şart da söz konusu olamaz. Bu niteliği itibariyle cezai şart asıl borca bağlı fer’i bir borçtur. Asıl borç, mevcut ve geçerli ise, cezai şart da borç doğurur. Asıl borç sona ermiş ya da geçersiz doğmuşsa, cezai şart bağımsız bir borç oluşturamaz. Cezai şart, asıl borcun bağlı olduğu şekle tabidir. Asıl borç bir geçerlilik şekline bağlanmışsa, cezai şartın borç doğurabilmesi aynı şekilde kararlaştırılmış bulunmasına bağlıdır. Ancak, geçerlilik şekline bağlı olan bir sözleşme bu şekle uygun olarak yapılmadığı halde, şekle aykırılığı ileri sürmenin dürüstlük kurallarıyla bağdaşmaması nedeniyle dinlenmediği hallerde, sözleşme geçerli sayıldığından, onun fer’i nitelikte olan cezai şart da geçerli sayılacaktır. Cezai şartın fer’ilik niteliği asıl borca bağlı olduğu sürece devam eder. Başka bir anlatımla cezai şartın fer’iliği, muaccel olduğu ana kadar devam eder. Borçlu borca aykırı davrandığında cezai şart muaccel hale geldiğinden artık fer’i değil, asli (bağımsız) bir alacak niteliğini kazanır. Cezai şart, sağlararası hukuki işlemlerde ve özellikle sonuçlarını hayatta doğuran sözleşmelerde kararlaştırılır. ————-
818 Sayılı Borçlar Kanunu’nun 158. maddesinin başlığı “cezai şart” iken 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun “Ceza Koşulu” başlığı altında üç çeşit ceza koşulu düzenlenmiştir. Bunlar öğretide ortaya atılan kavramlara göre seçimlik ceza koşulu (TBK. md. 179/I), ifaya eklenen ceza koşulu (TBK md. 179/II) ve ifayı engelleyen ceza koşulu (dönme cezası) (TBK md. 179/III) dur.
Satın alma sözleşmelerinde yer alan teslimat tarihine uymama halinde öngörülen ceza koşulu (cezai şart) hükümleri TBK’nun 179/II. (BK. md. 158/II) maddesindeki ifaya ekli ceza koşulu (cezai şart) niteliğinde olduğundan burada bu tür ceza koşulu üzerinde durulması gerekmektedir.
TBK’nun 179/II maddesine göre; “ceza borcun belirlenen zaman veya yerde ifa edilmemesi durumu için kararlaştırılmışsa alacaklı, hakkından açıkca feragat etmiş veya ifayı çekincesiz olarak kabul etmiş olmadıkça, asıl borçla birlikte cezanın ifasını da isteyebilir.”
Anılan yasa hükmünden de açıkça anlaşılacağı gibi, ifaya eklenen ceza koşulunda, şart gerçekleştiği takdirde alacaklı, hem ifayı hem de cezayı talep edebilecektir. Buna öğretide “taleplerin birleşmesi” veya “toplanması” denmektedir. TBK, “borcun belirlenen zamanda veya yerde ifa edilmemesi” hali için kararlaştırılmış ceza koşulunun, ifaya eklenen ceza koşulu niteliğinde olacağına dair bir karine koymuştur. Bu iki olasılık dışında kalacak eksik ifa hallerinde TBK’nun 179/II. md. değil, 179/I. md. hükmü uygulanacaktır. Zira, Kanun, 179. maddenin ikinci fıkrasında bütün eksik ifa hallerini değil, bunlardan sadece zaman veya yer itibariyle aykırılık teşkil edenlerin ifaya eklenen ceza koşulu olduğunu kabul etmiştir. TBK’nun 179/II. md. hükmü emredici yapıda olmayıp düzenleyici nitelikte olduğundan taraflar, yukarıda belirtilen iki hal dışında kalan eksik ifalarla, bütün ifa etmeme hallerinde de ifa ile birlikte cezai şartın istenebileceğini kararlaştırabilirler.——–
TBK.’nun 179/II. maddesine göre, iki halde alacaklı, ceza koşulunu isteyemez. Eğer alacaklı, ceza koşulunu isteme hakkından açıkça vazgeçmişse artık bu yönde bir talepte bulunamaz. Diğer yandan alacaklı, çekince koymadan ifayı kabul etmiş veya sözleşmeden doğan edimlerini ifa etmeye devam etmişse bu takdirde de ceza koşulunu isteyemez. Çekince için bir şekil şartı getirilmemiştir.
Somut olaya bakıldığında, davacı taraf, sözleşme konusu teslimatın gecikmesinden kaynaklanan —- ceza koşulunun (cezai şartın) davalıdan tahsilini talep etmekte olduğu, davacının bu talebinin TBK m. 179/II hükmünde düzenlenen “ifaya eklenen/ifayla birlikte istenen ceza koşulu (cezai şart)” tahsiline yönelik olduğu, taraflar arasında —- tarihinde cezai şartın olduğu satın alma sözleşmesinin imzalandığı, teslimata konu malzemelerin—— edildiği, bir takım teslimatların geç yapıldığı, dosya arasında bulunan ——– sevk belgelerinin dışında bu ürünlerin ilgili adreslere ne zaman teslim edildiğine dair bir bilgi ve belgenin bulunmadığı, sözleşmenin ifası aşamasında çekince koymadan davacının ifayı kabul etmiş olması, ——yılı itibariyle teslimat aşamasında TBK’nın 179/II. md. Hükmü gereğince cezai şarta hak kazanılabilmesi için ifaya çekince konulması gerektiği, davalının ifaya çekince koyulduğuna yönelik ispat külfetinin gereğini yerine getiremediği hususları hep bir arada değerlendirilerek davasını ispatlayamayan davacının davasının reddine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının REDDİNE,
2-Alınması gereken 35,90 TL maktu karar ve ilam harcının, peşin alınan 2.215,88 TL harçtan mahsubu ile bakiye 2.179,98‬ TL harcın davacıya İADESİNE,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı taraf üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiği için karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.ye göre tespit edilen 16.276,65 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
5-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatırana İADESİNE,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde ———-Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 21/01/2021