Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/109 E. 2019/777 K. 05.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/109
KARAR NO : 2019/777
DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 18/12/2018
KARAR TARİHİ: 05/11/2019
Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesi mahkememiz esasının yukarıda belirtilen sırasına kaydedilip incelenmesinde;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle ; müvekkil firmanın davalıya — tarihinde imzalanan — uyarınca gözetim(bekçilik) hizmeti verdiğini, davalı firmanın gözetim hizmeti kapsamında —— tarihli faturalara dayalı olarak İstanbul Anadolu 7.İcra Müdürlüğünün —- Esas sayılı dosyası ile fatura değerleri toplamı olarak — TL üzerinden icra takibinin başlatıldığını, — tarihinde borçlu vekili tarafından borca itiraz edildiğini, davalı şirketin süresinde itirazda bulunmadığını , bu nedenlerle davalının icra takibine yaptığı itirazın iptaline, borçlunun takip konusu borcu takip dosyasında belirtilen %19,50 faiziyle ödemeye ve takip konusu alacağın %20 sinden az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle ; davacı alacaklının müvekkiline karşı başlattığı icra takibine , borcuna ve ferilerine ve yetkiye itiraz ettiklerini, davacının dava dilekçesinde belirttiği faturaların bedellerinin toplamının —-Tl olduğunu, ancak bu bakiye borcun kaldığı iddiasının gerçeği yansıtmadığını, müvekkilinin davacıya bakiye hiçbir borcunun kalmadığını, bu nedenlerle davanın reddine, davacının %20 den az olmamak üzere kötü niyet tazminatı ödemeye mahkum edilmesine , yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
— tarihli duruşmada , tarafların— yıllarına ait ticari defterlerinin incelenmesi için dosyanın celse arasında seçilecen bir mali müşavire tevdi edilerek bilirkişi raporu alınması yönünde ara karar kurulmuş ve— tarihinde ve — tarihinde ek bilirkişi raporları mahkememize teslim edilmiştir.
Bilirkişinin — tarihli raporunda ise ; – takip tarihi itibariyle davacının davalıdan — TL alacaklı olduğu, icra takibiyle talep edilen — TL tutarındaki alacağın yerinde olduğu, taraflar arasında akdedilen hizmet sözleşmesinde faiz oranının kararlaştırılmadığı, tarafların tacir olması sebebiyle dava konusu uyuşmazlığa iskonto avans faiz oranının uygulanması gerektiği, buna göre — tarihleri arasında %10,75 oranının dikkate alınması sonucu bu tarihler arası dönem faiz alacağı için —– tarihinden sonra doğan alacaklar için uygulanan %– oranının dikkate alınması neticesinde anılan tarihler arası dönem faiz alacağının — TL olacağının böylelikle toplam istenebilir faiz tutarının— TL olacağının bildirildiği, ek raporda; takiple istenebilir tutarın –TL, toplam faiz tutarının da — TL olmak üzere toplam takiple istenebilir tutarın— TL olacağının ve davalının ticari defterlerini ibraz etmediği , dava konusu uyuşmazlıkla ilgili davalı nezdinde inceleme yapılmadığı anlaşılmıştır.
Dava faturaya dayalı takipte ödeme emrine yapılan itirazın iptali davasıdır.İtirazın iptali davası İcra İflas Kanunun 67. Maddesinde “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır.Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır.Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.” şeklinde düzenlenmiştir
Taraflar arasında ticari ilişki bulunduğu çekişmesizdir.Uyuşmazlık davaya konu fatura bedellerin ödenip ödenmediği hususunda toplanmaktadır.Bilirkişi marifetiyle davacı tarafın ticari defterleri üzerinde yapılan inceleme sonucunda takibe konu faturanın davacının ticari defterlerinde kayıtlı olduğu tespit edilmiş ve davalının ödeme yaptığına ilişkin bilgi belge bulunmadığı anlaşılmıştır.
Tacirler ticari işletmesi ile ilgili olarak yasalarda belirtilen zorunlu defterleri yasalarda öngörüldüğü şekilde tutmak zorundadır. 6102 sayılı TTK’nın 83/2. Maddesinde ” hukuk Usulü Muhakemeleri kanununun yargılamayı gerektiren davalarda hazırlık işlemlerine ilişkin hükümleriyle senetlerin ibraz zorunluluğuna dair olan hükümleri ticari işlerde de uygulanır” denilmiştir.
HMK 222. Maddesinde ise “Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.” Şeklinde düzenlenmiş ve yine aynı kanununun 220.maddesinde belgeyi ibraz etmesine karar verilen tarafın belgeyi ibraz etmemesi halinde duruma göre diğer tarafın belgenin içeriği konusundaki beyanının kabul edilebileceği belirtilmiştir.Bilirkişiye yerinde inceleme yetkisi verilmiş ancak davalı taraf bilirkişi incelemesine ticari defterlerini sunmamıştır.Ticari defterlerini inceleme hususunda sunmayan tarafın iyi niyetli olarak kabul edilemeyeceği aşikar olmakla davacı tarafın ticari defterlerinde yer alan kayıtlara itibar edilmiştir.Bilirkişi marifetiyle davacı tarafın ticari defterleri üzerinde yapılan inceleme sonucunda davaya konu faturaların davacının defterlerinde bulunması sebebiyle davacı lehine delil teşkil edeceği ,ticari defter kayıtlarının incelenmesine ilişkin ara kararda TTK 83.,84,85 VE HMK 219-222.maddelerinin kuşkusuzdur.Kaldı ki davacı taraf uyuşmazlığa temel teşkil eden sözleşmeyi dava dilekçesi ile birlikte sunmakla birlikte bu aşamadan sonra uyuşmazlığa konu bedelin ödendiğine ilişkin ispat külfeti davalı üzerindedir.Davalı tarafın ticari defterlerinin sunmadığı ve bununla birlikte ödemeye ilişkin delil de sunmadığı görülmekle davacının üzerine düşen ispat yükünü yerine getirdiği kabul edilmiştir.Her ne kadar bilirkişi raporunda davacının talep edebileceği miktarın icra dosyasında talep edilen miktardan fazla olduğu belirtilmişse de 6100 sayılı HMK’nın 26.maddesinde yer alan taleple bağlılık ilkesi gereğince davacı tarafın talebi miktarınca karar kurulmuştur.
İcra-İnkar tazminatı İİK 67/2 maddesinde “Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir. İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır. Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.” şeklinde düzenlenmiştir.Buna göre icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için :1) Geçerli bir ilamsız icra takibinin bulunması gerekir,2) Borçlu süresi içinde ödeme emrine itiraz etmiş olmalıdır 3)Süresi içinde açılmış bir itirazın iptali davası olmalıdır 4) İcra inkar tazminatı talep edilmiş olmalıdır 5)Borçlunun icra dairesine yapmış olduğu itirazında haksız olması gerekir 6)Alacak likit olmalıdır.
Alacağın likit olması konusunu Yargıtay Genel Kurulu ,—E. ve —-K. Numaralı kararında; ”Her uyuşmazlığın kendine özgü somut özelliklerine göre değişmekle birlikte, bir uyuşmazlıkta alacağın likit olup olmadığı belirlenirken, alacak ve onun borçlusu birlikte değerlendirilmelidir. Buna göre, likit bir alacaktan söz edilebilmesi için, ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya bilinmesinin gerekmekte olması; böylece, borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması; başka bir ifadeyle, borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Gerek borç ve gerekse borçlu bakımından, bu koşullar mevcut ise, ortada likit bir alacak bulunduğu kabul edilmelidir.” şeklinde açıklamıştır.Bir alacağın likit olup olmadığı hususu değerlendirilirken her uyuşmazlık kendi koşullarında değerlendirilecek,alacağın miktarının belli ve sabit ya da borçlu tarafından bilinebilir olduğu durumlarda söz konusu alacağın likit olduğu kabul edilecektir.
Yargıtayın yerleşik kararlarına göre fatura alacakları likit niteliktedir. Yargıtay -. Hukuk Dairesi’nin – E. ve — K. Numaralı kararına göre; “Uyuşmazlık, davacının davalıya faturayla sattığı mal bedelinden kaynaklanan alacağın tahsili istemiyle girişilen icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkin olup, borcun miktarı belirlenebilir (likit, hesap edilebilir) olduğundan, dava dilekçesinde icra inkar tazminatı isteyen davacı yararına İİK.nun 67/2 nci maddesi uyarınca tazminata hükmedilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile bu istemin reddi doğru görülmemiştir.” denilerek fatura alacağının likit niteliği belirtilmiştir. Alacağın faturalara bağlı alacak olması nedeniyle yüzde 20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Davanın taraflarının tacir olması nedeniyle, icra takibine, takip tarihinden itibaren ticari faiz işletilmesine karar verilmiştir.
Mahkememizce yapılan değerlendirme sonucunda, davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine İstanbul Anadolu 7.İcra Dairesinin—- Esas sayılı icra dosyası ile takip yapıldığı anlaşılmakla, davanın kabulü ile İstanbul Anadolu 7.İcra Dairesinin — E. Sayılı dosyasına yapılan itirazın iptaline, takibin takip miktarı olan – TL üzerinden devamına, asıl alacak miktarı olan —TL üzerinden takip tarihinden itibaren ticari faiz işletilmesine,asıl alacak miktarı olan — TL üzerinden hesaplanacak % 20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile İstanbul Anadolu 7.İcra Dairesinin — E. Sayılı dosyasına yapılan İTİRAZIN İPTALİNE, takibin takip miktarı olan – TL üzerinden DEVAMINA,, asıl alacak miktarı olan –TL üzerinden takip tarihinden itibaren ticari FAİZ İŞLETİLMESİNE,
2- Asıl alacak miktarı olan 38.978,64 TL üzerinden hesaplanacak % 20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
3-Harçlar yasası uyarınca alınması gereken 2.662,63 TL harçtan, peşin yatırılan (470,77 TL peşin harç+194,89 icraya yatırılan harç) olmak üzere 665,66 TL harcın düşümü ile geri kalan 1.996,97 TL harcın davalıdan alınarak hazineye İRAD KAYDINA,
4-Davacı tarafından yapılan 665,66 TL harç ,1.000 TL bilirkişi ücreti, 32,50 TL posta gideri olmak üzere toplam 1.698,16 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
5-Davacı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan A.A.Ü.Tarifesinin 13/2.maddesi uyarınca 4.637,65 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
6-Davacı tarafından dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
Dair karar, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun İstinafa ilişkin hükümleri doğrultusunda, kararın tebliğ tarihinden itibaren iki (2) haftalık süre içerisinde (HMK’nın 345. maddesi), mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak (HMK’nın 343. maddesi) ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamen ödemek (HMK’nın 344. maddesi) suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda açıkça okunup usulen anlatıldı. 05.11.2019