Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2018/1098 Esas
KARAR NO: 2023/628
DAVA: Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 30/12/2018
KARAR TARİHİ: 11/07/2023
Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesi mahkememiz esasının yukarıda belirtilen sırasına kaydedilip incelendi
DAVA:Davacı vekili 30/12/2018 harç tarihli dava dilekçesinde özetle; Dava dışı —— arasında yazılı distribütörlük sözleşmesi düzenlendiğini, anılan sözleşme hükümlerine göre —— sözleşme konusu ürünlerin —– içerisinde satış ve dağıtımını yapmak üzere münhasıran yetkili kılındığını, Sözleşmenin imzalanmasının ardından davacı müvekkili şirket —— tarafından resmi acenta olarak kabul edilmiş ve bütün ürünlerini satma ve servis hizmetleri verilmesi yönünde yetkili kılındığını, taraflar arasında distribütörlük ilişkisi devam etmekte iken—- aleyhine——– yevmiye sayılı ihtarnamesini keşide ederek ve hiçbir nedene dayanmaksızın ve gerekçe göstermeksizin taraflar arasındaki sözleşmenin——- maddesi mucibince sözleşmenin 31.03.2018 tarihi itibariyle hüküm ifade etmek üzere feshedildiğini bildirdiğini, Dava konusu distribütörlük sözleşmesi ve ilişkisi çerçevesinde müvekkili çalışanlarına —- tarafından kullanıcı adı ve şifresi tahsis edildiğini ve bu verilerle ——– adresinde bulunan——–giriş hakkı tanındığını, söz konusu internet sitesi iş planlamaları , uygulanacak stratejiler , raporlara vb içerikleri taşıdığını, Müvekkili şirket çalışanlarının bu kapsamda anılan internet sitesine giriş yaptıklarını ve ——olarak yeni bir oluşum başlattığını ve bu oluşum kapsamında bazı planlamalarda bulunduklarına şahit olduklarını, bu oluşumun davalı——-unvanlı şirket üzerinde yürütülmeye başlandığını, bu gelişmeler üzerine müvekkili şirketçe——– sayılı dosyası ile tespit işlemi yaptırıldığını, incelemesi sonucunda düzenlenen raporda; bir bölümü önceki tarihlerde davacı şirket bünyesinde çalışmış kişilerin fiilen —— çalışmaya başladığının, tespit tarihinde halen —- çalışmakta olan bir kısım personelin ise müstakbel —— çalışanları olarak organizasyon ve planlamalara dahil edildiğinin bir bir tespit edildiği, bu duyumlar üzerine müvekkili şirketçe yapılan araştırmalar sonucunda —- tarihli — sayılı —– unvanlı bir şirketin kuruluş ilanı yayımlandığını ve söz konusu şirket ile —- aynı faaliyet konular ile iştigal ettiğinin görüldüğünü, —– şirketinin müşterileri ile ticari ilişkiye girmek yönünde planlamaları bulunduğu ve hatta girmiş olduğunun görüldüğünü, davalı şirketin eylemlerinin TTK m. 55 anlamında haksız rekabet olduğunu, davalı şirketin, davacı şirket çalışanlarının bir bölümünü ayartarak, organize bir şekilde davacı şirketten kendi bünyesine geçişini sağladığı belirterek davanın kabulünü istemiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, dava için zamanaşımı süresinin geçtiğini, davacının davalı şirketin kuruluşundan haberi ve bilgisi olduğunu, davacı çalışanlarına karşı müvekkilinin herhangi bir telkin veya ayartmasının bulunmadığını, dava dışı çalışanların davalı şirkette çalışmalarının anayasal çalışma hürriyetinin bir sonucu olduğunu, adı geçen çalışanları ilanla aldıklarını ve çalışanların ilana başvuru yaptıklarını, adı geçen çalışanların zaten herhangi bir sırra vakıf olamayacaklarını, çalışanlar davacı bünyesinde iken dahi eğitimlerinin ———tarafından verildiğini, müşteri ayartma iddiasının gerçek dışı olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir.Davacı vekili cevaba cevap dilekçesinde özetle, Davalı şirketin kuruluş olmasının yada müvekkil şirketin distribütörlük sözleşmesinin feshedilmesinin iş bu dava ile ilgisi bulunmadığını, dolayısıyla müvekkilinin bilgisi dahilinde olan gelişmelere dayanılarak zamanaşımı süresinin geçmesinden söz edilemeyeceği, haksız rekabet içeren eylemlerden ——-sayılı dosyasından alınan bilirkişi raporu ile haberdar olduklarını, dava konusunun davacı çalışanlarının ve müşterilerinin ayartılması olduğunu ve Müvekkili şirket müşterileri ile daha distribütörlük sözleşmesi sona ermeden irtibata geçildiğini ve ziyaretler yapıldığını belirterek davanın kabulünü istemiştir.Davalı vekili ikinci cevap dilekçesinde özetle önceki savunmalarını tekrarlamış ve davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, haksız rekabet tespiti, meni ile maddi ve manevi tazminat taleplerine ilişkindir.——- soruşturma sayılı dosyasının incelenmek üzere ——- üzerinden celp edildiği görüldü. —- Davacı ——- ticaret sicil kayıtlarının celp edildiği görüldü.Davacı—— dava dışı —– arasında ki distribütörlük sözleşmesi uyarınca —— pazarında münhasır yetkili olarak satış, pazarlama ve servis hizmetlerini yerine getirirken ilgili şirket —- tarihi itibariyle aralarında ki sözleşmeyi feshetmiş — tarihinde tescil edilip kurulan davalı —– üzerinden —— pazarına doğrudan girerek işlerini yürütmeye başlamış bunun üzerine davacı taraf davalının çalışanlarını ve müşterilerini ayartmak suretiyle haksız rekabette bulunduğu iddiasıyla elde ki davayı açmıştır. Davalı vekilinin zamanaşımı defii dava konusu distribütörlük sözleşmesi ve sonrasında ki çalışanların sözleşme fesih tarihleri de dikkate alındığında davanın TTK 60 Maddesinde yer verilen 1 yıllık süre içerisinde açıldığı anlaşıldığından davalı itirazı yerinde görülmemiştir.Haksız rekabete ilişkin hükümler 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 54 ila 63. Maddeleri arasında düzenlenmiştir. Buna göre Türk Ticaret Kanununun 54.maddesinde haksız rekabet ” Haksız rekabete ilişkin bu Kısım hükümlerinin amacı, bütün katılanların menfaatine, dürüst ve bozulmamış rekabetin sağlanmasıdır.
Rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar haksız ve hukuka aykırıdır. ” şeklinde tanımlanmıştır.Görüldüğü üzere TTK m. 54 hükmü, haksız rekabetin tanımlanmasında “dürüstlük kuralı”nı temel kriter olarak görmüştür. Buna göre bir eylemin haksız rekabet olup olmadığının belirlenmesindeki, o eylemin dürüstlük kuralı ile örtüşüp örtüşmediğine bakılmalıdır.TTK 55/1-b-1,2,3 bendine göre ise; ‘Müşterilerle kendisinin bizzat sözleşme yapabilmesi için onları başkalarıyla yapmış oldukları sözleşmelere aykırı davranmaya yöneltmek,Üçüncü kişilerin işçilerine, vekillerine ve diğer yardımcı kişilerine, hak etmedikleri ve onları işlerinin ifasında yükümlülüklerine aykırı davranmaya yöneltebilecek yararlar sağlayarak veya önererek, kendisine veya başkalarına çıkar sağlamak,İşçileri, vekilleri veya diğer yardımcı kişileri, işverenlerinin veya müvekkillerinin üretim ve iş sırlarını ifşa etmeye veya ele geçirmeye yöneltmek’ haksız rekabet olarak kabul edilmiştir.Mahkememiz duruşma ara kararı ile dosyanın bir mali müşavir ile ticaret hukuku konusunda uzman bilirkişisine tevdi edilerek bilirkişi raporu alınması yönünde ara karar kurulmuş ve 24/10/2021 tarihli bilirkişi raporu mahkememize teslim edilmiştir.Bilirkişi kök raporunda özetle; ” Dava konusu ihtilafta davalının, davacının müşteri ayartmaya yönelik bir eyleminin tespit edilemediği ve bu sebeple TTK m. 55/1-b-1 kapsamında bir haksız rekabetten söz edilemeyeceği,Yine davalının, davacının işçilerinin ayarttığı ve bu şekilde davacının ticari sırlarını ele geçirmeye çalıştığı yönünde bir eylemine rastlanamadığı, bu sebeple TTK m. 55/1-b-2,3 bağlamında bir haksız rekabetten söz edilemeyeceği, Usule ilişkin itirazların mahkemenizin takdirinde olduğu, ” şeklinde tespitte bulunduğu görülmüştür.Mahkememizce Mali Müşavirden alınan ek raporda özetle;”- Dava konusu ihtilafta davalının, davacının müşteri ayartmaya yönelik bir eyleminin tespit edilemediği ve bu sebeple TTK m. 55/1-b-1 kapsamında bir haksız rekabetten söz edilemeyeceği, Yine davalının, davacının işçilerinin ayarttığı ve bu şekilde davacının ticari sırlarını ele geçirmeye çalıştığı yönünde bir eylemine rastlanamadığı, bu sebeple TTK m. 55/1-b-2,3 bağlamında bir haksız rekabetten söz edilemeyeceği, – Davalı —- şirketinin —- yılında piyasaya girmesi ile davacı —şirketinin satış hacminde gözle görülür bir düşüş görüldüğü, bunun haksız rekabet ile olup olmadığının takdirin Sayın mahkemenin olduğu,” şeklinde tespitte bulunduğu görülmüştür.Tüm bu hususlar somut olay bakımından değerlendirildiğinde; TTK 54 maddesi uyarınca haksız rekabetten söz edilebilmesi için ticari nitelik taşıyan dürüstlük kuralına aykırı bir davranış veya uygulamanın neticesinde rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkilerin etkilenmesi, dürüstlük kuralına aykırı şekilde başkalarının müşteriler ile temasa geçilerek müşterilerin ayartılması ve yöneltilmesi ile müşterinin sözleşmeye aykırı davranması ve bu nedenle bir zararın doğması gerektiği yine TTK 55 maddesi uyarınca işçileri ayartma ve bu şekilde ticari sırları ele geçirmeye yönelik somut eylem ve beyanların ispatlanması gerektiği bir kısım personelin davalıya geçtiği ve müşteri kaybedildiği doğru olmakla birlikte bilirkişi raporları ile de tespit edildiği üzere davalı şirketin davacının işçilerini ayarttığı, iş sırlarını ele geçirmeye çalıştığı veya davalının davacının iş sırlarını ele geçirerek faydalandığı veya faydalandırdığı şeklinde davalının haksız rekabet teşkil edecek hukuka aykırı eylemleri tespit edilememiştir. Kullanıcı adı ve şifre ile girilen davalı şirketin internet sitesinde şirket kuruluş ve işleyişine yönelik hazırlıklar kapsamında şemalar oluşturulması, çalışanların belirlenmesi, planlamalar yapılması tek başına ayartma kapsamında haksız rekabet niteliğinde davranışlar değildir.Piyasaya yeni giren davalının, diğer firmaların müşterilerini kazanmaya çalışması, kendisinin faaliyetini geliştirmesi için gerekli olduğundan, bu durum da başlı başına hukuka aykırılık olarak değerlendirilemez. Davalının davacı ile aynı konuda faaliyet gösteren şirket kurmasının tek başına haksız rekabet niteliğinde bir davranış olmadığı, —— yerleşik uygulamaları uyarınca müşteri çevresinin ticari sır kapsamında olmadığı, müşteri çevresine ilişkin ihlalin söz konusu olabilmesi için davalının dürüstlük kuralına aykırı bir şekilde davacının müşterilerini ayartması ve yönlendirmesi ile müşterilerin yapılan sözleşmeye aykırı davranması gerektiği ancak somut olayda davacı ile adı geçen dava dışı müşteriler arasında böyle bir sözleşmenin bulunmadığı, her ne kadar davacı şirketin ticari defterler üzerinde yapılan inceleme neticesinde 2018 yılı ve sonrasında satış hacminde düşüşler olduğu görülse de davalının, davacının müşteri çevresi ile ilişki içinde bulunulmasının dürüstlük kuralına aykırılık teşkil etmesi için müşterilerin ayartılması gerektiği ve bu konuda ispat külfetinin davacı üzerinde olduğu ancak davalının davacının müşterilerini ayarttığı olgusunu ispatlayacak bilgilerin bulunmadığı yine dava dışı 6 işçinin ayartılması ile ele geçirilebilecek bir davacı sırrının bulunmadığı tespiti doğrultusunda salt işçilerin rakip şirkette çalışmaya başlamalarının haksız rekabet oluşturmayacağının anlaşılması karşısında davalının eylemlerinin haksız rekabet oluşturduğu hususu sübut bulmadığından davanın tümden reddine dair aşağıda ki şekilde karar verilmiştir.
Hüküm; Ayrıntısı ve yasal gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2- Peşin alınan 444,60 TL harçtan, alınması gerekli 269,80 TL peşin harcın düşümü ile geri kalan 174,80 TL harcın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
3-Yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına ,
4-Davacı tarafça peşin yatırılmış olan gider avansından artan kısmın, karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
5-Maddi tazminat yönünden; davalı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T’ye göre 1.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Manevi tazminat yönünden; davalı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T’ye göre 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Dair; Gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olduğuna dair davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.11/07/2023